hz havvanin suc ortagi
156 (çikita muz)
sekizinci nesil yazar 1 takipçi 19.20 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sanat kimin içindir

    12.
  1. sanat, acısını, hüznünü, sevincini, şaşkınlığını, kısacacı içinden geçen her insani duyguyu, her insanın anlattığından bir başka anlatma ihtiyacı duyanlar ve bu her insandan başka şekilde kendini anlatmak ihtiyacı duyanları anlayanlar içindir. gerisi için ise "sanat sanat içindir", para içindir, şöhret içindir, makam içindir, vs. vs.
    0 ...
  2. sözlük yazarlarının itirafları

    146484.
  3. las vegas'ta 5 dolarlık kumar oynadım. kaybettim. aşkta kazanmayı bekliyorum.
    8 ...
  4. günün şiiri

    543.
  5. bir ufka vardık ki artık
    yalnız değiliz sevgilim.
    gerçi gece uzun,
    gece karanlık
    ama bütün korkulardan uzak.
    bir sevdadır böylesine yaşamak,
    tek başına
    ölüme bir soluk kala,
    tek başına
    zindanda yatarken bile,
    asla yalnız kalmamak...

    ahmed arif
    0 ...
  6. günün şiiri

    431.
  7. AŞK iKi KiŞiLiKTiR

    Değişir rüzgarın yönü
    Solar ansızın yapraklar;
    Şaşırır yolunu denizde gemi
    Boşuna bir liman arar;
    Gülüşü bir yabancının
    Çalmıştır senden sevdiğini;
    içinde biriken zehir
    Sadece kendini öldürecektir;
    Ölümdür yaşanan tek başına
    Aşk iki kişiliktir.

    Bir anı bile kalmamıştır
    Geceler boyu sevişmelerden;
    Binlerce yıl uzaklardadır
    Binlerce kez dokunduğun ten;
    Yazabileceğin şiirler
    Çoktan yazılıp bitmiştir;
    Ölümdür yaşanan tek başına,
    Aşk iki kişiliktir.

    Avutamaz olur artık
    Seni bildiğin şarkılar;
    Boşanır keder zincirlerinden
    Sular tersin tersin akar;
    Bir hançer gibi çeksen de sevgini
    Onu ancak öldürmeye yarar:
    Uçarı kuşu sevdanın
    Alıp başını gitmiştir;
    Ölümdür yaşanan tek başına,
    Aşk iki kişiliktir.

    Yitik bir ezgisin sadece,
    Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
    Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
    Gece camlara sürtünürken;
    Çünkü hiç bir kelebek
    Tek başına yaşayamaz sevdasını,
    Severken hiçbir böcek
    Hiç bir kuş yalnız değildir;
    Ölümdür yaşanan tek başına,
    Aşk iki kişiliktir.

    ATAOL BEHRAMOĞLU
    2 ...
  8. nasa bir türk kurumu olsaydı olacaklar

    32.
  9. uzayda mangal yapmanın en etkili yöntemleri keşfedilirdi. diğer gezegenlerin sakinleri türk düşmanı olmakla suçlanırdı. uzay gemisi kaptanı bir kolu dışarda apaçi dansı müziği eşliğinde gemiyi yönetirdi. *
    0 ...
  10. 25 yaş sendromu

    36.
  11. saçınızda ilk beyazı bulup, inceleyip, hepsi beyazlayınca yakışır mı acaba diye düşündürten sendromdur. *
    0 ...
  12. ben bu yazıyı sana yazdım

