basbakanin son demokrasi atagi.
--spoiler--
geçtiğimiz yıl bir grup üniversitelinin sahneye taşıdığı tiyatro oyununda geçen 'tayyip blues' şarkısı öğrencileri mahkemelik yaptı. 16 kişinin 2 yıl hapis istemli davası 'başbakan'a hakaret davasına dönüştü.
--spoiler-- http://www.radikal.com.tr...01.2011&CategoryID=77
bu yilin en cok oylanan entry leri dir. Basliklardan sozlugun ne hale geldigi anlasilabilir.
ilk on, yorumsuz :
atatürk ün yabancı dil bilmemesi/#7108053 kayrahan
dört abazanın tüm komşularının gürültülü sevişmesi/#8183613 sirkecidentrengider
parasız yatılı kardeşine kapıyı yarım açan abla/#9236860 sirkecidentrengider
sevdiği kız rahat yiyişsin diye nöbet tutan gerzek/#9189904 sirkecidentrengider
taş gibi kızlarına olcay ismini koyan anne baba/#9295920 sirkecidentrengider
10 cm penisle yapılabilecekler/#7535524 bladvak
üniversite öğrencilerinin yiyip içip seks yapması/#7423026 sirkecidentrengider
ben bu yazıyı anneme yazdım/#7455337 sirkecidentrengider
bu kız bana bakmaz psikolojisi/#9373671 sirkecidentrengider
1 km ötedeki bankaya 14 saniyede koşan 3 öğrenci/#9025268 sirkecidentrengider
dicle üniversitesi sosyoloji bölümünde öğretim üyesi olan ve akp merkez yürütme kurulu (myk) üyeliği yapan prof. dr. mazhar bağlının taciz ve tecavüz olaylarına karistigi belirlendi.
kendi yetenekleriyle bir yere gelemeyen hocalarin profesorluk unvani almak icin iktidar partisine yonelmeleri, ustune ustluk bir de taciz olaylarina karismalari ne kadar cirkin bir duzende yasadigimizi bir kez daha gozler onune seriyor.
erdal eren ve onun gibi bir cok devrimciyi katleden 12 eylul yonetimini elestiren, referandum oncesinde bu devrimciler icin icin "goz yasi" doken basbakan ve taraftarlarinin riyakarligidir. Nedense referandumdan hemen sonra bu insanlar unutuldu. Hatta bu insanlarin yolundan yuruyen ogrenciler yerde suruklendiler, dayak yediler, asagilandilar, terorist ilan edildiler.
Nasil bir mantalitedir bu anlamiyorum. Butun degerleri kullanip kendi igrenc siyasetlerine alet edenler bir gun mutlaka halkin adaletinden nasiplerini alacaklardir.
dvd si cikmis olan konserdir :
--spoiler--
12 haziran 2010 tarihinde inönü stadı'nda 55 bin kişilik bir konser gerçekleştiren grup yorum, bu konseri ölümsüzleştirerek bir dvd çıkardı.
inönü stadı'nda 55 bin kişinin katıldığı grup yorum konseri, tek başına bir sanatçı veya grubun, biletli bir şekilde gerçekleştirdiği en kalabalık konser olarak tarihe geçmişti.
inönü stadı'ndaki 55 bin kişilik dev koro, tüm görselliği, görüntüleri ve coşkusuyla bu kez tüm yorumseverlerin karşısına çıkıyor. uzunca bir zamandır heyecanla beklenen grup yorum 25. yıl inönü stadı konser dvd'si nihayet çıktı.
başakşehir gizli evlilikler şehri mi? bugün gazetesinin yazılarıyla solcuları kızdıran yazarı nuh gönültaş, bu sefer dindarların gizli ikinci evliliklerini deşifre etti.
gönültaş, muhafazakar aileler arasında boşanmaların arttığına dikkat çekiyor.
bu iddiaların merkezi ise yine muhafazakar kesimin özellikle konut edindiği başakşehir.
başakşehir başbakan tayyip erdoğan'ın büyükşehir belediye başkanlığı döneminde ki̇ptaş tarafından zamanın hükümetinin konut projelerine alternatif olarak yapılan ilk toplukonut projesi. etap etap büyüyen başakşehir sonunda bahçeşehir'i de içen alan bir ilçe oldu.
