tamamen eskiler arasına giren bir sevginin ve sevdanın,
karşısındaki belki duyar diyerek sessiz çığlığı.
bitmez sevgi ama bir kızgınlıkla, artık bitti denilir.
oysa sürüp gidecektir içinde. herkes şaşırır davranışa
ya da görülen ezaya. sevgilinin hiç aramaması sonucunda
varırsın bir karara ve bittiğini düşünürsün artık. o da
bitirmiş ve belki de başka baharlara yol almıştır.
kimbilir eski aşklara geri dönmüştür belki de. bir haber
alamayan sevgili de, çaresiz sonuca katlanmaya çalışır.
ve son bir kez dener şansını. belki duyar da sevgilisi,
bir ses verir diye. son bir şansı belki hak ederler diye...
bitmeye ramak kalmıştıri sürüncemede, sürünüyordur
yerlerde. unutulmak en acısı deyip kendini içkiye
vermiştir belki de...
çok konuşan bir evlada, ebeveyninden gelen biraz sert bir uyarıdır...
çok konuşup kafamı şişirdin, ya da yapacağım işi unuttum demek
istiyordur anne ya da baba...
yalnızlığın koynunda, koca bir günü telefon başında, bekleyerek
geçirmektir. değil sevgilinin gelmesi ya da süpriz yapması, bir
telefon bile etmemesi sonucunda, ortada kalmışlığın verdiği
histir. anlamaya çalışırsın. o da zaten anlamanı bekliyordur. ama
o hep, her şeyi anlamanı bekliyordur zaten. anlamaya çalışırsın sen
de. üzülsen de, içinde yaşar gidersin. sen aramaya kalkarsın ama
meşgule alınır telefon. bilinir de bahanesi. çok yoğundur. hayat
istenildiği gibi gitmiyordur. ne yazık ki zaman istediğimiz
şeyleri vermiyordur. bu tip bahaneleri duymaktan emin olan kişi
zaten hiçbir şey söylememeyi tercih edip susar. zira her an bir
bahanesi vardır karşı tarafın. o kadar da önemli değildir
sevgililer günü, sizin için. yani sevgiyi bir güne sığdıranlardan
değilsinizdir elbet. ama, işte hep ama'lar da vardır devamında...
tüm türk sanat müziği parçalarını dinleyip, ikinize göndermeler
yaparsınız kendi başınıza. hayalleriniz vardır ve hayaller de
güzel demeye devam edersiniz...
kadınlar gereksizdir tarzında bir düşüncedir. ne erkek gereksizdir ne de kadın.
dünyanın en güçlü yaratıkları olarak bilinen ve kadınların en zor zamanlarında
yanlarında olabilen varlıkların gereksiz olması ancak bir erkeğin kıskanç
tutkusundan çıkabilir...
bir anlık kızgınlığın neden olduğu kavgalardır. ilk etapta
şiddetlenir, hatta evden gidilmeye çalışılır. sonra o
kızgınlıkla ne olduğunu anlamadan kollarında bulursun
kendini partnerinin. sarılmış, kızgınlığı aşk ile
defetmeye çalışıyordur... ya da kızgınlığı aşka harman
etmektir yapılan...
(bkz: ukte)
eninde sonunda dünyaya gelinmesine neden olan, doğurucu bir bünyeye
sahip olan ve kendisini de bir ananın doğurduğunun bilincine
varamamış olan kimselerce söylenen * sözlerdir. bir ana
doğurabiliyorsa bizi, kalkıp gereksizdir demek gibi bir gaflete
düşmemeliyiz. cennet kadınların yani anaların ayakları altındadır
sözleri de unutulmamalıdır. yeri geldiğinde baştacı edilen
kadınlar bazen de belli dengenin oturmaması sonucu bu şekilde
tukaka olabilmektedirler. *
bir müsibet bin nasihatten yeğdir sözlerini doğrulayan sözlerdir.
