dinleyemeyenler için satır başlarıyla özet geçeyim;
rüzgar ilk yarı bize karşı esti, ikinci yarı kesildi, maç bitti gene esmeye başladı ...
burak o golü atsaydı, gökan içeri kesseydi ...
ömer kırmızı kart görmeseydi ...
yeni oluşan bi takımız ...
izlanda takımı çok yetenekli oyunculardan oluşan bi takım, dünya çapında oyuncuları var...
yıldız mı ne yıldızı, yıldız ne arar la türk milli takımında? ...
çekleri yenip, durumu telafi edeceğiz ...
--spoiler--
ateist zeka burada ne rakam bulduysa hepsini toplayarak 1e eşitlemeye çalışıyor.Halbu ki olayı matematiksel denklem boyutunda bir görse; Ya ne biçim bir yorum yapmısım,kendimden utanıyorum demesi içten bile değildir.işte ateist zekası ve ateizm in komik olduğu anlardan bir tanesi;
Evet ayetimizde mutlak ve mutlak şartlar söz konusudur.Hiç bir rakam bir üstteki rakamla toplanamaz,çıkartılamaz,bölünemez,çarpılamaz.Her şart eğer kelimesiyle ayrılmıştır,Evet buradaki rakamlar iki eğer ifadesi arasında kalan cümlede geçerlidir.Başka iki eğer ifadesi arasınla bağdaştıralamaz.Eğer bağdaştırılırsa tum aile tekrar gözden geçirilmek zorunda kalır.yani tekrardan haklar iade edilir.Ne demek istedigimizi daha iyi anlayalım;
. Eğer hepsi kız olup da ikiden fazla iseler, bunlara bırakılan malın üçte ikisi;
Bu şart yalnızca bu cumlede geçerlidir,ölenin 2 den fazla kızları varsa miras bırakılan kısmın 2/3 u kızlara gider.Başka işlem bu cumlede yok geri kalan kısımla ilgili bir ifade yok.
eğer tek bir kız ise o zaman yarısı verilir.
Eğer kızlar tek ise; malın yarısını alırlar.Yine geri kalan kısım ile ilgili hiçbir işlem yapılamaz.
Gecelim diğer şarta;
Eğer ölen kişinin çocuğu varsa anne-babasından her birine altıda bir,
Ölen kişinin çoçukları olupta anne babasına miras dagılımı hakkında ki bilgiyi bu ayetten ogrenebiliyoruz.Ancak burada çoçuk sayısı ile ilgili bir durum söz konusu olmayıp; anne ve babanın 6 da 1 lik payından sonra geri kalan kısımlar cocuklara kalmaktadır.Yani yine burada butunleme bir hesap söz konusu degildir.6 da 1 lik pay sadece anne babaya dusmektedir.
Gecelim diğer şarta;
şayet çocuğu yok da anne-babası mirasçı oluyorsa
annesine üçte bir
Eğer ölenin çoçuğu yok ise; anneye 3 de 1 lik kısım ve geri kalan babaya düşmektedir.Buradaki şartta da pay ve geri kalan kısım söz konusu olmaktadır ve yine matematiksel denklem bozulmamaktadır.
Diğer şartımızda da aynı durum söz konusudur;
eğer ölenin kardeşleri de varsa o zaman annesine altıda bir verilir.
Burada da ayrı bir şart söz konusu olup; yine altı da birlik kısım anneye düşerek geri kalan kısım diğer fertlere taksim edilmektedir.Burada isterseniz babaya da 6 da 1 vererek açık arayın.yine diğer kısım 1 lik tam olmadıgı icin paylastıralarak tümevarıma gidilecektir.
Şimdi butunsellikte en az aile fertlerine ve en çok aile fertlerine göre ayeti incelersek yine ateistin eline geçen hiç bir şey olmayacaktır.
En az aile ferti ölen kişinin tek kız çoçuğu durumu ; mirastan 1/2 hesap alır;
Eğer kız çoçukları 2 den fazla iseler ; mirasın 2/3 kısmını alırlar.
