Dil eğitiminin nasıl verilmesi gerektiğini bilmeyen, daha doğrusu eğitimin ne olduğunu bilmeyen kuruluş. Tabi bunun bilinmesi için, zahmet edip, kurs faaliyeti yürütebilmek adına Milli eğitim bakanlığından izin alınması gerekir. Ha bunu alınca öğrenirler mi? çok tartışılır.
gsm firmalarının, ileride yoğun radyasyona maruz kalmaları nedeniyle mutanta dönüşmesi muhtemel insanların yaşadığı bir toplum olmamıza sebep olacak hizmetleridir.
limitsiz tarifeye geçmeden önce 20 tl'lik fatura geldi diye isyan eden mutant öncesi varlıkların bu tarifelere geçişi ile birlikte önlenemez konuşma süresi artık sıkça görülen bir hadise haline gelmiştir.
tamam çok konuşursun, senin için hesaplı oluyor...falan filan... ama radyasyon bu. şakaya gelmez, götürür adamı.
Er kişi Gayrettepe civarında serbest çalışır. Aracının içerisinde mistik bir ortam hakimdir. incik, boncuk, nazarlık, çeşitli dualar vs. havadan sudan konuşulduğu esnada birden isminizi sorar ve ardından hiç konusu açılmadan ve talebiniz olmadan yüksek sesle akrostiş tekniğini kullanarak adınıza şiir okur. tuhaf mıdır? tuhaftır. bir daha başınıza gelir mi? gelmez.
Fatura ödemek için bankaya giden fakat mesai bitimine denk geldiği için Şubeyi kapalı gören şahsın, fatura arasına parayı sıkıştırarak cam kapının altından içeri sallamak suretiyle yaptığı yaratıcı ve yardırıcı eylemdir.
Filistin' de yaşananlar için feryat figan ağlayarak ağıtlar yakıp, hergün gösteri düzenleyip, israil'le savaş çıksa başımla beraber diyerek gitmeye hazır ülkemiz insanlarına sorulması gereken bir soru. Bosna savaşında yüzbinlerce insan öldü. Bunların 30-40 bini çocuktu. Sözkonusu olan şey müslümanlık ise, evet onlar da müslümandı. Ama hiç tepkimizin bu kadar olduğunu hatırlamıyorum. evet ağladık, üzüldük, ama sadece o kadar. elbette Filistin de yaşanan ölümler çok acı. masum sivilleri öldürmek bir insanlık suçu. ama bu soruyu sormadan edemiyor insan.
büyükşehirlerde her gün başka bir yerde rastladığımız gıcır binalara verilen ad. Sırf görüntü olsun diye yapılan ve adına gençlik merkezi denilen bu binalar o kadar çoğalmıştır ki bu durum kültüre hasret facebook gençliğinin akın akın bu merkezlere koştuğu hayallerini kurdurmaktadır. fakat bu yapıların içine girildiği vakit 10 metrekare bir internet kafe, göstermelik birkaç filmin gösterildiği sinema salonları, tiyatro için yapılmış ama çoğunlukla parti organizasyonlarının yapıldığı bir salonla karşılaşılması kuvvetle muhtemeldir. "bari adını değiştirin be mübarek insanlar" diyesi geliyor insanın.
35 mm film formatında görüntü kalitesi yakalayabilmek için kendilerini hırpalayan biçarelerin ürettiği son teknoloji ürünü kameradır. red one kullanılarak film maliyetinin baya bi düşürüleceği iddiası söz konusu. evet tabi bu olabilir. sinemayla uğraşan herkesi sevindirir böyle bir gelişme. ama şöyle bir gerçek var ki: kayıt ve kurgu anlamında red one profesyoneli insanlar olmadan (ki red one ülkemize yeni geldi) "hadi ben bir red one kamera kiralayayım da 35 mm gibi film çekeyim, seyredenlerin dibi düşsün" gibi hayal kuranların işin sonunda beti benzi atabilir, benden söylemesi.
bir işyerinde öğle yemeği arasında böyle bir modelin varlığı keşfedilmiştir. etrafta kimsenin olmadığını varsayan modelimiz, yeni evlendiği karısına telefonda miyavladığı esnada, duyduğu sesten dolayı saf saf etrafta kedi arayan iş arkadaşı tarafından tespit edilmiştir.