abbas güçlü ile genç bakış programında bir öğrencinin: "atatürk atatürk diyorsunuz ama kime göre?" gibi bir sorusuna karşılık: "atatürk'ün ona göre buna göresi yok" gibisinden cevap vererek bize, oldukça faşist ve basit olduğunu kanıtlamış; suratı adnan oktar'ı andıran vatandaş.
ancak ateizm ve inanç meselesi, felsefesi hakkında hiçbir şey bilmeyen, daha öncesinde bu konuya hiç kafa yormamış bir aklın uydurabileceği cinsten fikir. yahu ateizmin temel anlayışı zaten böyle fizikötesi şeyleri reddetmek. ister bu tanrı olsun, ister şeytan, ister cin, peri...
şöyle bir gerçek vardır ki o da gerçekten atatürk'ün eleştirilebilecek yönlerinin bulunuyor olması. bilin ki atatürk yaşasaydı eğer; kendisini sorgusuz, sulasiz kabullenmemizi istemezdi. feni ve ilimi benimsemek bu değil mi zaten? atatürk'ü eleştirmemek, eleştirilebilecek yönleri olmasına rağmen eleştirmemek, onun da reddettiği bağnazlığın ta kendisidir. hıı bunu farklı olmak için yapan karaktersizlere denecek bir şey bulunamaz zaten.
nihayet mahkeme kararı ile kapatılmış acınılası, basit insanların yazdığı sitedir. dileriz ki bir daha erişime açılmaz ve atatürk'ü o denli ırkçı gösteremezler. allah akıl fikir versin bu insanlara. bunlar anca türkiye'yi geriye götürürler o örümcek kafalarıyla.
fazlasıyla yanlış önermedir. sayısal öğrencisi olmama rağmen eğer okulumda adam akıllı sözel eğitim verileceğini bilseydim mutlaka sözel bölümü seçerdim. sanat yahu sanat... var mı ötesi?
kesinlikle sadece mantıksal değildir; hatta çoğu alan için deneyseldir. bilim, bilgidir. dolayısıyla elimizde bilgi olmadan sadece mantıkla bilim yapamayız. ama matematik -ki o da pek bilim sayılamaz- sürekli mantıksal çıkarımlarla hareket eder. elimizde bir bilgi olmasa bile mantık ilkelerine dayalı olarak matematik yapabiliriz. bu nedenle matematik kesin olan tek gerçekliktir.
dini günlük hayatta saçma uygulamalara karıştırmadıkça neden üzünülesi olsunlar ki... yaşa dinini içinde. hep iyiyi emrediyor zaten, ona göre düzenle hayatını. o zaman ahlaklı insan olursun gerçekten. bu bağlamda dine inananlara üzülmek oldukça saçmadır.
dışarı çıkıp, arkadaşlarla gezip tozup, sinemaya gitmekle sosyal olunamayacağı gibi, evden adam akıllı dışarı çıkmamakla da asosyal olunmaz. asosyal olmak, bir olay hakkında hiçbir fikre sahip ol(a)mamak, o olayı sosyal açıdan analiz edememektir. örneğin bir kişinin sanatla ilgilenmemesi onu asosyal yapmaz; ama sanat konuşulunca en azından 'sanat' kavramı hakkında düşünemiyorsa bir kişi, işte o kişi asosyaldir.
bu değerlendirme ancak zübeyde ve latife hanım'ın yaşadığı dönem göz önünde bulundurularak yapılmalı. öyle ki; o zamandan bu zamana kadar aynı inancı sürdürüp hala kara çarşaf giyinen insanlar olduğu gibi, zamanla bu inançtan cayıp şimdilerde başı açık olanlar bile var.
yaşlı insanlara yer vermemek için 'uyuyor' taklidi yapmak.
koltuk altı kıllarını kesmeden otobüse binmekte sakıncalı olabilir; şayet oturmuyorsanız, otobüsün üst kısmındaki demiri tutabilir ve milleti; sağlıksız bir görüntü, olası pis koku durumuyla yüzleşmek zorunda bırakabilirsiniz.