Şimdi gelelim butunlemesine yontemle dusunmeye;
Eğer ölenin çoçuğu varsa; anne babası 6 da 1 oran alır 1/6+1/6 +x =1 bu denklemde x bilinmiyor.cocukların kaç tane olduklarının bir anlamı yok ele alınan x bilinmeyeni yukarıdaki şartlara göre bölünebilir yada bölünmeyebilir.Burada ki x sabit bir reel sayı degildir.Bilinmeyen bir değerdir.
Eğer ölenin cocukları yok ise; olmayabilir cok dogaldır.annesine 3/de 1 lik kısım verilir 1/3+x=1 burada yine bir x bilinmeyen değeri söz konusudur.ve her ondalık bölüme tabi tutulabilir.
Şimdi en çok aile fertine gelelim;
Eğer ölenin kardeşleride varsa; cocuklarıda olabilir anne babasıda işin içine girsin.Hiç önemli değil.annesine 1/6 lık kısım verilir diğer kısımlardan
1.şart; Babaya 1/6 lık kısım ; 1/6 +1/6 +x=1 yine bir x reel sayısı buradaki şarta esas alarak x anne ve babanın dısında kardeşler ve cocuklar olmak uzere 2 kısıma bölünerek incelenir.kardeşlere x/2 kısım cocuklara x/2 kısım iade edilir.x/2 kısımdaki erkek kız oranı x in bilinmezliginden sebep.ondalık bölüme mutlak olarak tabi tutulabilir.
2.şart; Anneye 1/6 lık kısım verildikten sonra 1/6 +x=1 gibi bir denklemde x lik değer yine her ondalık bölüme tabi tutularak 1 lik tume varımda işlem görebilir.
Yani ateist mantıgı her rakamı toplayarak 1 e eşitlemesi gercekten çok komik olduklarını gösteriyor.Halbu ki aşağıdaki problemi hem normal yoldan hemde ateist mantıgıyla cozmeye kalkın bakalım
PROBLEM:
Ali nin toplam 900 bilyesi vardır.Eğer alinin kardeşleri 2 ise; kardeşlerine bilyelerin 2/3 ü.Eğer alinin tek kardeşi var ise; bilyelerin ½ si kardeşinin olmaktadır.Bu durumda her iki durumu söz konusu alırsak,aliye düşen en çok miktar kaç bilyedir?
Ateist çözüm:
Kardeşlerinde bulunan rakam 2*/3 +1*/2 + 1*/2=1
Haliyle denklem tutmuyor diyecek ve cuvallayacak.ve yanlıs bulacak.ne bulacak peki;x i 3/5 bulacak ve ½ ile çarpacak daha sonra da onu 900 ile çarpacak.ve toplam 270 bulacak.halbuki cevap yanlıs.
Matematiksel boyutta bu problem şöyle çözülür;
1.durumda; kendisine 1/3 kardeslerine 2/3 pay dusmektedir.
2.durumda ise; kendisine ½ ve kardesine de ½ dusecektir.
Bu durumda ilk şartta 300 bilye alırken 2.şartta 450 bilye alacaktır.
işte ateistin kuranda çelişki var diye çıktığı piyasada eli boş dönmektedir bu ayette de.Kuranda çelişki arayan herkes; akılsız bir yola çıktığını kabul etsinler artık.
--spoiler--
eğitim öğretim döneminin sona ermesi sonucu, okul açıkken yalnızca hafta sonları ve akşamları sözlükte yazan liselilerin, okulun kapanması sonucu 7/24 sözlükte cirit atmaya başladığını gösteren başlıklardır.
an itibariyle sol frameden bir kaç örnek vermek gerekirse;
** sevgi yolları enfeksiyonu, basit bir ifadeyle; çeşitli sebeplerden ötürü, kalbin tüm giriş ve çıkışlarının kapanması durumudur.
bu enfeksiyonun nedenleri, çok sevilen kişi ya da kişiler tarafından aldatılmak, sürekli olarak sevginin karşılığını alamamak, çevresinden hiç sevgi görememek olarak sıralanabilir.
bu nedenler sonucu, kişinin bilinçaltında bir sevme fobisi oluşur. kişi sevme girişiminde bulunsa dahi başarısız olur. mantıken sevmesi gerektiğini kabul etsede, kalbi bunu reddeder. hayata sadece mantık çerçevesinde bakmaya başlar.
başlangıçta, sadece insanlara yönelik oluşan bu duygu/duygusuzluk, belli bir noktadan sonra hayatın içindeki her şeye yönelebilir.