    16468.
  13. sevgili yüksek lisans,
    beni benden aldın, uğrunda çekmediğim kahır kalmadı. aklımı, ruhumu, bedenimi her şeyimi teslim aldın, her şeyimle senin oldum. ne özel hayatım, ne sosyal hayatım, ne aileme ayıracak zamanım kaldı. gerçekten her şeyim oldun. bir aşk oldun benim için. bazı zamanlar aldığım yaraları iyileştiren bir sığınak, dünyanın dengesizliklerinden, insanların kaypaklığından kaçıp, dinginliği, huzuru, bilimin iyileştirici gücünü bulduğum bir liman oldun. bazı zamanlar beni çok zorladın, aklımın, ruhumun ve bedenimin sınırlarını aştın. bana çok şey kattın, aklen, kalben ve ruhen. tek nedeni vardı, bunca sıkıntıya katlanmamın: sevdim seni be yüksek lisans... ama her güzel şeyin bir sonu vardır, senin de bir sonun olsun yüksek lisans, senin sonun daha güzellerin başlangıcı olsun. doktoradan aşağı kalır bir yüksek lisans olmadın benim için zaten hiçbir zaman, ama bit de artık doktora da başlasın be yüksek lisans. daha çocuk yapacağım ben ama. hadi tez zamanda, hayırlı bir tez jurisiyle mutlu sona ulaş benimle artık yüksek lisans. seni çok seviyorum, ama bitmelisin biliyorsun, o zaman seni daha da çok seveceğim.
    kulun kölen olmuş divane aşığın.
    0 ...
  14. ben bu yazıyı anneme yazdım

    16777103.
  15. müslüm gürses

    755.
  16. bir idol, bir ekol, yüce bir değer. şarkıları insanlarda kendini jiletleme etkisi yaratan yegane sanatçı. nur içinde yat.
    0 ...
  17. küfreden kız

    360.
  18. muhtemelen bulunduğu ortamda onu yanlış anlamayacak olan ve bu davranışının sadece o ana özgü olduğunun farkında olan insanlar olduğunu düşündüğü için rahat davranan kızdır. iticidir, çekicidir, delicidir falan filan meselesine gelinceee... birilerine çekici görünme derdinde olmadığı kesindir küfreden kızın. daha çok sinirlidir, öfkelidir ve tepki doludur. o anda onun bu öfkesini anlamak yerine kendi hazlarını ne kadar tatmin edebileceğini onu çekicilik derecesini sadece o anki tavrına göre ölçüp biçen erkek kendi insaniyetinden şüphe etmelidir.
    0 ...
  19. gelecekteki sevgiliye mektup

    1325.
  20. ben bu yazıyı gelecekteki çocuğuma yazdım

    3.
  21. anne

    1166.
  22. anlamı kendinde gizli, anıldığında her şeyin birden pembe, tüm sorunların önemsiz, tüm zorlukların düz yol olduğu kelime.
    0 ...
  23. anne yazar olsa açacağı olası başlıklar

    853.
  24. solcu dendiğinde zihinde oluşan ilk imge

    92.
  25. kadın ile erkek eşit değildir

    33.
  26. insana zevk veren basit şeyler

    659.
  27. güzel yemek yemek, güzel şarkılar dinlemek, güzel dostlarla birlikte olmak, ailenle vakit geçirmek, çocuklarla oynamak, hayvanlarla oynamak.
    1 ...
  28. bara bara bara bere bere bere

    7.
  29. sevilen kötü karakterler

    141.
  30. evlenmek

    207.
  31. evlenmek ya da evlenmemek, işte tüm mesele bu.ve ek olarak, evlenmek felsefe gibidir azizim.kelimesi kulağa hoş gelir, fakat kitabını açtığında ölene kadar bir şey anlamazsın.
    1 ...
  32. sözlük yazarlarının an itibarı ile düşündükleri

    1405.
  33. dominos bol malzemos. valla öyle açım ki başka bir şey düşünemiyorum. onu düşünmek ve ona ulaşamamak ne kötü.
    0 ...
  34. nooldi rengin soldi

    2.
  35. avrupa yakası dizisinde dursun karakterini canlandıran ömür arpacı repliği. özünde rize, trabzon, belki hafiten giresun dolaylarında, istanbul ağzıyla galiba bir şeylerden hoşnut değilsin anlamında kullanılan yöresel deyiş.
    0 ...
  36. ben bu yazıyı kendime yazdım

