bilge yazarlar sağolsunlar,
borçlanmanın faydalarından,
cari açığın azaldığından,
ihracatın arrttığından dem vurup,
ekonomiyi eleştirene sövmüşler.
arkadasım, ya siz türkiye de yaşamıyorsunuz ya ben.
hükümetin kıç yalayıcıları da milleti cahillikle suçlayıp ekonomi dersi vermeye kalkmış.
ey gerizekalı, senin o cahillikle suçladığın, aklınca hakaret ettiğin adam ekonominin içinde , boğuşuyor yaşamak, geçinmek için senin gibi kitaplardan ezberlemesine gerek kalmadı ekonomiyi.
gel biraz halkın tarafından bak ekonomiye belki yeni bir persfektif yardım eder kafanın basmasına,
bana ekonominin geliştiğini alım gücüyle kanıtla, düşük enflosyanla( doğru hesaplanan enflasyon tabi) kanıtla,
sikeyim senin borçlanan ülke güçlüdür tezini, gelişen ekonominin kimi zengin ettiği açık, zengin adam audi'sini bmw ile değişince, eski arabasını sana mı veriyor?
asgari ücret hala 600 liralarda sürünürken kişi başı başı milli gelir 10.000$ olunca sen mi nemalanıyorsun?
araba almanın lüx sayıldığı, bir arabaya değerinin iki katı para ödenen,
aldığın arabaya da dünyanın en pahalı benzinini koyduğun bir ülkede, köylere bile duble yollar yapsan neye yarar,
7 yaşındaki çocuğun cep telefonu taşıdığı bir ülkede biz hala cep telefonunu lüx sayıp %25 öiv, toplamda aylık faturaya %50 vergi ödüyorsak
ne ara gelişti bu ekonomi, ne ara zengin, gelişmiş bir ülke olduk biz? biz seninle aynı ülke de mi yaşıyoruz?
sonra da ekonomiyi eleştirenlere cevrene bak nankör olma demişsin,
benim yaptığım nankörlükse, senin yağtığına ne denir?
sen söyle.
ortaya çıkmasına gerek kalmadığı bile görülmüştür, başlat düğmesine bastıktan 0.0001 sn sonra elinizde olduğunu farkedersiniz ama her zaman ki gibi çok geçtir, makina su almaya başlamıştır.
çözemedim gitti lan sizi.
muhafazakarların, karşıt olduklarını kızdırmak için atatürk'ü,
muhafazakaları kızdırmak isteyenlerin de inatla dini kullanmasını, çözemedim.
siz başka bi bok bilmezmisiniz arkadaşım, bıkmadınız mı aynı argümanları kullanmaktan.
eleştirmeyi, eleştirilmeyi, yapılan ironiyi anlamayı bilseniz gam yemiyecem.
siz bu boktan döngüde takılın, devam edin sövmeye. kime, neye olduğunu bilmeden.
şaşmamak lazım bence, türk medyası benzer konularda ayn performansı bir çok kez sergiledi,
duyarsızlaştık resmen,
gidin sözlükte entry girilen başlıklara bakın,
milletin sikinde değil,
medya daha sözlükte bile siklenmemiş haberleri yayınlayıp ne yapsın.
tamam, birçoğunuzdan herhagi bir konuda sosyal duyarlılık beklenmez bunu öğrendik,
amacınız trolllükse, onu becerin bari.
doymadınız sikik sikik başlıklarda kendi reklamınızı yapmaktan,
siktirin gidin facebook da yiyin şu boku.
türkiyede medyanın büyük kısmının, tarafsızlığın yanına bile yaklaşamayacağını göstermiştir.
tamam, doğruluğu kesin belgeler değil zaten bunu hepimiz biliyoruz, o zaman neden korkuyorsun, sen haber yap gerisini biz düşünelim.
belgeler açıklandığından beri atılan manşetlere bakınca durum ortada zaten,
neredeyse hiçbiri ağzını açamıyor,
neymiş efendim ahmet davutoğlu güvenilmezmiş, liderle takılan sıfatlar ilginçmiş, avrupa birliğine girmeyecekmişiz(en çok buna güldüm sanki ilk kez duyuyoruz)...
