kız kişisinin arkadaşı olan er kişisine ait kasları okşaması şeklinde tanımlanması gereken tümcedir çünkü kız arkadaşın kendi kol kaslarını okşaması şeklinde de anlaşılabilir. bu yönüyle düşünülürse o kız arkadaşı fazla kızdırmak hoş olmayacaktır zira okşanacak kadar kol kası olan kızlardan okkalı silleler gelebilir.
yeri ve zamanı bilinerek yapıldığında çok yadırganmayan durumdur. zira neredeyse bütün çiftlerin arasında vardır. ciddi bir konuşmanın ortasında yapılınca insanı daha bir ciddiyete sevk eden durumdur ki sinir kat sayısını yükseltebilir. durum aslında ilişkinin masumiyet safhasıdır ancak çoğu zaman bu safhanın cinsellik safhasına yükselmesi an meselesidir. her ne kadar sübyancılık koksa da aslı başkadır. başka bir deyişle who is your daddy durumudur.
aslında her zamanki durumdur. zira sözlükte içerisinde seks ve cinsellik bulunan konular uzun zamandır sol framede bulunmaktadır. bu konunun yazarlar üzerindeki etkisi aşikârdır.
yemek yenilip içilen yahut sadece içilen bir mekanda çalışan servis elemanları ile iletişime geçmek istenilse de geçememe durumudur.
ses duyurulamamış ve yanında bir de rezil olunmuşsa * yapılacak en iyi şey rezilliği doruk noktasına çıkartıp denenebilecek her yöntemle garsonun dikkatini çekmeyi başarmak olacaktır. mesela;
-garson bey bakar mısınız?
-(bir iki el kol hareketi) garson b..*
-* (yüksek sesle) şşştt delikanlı!
ya da
-garson
-garson bey*
-* (sesli bir ıslıktan sonra) bir baksanıza kardeşim!
ya da
yaşlıca biriyseniz
-evladım bakar mısın?
-evladım bi baks...
-hey yarebbim! (iç çekiş sesi)
-* (sessizce masadan kalktıktan sonra garsonu kulağından tuttuğun masaya getirip)
-bak şimdi ne güzel bakıyorsun masaya değil mi? illa kulağınızı mı çekmek lazım?
kız denilince "cinsel ayrım yapılıyor" damgasının konulabilir olduğu günümüzde hitap edecek başka sıfat bulunamamasından dolayı dile gelen hitap şeklidir.
yaratıcının terbiye etme yöntemlerinden biri olan açlığın aslında kendisi olmasaydı var olmayacağını hatırlatan cümle.
eğer evrenin kendi kendisine ve bu mükemmellikle oluştuğuna inanacaksak bu açlık, sefalet ve savaşlar neden var. evrenin her şeyi doğru yaptığı ama insanı yaparken beceremediği durumu gelir gündeme ki kulağa biraz saçma geliyor.
kopya istenmeyecek öğrenci tipidir. ancak bir iki sınav sonrası foyaları meydana çıkınca kopya istekleri gelmeye başlar ve "valla çalışmadım lan" şeklinde bir cevapla işin içinden sıyrılırlar. "valla çalışmadım lan" dediği sınavdan sınıf birincisi olarak çıkınca da "şans aga iki baktım hep oralardan çıktı" diyerek kendilerinden iyice soğutan tiplerdir. beşinci yarıyıl itibariyle asosyal bir ineğe dönüşmesi kuvvetle muhtemel öğrenci modelidir.
istediği veya herhangi bir kurum ya da okula yerleşmek manası taşıyan bir deyimdir. istenilen olduktan sonra da "ee kapağı attık da şişeyi ne yapacağız" sorunsalını beraberinde getirir. akabinde şişe genelde münasip bir bölgeye patlar, gerçek dünyaya uyandırır ve durumdan hoşnut olmayan beyin fantezi dünyasının kapıları yeniden aralar.
bu aralar facebook sitesinde çokça karşılaştığım ve her yönüyle saçma bulduğum bir reklamın mottosu.
ilk gördüğümde bu reklamı sevmiştim ama nedense tekrar izlediğimde sevmedim. çok hata var reklamda. mesela ofis ortamında bilgisayar benzin vasıtası ile çalışırken yukarıda lambalar çalışır durumda ki bu elektrik olduğu anlamına geliyor. ayrıca çoğu alet elektrik enerjisi üretmesi için benzin kullanıyor ki bu da elektriğin var olduğunun ancak belli bir merkezde üretilip evlere dağıtılmak yerine her aletin kendi elektrik enerjisini üretip onu kullandığı anlamına gelir. elektriği ve nasıl üretileceğini bulup bunu ticarete dönüştürmek yerine aletsel kullanımda bırakmak gibi bir ihtimal söz konusu olamaz bence. çünkü elektriği bulup üretecek kadar iq puanına sahip bir beyinin bulunduğu toplumda bunun üretimini merkezileştirip dağıtarak para kazanmayı da düşünecek birileri vardır elbet. kısaca elektrik olmasaydı o aletlerde olmazdı.
ayrıca biraz dumanlı ama bildiğin kablosuz hayat var reklamda. teknolojinin gelmeye çalıştığı nokta bu değil mi zaten?*
demem o ki yaratıcı olalım derken işi batırdıkları reklam filminin sloganıdır. bir hybrid arabanın reklamını yapacağım derken thomas edison amcayı mezarında dört döndürmenin anlamı yok ki. yazıktır günahtır.
"her durumla başa çıkmalıyım" mottosunu kabullenmiş bayan modelidir. fazla düşünen bir kişiliğe sahip olması muhtemeldir. hayatın her yönünü planlamayı iş edinmiştir. her ne kadar güzel görünse de ileride bir planının tutmaması veya işe yaramaması durumunda hayatı karşısındakine zindan eder.
ayrıca o prezervatif patlak çıkarsa depresyona girecek bayan kişisidir.
düşünülenin aksine yalnız erkeğin değil bir ilişkiye dahil olan erkeğin beslediği duygudur. yalnız erkeğin bu tarih veya hemen öncesinde yalnız bir bayan bulup bir ilişki kurması muhtemeldir. zira bu dönemde bayanların aradığı ideal erkek çıtası oldukça düşmektedir. ancak halihazırda bir ilişki içerisinde olan erkek için bu tarih hediye ve güzel bir gün geçirmek adına harcanacak para demektir. diğer tüm "özel günler"! gibi.
giriş yapabildiğim çakma fizy sitedir. ancak şaşırtıcı bir şekilde fizy.com da bulunan üye database ini kullanmaktadır. fizy sitesinde açmış olduğum hesaplar burada da geçerlidir. sallama bir hesap ile denedildiği vakit işe yaramadığı görülmüştür. fizy.com'daki şifresi kıymetli olanlar denememelidir.
ses çıkaranlarının var olduğu üstelik bu ses probleminin zaman zaman sadece toz tabanlı değil balans ayarının bozulmasından kaynaklanan sürtünmeden olduğu bilinen ve bu problem doğduysa yenisiyle değiştirilmesi gereken * elektronik bir aygıt olan ekran kartının bilgisayarın aşırı ısınmasından kaynaklı yanmaya bağlı bozulmalardan korumayı amaçlayan aparat.
Google sitesinin Doğum gününü kutlamak isterken biraz yüzüne gözüne bulaştırıp şair kimliği yerine olmamasına rağmen bestekar bir kimlik kazandırdığı istiklal marşımızın yazarıdır.