--spoiler--
Surekli dinden dem vuran bu insanlarin aslinda "namussuz" dedikleri diger insanlardan hicbir farklari olmadigini yine acikca goruyoruz. onlar da kadina bir mal gibi bakiyor ve parayi buldular mi yeni bir "mal" almaktan geri durmuyorlar.
iste akp nin muslumanlik politikasi: doyumsuzlugun(her anlamda) muslumanlik adina mesrulastirilmasi.
Sevgili demokratik basbakanimizin son tavsiyesi.
--spoiler--
-omlet yapin tavsiyesi-
erdoğan, eğitim konusunda yapılan yatırımlara da dikkat çekerken, öğrencilerin "neyin eylemini yaptığını bilmediğini dile getirdi. bazı köşe yazarlarının taş ile yumurta tarifi yaptığını söyleyen erdoğan "önemli olan fiil burada. neymiş taş atmamış yumurta atmış. burada fiil önemli" dedi. erdoğan öğrencilere fırsat olsaydı bir tavsiyede bulunmak istediğini de ifade ederek "bu kadar hakikaten bol paranız var. güzel bir omlet yapın da akşama omlet yiyin derdim" dedi.
--spoiler--
haaretz, israil'in tazminat ödemeyi kabul ettiğini yazdı. gazete, 'israil'in ailelere birkaç yüzbin dolar ödemesi bekleniyor' derken yedioth ahronoth'a göre israil her aileye 100 bin dolar ödeyecek.
tazminat, sorumluluk değil, jest anlamina gelecek-
gazete ayrıca, "tazminatın da israilin olayın sorumluluğunu üstlendiği kabulünden çok insani bir jest anlamına gelecek" sözlerine ekledi. aynı konuyu ele alan yedioth ahronoth gazetesi ise, i̇srailin, baskın sırasında öldürenlerin ailelerinin her birine 100 bin dolar ödemeyi kabul ettiğini yazdi.
kardesim butun dunya bu belgeleri konusuyor, arastiriyor.belgler de o kadar iyi ispatlanmis ki kimse yalanlayamiyor. ancak bir iki basbakan cikip iskembeden atiyor.
biz neden ilgilenmeyelim ki? yalanlarla mi devam edelim hayatimiza? cumhurbaskani'nin isine geliyor bu yalanlar herhalde.
Turkiye'de yasadigimiz ilginc ve paradoksal olaylardan yalnizca bir tanesi. Kemal turkler davasi zaman asimina ugratiliyor ve kultur bakani bunu su sozlerle elestiriyor :
--spoiler--
bu arada kültür bakanı ertuğrul günay, türklerin davasının zaman aşımına uğramasını bu, hukuk adına yüz kızartıcı bir olaydır sözleriyle değerlendirdi.
--spoiler--
kardesim, anayasayi degistiren siz degil miydiniz ? hani adalet gelecekti ? sizin sisteminiz bu. ama acidim bakana, elinden bir sey gelmiyor. yalnizca "yuz kizartici bir olay" deyip gecistiriyor.
turkiye'deki polis prototipine verilebilecek sifat.
milleti, dov, iskence yap, oldur sonunda da tecavuz et.
akp nin yillardir kadrolastigi polis teskilatindan cemaat'e yakisir bir eylem:
--spoiler--
ahlak büro amirliği'nde görevli 4 polis, avcılardaki bir ocakbaşına geldi, 7'si kadın 11 kişiyi polis minibüsüne doldurdu. 10 kişi yolda bırakıldı, polisler azeri uyruklu kadını ormana götürüp tecavüz etti.
--spoiler-- http://www.milliyet.com.t....2010/1306683/default.htm
hani 12 eylül bitmisti? hani faili mechuller yargilanacakti? hani kontrgerilla bitecekti ? boyle mi bitecek? sucu bir kisiye yukleyip onu da cocuk mahkemesinde yargilayarak mi bitecek ?
kendisi 30 yasinda (buraya edit)iken 15 yasindaki cocukla evlenebilecek biridir. (buraya edit)"su an" bizim hic de yabanci olmadigimiz bir ulkenin cumhurbaskanidir.
zorunlu edit : kardesim niye eksiliyorsunuz ki? ben mi dedim simdiki cumhurbaskanina git 15 yasinda cocukla evlen diye.
zorunlu edit2 : valla ben kemalist falan degilim. sadece gozume takildi bugun, sasirdim. biraz da cocuk pornolari falan aklima geldi. ne bileyim sonucta 18 yas alti porno filmler cocuk pornosu sayiliyor ya... demek filmini cekmek yasak ama gercegini yapmak yasak degil.
zorunlu edit3 : hala anlamayan arkadaslar icin yaziyorum. cumhurbaskani olmadan once evlenmistir kendileri.
