Çoğu insan bunu asla yaşamaz. Bazen yaşar ama basit kavga der geçer. Bir durumda o kadar canınızı sıkar ki evlatlıktan reddedildim dersiniz. Çoğu zaman kötü ya da iyi bir sebepten olabilir sizin için. Bu başlığın bu kadar az entry sahibi olması da çoğumuzun birey oluşumuzu kabullenmememizden ileri gelebilir.
Ben ilk reddedildiğimde ortaokuldaydım. Gayet basit bir şekilde * sen benim çocuğum olamazsın" denilmişti. Bana ergenlik sancısı gibi gelen bu süreç birey olmamın bir parçasıydı. Ne kadar birey olursam o kadar itiliyordum, ne kadar ben olursam o kadar vazgeçiliyordum. Ne kadar "varım" diyorsam o kadar "yok" sayılıyordum.
Sen de şöyle şöyle yapmışsın, nasıl normal olmak istersin demeyin hemen. "Homoseksüel" değildim, "katil" değildim, "hırsız" değildim... Ve evet, bunlar çok ağır(!). Ben sadece kendisi olmak isteyen, açık olmasa da dar giyinen, hayatındaki ilk sevgilisiyle ilişkiye giren ve onunla nişanlanan, dini sorgulamadan, düşünmeden, incelemeden kabul etmeyen her şeyi en ince ayrıntısına kadar bilmek isteyen, kariyerin doruklarında, Türkiye'nin en iyi okullarından birini bitirip dünyanın en iyi şirketlerinden birinde çalışan bir kadınım.
Bazen aileniz sizi reddetmez fakat reddetmek ister. Siz kaçmak, kendiniz olmak istersiniz fakat olamazsınız. Ama geleceğinizi biliyor musunuz? Evet, belki dilenci olursunuz ya da intihar ya da daha kötüsü... Aynı şekilde başladığım yolculuğumu;
-Üniversiteyi yarıda bıraktım.
-Ailemi ve tanıdığım, beni kabul etmeyen herkesi bıraktım,
-Yeni bir hayatta yaşımın gerektirdiği seviyede, istediğim eğitim(üniversite) ve işe(kasiyerlik/garsonluk/satış danışmanlığı) başladım,
Ve derken yıllar sonra ailemi dinleseydim görücü usulü evlendiğim insana yemek yaparken yaşayacağım hayatı, kariyerinin zirvesinde sayılı Türklerin çalıştığı saygıdeğer bir firmada çaslışıp kendi paramı kazanırken kimseye eyvallahım olmadan tamamladım. Pişman mıyım? Onlara beni yargılarken söylediğim ilk gün gibi... Asla değilim, her şeyin arkasındayım. Çünkü bu yanlışı ya da doğrusuyla benim.
Onlar pişman mı?
Bilmem...
Ne geçmişimle ne de geleceğimle ilgilenmemiş olacaklar ki görüşmedik.
ilk ilişkiye girdiğim insan mı?
Başkası olmadı tek oydu. Ve tahmin edin ne oldu?
Evlendik, mutluyuz.
Benim yerime konuşanların, birey olduğumu kabul etmeyenlerin, kara haberi yaymak için var olanların, kötülükten zevk alanların aksine ben var oldum. Hayatına 3 kere son vermeye çalışıp beceremeyen bir gerizekalı olarak var olmayı becerebildiysem, çok kolay...
Candan can alır.
Çenem ağrıyor diye gittiğim bir üniversite hastanesinde Öğlen gel alalım dört Dişi denmesine kanıp gittim. Öyle söyleyince kolay bir şey sandım. Toplam 15-20 dakika Sürer, hepsini teker teker alırız, iyileşmesi de uzun sürmez dedi.
Ameliyat sırasında arkada mezdeke çalıp oynayan staj öğrencilerini ve ameliyatın 45 dk sürdüğünü saymazsak Çok sıkıntı çekmedim ameliyat Sırasında, bir de kist buldular. Dişimi de elime verip gönderdiler.
Dikiş alınma tarihi geldi, canlı canlı söktüler güzelim dikişleri ve o tarihten itibaren 6 ay boyunca ne yara iyileşti ne de ben. Su içmek, yemek yemek imkansızlaştı. Iltihap akmaya başladı, ağrılar kemik ağrısı gibiydi en sonunda tekrar gitmek zorunda olduğumu anladım.
Gülen bir suratla " ay biz Dikiş ipi unutmuşuz içerde kemik falan hep iltihap senin, Allah iyiliğimi vermesin benim kız" dercesine bir yüzsüzlükle aynı yerden aynı ameliyatı 2. Kere oldum. Hala arada sızlar.
Şimdi Diğerlerini de aldırmam Lazım fakat gider miyim? Bir tanesi ufaktan Ağrı sızı eşliğinde çıkmaya başladı bile.
Gerçek Hayattaki gibi yalnız hissettirir.
Arkadaş bulunamasa dahi yardım istendiğinde her Türden insan imdadınıza koştuğu için pek de sorun edilmemelidir.
Her yaş grubundan, her nitelikten insanda bulunabilen iğrenç bir bozukluktur. Toplum içinde yemek yemekten sokakta yalnız yürümeye kadar normal durumları bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler için işkence haline çevirir.