laf dinlemeyen ve yanlış yola sürüklenen ve sonunda da, işe
yaramasa da pişmanlığını belirten kişiye söylenecek sözlerdir...
her şey için hazırlıklı olmalıyız. her şey olabilir hayatın içinde.
hayat süprizlerle doludur ve bir an sonrasının bize neler
getirebileceğini asla hayal bile edemeyiz. toz pembe bakmak da
güzeldir bir bakıma yaşama ama, ayakları da sağlam basmak gerekir...
hiç olmadık yerde hiç olmadık zamanda yaşanır şaşırtıcı durumlar.
hazırlıksız yakalanırsın. kocaman bir yuvarlak, oyun küresidir
yaşam. bilmediğin oyunları, zamanı gelince karşına çıkarır...
sabah saatlerinde, üsküdarda olmanın ayrıcalığını anlatan
sözlerdir. güneşin üsküdar ve haremden, kalamış'a uzanan
bir sahil boyu olan güzelliği anlatılmaktadır her şiirde.
her mevsimin güzelliği de. tabi eski üsküdar, yani o
temiz hali çok daha fazla akıllarda kalmıştır. sabahları
üsküdar, kuzguncuk arası yürüyüş yapmak her şeye bedeldir
ya da bedeldi. herkesin birbirini tanıyabildiği değişmemiş
üsküdarın güneşi içine alması idi yaşamın anlamı...
yaşanılan şehirin oldukça büyük ve kalabalık olması durumunda
ortaya çıkan durum. kimin ne yaptığı belli olmaz. izini
kaybettirebilir kişi. bazen gerçekten ister bünye. öylesine
büyük olan caddelerin arasında yok olmak ister. kalabalığın
arasına karışıp, bir merhaba sesini bile duymamak ister...
yaşamın acı yüzüyle karşılaşan bir bünyenin sözleridir. hep en güzel
yanlarıyla büyürdük insanların masallarda. hep kötü üvey annelerin
yanı sıra pamuk prenses ya da kurbağa olmaktan kurtulan prens'e
dönüşüverirdik. öylesine genişti hayal penceremiz. öylesine engin.
zamanla büyüdük ve hayatın masal tadında devam etmediğini öğrendik.
yaşamanın masallarda güzel olduğuna şahit olduk...
aşkın ölümsüzlüğüne inanan bir bünyenin, unutulması sonrasında yaşadığı
travma ve bu travma sırasında söylediği sözlerdir. sevsen de hep bir
yerde eksik kaldığını hissedersin. aşkım desen de bir yere kadar o alev
devam edebilir. zaman ilerledikçe, heyecan ve aşkın yerini rutin yoğun
bir yaşam alıyor ve unutuluyor birçok şey. hatta hiç arayıp sorulmuyor
bile zaman geçince... canım cicim ayları bitti anlamına geliyor bu da...
ve aşk gerçek yüzünü gösteriyor zamanla...
sevgilinin mesajlarını beklemek ile ve bir telefon sesine hasret
beklemesi ile oluşan durumdur. gün içinde neler yaptığını ya da
ne yiyip içtiğini merak etmez. geceleri dışarı çıkıp çıkmadığını.
kıskançlığa gelince kül bırakmayan bir sevgili, gün içinde tek
kelime bile yazmaz her nedense. evet işleri vardır, evet senin
dışında da bir evi ve yaşamı vardır. ama sen de varsındır
hayatında. ve zaten yeterince anlayışla yaklaşıyorsan bu kadarı
da yeter diye düşünmeye başlar, kendi kendini yiyip bitirirsin.
hele de bir de uzaklarda olan biri ise arayıp sormayan sevgili,
bin kat daha fazla suçlu konumuna yerleşir...
her şeyi bir kenara bırakarak, kendi doğrularıyla yaşamak gerek. bazen
sorumlulukları bir kenara atıp, sadece yaşamak gerek, hem de doyasıya
demek istenen sözlerdir... hep bir bel bükülme durumundayızdır. hep bir
sorumluluklar altında ezilip hayatın tadını çıkaramayan bünyelerizdir.
