Yıllardır Renault Sport Racing’in başında yer alan ve 2016’dan beri Renault F1 takım patronluğu görevini de sürdüren Fransız mühendis. 2021 yılında Renault F1 takımının isim değiştirerek artık Alpine adı altında yarışacağı duyurulmuş Cyril’in de takımın başında kalacağı konuşuluyordu ancak çat diye görevinden ayrıldığı duyuruldu.
2020 yılı başında, sürücülerden Daniel Ricciardo’nun podyuma çıkması halinde Danny’nin seçeceği bir dövmeyi yaptıracağına ilişkin iddiaya girmişler ve Daniel iddiayı kazanmıştı. Danny Ocak ayında halledeceğiz demişti ama adam işinden oldu gözü bir süre dövme görür mü bilemeyiz, hayırlısıyla bir derdo dövmesi yaptırır artık.
çok soğuk, sert bir iklimi olan alaska, 30 mart 1867’de 7,2 milyon dolar karşılığında ameriya’ya satılmış.
bugün olsa rusya, amerika’ya günahını vermezdi herhalde. ama kesin açıklanmayan bir sebebi vardır yoksa hiç akıl alır gibi değil rus imparatorluğunun toprak satması. amerikayı ciddi bir tehdit olarak görmediler mi acaba o zaman? karşılığında para ile ölçülemeyen bir şey mi aldılar? klasik sıcak sulara inme sevdaları yüzünden odaklarını avrupada mı tutmak istediler? ya da ülke merkezine uzak oluşu ileride herhangi bir işgale karşı savaşmayı imkasız hale getirip savaşla toprak kaybetmektense parayla mı kaybetmeyi tercih ettiler?
kafalar karışık.
alaska konusuna bakınırken louisina nın da napolyon’dan, 1803’te 15 milyon dolara satın alındığı bilgisi çıktı karşıma ama satışın taraflarını düşününce bu çok da etkilemedi tabii sonuçta adam ne demiş(tabii bir kesim de asla böyle bir sözü yok diyor) “para para para”.
Pakistan’ın Lahor şehri ile Hindistan’ın Wagah sınırında, pakistan ve hindistan askerlerinin birbirlerine karşı her gün yaptıkları şovdur. şov ama böyle sidik yarıştırma hali hakim duruma. iki ülke halkı tarafından maç gibi algılanıp tribünler doldurulup tezahurat yapılıyor olması da cidden enteresan.
Rotasız seyyah isimli gezginin youtube kanalında ayrıntılı bir videosu var bu törenle ilgili.. [http://https://youtu.be/-UeO_6nsgY4 ]
12 yıllık eşi kendisini aldatınca, 6 yıl önce karaciğerinin bir bölümünü eşine veren melike özmen, karaciğerini geri istiyormuş. Eşinin aldattığı kadın ise alsın karaciğerini biz çok mutluyuz diyormuş.
Bir konu nereden baksan mı elinde kalır arkadaş?
Erkeğin eşini aldatması leşlik. Olmuyorsa ayrıl ne bok yiyorsan ye. Kadınları çaresiz bırakıp böyle saçmalıkların ortaya çıkmasına neden olmak cidden boş beleşlik yani. Kaldı ki, kadın sana karaciğerinden parça vermiş ayrılacaksan bile aldatılmayı mı hakediyor yani? Cidden beş para etmez bir adam izlenimi veriyor.
Kadının karaciğeri geri istemesi ise sığlık. Mümkün olmayan bir şeyi istemek nedir? Ben sana karaciğerimi verdim bak sen bana ne yaptın diye manevi olarak ya da boşanma davasında tabii ki lehine kullan ama televizyona çıkıp karaciğeri geri istemek?
Öteki kadının alsın karaciğerini demesi leşlik artı sığlık. Sen mümkünse bir köşede sus ve utan.
Cidden bu kadar zeka yoksunu olunması canımı sıkıyor.
Doktor fobisi olanlar dışında, kendine göre büyük hastalıklar atlatanlar ya da onların yakınlarının hissiyatı olabilir.
Aslında doğru değildir. Sonuçta çoğu zaman erken teşhis hayat kutarır ama yine de ayağı gitmez insanın.
Ayrıca şu sıralar benim de yaptığımdır. Erteleyenler olarak herkes haftaya doğru doktora sözlük.
Günlerdir, sayısız arabanın büyük bir konvoyla, dat diri dat dat dat diri dat dat evin önünden geçmesine katlanmakta zorlanan kişilerin hissiyatını yansıtmaktadır.
Beynimiz yandı artık yettiniz. Seçim yasakları gelse de kurtulsak seçim arabalarınızdan da konvoylarınızdan da...
Konvoy da özellikle küçük yerleşim yerlerinin, ilçelerin sorunu sanırım. izmir’de böyle değildi üstad.
Macaristan’ın Budapeşte şehrinde, Tuna nehri kıyısında bulunan bu demirden ayakkabılar, 1944-1945 yıllarında ayakkabıları çıkartılarak kurşuna dizilen ve nehre atılan Yahudi’lerin anısına yapılmıştır. Ayakkabılar o zaman oldukça değerli olduğu için insanların ayakkabıları çıkartılıyormuş nehre atılmadan önce.
ihtişamlı parlamento binasının hemen önünde bulunan bu ayakkabıları tasarlayan Can Togay isimli bir Türk olup, ayakkabılar Macar bir heykeltraş tarafından yapılmıştır.
