yıllarca ergenekon, balyoz, kafes diye misinformasyonun kralını yapan akp ve fethullah takımının wikileaks belgelerinden sonra panikten saçmalamaları. Misinformasyon öyle olmaz, aha böyle olur! hadi gidin bunu da ergenekon yaptı diyin!
fazıl say ve onun gibi davranan insanların son 50 yıldır halka "maraba" ve eğitilecek çiftlik hayvanı muamelesi yapmasından dolayı, akp ve onun gibi sağ partilerin eze eze iktidara gelmesidir.
maalesef benim çevremde de bunlarda oldukça fazla sayıda var. evet, halk cahildir, eğitimsizdir ama hali hazırda "gerçekleri" vardır. bir yaşantısı ve kendine göre kabulleri vardır. evet, halk daha iyisine layıktır ama bu, "bak şimdi sen salaksın, ben de senin efendinim, ne dersem onu yapacaksın ulan" diyerek olmuyor işte! 50 yıldır siz vurdukça akp ve diğer fırsatçı sağ zihniyet iktidara daha da yapışıyor. sonuç olarak siz kendi içinize kapanıp gettolarınıza çekiliyorsunuz, onlar halkı daha beter sömürüyorlar. *
fazıl say'a koşulsuz olarak fedailik yapan insanların bulunduğu topluluk.
özellikle bu gece internet ortamında faaliyetteler.
asıl meselenin fazıl say'ın müziği değil de, beğenseniz de beğenmeseniz de, toplumumuzun aşağılanması olduğunu anlamayan müritler kalabalığı.
çoğunluğu kafayı atatürk'e ve kemalizm'e takmış, "ağasının fedaisi" karakterli yazarlardır. fikri derinliği olmayan, tartışamayan, tartışmaya çalışırken ortaya bir fikir koyamayan sadece ağalarının onlara ezberlettiklerini tekrarlayan yazarlardır. yarım ekmek döner+ayran ile tatmin edilerek toplanan miting güruhu olmaktan öteye gidememişlerdir. fikirlerinin derinliği ancak bir "kömür torbası" boyundadır. gelen ağam, giden paşam diyen ve bir gün akp iktidardan düşünce yeni gelene methiyeler düzmekten geri kalmayacak olan yazarlardır.
2002 yılından bu yana sadece dikkatli gözlerin ve çalışan kafaların gördüğü gerçek.
- 2002 mart; ecevit, abd'nin olası bir ırak çıkartmasına (hani milyonlarca "müslümanın" katledildiği savaş var ya, işte o...) katılmayacaklarını ve türk topraklarının da kullandırılmayacağını söylüyor.
- 2002 nisan; eecevit aniden hastalanıyor ve sağlık sebebiyle başbakanlıktan azledilmesi tartışılıyor.
- 2002 haziran; erken genel seçim kararı alınıyor.
- 2002 kasım; yeni kurulmuş ve nereden finanse edildiği karanlık olan akp tek başına iktidar oluyor.
ilk iktidara gelişten bu yana her seçimden önce ya israil, ya amerika akp'ye mutlaka koltuk çıkıyor. en son yerel seçimlerden hemen önceki "davos tiyatrosu" da bunun bir örneğidir. 12 eylül referandumuna giderken kamuoyu yoklamalarının "hayır" yönünde ağır basması akp'nin amerikalı amirlerini telaşlandırmış olacak ki birden bire pkk tek taraflı silah bırakmaktan falan sözediyor, seçimi boykot edeceğini söyleyen dtp "evet" yönüne dönüyor, diyarbakır'da sivil * toplum örgütleri "evet" yönünde bildiriler yayınlıyorlar. ayrıca ne hikmetse, 2 hafta kadar önce israil, mavi marmara ile ilgili çalışacak bm komisyonuna yardımcı olacağını ve kararı beklediğini söylüyor. muhtemelen referandumdan hemen önce çıkacak olan bm komisyon raporu, israil üzerinden hiç bir yaptırım gücü olmasa bile, (bkz: goldstone raporu) yandaş basın tarafından ikinci bir "davos zaferi" olarak sunulacak.
sonuç olarak, abd ve israil yardımlarıyla; alavere dalavere bütün oylar "evet" e...
abd ve israil 2011 yılında iran'ın üzerine gitmeye niyetli ve türkiye onlara lazım. akp iktidarını korumak için milyonlarca ıraklı müslümanın katline nasıl sessiz kalarak ortak olduysa, iran'daki "müslüman" kardeşlerini de kendi eliyle ateşe atmayı göze alacaktır. tamamen "al gülüm-ver gülüm" meselesi. al iktidarı, ver diyetini...
buram buram israil ve mossad kokan eylem. korkarım çok yakında mossad tarafından türk-musevi cemaatine yönelik saldırılar da yapılacak. amaç tamamen türkiye'yi ve türkleri saldırgan ve barbar olarak damgalamak.
