birini kınadım kesin ben. çünkü böyle ünlülere bu denli hayran olanları anlamazdım. bu yaştan sonra elin ünlüsüne yüksel yüksel bitiremedim be. bu kadarı da fazla artık. neyse, bu yükselme devrinden sonra efendime söyleyeyim gerileme, duraklama ve yere çakılma devirleri de olur gibi gibi.
Benim hiçbir partiye oy moy veresim gelmiyor ama vatandaşlık görevi diye sandığa gidip gidip duruyoruz. Boş atayım desem bu sefer gönül razı değil. Anayasa dersinde hocamız şey demişti; isveç’te(ülkeyi karıştırmış olabilirim gibi geldi şuan ama neyse ben isveç diye hatırlıyorum birileri böyle yapıyormuş sonuçta) insanlar kötünün iyisine oy atarlar, hiçbir partiyi salt doğru bulmaz ve güvenmezler, ben de bu mantıkla ilerliyorum.
Anne babası italyan asıllı olan 89 doğumlu Avustralya’lı formula 1 pilotu. Formula 1’in gülen yüzlerinin başını çekiyor olabilir. 2021 yılından başlamak üzere Mclaren ile 2+1 yıllık kontrat imzaladı. Podyuma çıktığı yarışlarda şampanyayı ayakkabısına doldurup içmeyi seviyor ve buna da shoey diyor, biraz deli biri. Lakabı honey badger ve evet ben de tüm yaratıcılığımla(!) yıllar sonra kullanıcı adımı ondan esinlenerek değiştirdim. Arada instagram hesabına girip çok aşk annecim diye diye uzaklaşıyorum ortamdan. Gördüğüm en çirkin güzellikteki karakteristik burna sahip insan olabilir. Garip.
Lise 1’de okul müdürü değişmişti bizimkini isteği dışında başka okula ateşlemişlerdi, biz de eskisini seviyoruz diye tüm okulca, okulun bahçesinde oturma eylemi yapmıştık. Sonuç olarak eski müdür geldi çocuklar yapmayın teşekkür ederim ama böyle olmaz dedi ve sınıflara döndük, organize edenleri polis aldı ve tabii müdür de değişmedi. Şuan olsa banane kardeşim der katılmam ama o zaman çok üzülmüştük ühüü hocam diye ağlanıyoduk. Böyle zamanlarda çok salakmışız gibi geliyor ama neyse değildik herhalde.
Yıllardır Renault Sport Racing’in başında yer alan ve 2016’dan beri Renault F1 takım patronluğu görevini de sürdüren Fransız mühendis. 2021 yılında Renault F1 takımının isim değiştirerek artık Alpine adı altında yarışacağı duyurulmuş Cyril’in de takımın başında kalacağı konuşuluyordu ancak çat diye görevinden ayrıldığı duyuruldu.
2020 yılı başında, sürücülerden Daniel Ricciardo’nun podyuma çıkması halinde Danny’nin seçeceği bir dövmeyi yaptıracağına ilişkin iddiaya girmişler ve Daniel iddiayı kazanmıştı. Danny Ocak ayında halledeceğiz demişti ama adam işinden oldu gözü bir süre dövme görür mü bilemeyiz, hayırlısıyla bir derdo dövmesi yaptırır artık.
daha fenası bir durumu aktardığında ya da bir şeyin tanımını yaptığında eksilenmek olabilir. çünkü eksilediği şey o şeyin varlığı, artık nasıl bir bakış açısıysa...
Alsancak’ta sınırsız bir şekilde yürürken görünürdü bir zamanlar. Ürpertici bir yanı var mıydı bilmiyorum ama ben hep tedirgin olurdum, kimseye zarar verdiğini hatta konuştuğunu bile görmememe rağmen. O zamanlar(15 sene kadar önce) geleceğe dönüş filminde christoper lloyd’un canlandırdığı dr. emmett brown’a ve bununla yetinmeyip albert einstein’a benzetirdim. Adamın aşırı zekilikten tırlattığı efsanesi dilden dile dolaşırdı. Neyse adam ortadan kayboldu ve zamanla biz bu abiyi unuttuk tabii. Yıllar sonra 2019 yılında istanbul/Şişli’de yine aynı şekilde yürürken görünce yaşadığım şoku ve yanımdakileri dürtüşümü unutamıyorum. Sonuç olarak adam yürümek seviyor. Acaba şimdi ne yapıyordur?
