youtube'da videodan çok yazılanlara odaklanma sebebidir. bir diziden alınmış videonun altında olay nasıl oluyorsa siyasete geliyor ve tartışma başlıyor falan derken küfürleşmeler. en yatarıcısını sizinle paylaşayım.
-Senin ananı bir sikerim şeytan maşallah çeker orospu çocuğu.
Türkiye'de hiç bir başarı, cezasız kalmaz sözünü akıla getiren robottur. Adamlar uğraşmış, olmuş veya olmamış mesele o değil, mesela götünü kaldırmaktan aciz ergenlerin anında bok atmaya çalışmasıdır.
Küflenmenin tam aksine pırıl pırıl bakım gören, değişik yollar ile antremanı eksik edilmeyen, sahaya çıkmayi 4 gözle yırtıcı forvet ruhaline sahip penistir. bilmiyor ki oyuna girdiğinin 2. dakikasında boynu bükülecek.
Ülkemin uzun zamandır ile defa kafasının bu kadar karışmasına sebep olan park.
şimdi yazılacak o kadar çok, o kadar çok konu var ki ben sadece nacizhane düşüncelerimi sizinle paylaşmak istedim. Akp'li değilim bir kere bile oy vermedim hazzetmem de ama gezi parkı olaylarının da saf-iane duygularla yapılan işleri hariç arkasında duramayacak biriyim. şimdi dediğim gibi nacizhane hem nalına hem mıhına derler ya aynen o misal. ne öğrendik gezi parkından?
- Hükümetimizin ve Sayın başbakan'ımızın bütün ülkeyi kucaklayamayan bir davranışta olduğunu
- Başbakan'ımızın ne yazık ki kabadayı tavrından hiç bir zaman ödün vermeyecek olduğunu
- Bazı konularda özür dilemenin erdem olduğunu vurgulayıp, özür dileyemeyen bir hükümetimiz olduğunu
- Söz mizaha gelince inanılmaz bir zeka patlaması yaşayan ve yaşatan gençlerimizin olduğunu
- Aynı gençlerin bir grup toplandıkları zaman hükümeti devireceklerini düşünecek kadar saf olduğunu
- kardeşlik söz konusu olunca futbol fanatizminin bile, ezeli rakip olmanın bile öneminin olmadığını
- Polisin ninja kaplumbağalardaki rocksteady ve beboptan farksız olduğunu
- polisin emir adı altında kul hakkına tecavüz edebileceğini
- polisin kendi vatandaşına karşı ne kadar terbiye sınırlarının dışına çıkabileceğini
- polisin orantısız güç kullanmaktaki insiyatifini kullanmaktan hiç çekinmediğini
- sosyal medyanın yalanda sınır tanımadığını
- 24 saat daha direnince ab hükümleri ile hükümetin devrileceğine inanan üniversite mezunu insanlar olduğunu
- kendini göt kılı gibi hisseden insanlar olduğunu
- saf duygularla başlayan bir eylemi aşırı solcu örgütlerin nasıl hemen sahiplenip flamalandırıldığını
- yine bu sol örgütlerin provokasyona mahal olsun diye ellerinden geleni yapabileceklerini
- ramazan davulundan rahatsız olup 18 gündür üşenmeden tencere tava çalan insanların olduğunu
- iş yandaş toplamaya gelince nefret ettiği halde sosyal medyadan türbanlı, namaz kılan insan resimleri veya hadis-i şerif paylaşan yavşaklar olduğunu
- türbanlı birisi yanında işe başlasa isyan edecek olanların aynı karelerde poz vermeyi öğrendiklerini
- insanların sırf hükumet gitsin diye yalvarır şekilde yabancı dilde twit atıp avrupa'dan amerikadan yardım isteyebileceklerini
- siyasilerin açıklamalarının nasıl manupile edilip insanın istediği yere çekebileceğini
- bir takımın taraftarıyken, başka bir takımın taraftar grubunda olmak için can atılabileceğini
- talcid'in sadece mide ilacı olmadığını
- gezi parkını bahane edip 3. hava alanı, 3. köprü gibi projeleri istemiyoruz diye ortaya çıkabilen ahmakların olabileceğini
- ağaç için orda olup, ağacı söküp polise fırlatabilecek insanlar olduğunu
- tomanın pomanın ne olup ne olmadığını
vs vs...
kronolojik bir sıra yoktuk aklıma geldikçe yazdım içinden geldiği gibi. dedim ya başta nacizhane.