toplum içerisindeyken bu gerçekleşir ve fark edilirse, garip insanın ve hatta toplumdakilerin de yüzünü kızartacak istemdışı eylemdir. o anda bu eylemcinin hiçbir şey olmamış gibi davranması, toplumdakilerin bu eylemciye bir anlığına olsa da gıcık olmasına neden olabilir.
ince kenarlı mercek kullanılarak yapılan, üzerine tuttuğunuz cisimleri büyütmeye yarayan alet. daha iyi anlaşılması açısından bir büyüteçi peçete üzerine güneş ışınlarının altında tutarsanız, ince kenarlı mercek bu güneş ışınlarını toplayacaktır(büyütecektir ve ışınların etkisi artacaktır.) ve peçete uzun bir süre sonra tutuşmaya başlayacaktır.
türk ırkı üstündür. neden? çünkü savaşmış, kan dökmüş... işin can sıkıcı yanı bu. yani türkler üstün çünkü savaşmışlar. deseler ki türk ırkı üstün; çünkü zeki, teknolojik, nazik, misafirperver... yine sinirlenmessin ama neden savaşçı, kahraman ruhlu bir ırk üstün olsun ki? hiçbir ırk birbirinden üstün değildir. fransız neyse arap da o, türk te o dur.
asıl amacı sorgulamak değil de, sorgulayanları haksız çıkarmaya çalışmak olan basit bir soru. yaşamı ilk kez merak eden ve onu keşfetmeye çalışan küçük bir çocuğun sorabileceği cinsten. ayrıca: "açalım ufkumuzu, daha geniş düşünelim!" de dedirten sorudur.
"arkanızdaki duvarın rengi nedir?" sorusunu, arkasındaki duvara bakıpta cevaplayana iş vermeyen şirketler de var. bu şirketlere göre bir odanın dört duvarının da aynı renkte olması şarttır. kişinin, önündeki duvarın rengine bakıp soruyu cevaplaması istenmektedir.
sunduğu belki de sunamadığı yarışma programında soruları sorarken ara sıra ses tonunu anlamsız bir biçimde yükseltiyor. programı çoşkulu bir hale mi getirmeye çalışıyor acaba..?
sadece babası değil de tüm sosyal çevresinin faşist olması durumunda değer kazanabilecek gençtir. çünkü gençlerin düşünceleri genellikle arkadaş ortamındakilerin düşünceleriyle olgunlaşır. bu gencin yaşadığı çevrenin tümü faşist iken bu çocuk sosyalist oluyorsa gerçekten araştırmıştır, düşünmüştür, yararlı da bir iş yapmıştır.
dikkat edin yediğiniz hiçbir gıdanın rengi mavi değildir. bu renk, gıdalarda pek tercih edilmez çünkü kanıtlanmıştır ki; gıda kategorisinde insana en itici gelen renk mavidir.
'benimle dans eder misin' adlı yarışma programının jüri üyelerinden. herkes gülerken o gülmez. herkes aynı fikirdeyken onun farklı bir fikri vardır. ya yapılan dansları gerçekten inceliyor, adam akıllı değerlendiriyor ya da farklı olma çabası içerisinde ki bunlardan ikincisi daha yakın geliyor bana. kendisini ezilmiş hisseden bir insanın tepki olarak bunları yapması hiç te anormal değildir. hı bir de son programda taktığı takıların fiyatını söyledi, çok değerli falan dedi. buradan da şunu çıkarıyoruz ki aynı zamanda görmemiş veya da sonradan görmüş ki yine ikincisi bana daha yakın geliyor.
tv de herhangi bir eğlence programına para verip giden bir seyirci eğlenmiyor da olsa kendisini eğleniyormuş gibi göstermek için sık sık alkışlar, güler falan. bunun dışında bu kategoriye, kadın programlarında en ön saflarda yer tutan şaklabanlar da dahil edilebilir. gerçi bu insanlar için para kazanmanın yolu bu o nedenle pek yadırgamamak gerek.
fiziksel bir olayı metamatiksel olarak modellemekle, matematiği sadece deneysel verileri değerlendirmek için kullanmakla matematikçi olamazlar. teorik alanla uğraşanları farklıdır tabi.