çok soğuk, sert bir iklimi olan alaska, 30 mart 1867’de 7,2 milyon dolar karşılığında ameriya’ya satılmış.
bugün olsa rusya, amerika’ya günahını vermezdi herhalde. ama kesin açıklanmayan bir sebebi vardır yoksa hiç akıl alır gibi değil rus imparatorluğunun toprak satması. amerikayı ciddi bir tehdit olarak görmediler mi acaba o zaman? karşılığında para ile ölçülemeyen bir şey mi aldılar? klasik sıcak sulara inme sevdaları yüzünden odaklarını avrupada mı tutmak istediler? ya da ülke merkezine uzak oluşu ileride herhangi bir işgale karşı savaşmayı imkasız hale getirip savaşla toprak kaybetmektense parayla mı kaybetmeyi tercih ettiler?
kafalar karışık.
alaska konusuna bakınırken louisina nın da napolyon’dan, 1803’te 15 milyon dolara satın alındığı bilgisi çıktı karşıma ama satışın taraflarını düşününce bu çok da etkilemedi tabii sonuçta adam ne demiş(tabii bir kesim de asla böyle bir sözü yok diyor) “para para para”.
daha iyi şartlarda bir iş bulma imkanı yoksa ki işsizliğin arşa değdiği bu ortamda bırak beş bin türk lirasını daha azına aç kalmamak için herkesin çalışacağı gün gibi ortada iken aksini düşünmek hayatın, kendinin ve hatta dünyanın farkında olmamak demektir.
bunun yanında 30 kilometre trafik sorunu olan şehirler için zor olabilecekken, trafik problemi olmayan yerlerde çok da can sıkıcı bir mesafe değildir.
23 nisanda açıklayacağız dediği şeyin aşı ile ilgili olduğunu bir saat kadar önce twitter üzerinden duyurmuştur. habertürk’te saat 17:30’da detayları açıklayacakmış. he bir de yine twitterdan basın duyurumu yayınlayacağım deyip onları da paylaşmış.
yeni dünya düzeni mi denir buna bilmiyorum ama enteresan bir zamana evrildik aşı açıklaması, bakanın istifası gibi şeyleri sosyal medyadan öğreniyoruz. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2014883/+
Milyon tane #tb fotoğrafı koyarlar ama daha yeni oldu o düğün, zaten düğünün öncesi, sırası ve sonrası instagramı kankalarınızla göçerttiniz gerekli gereksiz paylaşımlarınızla, bari bir süre salın insanlar alemini. Bir de bunların bebesi olunca , ben en çok anne olmayı sevdim paylaşımları var ki cidden yeter artık.
Buarada en çok da o kocişler ne hissediyor tüm bunlar olurken cidden bu büyük merak konusu...
italyan, lüks bir giyim markası olan bottega veneta ürünleri güzel tasarımları ile göz doldurmayı başarırken el yakan fiyatlarıyla da uzağına yakınına yaklaştırmamayı adeta bir görev bilmiştir. Özellikle çantaları çok güzeldir.
istinye Park’taki mağazasında ve Türkiye genelinde bu marka nerede satılıyor diye sorulsa herkesin doğru cevabı vereceği yer olan beymen’de satılmaktadır.
Polisiye,komedi ve drama dizisidir. Dizinin yayınlandığı kanal olan Fox’da 4.sezon onayını alamaması akabinde netflix tarafından satın alınmıştır. Bir rol bir insana ne kadar cuk diye oturabilirse Lucifer karakteri de Tom Ellis için öyle olmuş. Dördüncü sezonu izledik ilk üç sezon kesinlikle daha iyi olmakla birlikte şimdi beşinci sezonu beklenen dizinin final sezonu olacağı da söylendi. Bakalım bir değişiklik olacak mı?
Pakistan’ın Lahor şehri ile Hindistan’ın Wagah sınırında, pakistan ve hindistan askerlerinin birbirlerine karşı her gün yaptıkları şovdur. şov ama böyle sidik yarıştırma hali hakim duruma. iki ülke halkı tarafından maç gibi algılanıp tribünler doldurulup tezahurat yapılıyor olması da cidden enteresan.