    5148.
  37. merhaba kendim,
    yine kaldık mı başbaşa kendim...eveett yine başbaşayız kendim...naber ya. nasılsın görüşmeyeli. yine kırdı seni birileri değil mi kendim. yoksa burda ne işin var. hani kendine bir sürü nasihat etmiştin ya ne oldu. hani kimseyi takmayacaktın ya, hani sadece kendini düşünecektin, ne oldu. bu noktada senle alay etmek istiyorum kendim. sana yöresel bir deyişle nooldi rengun soldi diyorum. ya seni cidden anlamıyorum kendim, ya sen ne kadar salaksın ya, ne kadar aptal, gerzek , beyinsiz, bir türlü sana tırnağının ucu kadar bile değer vermeyen ve bunu bağıra bağıra söyleyen, her yaptığıyla gösteren insanlar için oturup üzülüyor, onlara vakit harcıyorsun, ve neden diye soruyorsun bir de. anla artık şunu,o insanlar sana senin onlara verdiğin değeri vermiyor, sen günde belki on kez o insanı, insanları aklına getiriyorsun, ama o sana hiçbir açıklama yapmadan birden hayatından silme kararı alıyor ve salak sen bir de neden diye soruyorsun. salaksın, salak ötesisin. bu konuda net olacağım. sana değer vermeyenlere gereğinden fazla değer verip kendini değersizleştirmeye gerek yok. biliyorum sen durmayacaksın neden diye sormadan, sen hiç durur musun soru sormadan. sen bir saniyeni geçirir misin, düşünmeden, düşünüp de kendini beş para etmediğini çok geç de olsa anladığın insanlar için kendini üzmeden. sen hiç durur musun kendine ben bu kadar değersiz biri miyim, diye sormadan. hayır durmazsın. sürekli sorarsın, sorarsın, kendini yorarsın. her sorunun cevabını bilirsin, ama yine de kendini oturup üzersin. güçlü yanın der ki sana, değersiz olan sen değilsin, onlar sana değer vermeyen, onlar zincirin zayıf halkası olan. ama bir de zayıf düşmüş yanın vardır ya, ona laf anlatamazsın. artık çok yorulmuştur her bir yandan ard arda darbe almaktan. sürekli tekmelenmekten, yüzüne kapatılan kapılardan, karanlıkta tek başına kalmaktan. değer verdiği, kalbini açtığı herkesten bir bir tokat yemekten. işte o yanına laf anlatamazsın ya, üzülür durur, seni yıpratır, yorar. beş dakika önce kendini kutlayacaktın ya aaa artık daha olgunsun ama bak eskisi gibi üzüntü yerine öfke duyup küfredip, sövüp saymıyorsun. aa bak artık sanki daha az üzülüyorsun, daha çabuk boşveriyorsun. yalan. o kadar yalan ki. aksine artık çok başka üzülüyorsun. daha derinden. acıtıyor ya daha derinden. hayatında ailen hariç gerçekten değer verdiğin çoğu kişiden arda arda böyle muamele görmek. artık çok derin üzülüyorsun be kendim. neyse sağlık olsun diyorsun be kendim. gözyaşların gülümsemenin arkasında hapis kalıyor be kendim. artık çok derin üzülüyorsun, artık bir üzüldüğünde bin üzülüyorsun. sadece birine değil çünkü hepsine birden üzülüyorsun. lanetli miyim ben, beddua mı aldım ki, kim iyiki hayatımda dediysem bir baktım ki hiç hayatımda yokmuş. en çok acıtan da bu ya, koca bir yalanı yaşamış olmak. sen