ama bir yerde dur demeli sürüp giden zamana. üç günlük diye hep söylenen
yaşamı biraz da nabızlarda hissetmek gerek...
sevgilinin gözlerindeki derinliktir. gözlerinin yeşil de olması o kadar
önemli değildir. sen içinde kaybolursun zaten, gökyüzünde kaybolmak gibi.
ama bir de yeşilse çok daha anlamlı olur, yaşanılan. gözlerinin içinde
gökyüzünü görür, yıldızların parlaklığını hissedersin. engin bir uçuruma
bakmak gibidir gözlerin yeşiline bakmak. maviyi yeşile çevirip, aşkı
savurganlık ve özgürlükle harmanlamaktır. gözlerinde leyla ile mecnun
olmak. gözlerine bakarak, tahir olmak da ayıp değil diyebilmektir...
(bkz: ukte)
sevginin anlamını arayan bir bünyenin, karşılıksız yaşandığında
oluşan tanımı üzerinde durması. çoğu zaman karşılıklı olmaz
aşklar ve sevgiler. bazen yalnız da yaşar sevdayı kişi. bazen
yalnızlığıyla meşk eder. yalnızlığın kollarında arar sevgiyi...
içindeki duygu yoğunluğunu, insanların ötesinde doğa ile ya da
kuşlarla gidermeye çalışan bir insan betimlemesidir. martıların
insanlara yakın olması, ya da bünyeyi daha bir özgür kılması...
(bkz: ukte)
baba yerine peder demek gibi doğal karşılanması gereken
bir durumdur. biraz saçma gibi gelse de, aslında her
şeyi bilen bir kişiye hakkını vermek olarak da açıklanır
bu cümle...
(bkz: ukte)
göreceli bir kavramdır. her kişinin hayatı kendine göre özeldir. herkesin
belli bir yaşamı ve kendi içinde öznelliği vardır. yaşamı bir hediye olarak
görmek şeklinde de açıklamak mümkündür...
(bkz: ukte)
hayatın vesvesesinden kurtulmak, bir şekilde alt edebilmek...
bazen içimizden düşündüğümüz, seni bir gün gelecek ve
yeneceğim koca yaşam dediğimiz durumun gerçekleşmesi...
yaşanılan en büyük aşkın ardından, kalbi diğer ilişkilere ve özellikle de
cinsi münasebetlere kapatmak... yıllar bile sürse, açılmaz yüreğin kilidi.
eskilerde yaşar hep gönül. eski yırtık sayfalarda arar aşkı. kendi içine
kapanır ve aşktan uzak durmaya çalışır bünye...
ırvın yalom'un bugünü yaşama arzusu isimli kitabında
geçen etkileyici bir cümledir... çoğu zaman dikkat
edilmeyen bir cümledir. hepimiz yaşarız bir şekilde.
zamanın geçip gittiğinde bahsederiz yakınarak. bir
sinema perdesi gibidir oysa yaşam. geçip gider ve
sen sadece seyredersin geçişini...
herkes bir gun 15 dakikaligina sohret olacak cümlesi ile
aynı anlamı taşıyan sözlerdir... herkesin bir gün er ya
da geç sözlükte yazar olacağını belirtmektedir... ha bu
iyi midir kötü mü bilinmez... *
sevgilinin peşimi bırak demesine neden olan bir diğer garip sitem ve kızgınlık belirten sözlerdir. sorgudur...
peşinde olan kişiden kurtulmak isteyen bünyenin son raddeye
gelen sözleridir... bir eşe ya da sevgiliye söylendiğinde
pek de hayırlı olmaz sonucu... hele de sevgililer gününe
yaklaşıldığında. bir pırlanta ile ancak barışır kırılan
sevgililer. *