Rotasız seyyah isimli gezginin youtube kanalında ayrıntılı bir videosu var bu törenle ilgili.. [http://https://youtu.be/-UeO_6nsgY4 ]
bornova sokağı(izmirde ablalarla ünlü bir sokaktır) neyse kıbrıs şehitlerine(istiklal caddesinin küçüğü diyelim buna da) çıkar bilenin bildiği üzere, kıbrıs şehitlerinde bir mağazada tartışma çıktı sonra abla arkadaşlarını çağırdı, hemen yetiştiler tabii sonra adamı araya alıp falafaş etmişlerdi. valla korkarım hem erkek gücü hem kadın delirmesi bir arada. aklı olan kaçar.
Haber yalanlandı dendi ama malum o kadar büyük bir kapalılık var ki Kuzey Kore yetkilileri çıkıp liderimiz öldü dese inanmayacak insanlar olur, vardır bir planı komplo teorileri alır gider...
Yalnız böyle bir vefatın yaşanması halinde başa gelecek kişi düzeni devam ettirebileceği gibi Kim Jong Un ya da babası kadar sert olmaması halinde belki zamanla ülke yönetiminde bir kırılma yaşanıp yönetim biçiminden dışa kapalılığa kadar her şey değişebilir. Bu da olursa artık tarihe tanıklık ettiğimiz olay sayısına bir artı daha konmasını rica edeceğim.
Bir iki gündür ne kavgasıymış ne aşkıymış bu kadar twitter da sürekli tt listesinde diye bir bakayım dedim de cidden insanların nasıl sabrı yetiyor bu kadar kötülüğe hinliğe aklım almıyor..
Mert’in o itici bakışları, her şeyi ben bilirim tavırları, o alaycı gülüşü aşırı sinir bozucu.
Sercan zaten düşük seviye bir profil ondan kimsenin bir beklentisi yoktur.
Ersin en gözden düşen kişi, dönüşte Yılmaz Erdoğan’dan kalayı yer inşallah. (ahahahha ne?)
Yasin herkese bağır çağır aşırı irrite edeci bir tip, ancak ve ancak iticilikte master chef olabilir.
Nisa sen 3 aylık mısın niye dudak büzüyorsun sürekli?
Barış sen niye milletin yemeğine dadanıyorsun delirdin mi?
Yunus Emre’nin de aklı biraz eksik sanırım garip garip hallerde.
Devamını getiremeyeceğim izlemenin cidden hani kafa dağıtması için izleyenlere de şaşırıyorum ben sürekli bir izleyici olsam sinirden tansiyonum çıkar. Sevenlere selam, yola devam.
Meslektaşla evlenmek aynı işyerinde çalışmayacaksanız belki güzeldir orasını bilemem. Ama aynı işyerinde sınırsız tartışma ve küslüğe davetiye demek. iş arkadaşına söyleyemeyeceğin olumsuz şeyleri eşin olduğu için rahatlıkla söyleyebiliyorsun.
Misal biz her gün tartışmaktan yorgun düştük, işleri de ayırma şansımız yok.
12 yıllık eşi kendisini aldatınca, 6 yıl önce karaciğerinin bir bölümünü eşine veren melike özmen, karaciğerini geri istiyormuş. Eşinin aldattığı kadın ise alsın karaciğerini biz çok mutluyuz diyormuş.
Bir konu nereden baksan mı elinde kalır arkadaş?
Erkeğin eşini aldatması leşlik. Olmuyorsa ayrıl ne bok yiyorsan ye. Kadınları çaresiz bırakıp böyle saçmalıkların ortaya çıkmasına neden olmak cidden boş beleşlik yani. Kaldı ki, kadın sana karaciğerinden parça vermiş ayrılacaksan bile aldatılmayı mı hakediyor yani? Cidden beş para etmez bir adam izlenimi veriyor.
Kadının karaciğeri geri istemesi ise sığlık. Mümkün olmayan bir şeyi istemek nedir? Ben sana karaciğerimi verdim bak sen bana ne yaptın diye manevi olarak ya da boşanma davasında tabii ki lehine kullan ama televizyona çıkıp karaciğeri geri istemek?
Öteki kadının alsın karaciğerini demesi leşlik artı sığlık. Sen mümkünse bir köşede sus ve utan.
Cidden bu kadar zeka yoksunu olunması canımı sıkıyor.