Zamaninda biraz farkli gibiydi, degisik bir cikis temasi vardi, izliyordu insanlar. ama cocuklar essek kadar oldu, surekli bir insanlara ders verme edasiyla konusan anne ... berbat espriler. ayni tarz muhabbet ve konular....
izlemeyin artik be kardesim. bakin sen yuva gibi bir dizisi cikmis onu deneyin.
Ozgurlesme operasyonlarina bir yenisi eklendi.
--spoiler--
yök başkanı özcan'ın imzasıyla üniversitelere gönderilen yazıda, 'güvenli olmayan ortamda özgür düşünce çıkmayacağı' belirtilerek alınması gereken önlemler sıralandı. yazıda, üniversitelerin uygun gördükleri alanlarda kampüste görev yapacak sivil polis için yer tahsis etmeleri gerektiği de belirtildi
saldırı, tecritin öldürdüklerinin ve hasta tutsakların tahliye edilmeyerek öldürüldüğünün üstünü örtmek i̇çindir
yürüme özgürlüğü ve can güvenliğinin olmadığı yerde, demokrasinin olduğunu iddia etmek, riyakarlıktır
linç saldırısının tek sorumlusu akpdir
akpnin faşist terörüne karşı,
tayadlılarla omuz omuza olalım
demokratik, meşru taleplerle ankaraya yürüyen tayadlılar, boluda linç güruhunun saldırısına maruz kaldılar. linç güruhunun ilk saldırısı düzce yakınlarında kaynaşlıda gerçekleşmişti. ancak bu saldırıya rağmen polis ve jandarma, tayadlıların güvenliğini almadılar. tam tersine, linç güruhunu, kışkırtan, onların saldırılarına zemin hazırlayan polisten başkası değildi.
1-) sorunlarını ve taleplerini demokratik yollarla dile getirmek, meşru ve yasal bir haktır. yasalar diyor ki, güvenlik kuvvetlerinin görevi, halkın demokratik haklarını kullanmasını güvence altına almaktır.
ama tersi olmuştur:
linç güruhunun toplanışı, saldırıya hazırlanışı, kilometreler boyunca tayadlılara taşlarla saldırması, bütün bunlar hepsi polisin gözlerinin önündedir.
yol boyunca tayadlıları tehdit eden, linççileri kışkırtan polistir.
2-) linçler akpnin himayesindedir. demokratik bir hakkın kullanılamadığı, kullanılmasının bizzat polis tarafından engellendiği, linç güruhlarının can güvenliğini ortadan kaldırdığı bir ülkede, demokrasi olduğunu iddia etmek riyakarlıktır. linçler, akp iktidarının karakteristik bir özelliği olmuştur adeta. bütün linçlerin arkasındadır. son olarak istanbul tophanede yaşanan linç saldırısında da istanbul emniyet müdüründen başbakana kadar tüm iktidar, linççi güruhun arkasında durmuştur. linçler, politik olarak da, polisiye olarak da iktidarın himaye ve güvencesi altındadır. bu artık kesin bir biçimde açığa çıkmıştır.
3-) linçler, devlet politikası haline gelmiştir. 6 nisan 2005de trabzonda tayadlılara yönelik saldırıyla başlamış ve o günden bu yana da ülkemizde onlarca linç saldırısı gerçekleşmiştir. o günden bu yana, linçleri önlemek için tek bir politika geliştirilmemiştir. tersine, tüm linç saldırıları, polis tarafından örgütlenmiş, iktidar tarafından himaye edilmiş, burjuva basin tarafından meşrulaştırılmış, yargi tarafından aklanmıştır.
ankara yolunda yaşanan saldırı işte bunun sonucudur.
4-) tayadlı aileler, 18 eylülde i̇stanbuldan yola çıkmışlardı. 5 talepleri vardı.
- hapishanelerde tecritin kaldırılması,
- sohbet hakkının uygulanması,
- tutsak tayadlıların serbest bırakılması,
- hapishanelerde işkencenin son bulması,
- hasta tutsaklara özgürlük!
bu talepler, zulme, işkenceye karşı olan herkesin katılacağı destekleyeceği haklı meşru taleplerdir.
