canım sevgilim.. şuan sen de beni düşünüyor musun yoksa başka kızlara mı aşkım diyorsun bilmiyorum. tanıştığımızda 2 haziran'ın ilk saatlerinde neler yaptığını sorucam zaten. * seni şimdiden çok seviyorum.. nasıl da seviyorum dimi bak yaa, daha gelmeden neler neler yazıyorum sana. bir an önce gelmeye bak. öpüyorum kocaman. iyi geceler.
hayatı ertelemektir. aslında kendi hayatını yok ettiğinin farkında olmazsın. kim bilir şimdi neler yapıyor, kimlerle konuşuyor. sen hala geçmişte kalmış, eski anıları yaşıyorsun. gelse bile eskisi gibi olmayacağını bildiğin halde...
sigara-puro kırması şahane içecek. sigara içmiyorum ama buna dayanamam. türk kahvesiyle bayaa iyi gidiyor ama espresso ile de mükemmel bir ikili oluşturabilir kanımca.
anne olmak ne demek o duyguyu henüz bilmiyorum ama ben bu şerefsizin yaptığını sokakta gördüğü kedilere bile yapmam. insanlıktan nasibini alamamış zavallı. üç yaşındaki çocuğun vebalini nasıl kaldırabilir ömrü boyunca? nasıl rahatça kafasını yastığa koyar? minicik bir bedene nasıl kıyabilir bi insan? bi anne? eğer bu kadın insan kategorisine giriyorsa, kalsın ben almayayım.
edit: kadının yaptığı hoşuna mı gitti kardeşim eleştirimi eksiliyorsun?
önyargılı olmak istemem ama sonuçta o da bi can, minicik bi kalbi var. öldürmeye kıyamaz insan. ben kıyamazdım mesela. her ne kadar ona bakmak zor olsa da, maddi manevi sıkıntıya sokacak olsa da, annelik görevidir evlada bakmak. aldırmak doğru olmaz. tabii bu konuda doktorun görüşleri de önemli.
islam'ı bilmeyenlerin yorumlaması yasaklansa keşke dedirten başlık...
islamın şartlarında türban takmak olmadığı gibi kuranda da cennete sadece türbanlılar girebilir diye bir ifade yoktur.
doğum günüm.
bu günü seveyim mi yoksa bu günden nefret mi edeyim bir türlü çözemedim. bazen seviyorum kendimi, iyiki doğmuşum lan diyorum. ama bazen de, ne işe yarıyorum ki şu dünyada varlığımla yokluğum arasındaki fark çok mu sanki diye sormama neden oluyor. ama genel olarak mutlu ediyor sanki beni 25 ağustos... hediyeler, mesajlar vs...