Son zamanlarda hitler'in her şeyi yahudilere bağlamasını andırır bir politika yürütüyor partisinde. Bu da toplumun en büyük problemlerinden biri olan bir meseleyi, tüm siyasilerin ilgi odağı haline getirdi.
Çok büyük oranda bir oy alacağını sanmıyorum ama en azından alacağı %1-2'lik bir oy alırsa, bunun tek müsebbibi mülteci politikası karşısındaki tavrı olacak. Bu da hükumeti en azından bu konuda caydırabilir. yani temenni o yönde. Aynı zamanda "türk oylarını" çantada keklik olarak görüp, 2002 akp'sivari siyaset yürüten 6'lı masaya da bir mesaj gidebilir bu vesileyle.
millet hala aşılamamış bir toplumsal formdur. milletin yerine daha iyi ve geçerli bir toplumsal form ikame ettiğimiz vakit ilkellik olarak niteleyebiliriz. aşan varsa beri gelsin.
freni patlamış araba gibi yokuş aşağı iniyor. hem doların düşüşü, hem de onsun patlayışı darmaduman etti. 15 dakika sonra gidişat az çok kendini belli eder, göreceğiz.
borsada para kazanmayı kafaya koymuş olan cengaverlere yapılacak önerilerdir.
sabırlı bir insan değilseniz bu işten uzak durun. klişe olan şu sözü aklınızdan çıkartmayın: Borsa sabırsız olanların sabırlı olanlara paralarını transfer ettikleri yerdir.
sürekli yükselen hisselerden uzak durun ve paranızı tek bir kağıda yatırmayın. bla bla.
birinin kafasına kurşun sıkmak ya da üzerine bomba atmak ile kafasını bedeninden ayırmak arasında herhangi bir fark yok. ikisi de eşit düzeyde acısız ölüm. hatta ilki belki biraz daha fazla acı verebilir.
kimi cümleler var hayatta, o cümleleri duyunca yahut okuyunca o cümleden sonrasını okumaktan vazgeçiyorsunuz. mesela şu cümle onlardan: türkler osmanlı döneminde etrak-ı biidrak gibi sıfatlarla anılır ve üçüncü sınıf vatandaş olarak görülürdü.
iddiaya dönecek olursak, şöyle de denebilir: kemalist yeni bir türklük yarattı.
zor dönemin güçlü padişahı olduğu için rus yeşilköy'e ve oltu'ya kadar gelmemiştir.
muhteşem bir stratejik zekası olduğu için afrika'da osmanlılara ait mülk bulmak mümkündür.
dönem evet zor bir dönemdi ve herkes bu dönemde büyük işler başaramaz. abdülhamid de başaramamıştır niye bu kadar palazlanık anlamış değilim.
adamın tek katkısı eğitim, ulaşım, ordunun modernizasyonu gibi konular ama savunan insanlar da bu özelliklerine neredeyse hiç değinmiyorlar. falan filan feşmekan.
ömründe köy görmemiş, su kesildiği için çeşmeden su taşımamış, kışın ortasında sopsoğuk evde küzineye odun atmamış, elektriksiz nefes alamayan insanların uzaktan uzaktan özlem duyduğu şey.
hakkında bilgi veren eserlere surname adı verilir. minyatürlerle süslü olan bu kitaplar, osmanlı eğlence hayatını güzel bir şekilde yansıtırlar. Surname-i Vehbi en meşhurlarındandır ve üçüncü ahmed devrinde günlerce süren sünnet şenliğini tasvir eder.
güneş sistemi iddiası çok abartılı. öncelikle gezegenler zaten eski dünyada da biliniyordu. yalnızca eski dünyada batlamyus'un evren modeli yani dünya merkezli evren modeli kabul görüyordu. işbu iddiada yer alan gezegenler bir hayli muvazenesiz duruyor. zira güneş ile jüpiter olduğu iddia edilen çizim neredeyse eşit büyüklüktedir.
ikincileyin bu doğru olsa bile bilime yön verdiği iddiası da ispatlanmalıdır. sözgelimi ibn'ül şatır adında biri, galileo'dan evvel güneş merkezli bir evren modeli ortaya koymuştur ama bu kabul görmemiştir. bugün ortaya atılan birçok tez, iddia aslında binlerce yıldır tartışılıyor.
burada bir fark var, avrupa'da bilhassa galileo ile başlayan, baconlar ile devam eden bilim geleneği kümülatif şekilde devam ediyor. ortaçağda da bir birikim ve devamlılık olmakla birlikte, daha çok bir dairesel bilim anlayışı var ve ben ne anlatıyorum amk.