** sözlükte faaliyet gösteren en önemli dört trolün belirlenmesi amacıyla açılmış başlıktır.
malum; dört sayısı önemlidir. dini açıdan bakıldığında, dört büyük din, dört büyük halife, dört büyük melek, dört büyük kitap gibi kavramlar mevcut. futbolda ise, dört büyükler adlandırılan bir grup var. çizgi roman dünyasının en bilinen serilerinden fantastic four'da dört kişiden oluşmakta. edebi açıdan ise bir şiir kıtası, dört mısradan ibaret...
dördüncü sıra için aktif olarak yazan birini bulamadım. hala yazar olarak görünse de, iki senedir entry girmeyen cool adam ile silik durumdaki kernel amadeus ve maldanadam buraya alternatif olabilirler.
doktor adı altında, kırık çıkıkçı üfürükçü hocalar çalıştıran ekiptir. tedavi ettikleri adam bir daha iflah olmaz.
sezon başında, çok uzun bir sakatlık döneminden sonra ilk antrenmanına çıkan ersan adem gülüm yine aynı yerden sakatlanıp, takımdan ayrı kalmıştı. neredeyse bir yıl oldu, adam hala ortalarda yok.
son bomba ise hilbert. sakatlandığı için yaklaşık bir aydır tedavi gören adam, çıktığı ilk maçta yine aynı bölgeden sakatlanıp, minimum bir ay sahalardan uzak kalacak.
yav arkadaş, madem bu adamlar daha antrenmana, maça çıkacak durumda değil, ne diye izin veriyorsunuz oynamalarına?
beşiktaşlı değilim ama milyon dolarlar verilip alınan bu adamların, üçüncü sınıf doktorların elinde heba olmasına da gönlüm razı gelmiyor. hilbert neyse de, ersan adem gülüm, türk futbolu açısından gelecek vaadeden önemli bir adamdı. nerede bu adam? nasıl tedavi ediyorsunuz? sakatlık tam geçmeden antrenmana çıkmasına nasıl izin veriyorsunuz? belki de adamın futbol hayatı bitti lan sizin yüzünüzden...
bir de yurt dışında tedavi olan quaresma'ya kızarlar, kulübün doktoru yok mu diye. olmaz olsun.
Orman ve Su işleri Bakanlığı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla başlattığı '1000 Günde 1000 Gölet GÖL-SU Projesi' ile büyük sulama projeleri alanları dışında kalan kırsal kesimlerde kısa sürede sulu tarıma geçecek. Böylece verimli tarım arazileri cazibeli sulama sistemine kavuşacak.
hiç öyle 1000 gün beklemeye gerek yok aslında, 2 saatlik bir yağmur, sadece ankara'da 1000 gölet oluşturmaya yetiyor. bence tarım alanları şehir merkezlerine kurulursa, verim baya bi artacaktır.
Bir internet sitesi tarafından hazırlanan "Sarkozy'e Osmanlı tokadı atmaya ne dersiniz ?" isimli sanal oyun büyük ilgi görüyor.
"Sarkozy'e Osmanlı tokadı atmaya ne dersiniz ?" isimli oyunda, Sarkozy'nin animasyon görüntüsüne hızla tokat vuruluyor. Sarkozy'e atılan her tokatla puan alan yarışmacıların topladıkları puanlar oyun sitesinde kaydedilerek, en hızlı tokat vuranlar da dünya sıralamasına giriyor.
20 ocak 2012 tff kulüpler birliği toplantısı ile birlikte fenerbahçe'yi kurtaran, aziz yıldırım'dan daha fanatik fenerbahçeli olduğunu gösteren maa'nın akşam saatlerinde yapması beklenen açıklamadır.
kulüp başkanı aziz yıldırım'ın içeride olduğu bir dönemde, böyle bir transferi, en az onun kadar fenerbahçe sevdalısı olan ve kulübe en az onun kadar katkı yapan birinin açıklaması doğru olurdu zaten.
aziz yıldırım dışarıda olup, federasyon başkanı olsaydı, bu adam kadar uğraşmazdı fenerbahçe küme düşmesin diye.
isviçre merkezli bir şirketin Türkiye'de distribütörlüğünü yapan Ankara'daki bir firma, "BabyChoice" (Bebek seçimi) adı verilen cinsiyet belirleme takvimi yöntemiyle, 585 liraya ailelere bebeklerinin cinsiyetini seçme imkanı sunuyor.
