türkiye nin tartışmasız en iyi spor kulübü olan fenerbahçe ile ilgili bilinen bir gerçek. kuruluşundan bu yana fenerbahçe türkiye nin en çok takip ve taklit edilen takımı olmuştur ve ayrıca bir çok ilkin de başlatıcısı olmuştur. çünkü fenerbahçe her yönüyle sağlam ve geniş bir sportif şirket olarak avrupa nın ve dünya nın da sayılı kulüplerinden biridir ve bu nedenden dolayı türkiye nin de en çok özenilen takımıdır.
ilk beş haftada fenerbahçe ve galatasaray ın 9 puan gerisinde kalan beşiktaş ın lige getirdiği sevinç ve heyecandır. ilk başta fenerbahçe ve galatasaray takımları beşiktaş ın gidişatından memnun oldular ve taraftarlar da tabii ki. diğer takımlar da beşiktaş tan alacakları puanın heyecanını yaşıyorlar. şamar oğlanı gibi takım oldu beşiktaş.
bütün müslümanların katılımıyla şenlik havasında geçecek bir kutlama olacağı için şenlikli olması tercih edilen kutlamadır. yıllardır boş yere çaldığımız sirenlerin ve saygı duruşların boş yere yapıldığı anlaşılacaktır.
gerek atatürk istismarcıları gerekse de ulusalcı-faşist insanların vaveylası yüzünden akılcı ve gerçekçi insanların içlerinde kalan uktelerdir. bir atatürk ü sevmeme özgürlüğü bile tartışma konusu yapılmıştı.
birbirlerini tamamalayan ancak zaman ve koşullar nedeniyle birbirinden farklı gibi görünen faşizme kaçan ulusalcı politikalardır. tekdüze insan yetiştirmeye yönelik bir milliyetçilik anlayışıdır.
yıllardır beklenen hareket. devletin ve korkak siyasetçilerin yıllardır yapamadığını sayın erdoğan ve çalışma arkadaşları büyük bir cesaret ve onurla yapmaya çalışmaktadır.
söz konusu devlet faşist bir partinin lideri olunca yapılmasında hayır olan eylem. hiç bir çözüme yaklaşmayan, kendisini ülkenin tek hakimi ve sahibi gibi gören ve her olumlu uzlaşmadan kaçan bir partinin insanları ve milliyetçi duyguları kabartmaktan başka bir işlevi olmayacaktır.
atatürk ü öne çıkarmak için utanıp sıkılmadan peygambere dil uzatan densizlerin bilmesi gereken gerçektir. zira atatürk dünya tarihinde binlerce benzeri bulunan bir insandır ancak peygamber insanüstü bir elçidir ve atatürk ile karşılaştırılamaz bile. insanlık için atatürk ten kat kat değerlidir.
doğrusunu yapanlardır. açık gezenler günah işlemekle kalmayıp tertemiz beyinleri de zehirlemektedirler. bu dünyada aşağılanmayı hak ediyorlar. öbür dünyada daha fazla aşağılanacaklardır zira.
peygambere ve dine karşı cephe almış, dindarlığı ve dini bir türlü hazmedemeyen,kişilik bozukluğu yaşayan kişinin söylemidir. senin peygamberin atatürk ise doğrudur senin için ama değilse sapla samanı karıştırma lafını haketmektedir.
görünen köy kılavuz istemez misali içimizdeki on kişiden en az dokuzunun cehenneme gideceği gerçeği. etrafımızda da görebileceğimiz gibi namaz kılan insan sayısı bir elin parmağını geçmiyor. yani yapılması şiddetle istenen en hayati şey olan namaz kılınmıyor. kimse namaz kılmanın esamesini bile okumuyor. herkes günde beş vakit okunan ezana kulaklarını yıkayıp geçiyor.
bunun yanında diğer ibadetleri de yerine getirmiyoruz.
dini yönden korku taşımayan ve evliliklerine dini bir bağ kazandırmaktan kaçınan çiftlerdir. yanlış yapıyorlardır. evlilik akti olarak dini nikahın kıyılması her müslümana farzdır.
kadın erkek eşitliğini yanlış yorumlama hatası. kadın ve erkek islam dininde eşittir ama kanun tasarılarına girdiği şekliyle değildir.
kadın ve erkeği her yönden eşit sayıp bunu toplumsal gelişmelere mal eden bir takım insanların kendilerini dindar saymaları bir eksikliktir. kadın ve erkek her yönden eşit değildir. bu eşitsizliğin yaratılışın amacındaki temel taşı değil bilakis farklı olmaktan kaynaklanan bir eşitsizliktir.
bu konuda ileri gidip, kadın ve erkeğin yanyana namaz kılabileceğini dahi savunan gereksiz bünylere dahi olmuştur ki bu da durumun ne kadar çarpıtıldığının göstergesidir. kadın ve erkek gerçekte her ortamda beraber olmamalıdır. bunun bu gün eğitim sisteminde dahi karman eğitimin benimsenmiş olması bunun doğru olduğunu göstermez.
bu tür uygulamaların günlük değil, uzun vadede etkileri düşünülmelidir. bu gün toplum yapısı ve aile kutsallığı büyük oranda tahrip olmuşsa bunun sebebi dini uygulamalardan devletçe vazgeçilmiş olmasıdır. çünkü düşünüldüğü üzere insan otokontrol yönden zayıf bünyeye sahiptir ve yüzeysel düşünen birinin sağlıklı kararlar vermsi beklenemez.