son israil hükümeti tamamen oldu bitti ile işbaşına gelmiş, hukuk tanımaz ve katil bir hükümettir. israil halkı ise hukuken bu hükümetin göreve gelmesinden sorumlu olsa da, kendi içindeki keskin ayrılıkları iyice su üstüne çıkmış bir halktır. özellikle israil'li genç nüfus savaştan ve dünya'da yapayanlız kalmaktan bıkmıştır. kendi orduları tarafından yapılan katliamlara ve operasyonlara karşı çıkmaktadırlar. umarım hak ve adalet hem filistin halkına, hem de barış isteyen israil'lilere yüzünü gösterir.
fenerbahçe'nin 1 şampiyonluk kaybetmesinden sonra öten ezikler güruhuna verilecek en güzel cevap yüzyıllar önce söylenmiştir.
osmanlı veziri sokullu mehmet paşa'nın donanmamızın bir kısmını yakan haçlı güruhuna verdiği oturaklı cevaptır: siz bizim sakalımızı traş ettininz, biz sizin kolunuzu kestik.
fenerbahçe'nin kaybettiği şampiyonluktan sonra, hiç bir iddiası olmayan ezik takımların ezik taraftarlarının boru gibi ötmesidir. size ne giren çıkan var diyeceğim ama; o kadar bağırdığınıza göre bir şey girmiş...
lige haftalar önce havlu atan zavallı beşiktaş'ın fenerbahçe şampiyon olmasın diye bursaspor maçında kendi kalesine attığı golden sonra iyice emin olduğum ruh hali. insan bir kere alışmaya görsün, kendi kendini becermek alışkanlık yapabilir.
kenarda köşede kalmış ne kadar ezik, kompleksli takım varsa, fenerbahçe'ye ve başarılarına kıl olması.
2009-2010 sezonunda şampiyonluktan umudunu haftalar önce kesen 6saray ve 8eşiktaş mı istersin, iki eliyle bir şeyini doğrultamayan dandik sıra takımları mı istersin, ne ararsan var...
türkiye'de krizin bazılarına gerçekten "teğet" geçtiğinin göstergesidir.
--bırakın işsizliği, açlığı falan canım! ne kadar münafıksınız yani... bakın ülkemiz refah içinde yüzüyor. sizi gidi ergenekoncular sizi... * http://www.hurriyet.com.t...nomi/14518644.asp?gid=373
bugün gördüğüm 23 nisan törenlerinden sonra inandığım gerçek.
akp sevicisi "demokrat" takımın pek umurunda değildir belki ama, biz "faşist" lerin rahatsız olduğu bir durumdur. bağımsızlığın ve milli birliğin vurgulanması gereken bu günlerin, iki kuru tebrik ile geçişritilmesi, dünya çocuklarıyla kutlanan 23 nisan da bile ağırlıklı olarak yurtdışındaki "fethullah efendi hazretleri"nin okullarından çocuk getirilmesi işi iyice sulandırmıştır. Öte yandan, bugün bir ilköğretim okulunda katıldığım törende ortaokul çağındaki erkek öğrencilerin törene kulaklarında küpelerle gelmesi de modernlik değil basbayağı yavşaklıktır. buna göz yuman "milli" eğitim görevlileri de bu yavşaklığa ortaktır. istiklal marşını bile doğru düzgün okuyamayan bu kuşaklar akp ve onun işverenlerinin pek hoşuna gitse de, türkiye için hiç de iyi yerleri işaret etmemektedir.
bütün hayatını ideali uğruna harcamış ve son nefesine kadar, hiç bir şahsi menfaat talep etmeden, çevresindeki bazı yağcıların "yeni padişah ol, hanedan kur" gazına gelmeyerek, sadece halkına güvenerek yaşamış bir liderin, arkasından bir hanedan bırakmamak için çocuk dahi yapmaması dirayetidir.
kasım 2002 tarihinde başlayan ve temmuz 2007'de zirve yapan akp yükselişinin, mart 2009 itibariyle yerini inişe bırakmasıdır. akp'nin ülkeyi soktuğu tarihimizin en derin ekonomik krizi, dış ve iç politikada abd ve ab'nin emirlerini eksiksiz yerine getiren "emredersiniz efendim" ci kadro ve bütün türkiye'yi babasının şirketi, vatandaşları ise emrindeki işçiler olarak gören hastalıklı zihniyet en sonunda bıçağı kemiğe dayamıştır. sanılanın aksine bu iş bir darbeyle falan olmayacaktır; zaten akp'nin asabiyeti de bundandır. olası bir askeri darbe, 8 yıldır ülkenin içine her alanda "kakasını yapan" bu iktidarı bigünah olarak aklayacaktır ve bir süre sonra mağdur edebiyatıyla yine ortalığa salacaktır. bu yüzden akp, için için darbe duası yapmaktadır. en başından beri "sandıksa sandık, seçimse seçim" diyen akp, artık yolun sonuna gelindiğinin farkındadır ve sandıktan şeytan görmüş gibi kaçmaktadır.
akp ve takipçileri hiç umutlanmasınlar, bu iktidar darbe ile değil, seçimle gidecektir. ve yaptıklarının hesabını ahiretten önce bu dünyada vereceklerdir.