her hücreni adarken o dostluğa, sevgiye onlar sadece bir iki çakıl taşı atıp gitmiş ya sen de onca zaman onlarla büyük bir sevgi diye avunup durmuşsun. cidden salaksın sen, senden başka hiçkimse senelerce hayatında olan, her şeyi paylaştığı bir arkadaşı sen haklı olmana rağmen bir komplo gibi diğer bir çok yakın arkadaşıyla birlikte seni facebook tan sildi diye oturup da bu kadar üzülmez. ama biliyorum kendim, sen hiç değişmeyeceksin, sen yanında biri bir köpeği korkutup kaçırdı diye gel köpekçik seni ben severim demeye devam edeceksin. sen hep böyle salak kalacaksın, ve insanlar sana asla senin onlara verdiğin değeri vermeyecek. sen hep böyle seni beş saniye bile düşünmeyen, hiçbir açıklama gereği duymadan hayatından çekip giden insanlar için bile üzülüp duracaksın. bilmiyorum kendim, ne zaman akıllanacaksın, ne zaman. bak diyeyim hayat böyle geçmez. baban derdi ya dünyanın en ağır işçisiyim, günün yirmi dört saati düşünüyorum diye. düşünme bırak, bu kadar yük fazla sana. düşünme oluruna bırak. şu anın tadını çıkar. aman ya yine bir ton yazı yazdın gittin. salak ben. belki de çok iyi oluyor, boşversene. her şerde bir hayır her hayırda bir şer evet aynen öyle. bırak her şey nasılsa öyle olsun. bırak sen müdahale etme. bir nedeni var her olanın senin şu an göremediğin. evet var inan buna. inan sadece inan. giden gitsin boşver, kalan sağlar bizimdir. bak on dakika içinde bile ne kadar değiştin. ve emin ol bunların hepsi seni daha iyi biri yapıyor evet. evet ya öyle değil mi. gerisi çok da önemli değil. evet artık çok daha iyiyim. ve kendim için bir duam var allahım, artık beni bana değer verecek insanlara değer verme çipi gibi bir şeyle donat allahım ne olur. çünkü ben bu konuda hep ama hep çuvallıyorum. insan sevme, değer verme konusunda hep bir zıt kutuplar durumu yaşıyorum. hep gidip beni hiç yerine koyan, bir kalemde silip atan, sadece kendini tatmin etmek için kullanan, üzerimde dostluk denemeleri yapan kişileri dost yerine yar yerine koyuyorum. allahım ne olur artık olmasın, ya iyisi olsun ya da hiç olmasın. artık yoruldum. ya hayat mı böyleydi hep, hep böyle mi olacak, yoksa ben mi yeni öğrendim. hep böyle olacaksa, bir dayanağım da olsun allahım, ne olur. onlar var ama bak o da var diyeceğim biri de olsun allahım. çok yoruldum. gerçekten yoruldum. çocuksuluktan, saçma sapa oyunlardan, sürekli kendimi açıklama durumunda bırakılmaktan, sürekli kim haklı kim haksız sorusuyla polisiye dizi kıvamında dostluk vs. ilişkiler yaşamaktan. hayır ya böyle olacaksa zaten, sürekli masaya yatırılıp incelenecekse olmasın, benim gücüm yok tüm bunlara. yok gücüm çocuksu, saçma tavırlarla uğraşmaya, birilerine kendimi açıklayıp da haklıyken af dilenmeye. bilmiyorum ne düşünüyor kendileri ama benim artık o ne düşünüyor acaba diye kendimi yorumaya, onca yıl, onca paylaşılmışlık uğruna bir dostluğu