Yıllar sonra yeniden izlemeye başladım. ikinci kez izleyince, bir çok ayrıntıyı daha net olarak görmeye başladım. Gerçekten çok güzel bir senaryo. Bir daha olur mu böylesi bilinmez...
kısaca tanımlamak gerekirse jose saramagoya 1998 yılında nobel edebiyat ödülünü kazandıran roman.
kitaba gelirsek, son zamanlarda okuduğum en vurucu romanlardan biri. saramago bence bu eseri kaleme alırken biraz kafkanın dönüşümünden birazda albert camusnun vebasından etkilenmiş. fakat iki kitabından ötesinde çok güzel bir kurgu ortaya koymuş.
yazar kitapta körlük üzerinden, insanların yeri geldiğinde nasıl ilkelleşebildiğini nasıl zulümler yapabildiğini bize gösteriyor.
ve tabiki kitaptaki kadınlar, bu noktaya ayrıca değinmek istiyorum. kitapta bir felaket anında kadınların yine yaşamın her anında olduğu gibi erkeğe oranla daha fazla bedeller ödediği ve daha fazla acılar çektiği çok iyi resmedilmiş. ve yine saramago bize doktorun karısı üzerinden kadınların felaket anlarında nasıl toparlayıcı ve bütünleyici oluşunu, düzlüğe çıkmada erkeklere nasıl yön verdiğini anlatmış.
saramagonun tarzı * ilk başta okuyucuyu yorsa da -ki zamanla alışılıyor- kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
yıl 2006, yaş 19 ne ergen ne de genç sayılırım. o zamanlar dinlerdim bu grubu. y.o.k. kendimden geriye, yetmiyor vs. güzel parçaları vardı.
bozmasalardı, devam etselerdi gelecekleri vardi bence. gerçekten güzel kaliteli rock müzik yapiyorlardi. ama malesef eskiye dair bir anı olarak kaldı çoğu müzikseverde çilekeş.
mfö'nün bence en güzel parçalarından biri ve kanımca da hak ettiği değeri bir türlü göremedi. ben de ise bu parçanın yeri çok başkadır.
--spoiler--
bu fırtına durulur mu benden adam olur mu??
--spoiler--
bu parçanın bu kısmını son kez mırıldandığımda, gerçekten fırtınalı bir dönemdeydim. 2012 yılının ilk bahar aylarıydı.geleceğe dair umutlarım çok az, ve önümdeki karanlığı aydınlatacak bir ışık yoktu. sonra birden bir şeyler oldu, her şey hızlıca gelişti ve bi kaç ay sonra kara bulutlar dağıldı, ve o fırtına duruldu ve hayat yeniden rayına girmeye başladı.
bugüne geldiğimizde ise çok daha büyük bir fırtınadayım. 2012 yılına göre ise yaşadığım sıkıntı ve umutsuzluk ise kat be kat fazla. dün biraz kafamı dağıtmak için bir kitapçı dükkanına girdim. kitaplarla oyalanırken çalan müzik dikkatimi çekti birden. mazhar abi en güzel sesiyle "güzel günler bizi bekler" diyordu. ve ardından soruyordu. " bu fırtına durulur mu?" umarım süreç 2012 yılında yaşadığım gibi olur. ne olduğunu anlamadan kara bulutlar dağılır...
Bazen tükendiğimi hissediyorum, hiçbir şey yapasım gelmiyor. Herşey bir anda bomboş oluyor. Bazen ise Allah bi güç veriyor, ayağa kalkıyorum. Geçecek diyorum. Herşey bitecek. Bi kaç zaman geçiyor yine başa dönüyorum. Bu kısır bir döngü şeklinde devam ediyor. Ta ki günün birinde ya gerçekten bu sıkıntılar gidene kadar, ya da gerçekten tükenene kadar...
bana öyle günler yaşatıyorsunuz ki, elbet allah günü gelince ilahi adaleti tecelli ettirecek ve sizden hakkımı alacağım. siz dua edin adalet dünyada tecelli etsin. eğer ki hesap ahirete kalırsa her birinize hakkımı haram ediyorum. ne kadar hakkım varsa hepsini haram ediyorum size.
ulan bir insan "iyi ki babam ölmüş" der mi lan. bana onu da dedirttiniz, iyi ki babam ölmüş de bugünleri görmemiş.adam üzüntüsünden giderdi yoksa.
allah'a inanıyor musunuz bilmiyorum. ama şunu biliyorum ki allah çok büyük ve bunu siz de göreceksiniz. emin olun göreceksiniz...