Yüzde 87 başarı vaat eden firma, bebeğin cinsiyetinin farklı olması durumunda parayı iade ediyor. Firmanın yöntemi "tıbbi müdahale" içermediği için yasal kabul ediliyor.
Bebek seçimi yöntemi, dünyada 20'yi aşkın ülkede 1997 yılından beri uygulanıyor. Türkiye'de de yaklaşık 10 yıldır uygulanmasına rağmen, fazla bilinmeyen bu yönteme göre, anne adayının yumurtaları, bazı dönemlerde dişi veya erkek kromozomu taşıyan spermleri "itiyor". Kutuplaşma adı verilen bu dönemlerin belirli bir takvime bağlanması durumunda, istenilen cinsiyette bebek sahibi olunabileceği savunuluyor. Bu yönteme göre bebeğin cinsiyetini babanın değil annenin durumu belirliyor.
şimdi aga, bebeğin cinsiyeti ya erkek olacak ya da kız. bunda herhangi bir sorun yok. yani hiç bir şey yapmasalar bile tutturma ihtimalleri her bebek için %50. tutturamazlarsa parayı iade ediyorlarmış, o da güzel.
yani basit bir hesapla, ben de böyle bi yer açsam, desem ki, bebeğin cinsiyetini belirleyecez, olmazsa paranız iade. ancak, göz boyama babında bi şeyler yapıp, gerçekte hiç bir şey yapmasam. e her bebekte %50 şansım olduğuna göre, bir sene içinde 100 kişi müracaat etse mesela, bunların 50'sini tutturmuş olurum. geri kalan 50 kişiye paralarını iade etsem bile, oturduğum yerden, hiç bir şey yapmadan, 50 kişinin parasını almış olurum.
uzun lafın kısası, bana biraz dolandırıcılık gibi geldi bu olay.
** Hermetika ya da diğer adıyla "Zümrüt Tabletler", eski Yunanlılarca Hermes Trismegustus olarak adlandırılan Hermes Trismegistus'un öğretisine ait kimi metinlerin eski Yunanca ve Latince yazılmış eldeki parçaları bütününe verilen addır.
Bunlar, Antik Mısır'da kutsal alfabeyle yazılmış orijinal kayıtların farklı yazı biçimlerine çevrilmiş kopyalarının kısmen eski Yunancaya ve Latinceye çevrilmiş bölük pörçük parçalarından oluşurlar. Bu metinlerin iskenderiye yangınından ve bağnazların ellerinden kurtulabilmiş kısımlarındaki bilgilerin de, hem çeviriler sırasında hem de başka nedenlerle bir miktar anlam kaybına uğradıkları sanılmaktadır. iskenderiye Kütüphanesi'nin 5. yüzyılda Kilise tarafından yönlendirilen yıkımından sonra bu metinlerdeki bilgilerin günümüze dek korunabilmasinde, Pisagor, Platon ve eski Yunanlı yazarlar kadar, Ortadoğu'daki ezoterik ekollerin de büyük katkısı olmuştur. Ortadoğu'da korunan hermetik bilgiler Avrupa'ya özellikle Floransa yoluyla aktarılmış olup Kilisenin tüm çabalarına rağmen Avrupa'da yayılmayı başarmıştır.
Timothy Freke ve Peter Gandy, Hermetika üzerine yazdıkları kitaplarında konuya ilişkin olarak şu açıklamayı yaparlar: iskenderiye Kütüphanesinin 5. yüzyılda Vatikan'ca yönlendirilen yıkımından sonra, hermetikaya ait metinlerin bir kısmı Ortadoğu'ya taşınarak Arapça'ya çevrildi. Bu bilgilerin bugüne dek korunabilmesinde Pisagor, Platon, eski Yunanlı yazarlar ve Gnostikler kadar bu metinleri Ortadoğu'ya aktaran Zerdüştçülük rahiplerinin ve Harran'daki Sâbiîler'in büyük rolü olmuştur. Sufilik bu metinlerden hayli yararlanmıştır. Ortadoğu'da korunan bu bilgiler Avrupa'ya özellikle Floransa yoluyla aktarılmış ve Vatikan'ın tüm müdahalelerine rağmen Avrupa'da yayılarak rönesansın oluşmasına son derece önemli bir katkıda bulunmuştur. Kopernik, Newton gibi, dönemin birçok bilgininin bu Hermetik bilgilerden faydalandıkları veya esinlendikleri ileri sürülür.