5-) burjuva basın yayın organları yazmadığı, duyurmadığı için, ülkemizdeki hapishanelerin durumu, halkımızın büyük bir kesiminin bilgisi dahilinde değildir.
zulüm, keyfilik, hukuksuzluk kol geziyor hapishanelerde.
tecrit işkencesi 10 yıldır sürüyor.
akp yönetimindeki türkiye hapishanelerinde, tecritin, hasta tutsakları tedavi ettirmeyerek gün gün öldürme politikasının nasıl bir katliama dönüştüğünü göstermek için tek bir rakam vereceğiz:
hapishanelerde son 10 yıl içinde 1659 tutuklu ve hükümlü öldü.
bu rakam, bizzat adalet bakanlığının verdiği rakamdır.
tecrit öldürüyor, keyfilik öldürüyor, hasta tutsakların tedavilerinin engellenmesi öldürüyor, coplu, dayaklı işkence öldürüyor... 10 yılda 1659 tutuklunun ölümü bir katliamdır.
akp iktidarı, hapishanelerdeki tecrit ve katliam gerçeğini anlatan, tutsakların sesini dışarıya taşıyan, haklı meşru taleplerini dile getiren tayadlılara saldırarak, zulüm düzenine karşı çıkanları sindirmek istiyor. akp, demokratik mücadeleyi bu topraklardan silmek istiyor. linç saldırıları, esas olarak bu amaca hizmet ediyor. buna izin vermeyelim.
tüm devrimci, ilerici, demokratik güçler! 5 yıldır süren linç saldırılarına karşı kimse daha fazla tavırsız, sessiz kalamaz. akpnin linç güruhlarıyla sürdürdüğü faşist terörün karşısına birleşerek çıkmalıyız.
tayadlılar yürümeye devam ediyorlar. linç saldırıları altında onlarca yılın kararlılığıyla, fedakarlığıyla, sabrıyla yürüyen tayadlıların yanında olmak, insanlık görevidir, demokratlık görevidir. linççilerin ve akpnin faşist terörünün karşısına halkın, solun birliğiyle çıkalım.
i̇ktidar, tecrit zulmünü gizlemek için, hasta tutsakların tedavi edilmeyerek katledildiğini gizlemek için linç saldırıları örgütlerken; devrimci, ilerici, demokrat güçler, tecrite karşı mücadele için, hasta tutsakların özgürlüğü için kurulan birlikleri büyütmek görevi̇yle karşı karşıyadırlar. iktidar, hapishanelerden tabutlar çıkarır ve tabutları örtbas etmek için linç saldırıları düzenlerken, yapay gerekçelerle bu birliklerden ayrılmak, birlikleri zayıflatmak, sorumlu bir tavır değildir. tüm sola yeniden özellikle tutsaklarımızla ilgili bu birlikleri güçlendirme çağrısı yapıyoruz.
linç saldırılarında yer alanlar! son sözümüz de sizedir. sizi onlarca yalanla kandırıp 60-65 yaşındaki tutuklu yakınlarının üzerine saldırdılar. kendinizi milliyetçi diye adlandırıyorsunuz ama, bu saldırıyla emperyalizme hizmet ettiniz. tayadlılar, emperyalizmin uyguladığı tecrit politikasına karşı çıkıyorlar. siz bu saldırıyla amerikanın ve avrupanın tecrit politikasını desteklemiş oldunuz.
sizi kullanıyorlar. kendinizi kullandırtmayın! gerçekleri araştırın öğrenin. türk bayrağıyla sizin gözlerinizin önüne perde çekiyorlar. tayadlılar f tipi hapishanelere karşı çıkıyorlar. siz f tiplerini mi savunuyorsunuz? bilin ki, f tipi hapishaneleri amerika ve avrupa yaptırdı. siz, sabancıların, koçların, ülkerlerin, albayrakların sömürüsünü mü savunuyorsunuz. bilin ki, f tipi hapishanelerdeki tecrit, onların sömürüsü sürsün diye uygulanıyor... bunları araştırın, sorun, öğrenin. göreceksiniz ki, yanlış yerdesiniz.
tayadlılar olarak, halk cephesi olarak, emperyalizm işbirlikçi faşist iktidarların polis terörüyle, linç güruhlarının saldırılarıyla ilk kez karşılaşmıyoruz.
tayadlılar, bugüne kadar çıktıkları hiçbir yoldan dönmediler.
başlattıkları hiçbir mücadeleyi yarım bırakmadılar. şimdi de öyle olacağından herkes emin olmalıdır.
tecrite karşi mücadeleye devam edeceğiz.