Birçok ülkede dizel araç kullanımının kısa ve uzun vadelerde sonlandırılması gündemde son birkaç yıldır. Hatta benzinli araçların da aynı şekilde kullanımdan kaldırılması gerektiği düşünülüyor.
Bu kararların sebebi de karbon salınımı yüzünden atmosferdeki kirliliğin git gide artması. Çarenin elektrikli araçlarda olduğu görüşü hakim. Göreceğiz bakalım Türkiye’de bu süreç nasıl ilerleyecek.
Isınamadığım bir tatil türü şu her şey dahil oteller. Yemekler desen ne yesem aynı tadı veriyor ikinci öğünden itibaren, tuhaf bir kokusu oluyor bu otellerin(bazı insanları ikna edemiyorum ama eminim olduğuna) ondan çok mutlu olamıyorum. (Kokudan kastım pislikten kaynaklanan bir koku değil, hissedenler anlar zaten, hissedemeyenler de hissetmesinler zaten kimsenin midesinin bulanması taraftarı değiliz)
Ne yiyelim nerede yiyelim derdi olmadan, otelden çıkmadan deniziydi havuzuydu kullanmak adına tercih edilebilir elbette ama birkaç günden sonra aynı şeyleri yapmak da sıkıcı oluyor yahu.
Belki çocuklu aileler için komplike olması açısından iyi olabilir.
Neyse ki sevdiceğimi de kendime benzettim ben de artık her şey dahil otel sevmiyorum cümlesi kuruldu son tatilimizde. Ancak şöyle bir problem var ki o an her şey dahil otel konseptinde bir oteldeydik. Ama şahsi tercihimiz değildi, zorunlu katılım sağladığımız bir etkinlikti.
(Gittiğin oteller kötüdür düşüncesi gelmesin akıllara ortalama olan da ortalama üstü olanda da fikrim hep aynı oldu)
adını, asperger sendromunu tanımlayan hans asperger’den alır. bir tür gelişimsel bozukluk olarak, otizm spektrum bozuklukluklarından biri olarak anılır.
dilsel gelişim otizme göre bebeklik yaşlarında yaşıtlarıyla paralel ilerler. konuşmaya başlama ve benzer sayıda kelime sayısı kullanırlar. otizme göre daha geç teşhis edilebilme nedenlerinden birisi de budur.
motor becerileri çok iyi değildir. yürüme konusunda sıkıntı yaşamayabilirler ancak atik ve atletik değillerdir. bisiklet binme, araba kullanma veya spor yapma konusunda genel anlamda pek iyi değillerdir.
sosyal anlamda etkileşime istekli olsalar da ilk temastan sonra sohbeti devam ettiremedikleri için sıkıntı yaşamaktadırlar. karşılıklı konuşmadan ziyade ilgi alanlarına ilişkin monolog şeklinde ilerleyen bir iletişim kurarlar. cümle kurma biçimleri resmidir, büyümüşte küçükmüş, yahu bu çocuk bu lafları kimden öğreniyor diyebileceğimiz türden cümleler kurarlar.
jest ve mimikleri analiz etmek gibi bir rutinleri olmadığı için, empati kurma, karşısındakinin duygularını okuma, sıkıldığını anlama gibi sosyal refleksleri gelişmemiştir.
kısıtlı da olsa aşırı ilgi duydukları alanlar bulunur ve bu alanlarda o işin uzmanı denebilecek kadar bilgi sahibi olurlar. sınırsız bir şekilde bu konuda konuşabilirler.
not:her asperger sendromu tanısı alan kişide özellikler değişiklik gösterebilir. genel bilgi içerir.
Evlendikten sonra ikimizin de aşırı kilo alması (23-10 civarı) ve bir süredir camış ailesi olarak hayatımıza devam etmemiz neticesinde girdiğimiz bunalımdan çıkmazsak bir o kadar daha alacağız, kısacası bu şişkoluk işi bizi yeterince üzdüyse artık zaman kilo vermeye karar verme ve eyleme dönüştürme zamanıdır. (Karar veremedi, başlayamadı üstüne 10 ar kilo daha aldı olarak neticelenmez sonumuz inşallah amin)
Öyle sanan birisi mi var?
Yine anlamların karman çorman olduğu bir ana daha tanıklık ediyoruz.
Belki başlık “rüyasında türkçülüğü solculuk sanmak” gibi bir şey olsaydı o zaman kabul edilebilirdi.