kurtarmaya uğraşmaya cidden dermanın yok, heleki o çoktan beni bildirmeye bile layık görmeden, tek bir söz etmeden ve konuşmadan, benim ne düşündüğümü ve ne hissettiğimi sormadan bir karar almışsa çoktan. şurda dakikalardır bunları yazıyor olman bile seni rahatsız ediyor, mantığın değmez bırak diyor ama duyguların seni zorluyor, boşalacak bir mecra, bir yer arıyorlar. ya gözyaşı olup, acı gülümsemenin ardına saklanıyorlar, ya boğazında düğümleniyorlar, ya da küfür kıyamet sövesin geliyor. boşver işte yazdıkça rahatlıyorsun ve bu hislerin hepsi gidiyor. ama yine de işte tutamıyorsun kendini yine düşünüyorsun tüm bunları yüzlerine söylemeyi. ama geçecek bu da geçecek. hayat garip işte. büyüdüğümüzden mi bu yalnızlaşma. herkeste mi böyle olur. ben de ilk olacak değil ya. doğru ya, büyüdükçe yalnızlaşacağız. ve o dost bildiklerin, sana kendini bulunmaz hint kumaşı gibi gösterenler, sana bu hissettirdikleriyle sınanmalılar. yine duramadın beddua etmeden kendim, hani bırakmıştın gitmişti, hani düşünmeyecektin daha. neyse ya yaza yaza yaz geldi, çarşıya kiraz geldi ve ben çook acıktım. kıssadan hisse sözlük iyi ki varsın, en iyi dosttan da daha dostsun. kalmadı ya zaten elimde, neyse, ona da dediğim gibi sağlık olsun ne yapalım. yeter bu kadar yas edebiyatı ama kendim, artık on yedi seneyi aşkın süredir tanıdığın, ne zaman tanıştığını bile hatırlamadığın, kardeşten öte gördüğün, iki insanın birlikte yapabileceği ve paylaşabileceği çoğu şeyi yaptığın, her sırrını, kendinden sakladıklarını bile bilen, her halini görmüş, her halinde yanında olmuş, seni çok iyi tanıdığını sandığın ve sana öyle hissettiren, * gerçekten çok sevdiğin, hatırladığında her seferinde yüzünde kocaman bir gülümsemeye neden olan bir gülümseme yaratan bir sürü anın olan, çok sıkıldığında, çok yorulduğunda aradığın, kendini bildin bileli hayatında olan, ve hep hayatında olacağını sandığın bir dostun yok. ve sen salak olduğun için anlamışsın, hiç olmamış zaten. sen hiç onun senin için olduğu gibi olmamışsın zaten onun için. evet kendim durum bu. bunu da böyle kabul et. realist olma devridir arkadaş devir. dünya yalan, dostlar yalan, sevgi desen, aşk desen en büyük yalan. kısacası yalan dünya işte. neyse be kendim, hadi git bir yemek ye yine yalnız yalnız, sen neleri aştın bunu da aşarsın. kimse seni sevmese de ben seni seviyorum ve sana çok değer veriyorum kendim tamam. hadi kendim, öpüyorum seni. yemeğini iyi ye. çok geç yatma olur mu. sütünü iç. elbet her gece başını okşayan ve sabret diyen tanrının elleri vardır, elbet senin için de güzel hikayeler vardır bu hayatta, belki de en güzel hikayen en acısının içinde gizlidir. elbet allah dualarını kabul eder, elbet senin de hatırlar bir gün gözbebeklerin gülmeyi, hatırlar dudakların öpmeyi. elbet bir gün kendim. ve bu şarkı da sana gelsin kendim. hadi git artık bir şeyler ye.