Eskiden sık yazardım. yazdıklarımı da paylaşma hissiyatı içerisine girerdim. ne zaman mı? daha çok duygu yüklü filmlerden sonra.
hani problemli esas oğlan girdiği ortamdaki güzel esas kızla neler yaşar filmleri vardır ya, ha işte onlardan sonra. izlerken kendinizden bir şeyler bulduğunuzu düşündüğünüz filmlerden sonra.
ne düşünüyorum biliyor musunuz;
o filmlerde asla kendimizden bir şeyler bulamıyoruz. hep bulduğumuzu zannediyoruz ama sadece kıyısından geçtiğimiz sahneler onlar. işte bir nevi kendimizi avutmak için başvurulan holywood sanatı.
eskiden melankolik, platonik olduğum zaman yazardım. hem kağıtlara hem bloglara. kendimce de çok beğenirdim yazdıklarımı. yalan yok şimdi. en çokta platonik, melankolik olduğum zamanlarda. sonra birisini sevdim çok sevdim, evlendim, baba oldum. aslan gibi bir oğlum var daha 1 yaşında. çok şükür iş güç her şey yolunda. her ne kadar her şey güzel olsa da rutin. Çekirdek aile yapısı rutini hem de.
rutin; yazmak, kağıtlara içini dökmek arzusunun katilidir bence. siz ne düşünürsünüz bilmem. bence öyle ki benim rutinim, arzumu çoktan öldürmüştü. Ah bir de online bilgisayar oyunları yok mu. saf rutine bağlamak için daha iyi neye ihtiyacı olabilirdi ki insanın?
Bugün yine duygu yüklü bir film izledim uzun zaman sonra. insanların kendilerinden bir şeyler bulduğunu zannettiği filmlerden. film bitti jenerik müziği çalıyorken dedim ki galiba tekrar yazasım var! hemen yazmalı , saçmalamanın dibine vurmalı.
düşündüm baktım şöyle bir. Allaha binlerce defa şükürler olsun ki bana bu rutini vermiş. bana güzel eşimi, aslan parçası oğlumu vermiş ve onlarla beraber gün geçirme şansını vermiş. Bakıyorum da özendiğimiz amerikan filmleri gibi hayatımız yok ama rutinde olsa Allaha binlerce şükür ki onlardan bin kat güzeli var.
Verdiğin ve vereceğin bütün güzelliklere şükürler olsun.
ps: bu kadar saçma cümleleri okuttuğum için özürler şelale.
her pazartesi günü olduğu gibi "haftanın en beğenilen entryleri"ni keyifle okuyup, oylama görevini yerine getirmiş, bu konudaki mesaisini tamamlamış yazar. zaten sözlükte adam gibi okunan, keyif alınan bir orası kaldı. (bkz: seda sayanın kulağının arkası)
23 bin 234 şehit, 10 bin 983 gazimiz var, bir tane Mehmetcik'i anma günü yok!. Ama emin olun ki Uludere'yi her sene anacaklar. Vesile olan, bu işin yandakcısı, bu işe alet olan kim var ise hepsinin Allah belasını versin.
mecburi tanım: kaçakçı adı altında terör faliyeti yürüten kimilerinin öldürülmesi. katliam değildir, katliam diye dayatılmaktadır.
sözlük ortamında bulunan en yapmacık, en komik olmayan, en başarısız troll arkadaş. yemin ediyorum eksiden trollüğün de bir jargonu bir seviyesi vardı. onun bile amına koydunuz.
yine "geçen haftanın en beğenilen entryleri"ni okuyup, şöyle afili bir entry gireyim diye gaza geldim sözlük. alt ettim üst ettim. baktım benden bir bok olmaz...
sktir et zaten televizyonda yarı erotik, "bugün ne giysem" var ona az bakar yatarım.
Şerefsizliğin daniskasıdır. Yalnız bunlar daha hiç bir şey değil sadece başlangıç. adam küfür de eder mecliste başınızda bardakta kırar. biz de böyle öküz gibi oturur izleriz. uyu türk genci yat uyu uyu.
bir grup yavşak tarafından hazırlandığını düşündüğüm yavşak site.