Tanımadığınız** insanların arasında ettiğiniz mantıklı veya mantıksız her kelime için hatırladıkça çıldırtırcasına bir pişmanlık duyarsınız.
Kendi başınıza iş yapmak büyük bir korku, utanç, endişe yarattığı için evde yatmak en güzel şey olarak görülür. Ve intihara meyilli hale getirir.
Her şey iyi olacak diye bekliyorsun değil mi? Her şey yoluna girecek, ister Tanrı'dan ister kendi başarınla mutlu bir hayata yelken açacaksın. Kusura bakma ama dost acıyı Söyler. Itirafım bu. Hiçbir şey iyi olamayacak. Ya sen üstesinden geleceksin Yada o senin.
Lys'ye girmeye hak kazandığım için bir gün olsun ders çalışayım dedim, yazık günah onca para verdik 1-2 soru fazla yapmak Lazım. Geldiğim nokta şu;
Bilgi:
F(e)=mc^2 15. Mertebeden türevinin ln2 için Değeri RNA sentezine girdiğinde Co^2 ortaya çıkmaktadır. Buna göre; Freud'un psikoseksüel gelişim Kuramı'nın türevini alırsak cümledeki anlam bozukluğunu bulabiliriz.
Soru: hangi Divan Edebiyatı Şairinin cos2 Türünden değerini bulursak, sonuç pozitif olur?
Bence sen çıkmamaya devam et diyerek cevaplanacak sorunsal.
Rahat hisseder, giyer.
Modelini sever, giyer.
Kendine yakıştırır, giyer.
Eşi ister, giyer.
Kendi ister, giyer.
Ojesine uyuyordur, giyer.
Ucuzdur, giyer.
Sanane, giyer.
Renk tonları birbirine uyduğu zaman tırnakları güzel gözüken, uymadığı zaman çirkin gözüken kızdır.
ayrıca bence parmağına değil tırnağına sürüyordur o ojeyi.
regl ağrısına iyi gelen ilaç. Tahmini 1 saat sonra ızdıraptan kaşıntı şekline dönüştürüyor ağrıyı. Fazla ağrı kesici kullanmayanların yanında bulunması gerekir.
En çok kıskandığım durum. Saçma sapan bir-iki hastalık yüzünden yemesem de veremediğim kilo yüzünden bu insanlara hep ön yargılı yaklaşmışımdır. Kusura kalmayın ey ahali.
Sebebini bilmediğim bir mutsuzluktan dolayı uyuyamıyorum. Resmen mideme oturmuş bir ağırlık, bulantı. Ağlamak geliyor içimden ama sebep yok diye ağlayamıyorum ne kadar istesem de.
Hislerim birbirine savaş açmış gibi. Hiç Tarzım olmayan müzikler dinlemeye, hiç alakam olmayan insanlarla konuşmaya başladım.
Bıktığımı biliyorum ama neyden bıktım?
Sıkıldığımı biliyorum ama neyden sıkıldım?
Nefret ettiğimi biliyorum ama hangi birinden?
Şu tarih tekerrür Etmesin artık, her gün sebepsiz iç sıkıntısı yaşanmaz kardeşim biz de insanız.
Türkçe sorularında genelde annenin doğum tarihini verip amca oğlunun sakal uzunluğunu sormuş cevaplarda da ajdar'ın memleketini işaretlememizi istemiş. Bu kadar dolandırmasaydı güzel olurdu.
keşke olumlu bir şeyler söyleyip tüm tipsiz olan insanlar alemine bir umut olabilsem denilen başlıktır fakat en ufak bir çekiciliğiniz yok ise karşı cinse yaranamazsınız. En iyi ihtimalle muhabbetiniz tanıştığınız kızın/erkeğin hoşuna gitmiştir aksi ihtimalle üzgünüm.
bir yanı eksik kızlardır. sevdiği erkeği kaybedebileceğini en yakınından öğrenmiş kızlardır ayrıca. kötü düşüncelerinizi bir de yüzüne söyleyin sonucu görün diyecek kadar parçalayacağına güvendiğim kızlardır.
olur da söyleyemez isem içimde kalmasın; dış görünüş hemcins ve karşı cins için neredeyse çoğu şey demekmiş. Kimse beyninin içindekileri çoğunluğa kanıtlamadıkça önemsemiyormuş. Önemli olan dış görünüş değil içindekiler diyenler sadece sevdiği insanların içindekilerden bahsediyormuş.
ne kadar iyi davranırsan o kadar çok tepene çıkıyorlarmış. tabi ki herkes değil fakat çoğunluk böyleymiş. en iyisi bu dediğin insan her zaman sana yanlış gelecek davranışlar yapabilecek kapasitede oluyormuş. eğer ki ardına bakmadan ilerleyebiliyorsan mutlu oluyormuşsun fakat herkese gereğinden fazla değer veriyorsan depresyon denilen mutsuzluk kıvamına geliyormuşsun.
kendi fikirlerini yok sayıp karşıdaki hanımefendinin fikirlerini benimsemektir. Ne kadar hayran, ne kadar aşık olursanız olun yapmamanız gereken şeylerin başında yer almaktadır ayrıca.
Otobüste karşılaştığım ve hiç tanımadığım teyzelerdir. birden bana iyi dileklerini ve dualarını sunmaya başlarlar. Nazardan korunacak, sevdiğime kavuşturacak, allahın razı olacağı tüm duaları ederler.