Bir mekanda gürültüyle sohbet edip kahkaha atan, tüm rica ve uyarılara rağmen susmayan kalabalık grubun masasına yaklaşan kişinin, mekandan çıkmadan önce öfkeyle sarf ettiği cümle.
criminal minds’ ın zoe’s reprise adlı bölümünde genç bir sosyopatın jack the ripper, btk, david berkowitz gibi seri katillerin cinayet işleme yöntemini taklit ederek gerçekleştirdiği suç bütünü.
criminal minds’ ın bir bölümünde ortağına hayran bir seri katilin, o öldükten sonra cinayet zincirini sürdürmek için bir kadını kaçırıp sembolik anlamı olan bir tepeye götürdükten sonra, iletişimi reddedince bir keskin nişancının elinden yaşadığı tecrübe.
karşısındaki kişiye gerçekten değer verip realist davranan insanın yaptığı tercih.
zaten iyi bir dost gerektiğinde korumalı gerektiğinde sert davranmalıdır dostuna.
aksi takdirde gerçekten de dost olmaz.
zaten hatası olan birini korumak marifet değil, suç işlediği takdirde aynı zamanda yardım ve yataklık suçudur.
polisiye dizi ve filmlerde deri eldivenli bir elin kurbana doğru inip kaldırdığı sırada sıçradığı görülen kan damlaları. genelde jenerikten önce gelir.
her gün yeni örneklerle, yeni yöntemlerle ve tüm aksi yöndeki ricalara rağmen ısrarla devam ettirilen ekol.
temsilcileri de saygı ve format çerçevesinde ayar ile karşılaşıp hatası yüzünden donuza eklenmeyi kabullenemeyerek kin tutmuş üzücü yazarlardır.
artık liste falan hazırlayıp gönderin bari, hangi ayarı vereceğimi bileyim.
bir mekanda otururken fark ettiğiniz, sürekli ve ölçüsüz biçimde şamata ve espri yapan ve şımarıkça gülen fırlamayı hayalinizde oluşup havada uçarak tokatlayan ve sandalyesinden uçuran kocaman el. keyif verir.
bir tartışma sırasında dinlenmediğini ve karşısındaki tarafından sık sık sözünün kesildiğini fark etmiş kişinin sabrı taşınca gerçekleştirdiği aktivite.
aksiyon dizi ve filmlerinde kötü bir adamı bir mekanda otururken gafil avlamak istemiş kahramanın ona gelişine tekme atmadan önce gerçekleştirdiği cool aktivite. sonra da saçını düzeltip onu dövmeye devam eder.
aksiyon dizi ve filmlerinde şehre kan kusturan kötü adama, bir restoranda yemek yediği sırada iyi bir ders vermek isteyen kahramanın hızla gerçekleştirdiği aktivite.
kimsenin tartışamayacağı kesin etki.
mesela uzun boylu çocukların masasına oturan güzel kız gördüm, kitap okuyan, ciddi çocuğun masasına oturan kız görmedim.
sıkı karınlı, tatlı suratlı garson kıza saniyesinde sevgilisi olup olmadığını soran yakışıklı erkek gördüm ama entelektüel bir kıza saniyesinde sevgilisi olup olmadığını soran yakışıklı erkek görmedim.
önyargılıyız ve birini tanımadan, onu dış güzelliğiyle değerlendirerek onunla sevgili olup olamayacağımızın kararını veriyoruz. bu bir gerçektir.