Manşet : imparator Hastaneye kaldırıldı. ( Flaş haber geçiyorlar )
içerik : japon imparatoru akihito hastaneye yatırıldı. imparatorluk idaresi dairesinden yapılan açıklamada, 78 yaşındaki imparator'un tetkikler için bu sabah tokyo üniversitesi hastanesine yatırıldığı belirti.
hadiseye yakın olmak birlikte işbirliği sonucu arada elektrik oluşabilme ihtimali ve akabinde sabaha kadar mokoko olasılığı sonucu hadiseyi seçebilirsin.hülya avşar sonuçta piyasa kaşarı basın falan seni iyi pazarlar ayrıyeten milf de hala gideri var.çalışırken punduna getirip bununla da mokoko.murat boz sonuçta genç kızların sevgilisi etrafında birsürü kız ee 3 5 sende düşürüsün ve mokoko.bu sebeble murat boz da olabilir.müzikle en alakalı mustafa sandal var.onunla da anca elini sikersin.
birisi ile telefonla konuşurken konuşma bittikten sonra karşı taraf, nasıl olsa sen kapatırsın diye "no" tuşuna basmaz ve ortamdakiler ile muhabbete devam ederse ve ben dinleme imkanım varsa, hayatta dinlemem hemen kapatırım telefonu.
hakkımda söyleyeceği en ufak kötü birşey o insan ile olan ilişkimi kökten değiştirebilir çünkü.
ucundaki derisiyle beraber toplamda belirli bir uzunluğa erişecekken pipisinin ucundaki derisini kesip iyice kücük pipili bırakılanların serzenişi olsa gerek. Olayın dinen minen hiç alakası yoktur.
şöyle ki;
erkeklerin sünnet olmasının penis kanserini önleme gibi bilinen bazı faydaları dışında, diğer bazı yararları giderek artan sıklıkta belirtilmektedir. sünnet ve çeşitli patolojik durumlar arasındaki ilişkiler aşağıda açıklanmaktadır.
a- fimozis (prepisyumun darlığı), parafimozis (prepisyumun glansın altında bir boğum yaparak glansı boğması), balanit (glansın inflamasyonu). postit (prepisyumun inflamasyonu) gibi hastalıkları sünnet önlemektedir (6). sünnet olmamış çocuklarda, penisle ilgili bu problemlere, olanlara göre 2.5 misli fazla rastlanmaktadır (9). bir başka araştırmada da yenidoğan döneminde sünnet edilmiş çocuklar, edilmemiş olanlarla 8 yıl boyunca karşılaştırıl-mış ve sünnetli olanlarda bu problemlerin daha az olduğu tesbit edilmiştir (10).
b- prepisyumun kesilmesi bölgenin temiz kal-masını sağlamaktadır. abdde fakir ailelere bilhassa bu sebeple çocuklarım sünnet ettirmeleri tavsiye edilmektedir (11). fakat bu ülkede sünnet zengin, yüksek eğitim yapmış ve beyaz ırktan olanlar ara-sında daha yaygındır (12).
c- üriner sistem enfeskiyonları ile sünnet arasındaki ilişki son yıllarda üzerinde durulan bir konudur (14). bu konuda yapılmış bir araştırmada sünnetli çocuklarda üriner enfeksiyonların daha az olduğu gösterilmiştir (15). abdde sünnet sıklığının yukarda bahsedilen sebeplerle azalması üriner enfeksiyonları artırmıştır (5).
sünnetsiz çocuklarda üriner enfeksiyonların sık görülmesi, prepisyumun bu enfeksiyonlara yol açan barsak bakterilerinin üremesi için uygun bir ortam sağlamasıyla açıklanmıştır (16). aynı sebep sünnet olmamış yenidoğanlarda daha sık rastlanan menenjit, bakteriemi gibi patolojik durumları da açıklayabilir (17).
hayatın ilk 3 yılı içinde bilhassa ilk yılında olan üriner enfeksiyonlarda böbrekte nedbe dokusu geli-şebilmesi ve bunun kronik böbrek yetmezliğine ilerleyebilecek olması, konunun önemini artırmaktadır (18).
d- penis kanseri çoğunlukla sünnet olmamış topluluklarda görülür. sünnet olma yaşı küçüldükçe penis kanserinin görülme sıklığı azalmaktadır. bu kanser yahudiler arasında hiç görülmezken, paraguayda en sık görülen genitoüriner kanser olarak bildirilmiştir (19). türk tıp liiteratüründe şimdiye kadar yayınlanan penis kanserli vakaların sayışı 41′dir. bunların da 30′unu sünnetsiz gayrimüslimler teşkil etmektedir. penis kanserinin gelişme-sinde genital bölgenin kötü hijyeninin, herpes simpleks virüs tip ii, "insan paopilloma virüs tip 16 ve 18 ile olan enfeksiyonların rol oynayabileceği ileri sürülmüştür (20).
