Hayatındaki asıl önemli şeyleri fark edemeden mantıksızca yaşamını sürdürmesidir. etrafına dikkatlice baksa şükredecek onca şeyi görebileceği gerçeğini kabul etmekten aciz oluşudur. doyumsuzluktur... yani "tek sebep" demek yetersiz kalır görüldüğü gibi.
biyolojik olarak hormonlarıma yaptığın bu zalim etkiden dolayı teessüflerimi iletmem gerekir öncelikle. sosyal açıdan nasıl bir vicdansız olduğunu da eklemeliyim tabii, bir insanı anında yerin dibine sokup hiçbir şey olmamış gibi dünyanın en mutlu insanı yapma yeteneğin sağ olsun. ve en son kişisel olarak da...DEĞDi Mi ULAN?
onlarca olasılığı tahmin etmeye ve bunlara göre davranmaya çalışırken yanan beyin sonucu genellikle olasılıkların bir kenara bırakıldığı ve onca tedirginliğin ve belirsizliğin "hayırlısı artık" diyerekten çözüme kavuşturulmasıyla ortaya çıkan durumdur.
"iki taraf da çok sevemez mi?" sorusunu akla getiren ifadedir. ne kadar tehlikenin farkında olsak da devam ettirdiğimiz, bizi 'affedici', 'fedakar' sıfatlarına uygun bireyler haline getiren durumdur.
o müthiş incinmişliğe rağmen gülümseyebilirsiniz.
ve bence bu zavallılık olmamalı.
sizi anında üst düzey bir hayalpereste çevirir. yüzde tebessüm bırakan onca istemin boşuna olduğunu fark etmeyi geciktiren bir eylemdir. tüm bunlara rağmen vazgeçilmez. sanki ruhun buna ihtiyacı varmış gibi. sonuçta da size ya "iyi ki" ler bırakır ya da pişmanlıklar.