tarih, din, siyaset, sosyoloji ve felsefe namına toplam 10 tane kitap okumamış, okusa bile sentezleyememiş, üniversiteye kadar ulaşabilse bile eşek girip, eşek çıkacak olan ve hayattaki bütün fikir dünyası üç beş tane gazete olan boş insandır. bir boktan anlamadığı gibi, ne olduğu belirsiz köşe yazarlarının ve parti ağa babalarının sıçtıkları fikir kırıntılarını sözlüğe kusar.
son 20 yılın en büyük amerikan projesi * olan "akp ve ılımlı islam" senaryosunun en önemli parçasıdır. 7 yıl önce george soros'un söylediği gibi; türkiye'nin uluslararası piyasadaki en değerli ürünü tsk'dır. türkiye'de satılabilecek herşeyi satan akp için sıra, en değerli ürüne gelmiştir ama önce ehlileştirilmelidir. alıcısı afganistan'da hazır olan bu ürünü "yola getirip" en kısa sürede müşterinin emrine sunmak akp için bir önceliktir. geçen hafta istanbul'a gelen abd savunma bakanı robert gates, teslim tarihini öne almak için akp'yi sıkıştırmıştır.
ülke çıkarları için hakkari'nin 40 km güneyine asker yollayamayan, "dökülecek kan, gelecek tabut" edebiyatı yapan akp, afganistan'dan gelecek uçaklar dolusu mehmetçik tabutunun hesabını nasıl verecek? evlatlarınızı güneydoğuda savaşmak için göndermeyin diye propaganda yapan liboşlar afganistan savaşını da ergenekona mı havale edecek?
tayyip erdoğan'ın kendini gerçekten iyi birşeyler yapan, doğru ve dürüst bir insan olarak kabul etmesi.
hayatı ve iktidarı boyunca yaptıklarını gerçekten hak ve adalet için yaptığına inanması ve kendisini "kutlu" bir insan sanması.
yalan değil, gerçekten kendisinin ve "takımının" seçilmiş, kutlu insanlar olduğuna inanan başbakanımız, bu yönüyle amerikada'ki neocon'ların adeta bir kopyasıdır. onlar da evangelist tarikatına mensupturlar ve george w. bush'un tanrı tarafından seçilmiş bir insan olduğuna ve dünyadaki bütün antichrist'leri katlederek "armageddon" adlı büyük ve son savaşla noktayı koyacağına inanırlar (bkz: richard a.clark - against all enemies). aynı biz "laik-müşrikler" e karşı mücadele veren akp gibi. geçmiş zaman kullanmıyorum çünkü, neocon'lar asla vazgeçmez, sadece ara verirler. aynı milli görüşçüler gibi. bu şizofrenik düşünce tarzı sade bir insan için zararsız sayılabilir ama türkiye'yi ve dünya'yı yöneten insanlarda olursa biraz tehlikeli.
muhtemelen "imkansız" olan eylemdir.
örnekler çoğaltılabilir:
- mustafa balbay'ın hücresine televizyon koymak.
- mustafa balbay'ın hücresini 17 cm2 büyütmek.
- mustafa balbay'ın hücresine panaromik pencere açmak.
tamamı imkansızdır. çünkü mustafa balbay, onbinlerce insanın katili ve yüz milyarlarca dolar zararın sorumlusundan daha tehlikelidir; gazetecidir.
sanal olarak yaratılan ve ergenekon adı verilen örgütün zaman zaman embesilleşip, zaman zaman james bond tarzında eylemler yapması olasılığıdır.
bu ergenekon öyle bir örgüt ki;
hem 60 yıl boyunca ülkede darbeler yapacak, başbakan asacak, her türlü melanetin altından o çıkacak ve casus filmlerine bile "yuhh" dedirtecek kadar ince zekalı eylemler yapacak (!!!) hem de, başbakan yardımcısına suikast düzenlemek için 2 adet evli barklı, yeri yurdu belli kurmay subayı ellerinde ilkokul çocuğu krokisiyle malum zat'ın evinin önüne yollayacak.
60 yıl boyunca her türlü siyasi, sosyal ve ekonomik problemin ardında bu "dr.no" karakterli örgüt olacak, 60 yıl boyunca kendini en ufak bir iz bırakmadan gizleyebilecek kadar zeki ve temkinli olacak hem de, dünyanın en iyi strateji ve savaş eğitimini almış askerlerin evlerinde a4 kağıda amatörce çizilmiş suikast planları, örgüt şemaları ve gömülü silah krokileri bulunduracak kadar salak olacak.
bu örgüt, örgüt üyelerinin(???) bile üye olduklarını ancak malum iddianameden öğreneceği kadar gizli olacak ama, kozmik odanın gizli evraklarını imha etmek için basit bir kaç er kullanacak kadar ihtiyatsız ve embesil olacak.
not:
yani diyorum ki, hazır fethullah hoca efendi hazretleri amerika'dayken, biraz hollywood yardımı falan alsaydı bari; en azından senaryo biraz tutarlı olurdu.