Hermetika, günümüzdeki haliyle şu metinlerden oluşur:
* Öğretiler Bütünü (Corpus Hermeticum): Poimandres'in (Pymander) on dört vaazdan oluşmuş derlemesidir.
* Mükemmel Vaiz: Asclepius'a hitap edilen metinlerden oluşur; bu Latince metinlerin orijinal hali olan Yunanca versiyonu halen kayıptır.
* Hıristiyanlığın erken dönemindeki Hıristiyan rahiplerin yazdıkları metinlerdeki alıntılardan ibaret olan yirmibeş parça. Fakat Hıristiyan rahiplerin bu alıntıları yaparken sansürden geçirerek alıntıladıkları sanılmaktadır.
* Yine bu dönemde yaşamış bulunan üç yazara ait üç metin: Bu yazarlar Zosimus, Fulgentius ve Iamblikos'tur (Jamblique).
* John Stobaeus'un (5. ve 6. yüzyıl) yirmiyedi metni.
Bu metinlerden Alemin Bakiresi adıyla bilinen kısım, Horus ile isis arasındaki diyaloglardan oluşur ki, Hermetizm'in temel ilkeleri bu kısımda açıklanır.
Hermetika'daki dizelerden birkaçı şunlardır:
"Haydi dinleyin çamurdan insanlar!
Bir an düşün,
nasıl oluştuğunu ana rahminde.
Aklına getir o usta işçiliği
ve ara o sanatçıyı,
böyle güzel bir görüntüye şekil veren.
Kim çizdi göz yuvalarını?
Kim açtı burun deliklerini, kulaklarını ve ağzını?
Kim uzattı sinirlerini ve sıkıca bağladı?
Kim yaptı kemiklerini
ve etini deriyle örttü?
Kim ayırdı parmaklarını
ve düzleştirdi tabanlarını?
Kim hazırladı kalbini
ve boşluklar bıraktı ciğerlerinde?
Kim görünür kıldı güzelliğini
ve sakladı bağırsaklarını içeride?
Kaç çeşit beceri kullanıldı
ve kaç tane sanat eseri yaratıldı
oluşturmak için bir insanı?
"Gözlerinle görmek için " onu,
mükemmel düzenine bak evrenin;
algıladığın her şeyi yöneten
zorunlu yasalara ve
olan ve olacak olan her şeyin
mükemmelliğine bak!
Uzayda kendine verilen yerde dolaşır her yıldız.
Niçin bütün yıldızlar aynı yolu izlemezler?
Her birinin yerini tayin eden kimdir?
Bunların yapımcısı ve sahibi olmalıdır birisi.
Mümkün değildir tesadüfen ortaya çıkmaları.
Düzen tümüyle yaratılmış olmalıdır mutlaka.
Ölçüye sığmayan sadece
ortaya çıkandır "tesadüfen"
oto sanayilerde, volvo, saab, rover marka araçlar için kullanılan tabir.
bunun nedeni, bu marka araçlar, son derece kaliteli, sağlam, konforlu araçlar olmalarına rağmen, yedek parça bulmanın zorluğu, bu araçlardan anlayan usta sayısının azlığı, yetkili servislerin yetersizliği, parçalarının tamamının isveç veya ingiltere gibi ülkelerden ithal edilmesi ve buna bağlı olarak parça fiyatlarının inanılmaz pahalı olmasıdır.
bu tarz bir araçta meydana gelecek arızada, araç serviste en az 10 gün yatar, parça değişimi falan gerekliyse, bi 20 gün kadar da parçanın gelmesi beklenir ve sonuçta servise ödemeniz gereken tutar arabanın yarı fiyatını bulabilir.
bu araçların sıfırı, üst klasmandaki bmw, mercedes, audi tarzı araçlarla aşağı yukarı aynı fiyata satılmakteyken, ikinci ele düştüğünde inanılmaz değer kaybetmektedir.