e- kadınlarda serviksin yassı hücreli kanserinin, penis kanseri ile ilgili çekici ortak özellikleri vardır. penis kanseri olan erkeklerin eşlerinde ser-viks kanseri sıklığı 3-8 misli fazladır (19). serviks kanseriyle cinsel temasla geçen hastalıklar arasında kuvvetli bir ilgi vardır. i̇nsan papilloma virüs tip 16 ve 18, herpes simpleks virüs tip 11 bu kanserin olu-şumunda suçlanmaktadır. yukarda belirtildiği gibi aynı mikroorganizmalar penis kanserinin de so-rumlusu olabilir (6, 19, 20).
f- sünnet olmamış erkeklerin cinsel temasla geçen hastalıklara daha çok yakalandığı bildirilmiştir. bir araştırıcı grubu sünnetsiz erkeklerde bu hastalıklardan herpes genitalis ve gonorenin 2, sifilis ve kandidiazisin 5 kat fazla görüldüğünü rapor etmiştir (21).
sünnetin belirtilen bu faydaları sonucu amerikan pediatri akademisi sünnet komitesi son rapo-runda, daha önce açıkladığı "yenidoğan dönemin-de sünnet yapmayı gerektiren kesinleşmiş tıbbî bir gerekçe yoktur" ifadesin! "yenidoğanda sünnet, potansiyel fayda ve avantajları ile riskleri ve dezavantajları olan bir işlemdir" şeklinde değiştirmiştir (6).
sünnetin yapılmadığı durumlar:
1- sünnet vücut ısısını koruyamayan, beslen-meye aktif katılamayan bebeklere veya hasta ço-cuklara yapılmaz.
2- hipospadias veya bir başka ürogenital ano-malisi olanlara, bu anomaliler için düzeltici ameliyat yapılmadan önce sünnet yapılmamalıdır. çünki prepisyum bu anomalilerin düzeltilmesi sırasında kullanılabilir.
3- kanama hastalığı olabilecek kişilere (aşırı kanaması veya ailesinde kanama hastalığı olan gibi) gerekli tetkikler yapılıp kesin teşhis konulmadan sünnet yapılmamalıdır (l, 6).
kaynaklar:
6- american academy af pediatrics task force on cir-cumcision. report of the task force on circumcision pediatrics 1989; 84: 388-391
7- wiswell te, geschke dw. risks from circumcision du-ring the first month of life compared with those for uncircumci-sed boy. pediatrics 1989; 83: 1011-1015
8- kirya c, werthmann mw. neonatal circumcision and penile dorsal nerve block-a painless procedure. j pediatr 1978-92:998-1000.
9- herzog lw, alvarez sr. the frequency of foreckin problems in uncircumsised children. am j diş child 1986;
140: 254-256
10- fergusson dm, lawton jm, shannon ft. neonatal circumcision and penile problems: an 8- year longitudinal study. pediatrics 1988; 81:537-541.
11- preston en. circumcision and genital hygiene. am j diş child 1986; 140:969.
12- slaby ar, drizd t. circumcision in the united states. am j public healt 1985; 75:878-880.
13- ginsburg cm, mccracken gh jr. urinary tract infec-tions in youg infants pediatrics 1982; 69:409-412.
14- wiswell te, smith fr, si -s jw. decreased incidence of urinary tract infections in circumcised malc infants. pediatrics 1985; 75: 901-903.
15- herzog lw. urinary tract infections and circumcision, a case-control study. am j diş child 1989; 143: 348-350.
16- wiswell te, miller gm, gelston hm, et al. effcct of circumcision status on periurethral bacterial flora during the first year of life. j pediatr 1988; 113: 442-446.
17-amir j, varsana i, mimouni m. circumcision and urinary tract infection in infants. am j diş child 1986;
140:1092.
18- robcrts ja. does circumcision prcvent urinary traci infection. j urol 1986; 135: 991-992.
19- schelihamı-ner pf, grabstald h. tumors o the penis. in: walsh pc, gittes rf, perimutter ad, stamey ta, cds. cambells urology. philadeiphia: wb saunders, 1986: 1583-1606.
20- sufrin g. huben r. benign and malignant lesisons of the penis, in; giiienwater jy, grayhack jt, howards ss, du-kett jw, eds. auit and pediatric urology. chicago: year book medical publishers 1987: 1448-1483