akpnin hapishanelerdeki katliamciliğini tüm dünyaya anlatacağiz
bundan aylar oncesinde mangalda kul birakmayan akp'nin israil'den bir "ozur" bile alamadan konuyu kapatmasidir.
sanki filistin'deki durum degisti, sanki ordakiler artik avrupa standartlarinda yasiyorlar da konudan eser yok.
kendini islamci olarak tanitan kesim, hamas basa gelene kadar 'insalik'tan bihaberdi. iste ta odonemlerden "sol"un devlet tarafindan buyuk saldirilara maruz kaldigi 2000 lere kadar her iktidarda filistin'e destek veren solculardi. ve sunu cok iyi biliyorlardi solcular; israil ile bas etmek oyun oynamaya benzemez. bir kere gitmekle, bir kere filistin'i hatirlamakla hicbir sey degismez.
gemileri israil askerleri ele gecirdi. her turlu serefsizligi yapip kucuk cocuklari bile gozaltina aldilar. akp ne yapti? recep tayyip ne yapti ?
koca bir hic. pardon, inanilmaz bir propaganda ama ici bos, bombos...
gecen gun karsilastigim, suriyeli ve misirli iki arkadas bana diyorlar ki : "biz recep tayyip'i arap halkinin , musluman halkin ikinci naser'i zannetmistik. lakin hicbir sey yapmadi, cok sasirdik. (bkz: gamal abdel nasser)".
iyi bir showmen olan akp liler ise ne yazik ki israillilerin ele gecirdigi peynir gemilerini lafla yurutemediler. filistinin kurtulusu ancak ve ancak ezilen halklarin birligiyle olur. bos lafla show yapanlarla degil.
pesin edit : eksi oy verecek arkadaslarin, akp'nin attigi somut adimlari yazmalari rica olunur.
aykut isiklar'in bugun gazetesinde yaptigi karsilastirmadir.
irlandalı u2 çırağan'da, grup yorum jandarmada...
durun daha bitmedi.
çelişkiler cenneti türkiye iki üç politik kişinin macerası veya sıra dışı olay ile anlatılamaz. bugün de köşemin ve yüreğimin yettiği kadar devam edeceğim. sizden sadece şunu rica ediyorum, yazdıklarım kişisel yorumum değildir. sadece gördüklerim. doğru mu yanlış mı, kararı siz verin.
üç gün önce istanbul'u sallayan rock grubu u2'den başlayacağım. medya grubu yere göğe sığdıramadan anlatmaya devam ediyor. sanki dünya tarihinde gelmiş geçmiş en büyük müzisyenler, grup gibi. ben şahsen hiçbir zaman u2'yi çok beğenmedim. kötü bulmadım ama beatles, rolling stones gibi pek çok pop veya rock grubunu u2'ye tercih ettim. politik müzik yapmaları da hiç umurumda değil. bu tamamen pazarlama taktiği. uyanık menajerleri hedef kitle belirlemiş. eskiden bob dylan ile joan baez'in başlattığı yoldan yürüyorlar. kurulu düzene karşı çıkan, ezilmiş halklarını savunan pozlarla milyon dolarları amerikan bankalarında istif ediyorlar. tarih boyunca katolik oldukları için ingiltere tarafından ezilen bir ulus yani irlandalı olmanın imkânlarını amerika'da yıllardır çok iyi kullanıyorlar. rakipleri marihuana-esrar diye şarkı söylerken, onlar afrika'da insanlar açlıktan ölüyor diyorlar. amerika ve avrupa'da duygu sömürüsü yapmak yani...
peki benim entel-dantel arkadaşlarım geçen yıl inönü stadı'na 50 bin türk gencini toplayan grup yorum hakkında neden iki satır yazmadılar? giren haberler çift sütun on santim büyüklüğünde idi. grup yorum da politik müzik yapıyor. sol çizgiden yürüyüp, insan haklarını savunuyorlar. her konserleri (tabii izin alıp sahneye çıkabilirlerse) olay oluyor. anadolu halkı onları 25 yıldır çok yakından izliyor. ancak grup elemanları yanınızdan geçse tanımazsınız. renkli basında veya tv'de entel sanat programlarında bile grup yorum'a rastladınız mı hiç? oysa u2'nin şefi bono sanki eniştemiz gibi. grup yorum'un inönü konserinde arkasında tek bir medya grubu yoktu. gençler kendi aralarında konseri duyurdular, harçlık biriktirdiler, kuyruğa girdiler ve müzik dinlediler. onların şarkı sözleri de insan haklarını, işkenceyi, zindanları, kaybolan insanları, faili meçhul cinayetleri anlatıyor. başka bir deyişle türkiye'nin yıllarca konuşulamayan bir başka yüzünü. ama u2 gibi albümlerini dünyaya pazarlayan müzik evi, çok uluslu olunca... hele hedef kitlelerini iyi seçen enternasyonal menajerin olunca... arkanda birleşmiş milletler, unesco, uluslararası af örgütü olursa... ntv, u2'nin konserini tam bir yıl anons etti. bu kadar tanıtımı bana yapsalar idi, anayasa referandumundan aykut çıkardı.