Türk devleti son yıllarda hdp, imralı ve kandil'in ağız birliği yapmasını bir şekilde engelledi. imralı'daki caninin örgüt üzerinde herhangi bir etkisi kalmadı. yalnızca bir simgeden ibaret. hdp ise örgütle organik bağını asgari düzeye indirmek zorunda kaldı. indirmediklerinde tepeleniyorlar bir güzel.
elebaşının silah bırakın çağrısı kandil'de eylem noktasında bir tesire neden olmayacaktır. ama örgütün bilinen simgesinin böyle bir açıklama yapması, kendilerini büyük ölçüde simgeler üzerinden tanımlayan bir örgütte büyük bir psikolojik yıkıntıya sebep olabilir. dahası böyle bir açıklama, kürtçü terörü lidersiz bırakır. o lider simgesel olsa dahi.
''ulus-al'' sözcüğünün sonuna eklenen yapım ekini ''-al'' olarak değil de ''-sal'' olarak anlayanlar bir ''-sel, -sal'' furyasına başlayıp, nispet î'si yerine fransızcadan aşırma bu yapım ekini kullandılar. bu yapım eki ''toplumsal, geleneksel'' gibi oturmuş kullanımlar dışında kullanılmamalıdır. zira türkçede ad tamlamaları vardır ve ''-sel, -sal ve nispet î'si'' görevini tek başına üstlenebilir.
yanlış biçimde kullanılan bu ekin türkçe olduğu yönünde birçok kez iddialar ortaya atıldı ve buna karşılık olarak ''arsal(kumsal) sözü ortaya kondu. ancak oradaki ''-sal'' ahmet temir'e göre ''yoksul'' örneğinde olduğu gibi ''-sıl'' biçiminde olmalıydı ve yanlış yazılmıştı. bu örneği güçlendirmek için ''soysal'' örneğine başvurulsa da ''soysal''daki ''sal'' ek değil eylemdir.
batıdaki işçi ayaklanmalarından bir cacık olmadığını gördüğü için yönünü doğunun köylülerine çevirmiştir. adam hayatının hiçbir devrinde milliyetçi olmadığını ifade ederken, türkistan halkının nasıl ateistleştirileceği noktasında da tavsiyelerde bulunmuştur.
bunu kim palazlandırdı bilinmez, herifi müslüman turancı ilan ediyorlar. yok ebesinin örekesi. sscb'yi oluşturan devletler arasına türk ülkelerini de sokmaya çalışmıştır ama muvaffak olamamıştır. bu isteği yüzünden olsa gerek adamı bu şekilde niteliyorlar.
abdülkadir ile yer değiştirmesi gereken futbolcu. çok yeteneksiz neden bunda ısrar ediyor şenol hoca anlamak namümkün. boş kaleye az kalsın kaçıracaktı.
kenan karaman ve çağlar'ın eksikliği dışında falsosu olmayan bir kadroyla çıkacağımız maç. bu herifi neden oynatıyor şenol güneş anlamış değilim. abdülkadir yahut cengiz bundan bin kat daha verimli top oynar.
ibn-i sina ve ibn-i rüşd için senelerdir yapılan ithamlardan hatta iftiralardan biri.
bunu söyleyen insanların ellerinde, mezkur şahısların kimi fakih yahut kelamcılar tarafından tekfir edilmeleri dışında pek bir şey olduğunu düşünmüyorum. ibn-i sina ve ibn-i rüşd, avrupalıların etkilendiği en meşhur müslümanlardan ikisi. avrupalılar, bu iki şahsın da müslüman olmasını kabul etmek istemedikleri için ta roger bacon'dan beri bu ikisinin aslında gizlice hristiyanlığı kabul ettiğini iddia eder.