bildiğin keriz yerine konuyoruz ona üzülüyorum.
bugün tabacco shopta bulduğum sigara.
ben artık üretilmiyor sanıyordum, ama avrupada satılıyormus meğer.yaşım yetmediğinden gerçek eski camel'la kıyaslayamıyorum ama bir camel içicisi olarak bayıldım diyebilirim.
yalnız bu sagarayı içen fazla yaşamaz, karbonmonoksit zehirlenmesinden öldürür adamı.
bu ülkede fikir beyan edersen böyle olur işte,
güç elindeyse, karşıt görüşün ağzına sıçman en doğal hakkın olmuştur her zaman.
si..ğimin yerinde herkes robot zaten,
düşünmeyelim,
eleştirmeyelim,
konuşmayalım,
fikir beyan etmeyelim(yalakalık ayrı tabi),
öngörüde bulunmayalım,
yazmayalım,
çizmeyelim.
eeee, kim yapacak bu işi.
üniversiteye de zaten finallerden geçmeye gidiyoruz,
istersen odun gir, odun çık üniversiteden,
suya sabuna dokunmadan, o diplomayı aldıysan hayırlı öğrencisin.
eğer sen,
" aga ben benim yerime düşünecek adamı meclise gönderdim."
diyorsan ayrı tabi.
bu ülkede temsili demokrasi, mührü vurduktan sonra çalışmıyor.
Bu gidişle de siddin sene çalışmaz.
demokrasimizin ulaştığı son nokta,
bildiğiniz üzere her geçen gün mevcut hükümetin ülkeyi nasıl daha da demokratik kıldığını görmekteyiz.
bunun son örneği ise tekel işçilerine destek veren öğretmenlrin yargılanması, hemde öğretmenler gününde.
siz siz olun ezileni desteklemeyin sakın, adamı kendi gününde yargılar bu demokrasi.
jude the obscure yazıldıktan sonra sanırım fazla anarşist bulundğundan yakılmıştır.yakılan kitap olarak da bilinir.
günümüzde adsız sansız bir jude olarak basılmaktadır iletişim yayınlarında.asi kalper olarak da cevrilmiştir
integralin kankasıdır.
az yardım etmemiştir bu dostluk bana, sayesinde lisede öğrendiğim türevle üniversitedeki genel matemetik dersini gram çalışmadan geçtim.
evine ekmek götüremeyen, çocukları üşümesin diye evini ısıtıcak bir torba kömüre muhtaç olan adamı yardım aldığı için yargılayamayız ama karşılığında oy verdiği için yargılamak gayet mümkün.
gerizekalımısın sen,yardımı alıp oy vermemeyi önermek nasıl bir çözümdür demeyin, çünkü o yardımı yapmak akp'nin değil, hiçbir zaman var olmayan, olamayan sosyal devletin yükümlülüğü.kısacası akp istese aynı yardımı akp'nin parti politikası olarak değilde başında bulunduğu devlet yoluyla da yapabilir.bu yolla yapılan yardımı alan ve akp ye oyunu veren kimseye sen ne yapıyorsun diyemezsin.
Ne yazık ki artık bununda(devlet yoluyla yardım) mümkün olmadığını gördük, yerel seçim öncesi tunceli de ve başka yerlerde valilik yoluyla yapılan beyaz eşya yardımlarını da hep beraber izlerdik, sağolsun akp bu olayıda seçim politikası dahilinde örgütledi ve benim yüzümü kara çıkarmadı.görüldüğü üzere akp'nin insanları muhtaç bırakıp bu şekilde kendine oyla bağlamaya çalıştığı ortada.
buna rağmen;
akp'nin biricik destekçileri,
maddi geliri olmadığı, ihtiyaçlarını karşılayamayacağını bildiği halde, bir sürü çocuk yapıp sonra mağdur durumuna düşenleri, yargılayamayacağımızı söyleyenlere sadece o unuttukları işi yapmalarını, düşünmelerini öneriyorum.