gece vakti ya da yatmadan önce yemek yemeyi hobi edinmiş ancak doğru düzgün şeyler hazırlamaya üşendiği için hep atıştırmakla yetinen ben ve benim gibi insanlar için kurulan o efsane sofraların tam anlamıyla bulunmaz nimet olmasıdır. oruç tutun tutmayın ama yine de o sofralara katılın pişman olmazsınız. afiyetle yiyin efenim.
Çocukluğumdan beri sıkıntısını yaşadığım durumdur. Eğer çevrenizdeki insanlara karşı gerçekçi ve netseniz(yani düz adamsanız) hep suçlusunuzdur. hep sizi sikerler. günah keçisi tabirine en uygun adamsınızdır. bu durumun Kendi üzerimden vereceğim örneklerle daha iyi anlaşılıp-etüt edilebileceğini ummuşumdur bu yüzden dökülüyorum:
Yaratılışım böyle herhalde anasını satayım ne yapayım. realistlik bi yana çok düz adamım be sözlük. gerçekçiyim abi. adamlar ne güzel söylemiş "olmayacak duaya amin denmez" diye. "hak yolu varken bok yoluna gitmek niye" diye. Başıma gelmeyen kalmadı.
Anasınıfına gittiğim dönem, okumayı erken yaşta öğrendim diye bizim sınıfın öğretmen müsveddesi olan karı veriyodu kitabı elime gidip paso çay sigara yapıyordu amk ben de bebeleri avutuyordum hikaye oku masal oku ayağına. bir oldu iki oldu sazan gibi atlıyoruz anasını satıyım hayatımızda ilk defa bayağı sosyalleştik ya 20 küsür çocuk ağzını açmış seni dinleyince götün kalkıyor haliyle okuyosun da okuyosun yardırıp gidiyosun. günde üç kitap beş kitap derken ayıldım tabi duruma ben camdan bahçede görünce karıyı çay sigara çay sigara muhabbet de muhabbet. daha bacak kadar veledim kendimi kullanılmış hissettim amk. bıraktım kitabı gittim öğretmenin yanına bahçeye koşa koşa. 1 metre boylarında gelişine vole vurulacak kafa üç numara bi velet düşünün işte. bana dedi "bir şey mi oldu neden geldin?" dedim bende " örtmenim neden beni sınıfta bırakıp bırakıp burada oturuyorsun, sizin işiniz bize öğretmenlik yapmak değil mi?, neden ben çocuklara hikaye okuyorum, ben de çocuğum bana da hikaye okunsun istiyorum. siz bundan sonra işinizi yapın ben okumayı bıraktım arkadaşlarıma" dedim. lan demez olaydım. kadın esti gürledi. masmavi kocaman gözleri vardı. sıçtı ağzıma. tuttu kulağımdan okulun idare odası mı artık oraya götürdü. aradılar mı pederi falan acil okula gelin diye. peder de gelmiş valideyle. almış beni yanına "çocuğunuza büyüklere karşı saygı duymayı öğretmemişsiniz" "çok terbiyesiz bu çocuk" falan diyo. peder de sinirlendi. lan bağırıyorum "öğretmen benim kulağımı çekti. bana hikaye okutuyo bahçede oturuyo hep onun işini ben yapıyorum" diyorum. kimse beni siklemiyo. kadın cırcır konuşuyo, üstüne bi de zorla özür dilettiler eve götürdü peder yine biz yedik şamarı amk.
Sonra mesela, hayatımda tek aşık olduğum kızdan ayrılmışım üzerinden süre geçmiş bi hatuna tutulmuşum daha ilk gördüğüm an beni büyülemiş. kızın peşinden bir ay koştum, bir ay ya bir ayda teknoloji kendini ikiye katlıyor amk. karı bana pas vermedi, bak sen. bi de inada bindirdim mi işi bir ay sonra hatun reaksiyon vermeye başladı. işte ergen gibi mesajlaşıyoruz buluşup takılıyoruz sinemalı falanlı oynaşıyoruz. bir ay da öyle takıldık neymiş efendim tanıyacakmış, götüne girsin tanışma. bir ay boyunca her gün gezdik tozduk hatunla lan kız hakkında her şeyi öğrendim. ne tür film sever, ne tür müzik dinler, ne yer ne içer, hobileri neler, sütyeni ne renk, ev var mı, araba var mı, emekli maaşı var mı tamam lan duramadım. neyse sonra gelmiş bana bi ay sonra kendisi de söylemiyo arkadaşından ayak yaptırıyo arkadaşı mesaj atıp " yarın sana senden hoşlandığını söyleyecek" diyo. Lan böyle mi anlık soğur insan. tam sigara yakmıştım o ara bi tane. sigara bitene kadar düşündüm, "ulan zaten kız hakkında bilmediğin bok kalmadı, yarın gidip kızla öpüşsen, el ele gezsen ne geçecek, ne heyecanı kaldı?" sonra bu realizm etkimden sonra düz adama dönüştüm ve kızı aradım " dedim yarın biz böyle böyle buluşsak, sen böyle desen, ben seni öpsem falan sokaktan geçen kızı öpmekten daha heyecansız olacak, zaten en fazla on beş gün beraber olacağız, ben de hayatımdan bi on beş günü rezil etmek istemiyorum buluşmayalım" dedim. Anasını satayım ağzımı sikselerdi de demeseydim, düz adam kodlarımı sikeyim ki demeseydim. Bi başladı cır cır cır amk karısı, ne anam kaldı ne bacım kaldı ne şeref haysiyet kaldı amk. üstüne bütün arkadaş çevreme piç diye anlatılmadığım kaldı. yine anlayacağınız benim göt deliğinin çapının genişlemesiyle olaylar son buldu.
Daha dün amk. malum hukuk öğrencisiyim, devam zorunluluğum yok. bi de birisi bi şey anlattığı zaman uykum geliyo amk okumam lazım anlamak için derslere biraz da bu yüzden katılmıyorum. ibne hocanın biri demiş dönem başından beri dersime bir kere bile gelmeyen herkesi bıraktım gelip bana mazeret sunsunlar. amın oğlu işte. ortalama 40 benim vizem 70 lan piç. gelsem ne gelmesem ne. nerem battı sana itin soyu. yine duramadım. neyse düz adam butonuma yine bastım gittim herifin odasına fakülteye, dedim "hocam. yanlış anlamayın. yalan söylemek de istemiyorum. alanınız konusunda gerçekten hayran duyduğum, bilgili bir insansınız. sizi dinleyen biri çok fazla şey öğrenir. ama benim çocukluktan beri yapım bu. biri bir şey anlattığı zaman dikkatim dağılıyor, uykum geliyor. okuyarak daha iyi anladığımı düşünüyorum. dersinize gelip arkama yaslanıp uyumak ve gözünüzün önünde sizin gibi değerli bir hocama saygısızlık etmek istemediğim için katılmıyorum derslere" diye. ulan göz kapaklarıma japon pipileriyle destek yapsalardı da o uykum gelmeseydi, dikkatimin dağıldığı anda daldığım noktada zenciler pipilerini gösterseydi de söylemeseydim. adam bi başladı da bu ne cürret bu ne pişkinlik bi de gelmiş anlatıyor bari dersimden kalma da git seneye katıl ver artık bu dersimden ben bu okuldan gidene kadar zor geçersin. mezun etmem ben böyle adamı diye attı da tuttu belamı sikti gönderdi odadan.
Lan ne geliyosa başıma bu realistliğim ve düz adamlığım yüzünden geliyor canıma tak etti. daha bunun gibi zibilyon tane olay var amk. Ne zaman ağzımı açsam hep götümde patlıyor. Nasıl ülkeyse mantıklı konuşan adama hardcore yapıyorlar be. orda ben de çocuğum diğerlerinden etklieniyorum, orada insanım kızı daha ileriki bi dönemde daha fazla aşık edip üzmek istemiyorum, orada diğerleri gibi bin bir yalanla gitmiyorum gidip adam gibi doğruyu söylüyorum yine kabahatli ben oluyorum. Sikmişim böyle dünyayı amk. Nerelere gideyim nerelere atayım kendimi, 21 yıl oldu böyle yetiştim kendimi de değiştiremiyorum. Öyle bir değnek ki her yeri boka bulanık . Ah be sözlük, ah.
Yeni nesil gençlerin benim gözlemlediğim kadarıyla mal gibi büyümesi sorunsalıdır.
Tek dertleri resim çekinmek, sosyal medyaya koymak, makyaj yapmak, giyinmek süslenmek kas yapmak vs.
Ya da ortam yaratmak, hava atmak gibi gayelerle kısa sürede bırakacakları işlere kalkışmak.
Bir tanesini bile gerçekten içinden gelerek, altında başka nedenler olmaksızın; edebiyatla, şiirle, sporla, resimle, müzikle, siyasetle, tarihle ya da falanca kendini geliştirebileceği alanla uğraşırken görmedim.
Bildiğin armut gibi boş beleş sikko şeylerle uğraşarak yetişiyorlar. Bildiğin benim zoruma gidiyor amk bir eli yağda bir eli balda bir dediği iki edilmeyen yeni nesil çocukların bambu gibi yetişmesi. Harbiden bambu gibiler sadece boyları uzuyor anasını satim.
edit: daha türlü huylarını da eklerdim de ne siz bu saatte kafa yorup okuyun ne de ben daha çok sinirleneyim.
edit 2: gençten kastım üniversiteye başlamamışlar, çocuk da diyebiliriz bi nevi.
Beyin yoksunluğudur. Beyin yoksunluğunun somut olayla anlatımı zannımca şu şekildedir:
Bir kız düşünün tam estetik algınıza on ikiden vurmuş. Ne yapıp ne ettiniz tanışma fırsatı buldunuz ve ikili dialoga girdiniz ancak kız şöyle çıktı:
Hiçbir sikim bilmeden, kulaktan dolma bilgiyle bilmediği şeye direten. iki lafın belini kıramadığın. Dediğim dedik, öttürdüğüm düdük. Piremsesçilik oynayan. Şakadan, espriden anlamayan. Küfür etmeyen, edene öküz gözüyle (şarap olan değil amk aklınız gitti biliyorum) bakan, özenerek hesap takan, karamel makiyatodan başka sıvı gıda almayan bi kız.
Anında soğursun.
Kafa atmamak için zor durursun.
Üstüne bi de kezbansa...
Çılgın sorunsalın ta kendisidir. Tanımsal olarak "ben bu başlığı bu sorunsala yazdım" adı altında şöyle yorumlanabilir:
Bir kıza tutulmuşsunuzdur. Uzun süren ilişki falan fıstığı olmuştur. Ardından ayrılmışsınızdır. -Sebebi ne olursa olsun- Kızla devam eden başka bir süreçte arada bir buluşursunuz, hal hatır sorarsınız, öpüşürsünüz, koklaşırsınız, elini tutarsınız, sarılırsınız, kokusunu içinize çekersiniz. Defalarca yanına giderken "bu sefer kendime hakim olacağım ve ona karşı koyacağım" dersiniz ancak bunu beceremezsiniz. Onun hayatına birileri girer çıkar, sizse aklınızın bir kenarında hep o bulunduğu için başka hiçbir kıza onun gibi tutulamaz, onun yerini dolduramazsınız. Bazen yoldan geçen bir hatunun parfümü, tipi size onu hatırlatır. Tahammül edemeyeceğiniz insanlarla sırf onun parfümünü kullanıyor diye takılırsınız. Akabinde içersiniz, sıçarsınız, dostlarla dertleşirsiniz, hatta benim gibi taktik kasıp -önerilir, Hakan Günday'ın Kinyas ve Kayra adlı eserinden esinlenerek "yazarak beyinden atma" metodu- gidip bir defter alıp onun hakkında hatırladığınız her şeyi yazar, yüzüne söyleyemedikleriniz dahil kelime kelime defteri işler ve rahatlarsınız. Ardından defteri ne yapacağınızı bilemezsiniz. Denize atasınız gelir; emeğinize kıyamazsınız, yakasınız gelir; emeğinize kıyamazsınız, hatuna gidip verip ne yaparsan yap diyesiniz gelir; bir saat sonra vazgeçersiniz, belki götünüze sokasınız belki de yayın evine mi versem amk belki üç-beş kuruş kazanırım yolumu bulurum diye bile düşünürsünüz. Sonuç olarak yine sikilen siz olursunuz.
Yapmayın etmeyin böyle saçma şeyler amınakoyim yazık etmeyin kendinize.
durumudur.
Son günlerde maruz kaldığım durumdur. Sol framede akıllı uslu tek bir başlık açılmaması durumudur. yazasımızın geldiği başlıklar genelde kısa tanımlı olmaktadır. Şöyle doya doya yardıra yardıra yazacak yaratıcı efsane başlıklar maalesef pek nadir çıkmaktadır, zira onlar da pek üstte kalmamaktadır. Üzücü durumdur, bazen insana "çok mu boş işlerle uğraşıyorum amk" diye düşündürmektedir.
sweet lady e her fotoğrafta ekürilik eden en harbici, en zorlu lekelerin düşmanı, instagram hesabının bulunması muhtemel, twitter açsa fenomenliği banko çamaşır makinesidir. Bir nevi sweet lady in saz arkadaşıdır. Ancak başrol yüzünden hep ikinci planda kalmış oyuncu gibidir. Hakkının yenmemesi gerekir.
derin dekolteler, renk renk desen desen südyenler hatta ve hatta bazı defilelerde meme ucuna sticker gibi bir halt yapıştıran mankenler bile normal karşılanırken ve bu durumu rtük kamuya zarar vermiyor düşüncesi ile yasaklamazken o memenin ucu gözüktüğü anın ayıp olması ve rtük tarafından dahi kamunun ahlakını bozduğu düşüncesine varılan ülkemin saçma zihniyetine örnek teşkil eden durumdur.
Kızların meme ucu ayıpmış.
Hatta memenin frikiği göğüs ucunun varlığı ile olmaktadır.
Bembeyaz teni olan - o kadar beyaz ki şarap içse boynunda kırmızılık belli olacak- beline kadar uzun saçlı tercihen siyah, gözleri zeytin yeşili olan fiziği düzgün maksimum 1.70 boyunda ses tonu tatlı kezban olmayan kızdır.
edit: burunu unutmuşuz. bir de ufak tatlı bir burunu olmalı.
haritanın öbür ucundaki bu koyduğumun şampiyonlarının sizin azıcık canınızla back atmak için bir çalıya girdiğinizi gördüğü an size gönderdikleri kokulu öpücükle ölerek geriye gitmenizi sağlayan insanı yeri geldiğinde ağlatan durumdur. Öyle ki top da çılgın bir gangden paçayı kurtarmışsınızdır ta ki o ana kadar...
Arkadaşlarının boş bulundukları her anlarını bir nah ile göz göze gelmelerini sağlayarak taçlandıran, "bunu yedirmeye çalıştığı kadar derslerine çalışsa..." kalıbının adının yanına kullanılmasına oldukça layık, su katılmamış konsantre yavşaklık abidesi insan modelidir. Bir gün şiddete maruz kalması minnetle muhtemeldir.
(bkz: yiğit özgür'ün ters bir hareket yaptım boynum tutuldu karikatürü)
Çılgın çelişkilerde kalacağım tekliftir.
Adriana ile bir gece geçiren erkek o saatten sonra sosyal çevresindeki kızlara zaten kız gözüyle bakmayacaktır hadım edilmesinde bir sakınca yoktur gibi aklıma gelen düşüncedir.