inönü stadı'na 50 bin kişiyi tırnakları ile kaza kaza toplayan türk rock grubu yorum ise nereye konser vermek için gitse önce jandarma karakoluna davet ediliyor. iki gün sonra da konserin iptal edildi diye salınıyor. başbakan, bakan ne kelime, sadece jandarma komutanı ve nöbetçi savcı ile tanışıyor. belki bir çayını içiyor. daha önce hiç komünist görmemiştim denilerek maymun gibi inceleniyor.
sevgili entelektüel gazeteci arkadaşlarım ve üniversiteli kardeşlerim... şu yazdıklarıma bir itirazınız var mı? bu çelişkiden öte yüz kızartıcı olay değil mi?..
milliyet'in haberine gore, kpss ve ales kopyacilarinin cogunlugu akp'ye yakin duran fethullah gulen cemaatindenmis.
--spoiler--
cemaat bağlantısı
saçı, ifadesinde, kpss sınavıyla alakalı cemaat odaklı iddialarla ilgili de ayrıntılı bilgiler verdi. saçı, üniversiteye hazırlanırken gittiği bir dershanede fethullah gülen cemaati mensuplarıyla tanıştığını, sana imkânlar sunarız diyen cemaate ait evlerde 4 yıl boyunca kaldığını ve cemaati bu şekilde tanıdığını belirtti.
saçı, arkadaşım berat koşucunun bildiğim kadarıyla aynı cemaatle bağlantısı vardır ama ne derecede olduğunu bilmiyorum dedi.
türk eğitim-sen genel başkanı i̇smail koncuk, 2010 kpss sınavı eğitim bilimleri testindeki 116 sorunun, adını ve mail adresini veremeyeceği bir adayın e-mail adresine gönderildiğini kamuoyuna açıklamış ve bildiklerini savcılıkla da paylaşmıştı.
savcılık talimatıyla ispartanın yalvaç ilçesi sücüllü kasabasında yaşayan 24 yaşındaki baki saçı gözaltına alınmıştı. ankaraya getirilerek savcılık tarafından şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan saçı, daha sonra serbest bırakılmıştı.
--spoiler-- http://www.milliyet.com.t....2010/1287289/default.htm
--spoiler--
dini istismar, siyasi istismar, yoksulluk istismarı... akp için istismarda sınır yok, her şey mübah.
ankara'da akp'liler esenler belediyesi'nin düzenlediği 42 bin kişilik "iftar rekoru"nu kırmak için 50 bin kişilik yeni bir iftar yemeği düzenleyecek. bitti mi? bitmedi: iftar yemeğine katılan herkese yanında gençlik parkı'ndaki lunaparka bedava giriş ve ve lunaparktan bedava yararlanacak bilet veriliyor..
promosyonlu iftar,
allah için değil guines için kurulan ramazan sofrası...
hangi dinin kitabında yazıyor acep bunlar?
--spoiler--
kendini islamci olarak tanitan bir gazetenin tony blair'in kitabi ile ilgili cikan haberi gayet normalmiscesine yayinlamasi sonucunda bir kez daha vardigim kani.
"
57 yaşındaki blair, kitabında başbakanlıkta geçirdiği 10 yılı anlatıyor.
ingiliz kitap satıcılarının kitaba çok büyük ilgi gösterdiği ve blair'e tahminen 4,6 milyon pound (7,5 milyon dolar) ücret ödendiği belirtiliyor.
tony blair'in, kitabın gelirini, yaralı askerler için bir hayır kurumuna bağışlayacağı kaydediliyor
"
kimsenin inanmadigi bu iki yuzlulugu, hicbir kontra yorum vermeden yayinlayan bir gazete islamci olamaz. hele ki dindaslarini olduren yarali askerlere gonderilecek paralarin savunucusunun hicbir dinle ilgili olamaz.