    2 ...
  38. çayı şekersiz içmek

    213.
  39. çayı iliklerinizde hissederek içebilmenin ön koşulu.
    0 ...
  40. yalnızken bile gazını tutan insan

    5.
  41. cimriliğin son mertebesine erişmiş insan tipidir. o pis kokan, herkesin nefret ettiği, herkesi kendinden itecek gaz birikintisini bile dünya atmosferiyle paylaşmaktan imtina eder. yazıktır ona. sigmund freud'un kakasını yapmak istemeyen çocuk teorisinin yetişkin halidir.
    2 ...
  42. okutman

    14.
  43. yök tarafından belirlenen türk dili, atatürk ilkeleri ve inkilap tarihi ve yabancı diller zorunlu derslerini vermekle yükümlü öğretim elemanı kadrosunun ismidir. araştırma görevlileri ya da öğretim görevlileri gibi akademik kariyer yapma yükümlülüğü yoktur zira yegane görevi sorumlu olduğu dersleri vermektir. * fakat bilindiği üzere üniversitelerin özerk kurumlar olması hasebiyle, yönetim bu kadrodaki elemanını istediği herhangi bir görevde ya da birimde de çalıştırma inisiyatifine gayet sahiptir.şöyle ki, rektörlük kadrosunda bulunan bir ingilizce okutmanı, uluslar arası ilişkiler biriminde ya da üniversitenin halka yönelik dil kurslarında, hatta ve hatta sadece çeviri yapmakla görevlendirebilir. bu noktadan hareketle, okutman olarak hem rektörlük hem de fakülte ya da yüksek okul ya da üniversitenin herhangi bir biriminde kadro alabilirsiniz. bu yök ün web sayfasındaki akademik kadro ilanında belirtilir. yani başvuran kişi göreve başlamadan kadrosunun hangi birimde olacağını bilir. bu bağlamda, eğer rektörlük kadrosuysa, üniversitenin her biriminde görevlendirilmeleri mümkündür- ilçelerdeki birimler de dahil olmak üzere. bunun yanında eğer herhangi bir birim- fakülte, yüksek okul ya da bölüm başkanlığı- de görevliyse, sadece o birimde görev yapmakla yükümlüdür ve kendi isteği haricinde başka bir birimde görevlendirilme ihtimali daha düşüktür. zira yine üniversitelerin özerk olması ve rektörlerin görev ve yetkisini kullanma inisiyatifi olduğundan bu durum da asla değişmez bir kaideye bağlı değildir. tüm bunlara ek olarak, bilinenin aksine okutmanlık akademik kadro dahilindedir zira yök te idari ve akademik personel olmak üzere iki tip sicil numarası vardır ve okutman ders veren personel olduğu için sicil olarak akademik kadroya dahildir. son olarak, türkiye gibi her şeyin bir anda değişebildiği bir ülkede ünvanlara, yasalara ve kanunlara ne çok itibar etmek ne de çok güvenmek yanlış yollara çıkmanıza neden olabilir. yani etikete göre değil, yapılan işe ve hedeflere göre değerlendirme yapmak ve kariyer ile ilgili kararlar almak en mantıklısı olur zannımca.
    1 ...
  44. günün şiiri

    336.
  45. eskiden yeterdim kendime
    artardım bile
    şimdi ne yapsam nafile
    ve
    kim demiş 'can eskimez'diye
    bu can tedirgin tende
    can da eskimiş
    ben de...

    bedri rahmi eyüpoğlu
    0 ...
  46. günün şiiri

    320.
  47. merhaba

    gün açar,
    karın verir yağmurlu toprak.
    incesu deresi, merhaba.
    saçakta serçeler daha çılgındır,
    bulutlarda kartal,
    daha çalımlı.
    koparır göğsünden bir düğme daha,
    tezkere bekliyen biri.
    incesu deresi, merhaba.

    genç bayraklar vardır,
    barış düşünür,
    kuyularda işçi, mavilikleri.
    ben hepsini düşünürüm,
    yirmidört saat
    ve seni düşünürüm,
    karanlık,hırslı...
    seni, cihanların aziz meyvası.
    ilan-ı aşk makamından bir mısra,
    yeşerip, kımıldar içimde,
    düşer aklıma gözlerin...

    oysa murad alamam.
    oysa akdan - karadan
    bilirim, payım bu kadar...
    unutmuş gülmeyi gözbebeklerim.
    unutmuş dudaklarım öpmeyi.
    incesu deresi, merhaba
    ahmed arif
    0 ...
  48. günün şiiri

    270.
  49. hiç bir vakit tam karanlık değil gece,
    kendimde denemişim ben.
    kulak ver dinle
    her acının sonunda açık bir pencere vardır,
    aydınlık bir pencere,
    hayal edilecek bir şey vardır,
    yerine getirilecek bir istek,
    doyurulacak açlık,
    cömert bir yürek,
    uzanmış açık bir el,
    canlı canlı bakan gözler vardır.
    bir yaşam vardır, yaşam,
    bölüşülmeye hazır...

    paul eluard
    0 ...
  50. sözlük yazarlarının itirafları

    64964.
  51. içim titriyor sözlük. üşüyorum, çok üşüyorum .*
    4 ...
  52. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük