mars'ta yaşam arama süreci devam ederken akılllara şu soru geliyor;
acaba marsa göç esnasında orta doğu dünyada mı bırakılacak?
bu soruyu düşünme sebebimiz nedir? tabi ki terör. bakıyoruz efenim dünyaya nerede savaş hiç bitmiyor, silahlar susmuyor? tabi ki orta doğu.
tekrar bakıyoruz nerede ülkeler bölünmek ve bölünmemek arasında gidip geliyor? tabi ki orta doğu.
bir daha bakıyoruz efenim ve ne görüyoruz? petrol.
bu petrol denen şey, senin gezmeye, işe, okula giderken kullandığın arabanın içine doldurttuğun ve s*kinde olmayan bir şeyken abd her gün o petrolün hayaliyle yatıyor, suudi prensler her gün ona sarılarak uyuyor haberin var mı?
işte birinci neden petrol.
ikinci neden... anlayan anladı ikinci nedeni. foşik falan demesinler diye içimde tutacağım. işte bu iki neden yüzünden orta doğu'da savaş bitmiyor.
bu durumda ise olası bir mars göçünde orta doğu'ya haber bile verilmeyebilir. biliyorsunuz sınıra dayanıyorlar hemen içeri girmeye çalışıyorlar falan maazallah..
o kadar güzel olmak ki erkek cinsinin gözünün görme kapatisenin "güzellik görme değeri"nin yükseğine çıkıp gerçek güzelliğini gösteremeyip çirkin olarak düşünülmek konusudur. beyin bilmem nesi yaşatır.
evet. her geçen gün daha da gelişen bilim ve dinleri yok sayma görüşü, bir anlamda ateistlik ve her şeyin canlıların evrilmesinden meydana geldiğini düşünen bu su götürmez gerçeklerle paralel ilerleyen dinsizlik ve somutluk kavramının bizlere kattığı son örnektir.
objektif bakarsanız üzerinde yaşadığımız bu gezegen olan dünyanında aydan evrildiğini görebilirsiniz.
yıllardır kendisine atılan yumruklara sadece kınayarak geçiştirmiş ve alttan alan bir tavır sergileyen türkiye'nin daha fazla dayanamayıp, ışid'e olsun pkk'ya olsun bir anda dönmesiyle kroşeyi çakması durumudur.
her iki örgütünde götü tutuşmuş, aynı zamanda akılları durmuş, götleri tavana vurmuştur.
ışid için kalkan uçaklar troll'ce davranarak pkk ya çakmıştır.
türkiye'nin sabrını sınayan hewaller pişman, hewaller ağlıyor, hewaller vefat.
biji bijilerden mesaj var: "dövlet bize bahmiyiiir"
hewalus kürduslardan mesaj var: "askerler bize saldırıyoooor"
evde otururken öğle ezanının yaklaştığını farkedersiniz ve abdest alınıp hazırlıklar tamamlanılır. daha sonra evden çıkarsınız, kapıyı kilitlersiniz. sonrasında fakirlikten ötürü binada asansör olmamasından kaynaklanan bir halin neticesi sonucu merdivenlere yönelirsiniz..
indikçe inersiniz ama bi bitmez kodumun merdivenleri. siz ahenkle merdivenleri inerken aynı zamanda sıcaktan dolayı gömleğinizin birkaç düğmesini açmaya başlamışsınızdır.
fakat o da ne? alt komşunun kızı açık olan kapıya dayanmış, yarı çıplak şekilde sadece külot ve sütyen sizi beklemektedir. cumaya gitme saatinizi bilmektedir ve sizi dinden çıkarmak için çabalamaktadır bu afeti devran.
amma ve lakin sizin vücudunuz o esnada beyniniz değil tamamen alttaki malzeme tarafından yönetilmekte olduğundan hiçbir şey düşünemezsiniz ve kıza saldırma planlarına girişip cuma namazını tamamen aklınızdan çıkartırsınız..
işte tam bu anda komşu kızından gelen göz kırpma hareketi sizi daha da azdırır ve çadırı dikersiniz.
kıza yaklaşıp "nasılsın burcu?" demişsinizdir bile farkında olmadan. "iyiyim sen nasılsın canım?"
"bende iyiyim evde kimse var mı?"
"hayır yok istersen gelebilirsin"
"e tamam geleyim o zaman" derken yüzde hafif bir sırıtma vardır.
içeri geçersiniz ve kız size hafiften yavşamaya başlar. tam bu noktaya dikkat çekmek istiyorum. ezanın başlamasıyla birlikte içinizde oluşan iman gücünün muhteşem etkisiylle kıza bir osmanlı tokadı çakarsınız ve "ben senin gibi bir aciz ile zinaya girişecek değilim. sen yoldan çıkmış bir münafıksın. doğru yolu bulman için fazla vaktin yoktur ey faişe!" diyerek kapıyı çarpar doğru camiye koşarsınız.
bu durum ne yazik ki buraya dikkat edelim "bölücü kürtlerin" ezikliğinin whatsapp a uyarlamasıdır. benim durumuma türk bayrağı koymamı hazmedemeyen "bölücü kürt", kendi bayrağı sandığı ve aslında ghana bayrağı olan bayrağı durumuna koyar ve ben buna götümle güler geçerim..
atamız olan mustafa kemal atatürk'ün bazı kesimlere ciddi olarak batması durumudur. mesela bu kesim atatürk'e dinsiz der bununla yaranmaz içki içiyordu halk ekmek bulamazken der buda tutmayınca bu sefer dilimizi değiştirdi der yok zorla şapka giydirdi falan tabi bunların hiçbiri tutmayınca artık deli olurlar, klavyelerini kırarlar. yine kendilerine zarar gelince bu sefer bu kesim ikiye ayrılır. birisi sokağa çıkıp "oh be ne güzel yollarımız var" yada "şu türbanlı kadınlar ne kadar güzeller" diye düşünür. diğer kesim ise "dövlet bize bahmiyir" yada "askerler bize saldırıyoooor" diye bağırırlar. bu mustafa kemal atatürk'ü sevmeyen kesim tam olarak bu ikisidir ve farkları ise birisi düşünür ama boş düşünür, diğeri bağıra çağıra millete zarar verir. sonra millet çarpar ağzının üstüne buda eziliyorum diyip bir köşede ağlamaya başlar. yazık ki ne yazık..
helal olsun atama nasıl sokmuşsa bir asır oldu hala çıkartamıyorlar.
mahalleden bir kıza vurulursunuz. kız dünyalar güzeli, prensesler prensesi, harikalar diyarının en güzel yerinden kopmuşta gelmiş, efendime söyleyim o kadar güzeldir ki onu her görüşünüzde eliniz ayağınız bir birine dolanır, mahalleden küçük çocuklarla top oynarken topa basıp düşersiniz, o sizin evin önünden her geçişinde azıcıkta açık giyindiyse balkondan ikizleri kesersiniz sonrada tabi peçete arayışına girersiniz falan..
günlerden bir gün, valide sultan çok muhterem anne hazretleri, evde şeker bitmesi nedeniyle beni yani bir ergenus abazanus cinsi olan bu insan kılıklı hafif koala aromalı canlıyı, işte tam bu mahallenin en güzel kızı olan "fadime" lere gönderdi ve şeker almak adına koyuldum yollara.
yolda her ergenus abazanus'un yapacağı gibi bende hayaller alemine hükümetimiz sağolsun hızlı geçiş sistemiylen giriş yaptım. diyorum ki şimdi eve giderim kız tektir falan sonra ver elini vajina. ikinci bir seçenek kızın anasıda evdedir ve azgınlıktan hergün tuzluklarla tatmin olmak isteyen bir tiptir falan. benide görünce ana kız dayanamazlar teslim olurlar. sonra ver elini double vajina. üçüncü seçenek bacı, baldız falan diye yaklaşık 43-44 seçenek düşünmüş olucam ki hayaller aleminden çıktığımda dış kapının önünde ki posta kutusuna çarptım.
neyse bastım zile ama ellerim titriyor o derece. açtı kapıyı "kimoooo" diye bağırıyor. bende titrek bir sesle "beeen" diye bağırdım. yukardan "sen kimsin amk" diye bir ses gelmesin mi, bu sefer bende durur muyum? "ebenin amıyııım" diye bağırmamla kızın katına geldim ama neyle karşılaştım tahmin edemezsiniz..
aynı anda elimin titremesi dolayısıyla kızın evinin bir üstündeki zilede basmışım ve karşı komşu olan "zahide" teyzede kapıya çıkıvermiş. "ebenin amı ne ulan zırto" diyince ben daha fazla dayanamadım ve yapıştırdım cevabı "zırto sensin kolay gelsin"...
bunun üzerine daha fazla dayanamayan zahide teyze, gözleri yaşlı, yüzünden düşen bin parça, içeri girdi.. tabi ben vicdan yaptım başladım türkü söylemeye" zahidem kurbanın olam"fakat nafile..
ben daha bu olayların şokunu atlamadan hoşlandığım kız, "hadi ulan götverenler sizi mi bekleyecem menemenim soğudu piçler çabuk olun" ve ben vefat, ben şok, ben aciz..
anladığım kadarıyla kızın annesi evde değildi. dedim "şeker varsa anam gil istiyor biraz" kız da "taam sen gel ben hazırlayayım dikilme burda" ben girdim içeri kızın peşinden gidiyorum mutfağa bir girdik kafamı çevirmemle bu hazin sonla karşılaştım.. menemen...
kız şekeri hazırladı sonra elime verdi. oturdu yer sofrasına aldı eline ekmeğini bandıra bandıra, parmaklarını yalaya yalaya menemen yiyor.. ne güzellik kalmış ne zerafet.. bi tek karşımda oturup menemen yiyen bu gözümde bir kezbanus uff snne be slkus kalmış. ben hayalleri suya düşmüş, ben zavallı, beyin amcıklaması yaşarken kızdan beklenmedik bir soru, ağzı menemen dolu bir şekilde ve kapatmadan bütün o tükürükle karışmış yalama olmuş o menemeni gizleme ihtiyacı bile duymadan "sondo yor moson daha vor"
sayın yazarlar üzülerek belirtmeliyim ki gerisini hatırlamıyorum..
bana kürt demiş, türk'ün birisi
açığım neyimiş sor biji biji
eli çatlamamış türk'ün birisi
sen bizim dağlardan geç biji biji
sen bizim dağlardan geç biji biji
kürt'ten yanadır, mağara görmemiş mağara görmemiş
viskiden gayrıya dudak sürmemiş
ömür boyu öşek bile sikmemiş
beni sikecekmiş bak türk'e biji
beni sikecekmiş bak türk'e biji
beni sikecekmiş bak türk'e biji!!!!
bir yığın kitabı yığmış önüne, yığmış önüne
öşek gelse korkar tatlı canına
izmirli yosmasını almış yanına
pehlivanlık taslar gör biji biji
pehlivanlık taslar bak türk'e biji
pehlivanlık taslar bak türk'e biji!!!
kürt'tür ölüsü dağlarda kalan
şırnak'ta kalan, hakkari'de kalan
kürdistan bölgesel yönetimi'nde kalan
kürt'tür kürd'ün abdullah öcalan
soytarıdan kürt olur mu ulan
pkk yıkacakmış keri biji
biji...
bu türk'ün önü sonu ayandır
anlayana benim öşeğim bir attır
senden korkan öşek oğlu
öşektir
gel de barzani'yi vur biji biji !!!!
çok hoş, güneşin ortadan tamamen kaybolup gökyüzünü aya emanet ettiği o anlarda, ayın "buranın ağası artık benim ulan ibineler" bakışları arasında sevgiliniz/eşiniz ile birlikte geçireceğiniz müthiş bir gecenin öncesinde, romantik bir ortam sağlamak amacıyla yine sevgiliniz/eşiniz tarafından hazırlanan tek eksiğin kuş sütü olduğu dillere destan bir sofrada gözleriniz, karşınızda oturan güzelliğini tamamen suratını içinde bulunduğunuz odanın duvarlarını andırmayacak, adeta palyaço haline getirecek şekilde hunharca boyamış olmasından alan kadının üstündedir.
bu kral sofrasından farksız yemeğinizi afiyetle ve çok karizmatik, yumuşak, romantik bir şekilde ve bütün ilginizi karşınızdaki kadında yoğunlaştırmış halde yedikten sonra içinizdeki derinliklerden artık asıl amacınızı belli etmeniz gerektiği yankılanmaya başlar. bu durumda artık beyin, işlevini tamamen alttaki elemana devretmiş ve siz, artık tamamen alttaki elemanın yönetimi altında adeta onun emrine amadesinizdir. o sizi istediği yere sürükleyebilir, savurabilir. tüm güç ondadır. koca vücudunuzu toplasan 200 gram etmeyecek bu cisim, varlık, oluşum yönetmektedir ve ne yaparsanız yapın beyniniz kontrolü ele geçiremez.. beyin, alttaki eleman istediğini alana kadar darbe yemiş eski cumhurbaşkanı konumundan ileri gidemeyecektir.
bir hışımla yerinizden kalkmak istersiniz, ve olan olur. bu güzel sofra tabi ki yere serilmemiştir. yada televizyonun karşısında osura osura dizi izlerken yenmemektedir. salonun ortasında güzel bir masanın üstüne bir ortü serilir ki bu örtü adeta bir gelinlik gibi yerlere sürtmektedir. bunu kadın hangi amaçla yapmıştır bilinmez, belkide bacak kılları henüz yerinde olduğu için bunu saklamak istemektedir yada ben fazlasıyla fesat olabilirim. bu afedersiniz koduğumun örtüsü sizin bu hışımla kalkışınızı hazmedemez ve bir ibnelik yapmak adına ayağınıza dolanır.
işte zurnanın zırt dediği yer tam olarak burasıdır. ayağınıza dolanan bu koduğumun örtüsü adımınızı atmanızla sofradaki bütün yemek kadının o çok özenli, temiz, belkide en sevdiği elbisenin üstüne dökülmesin mi? kadının kezbanlığı tutmasın mı? kadın sizin sülalenize sövmesin mi? bu romantik gecenin içine sıçmanın verdiği utançla örtü ve üstündeki yemeklerin bir bölümüyle birlikte birde yere düşersiniz ve üstünüzü geçtim artık salonda batmıştır. özellikle halı...
bu ne demek oluyor? hem karizmanın afedersiniz içine sıçtınız, hem bu gecenin mına koydunuz, buda yetmezmiş gibi birde kuru temizlemeye masrafa gireceksiniz. tabi bunlar durur mu? hepsi toplanıp bu sefer onlar size girecektir elbette..
işte bu güzel gecelerde bu örtülere dikkat etmezseniz bu yazdıklarımın hepsini yaşarsınız. hayal etmesi dahi güç olan bu gecede, karşınızda oturan kadınla rolleri değişebilirsiniz. aman dikkat.
zaten fakirlikten komşunun wifi sinin şifresini kırmış, bir bakıma beleşe getirmeyi planlayan bir sırıtma ifadesiyle yazıyorum tüm bunları. minibüs bile bir lükstür benim gibiler için. dışlamayın, sevmiyorsanız bile saygı göstermek zorundasınız.
fakirler ölmez.
fakirim fakat gururluyum.
fakir olmak için ne yaptın?
fakirleri anlamanın tek bir yolu vardır, oda fakir olmak....
sayın sözlük yazarları ve çaylakları, böyle bir başlık açmayı düşünüyordum fakat bir türlü nasip olmamıştı diyelim. dün "sarı zeybek" isimli belgeseli izledim ve daha fazla dayanamadım açıkçası..
mustafa kemal atatürk'ün askeri, siyasi dehasından ve türk milletine kazandırdıklarından değil, insani özelliklerinden bahsetmek isterim.
atatürk, hatay meselesini uçuruma sürüklememek adına, kendisi hakkında "atatürk hasta" haberlerini yalanlamak için -ortada bir hatay meselesi ve atatürk'ün ölmesini bekleyen bir fransa var- bir baloda güzel bir valsten sonra herkes dağılmayı planlarken, orkestradan zeybek ister. orkestra zeybeği mırıldanmaya başladığında "o değil, sarı zeybek" der ve başlar oynamaya. bu, adeta ölüme meydan okumaktır çünkü ata'nın hastalığı -siroz- ilerlemiştir ve ata ciddi anlamda hastadır. bu adam öyle bir kişiliktir ki, arkadaşları kendisine hasta olduğunu hatırlatıp dinlenmesi gerektiğini söylediklerinde "ortada bir hatay meselesi var" diyerek hastalığa rağmen şuan nankörlük eden bu milleti ve vatanı düşünmüştür.
törenlerde, yürüyüşlerde her zaman orada bulunmak istemiş ve bu hastalığa rağmen ayakta izlemiştir. neden? işte yine bu nankör, meyve veren her ağacın taşlandığı milletimizin yanında olmak, bizi yalnız bırakmamak için.
ölümünden 20 gün önce bakın ata o kadar hastadır ki yataktan kalkacak durumu yoktur. buna rağmen 29 ekim'de halkın yanında, ankara'da bulunmak ister fakat doktorlar izin vermez. ata gidemez bu kutlamaya fakat yine de radyodan dinler.
böyle bir lider, böylesine vatanına milletine adeta aşık olan bir adama neden hala nankörlük yapıyorsunuz ey türk milleti size soruyorum?
lütfen, türk olduğunu yada en azından türkiye'li olduğunu kabul etmiş her insan "sarı zeybek" isimli bu belgeseli izlesin ve izletsin. bildiğim kadarıyla kitabıda bulunmakta ve yakın zamanda okumaya çalışacağım..
belgesel hakkında çok spoiler vermek istemiyorum izlemenizi bütün içtenliğimle isterim.
iyi güzel yazmışsınız da sana göre herhangi bir dine inanan şizofren iken ona göre de sen şizofren olabilirsin. bence buna kesin karar vermemek lazım. evet din diye bir şeyin olmama ihtimali de vardır ama olma ihtimali de vardır. ben inanmayı tercih edenlerdenim. sen inanmamayı. fakat inanmak daha mantıklı gelmiyor mu? eğer yoksa ben bir şey kaybetmem, ama varsa sen çok şey kaybedebilirsin.
abdullah öcalan denilen şahısın soyadının da verdiği gazla öc almak için yola çıkması fakat çok geçmeden başını alarak geri dönmesi olayıdır. şuan imralı adasında havlamaktadır.
en yakın zamanda soyadının başalan olarak değiştirilmesi gerekir. dikkat edilmedilir boşalan olmamalıdır.
evet millet. ben bunu hiçbir zaman anlayamadım anlayamayacağım. bu millet için cephelerde savaşmış, hatta üstüne bir de kurşun yemiş, milli mücadele yıllarında bu halka tekrar birlik olmayı, millet olmayı hatırlatmış ve tüm dünyaya örnek olabilecek bir zafer kazanmış, osmanlı halkının cahil olduğunu biliyoruz, kimse aksini iddia etmesin. bu halkı modernleştirmek için elinden geleni ardına koymamış, diğer dünya ülkeleri ile aynı şekilde giyinmeye, o ülkeler ile aynı alfabeyi kullanmaya ve azda olsa şu arap kültüründen kurtulmamızı sağlamış, islam üzerinden milleti kandırmaya çalışanları halktan arındırarak daha düzgün bir din yaşanmasını sağlamış ve bununla beraber laiklik sistemini de getirmiş böylece sadece müslümanların değil ülkede yaşayan bütün insanların kendi dinlerini rahatça yaşamasını sağlamış (laiklik halka anlatıldığı gibi kafirlik değildir, laik bir devlet işlerini yaparken insanları dinleri doğrultusunda ayrıştırmaz, ayrım yapmaz. yani bir insan müslüman diye hristiyandan üstün olmaz, yada hristiyan diye müslümandan üstün olmaz. devlet karşısında herkes eşittir ve devlet işlerini yaparken dinlere göre ayrımcılık yaparak yapmaz.)
saltanatı kaldırmış ve halka, daha da önemlisi kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermiş, türkiye yi geçtim artık diğer dünya ülkelerinde bile anıtları bulunan, sözleri yazılan, parklara, kafelere ve sokaklara isimlerinin verildiği bir lider olan ve diğer ülkelerde atatürk ün fikirlerini benimsemiş insanların bulunduğu bir lider olan mustafa kemal atatürk ün kendi ülkesinde kabul edilmeme durumudur. böyle bir saçmalık olabilir mi? bu aynı bedavadan, bilet bile almadan milli ikramiyeyi kazanıp kabul etmemek gibi birşey. birde bunun atatürk ü sevmeyen hatta başka insanları atatürk e tercih edip lider olarak gören versiyonları var. bunlar daha beter.
mesela atatürk gibi dünyaca tanınan bir lider dururken abdullah öcalan gibi bir imralı köpeğini lider olarak görmek.. gerçekten yazık.. bu kadar salak bu kadar cahil misiniz? sizin bu halinize acıyorum. birisi bu ülkeyi kurtarmış ve modern türkiyenin kurucusu, diğeri yakalandığı gibi davasından vazgeçmiş, "benim anam türk tür" bana birşey yapmayın gibisinden konuşmuş bir köpek. ve sen git köpeği tercih et...
diğer bir versiyon için atatürk yerine rte yi asıl lider görmek. tamam rte yi lider olarak görebilirsin. sonuçta şuan cumhurbaşkanımız. fakat türkiye cumhuriyeti nin kurucusu mustafa kemal atatürk tür. sen asıl lider olarak bu adamı görmelisin. çünkü atatürk, cahil cühela takımının değil, bütün dünyaca tanınan gerçek bir dünya lideridir.
lütfen bu kadar salak olmayın. atatürk gibi bir lider sana bedavadan veriliyor ve sen o kadar nankörsün ki kabul etmeyip üstüne bir de başkalarını kabul ediyorsun. en yakın zamanda kendinize gelmeniz dileğiyle.
bu ben oluyorum. bu sıralar nedense çok uzaklaştım sözlüklerden falan. ama bu günden sonra yazmaya devam edeceğim. takipte kalın. (sanki çok takipçisi varmış gibi ego yapan yazar)
neyse tanım: son zamanlarda pek başlık açamayan yazardır. hukuk okumaya çalışan bir doktor parçasıdır.
bu başlık altında size yeni uygulama projemi anlatmak istiyorum. bu projede ikide bir şunu görmekten bıktım bunu görmekten bıktım, yok sözlük tuvalete döndü, yok bilmem neye döndü falan gibi. küfür içeren başlık görmek istemediğini söylerken başlığında bile bu görmek istemediği şey bulunan yazarlara sunulacak bkz uygulamasını başlatmak isterim. ayrıca bu yazarlar madem bu kadar ilgileniyorlar sözlükle moderatör olmak için çalışmalıdırlar. burdan ahkam keserek lütfen sözlük yönetimine işini öğretmeyiniz. hepimize hayırlı uğurlu olsun diyerek uygulamamızı başlatıyorum. hadi kolay gelsin.
evet. bu on numara enfes fps oyununu tek oynamak sarmıyor. zaten tamamen realistic bir oyun olduğu için takım oyunuda önemli. bu durumda bana da bu oyunu oynayan yazarları toplayıp güzel bir grupla kaybetmeden oynamak düşüyor. var mıdır oynayan?
evet. bugün yine evde oturuyorum, götüme sokacak birşeyler arıyorum tabi tahmin ettiğiniz üzere. dedim ulan evde hapis olacağıma gideyim dışarda arayayım. çıktım dışarı abi, bi baktım tam göte sokmalık bir köpek... durur muyum lan ben? koştum köpeğe doğru. köpek bir zıpladı ama öyle böyle bir zıplama değil. zıplamasıyla başımdan geçti.... köpeği oracıkta götüme soktum. neyse devam ediyorum yoluma ileride bir çingene görmez miyim. bana dedi ki "biji biji kuzi keri" şaşırdım falan hangi dil acaba düşünüyorum. acaba hintçe miydi? neyse bunu düşünmeme fırsat kalmadan üstüme doğru koşmaya başladı ve koşarken şu şarkıyı söylüyor; (bkz: biji biji yaparım dalinle)
ben başladım kaçmaya ama nasıl kaçıyorum sözlük bilemezsiniz. koştum koştum koştum koştum koştum falan derkeen köşeyi dönmemle sarı saçlı, masmavi gözleri olan, efendime söyleyim bir tel dahi bıyığı olmayan, pürüzsüz bacaklarıyla falan ve oldukça seksi olan bir adama çarptım. noluyo hıammınaağ koyiğm demeye kalkmadan çingene köşeyi döndü ve başımdan geçti. en altta sarışın mavi gözlü seksi adam bi üstünde ben ve benim üstümde çingene tren yapıyoruz. durur muyum lan ben? tuttum önce çingeneyi götümde sindirdim sonra diğer adamı götüme soktum.
daha sonrasında yolda bir bakkala girdim. orda çocuklar vardı çikolata gofret falan alıyorlardı. bana birdir bir oynamayı teklif ettiler kabul ettim. abi biz başladık oynamaya bunlar teker teker başımdan geçiyor. yeter lan dedim yeter bu kadar birazda ben atlayacam derken mutlu mesut oynuyoruz bir çevirdim kafamı ne göreyim...
bal dudaklı, o güzel yüzünü biraz makyajla daha da tatlı bir hale getirmiş, mini etekli, beline kadar saçları olsun, güzel bir elbisenin içinde kıvıra kıvıra gelen bir adam. biz tabi birdir bir oynuyoruz. bu adamda geldi başımdan geçti ve gitti.
işte bugün başımdan bunlar geçti. teşekkürler saygılar.
evet. hadi hep beraber bir ülke düşünelim.
bu ülkenin yüzde 13 ü terörist olsun. bölücülük yapsın.
bir bölümü elektriği kaçak kullansın, üstelik kaçak kullananların paralarını hak yemeyenler ödesin.
bir ülke düşünün ama öyle bir ülke olsun ki bu ülkenin yüzde 40 ı yol yaptım diyene oy versin neredeyse tapsın.
öyle bir ülke düşününki kendi milleti aç yatarken başka milletlere hizmet eden bir yönetimi olsun.
bir ülke düşünelim komşu ülkelerde teröre destek versin, sanki kendisinde terörü bitirmiş gibi...
hadi bir ülke düşünelim gençleri o kadar nankör ve bilgisiz olsun ki aralarında atalarını sevmeyenler olsun.
öyle bir ülke olsun ki yandaşlar zengin olurken diğerleri fakirlikten sürünsün.
şükürler olsun ki böyle bir ülke yok. lan ya varsa?
evet arkadaşlar. bazı yazarlara söylemek istenilen söz öbeğidir bu. devamında ise "ayı gibi giriyorsunuz" ile tatlandırılabilir. belki de "kimi ağızdan giriyor kimi burundan giriyor" falan diye uzatıp bokunu da çıkarabilirsiniz. ne dersiniz? ayrıca çok önemli bir kürt eşeğesözü vardır. "sikeceğim yapacağınız işin ya amına sokarım ya"
eşeğesözü, atasözünün kürt versiyonudur.
not: dinime imanıma hepinize de bir tekmuk vurursam var ya yuvarlar atarım ha.