Ne büyük zulümler, acılar...
Büyükşehir yasasından sonra taşradan gelen oylarla izmir’de oylarını arttıran Akp’nin halen de olsa ümidini yitirmemesidir. Ama bir yandan da ne yapsınlar, yapmasalar da olmaz. Muhtemelen kendilerinin de isteksizce yaptıkları mitingdir.
istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, 1947 doğumlu hukuk profesörü. Doktorasını Göttingen Üniversitesinde yapmıştır. Alanı özel hukuktur. Çevre, hayvan hakları ve spor hukuku ile ilgili de kitapları vardır.
bilimsel kuruluşlara üyelikleri; medeni kanun komisyon üyeliği ve borçlar kanunu komisyon üyeliği şeklindedir.
Günümüzde Yaşar Üniversitesi'nde ders vermektedir.
Şeref Hocamızı diğer hocalarımızdan ayıran bir nokta da eğlenceli kişiliğidir.
Sınıfta geçen diyaloglardan bazıları:
Derste mesaj gelir ve hocamız:
Ş.E: Çocuklar anlamıyorum sürekli mesaj atıyor GSM şirketim bana, bedava dakika veriyorlar. Mesajı cevaplamak istiyorum ama cevap yazılmıyor, geçen gün mail attım "ben koskoca profesörüm utanmıyor musunuz bana bedava dakika göndermeye" diye. Hayır birgün baktım bedava dakika göndermişler yurt içi her yöne, ben Almanya'dayım. Anlamıyorum gerçekten.
Bir diğeri için:
Ş.E: Çocuklar geçen gün sigara bıraktırma hattını aradım. Arkadaşlarım içebiliyorlar ben deniyorum ama bir türlü içemiyorum, dedim ben sigara içemiyorum ne yapmalıyım.
Biz: Nasıl yani asdfghjklşi
Ee peki ne dediler hocam?
Ş.E: Tersleyip kapattılar.
Bir diğeri;
Sınıfta gürültü olmaktadır. Hocamız dayanamaz ve:
Ş.E: cebinden kartı çıkarır alın kartımı gidin ben ödeyeceği çocuklar, ben ders anlatacağım eğer dinlemek istemeyen varsa gidip kahve içsin dışarıda sohbet etsin.
Bir diğeri için:
Ders hayvan hakları hukuku dersi tarih 07/05/2012 *
Ben: Hocam geçen gün evimizin kapısının önünde köpek vardı, kontörüm de bitmişti ailemi arayamadım onların aramasını bekledim, yarım saat aşağıda mahsur kaldım giremedim eve.
Ş.E:Tabi sizin gibi hassas insanlar da var.
1-2 dk sonra:
Ş.E: Peki kedilerden de korkuyor musun?
Ben: Hocam böcek dışında hepsinden korkarım.
1-2 dk sonra:
Ş.E: E peki sen nasıl avukat, hakim olacaksın keşfe gitmen gerekse ne yapacaksın?
Ben: Bilmiyorum hocam.. *
1-2 dk sonra:
Ş.E: Aslındna fobiler tedavi ediliyor ama bu korkun tedavi edilir mi bilemiyorum.
Kısacası söylediğim andan itibaren döndü dolaştı bana soru sordu sevgili hocam *
Nev-i şahsına münhasır bir hocamızdır, alanının en iyilerindendir.
Başlık çok iyi ifade etmiyor olabilir ancak anlatılmak istenen futbol takımlarımızın kullandığı formalarının neleri hangi ölçüde içermesi gerektiğidir.
bu düzenlemelere bakılarak takım formalarının içeriklerinde yer alabilecek amblem, bayrak ve sponsor reklamlarının hangi koşullarda ve ölçülerde yer alabileceği belirtilmiştir.
Dokuz eylül üniversitesi mezunu, Yaşar Üniversitesi' nde yardımcı doçent. Geleceğin adından sıkça söz ettireceği kesin olan özel hukuk (medeni yargılama&icra iflas hukuku)yardımcı doçentidir.
3 yıllık hukuk fakültesi maceramda ders aldığım en iyi hocamdır. Kendisi bir dersinde " Çok şanslısınız, Türkiye genelinde verilen en iyi 2-3 usul dersinden birisini alıyorsunuz." demiştir. Egosuyla, burbery kravat ve gömlekleriyle fakültemizin en cool hocasıdır. Ama hocam olur da bir gün bu entry'i okursanız (umut fakirin ekmeğidir)hırka ve yeleklerinizi bir beden büyük alın lütfen üzerinize yapışıyor bu giydikleriniz. Ayrıca kardeşi Ecehan Yeşilova Aras'ta deniz ticareti hukukçusudur. Yeşilova kardeşler olarak bizlerin korkulu rüyaları olsalar da alanlarının en iyilerinden olacakları şüphesizdir.