"neo" yunanca kökenden gelen bir kelime olması nedeniyle bu kavram yeni islam yazarlığı ya da yeni islam yazarı anlamına gelmektedir.
neo islam yazarlığı sözlüklerde çok az olduğu gibi bu yazar türü de azdır. islamla ilgili yazı yazanlar genelde yeterince bilgiye ve cesarete sahip değil. bu durum islamla ilgili yazmanın çok popüler olmamasından ya da yazanların hissetikleri baskıdan kaynaklanıyor. bazen gerçek yönleri ortaya koyan yazarlar haksız eleştiri alabilmekte ve bu konuların üzerine gidilmemektedir.
yeni yazarlık müessesi daha sağlam ve ikna edici olmak zorundadır. çünkü dayanıksız günlük bilgilerden oluşan yorumlar ve yazılar kimseyi ikna edemediği gibi, gerçeklarin saptırılmasına da neden olmaktadır. o halde daha gerçekçi ve akılcı bilgilerin verilmesi için bu konuda revizyon gerekmektedir.
islam yanlısı yazarlar daha cesur olmalı ve verilecek eksilerden korkmamalıdır. çünkü verilen eksiler gerçeğin ölçüsü değildir.
burada amaç komiklik yapmak ve bu uğurda yalan yanlış bilgilere müsamaha göstermek de değildir. çünkü istatistiklere giren bir çok başlık ya da yorum hiç de iç açıcı değil ve hiç de komik değil zannımca.
m.s. 571 ve nisanın 20'sine denk gelen gün dönümüdür. gökyüzünün en maviliğinden renk kapmış ve bütün yıldızlardan ışık çalarak sancısız bir doğumun mucizesi olmuştur. yeryüzünde bulunan cümle bitki ve hayvan ve hatta cansızlar dahi keskin bir şuurla sevinçli olmuştur.
bir devrin başlangıcıdır ve o ana dek süren bir devrin kapanışıdır. o gün tüm putların ateşi ansızın sönüvermiştir. putlar dahi yaşıyor olmaktan utanç duymuşlar.
daha doğarken olağanüstülüğün emareleri bir çok yerde görülmüştür:
"beyaz bir kuş annesinin yüzünü okşadı ve tüm korkularını alıp götürdü. ağızları zümrütten, kanatları yakuttan kuşlar ışık huzmesi içinde ona su verdiler. ve tüm sancılardan uzak olarak O, göbek bağı kesilmiş olarak doğdu. sırtındaki mühürde elçiliğinin emaresi vardı: "Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah."
doğduğu gece onun için bir yıldız doğdu ve yahudi bilginlerine afişe oldu: ;Haberiniz olsun Ahmedin yıldızı bu gece doğdu! Ahmed bu gece dünyâya geldi...
kureyşteki putlar yüz üstü yere yıkıldı: Bir kimse doğdu yer yüzünde her yer harekete geldi. Ne kadar put varsa hepsi yıkıldı. Kralların korkudan kalbleri titredi.
Medâyin şehrindeki iran Kisrâsının sarayının on dört kulesi (burcu) yıkıldı.
Yine o gece Mecûsîlerin yâni ateşe tapanların bin yıldan beri yanmakta olan kocaman ateş yığınları âniden söndü. Ateşin söndüğü târihi not ettiler. Kisrânın sarayından burçların yıkıldığı geceye isâbet ediyordu.
O zaman insanların mukaddes saydıkları Sâve Gölü de yine o gece bir anda suyu çekilip, kuruyuverdi.
Şam tarafında bin yıldan beri suyu akmayan ve kurumuş olan Semave Nehrinin vâdisi de, o gece, su ile dolup taşarak akmaya başladı.
Muhammed aleyhisselâmın doğduğu geceden îtibâren şeytan artık Kureyş kâhinlerine vukû bulacak hâdiselerden haber veremez oldu. Kehânet sona erdi...
elbette ki asıl olan görünürdeki putlar değildi. yıkılması gereken kafalardaki putlardı. ve evet! yaşadığı süre içinde O, bunu başardı ve tüm putlar alaşağı edildi.
