4. levent sabancı center sokağı ve çevresinde çalışma saatlerinin dengesizliği ile nam salmış eczanelerden bir tanesidir. diğerleri emre eczanesi, levent eczanesi vs. sabah 7.30 iş başı akşam 19 paydos. sağlık bakanlığının belirlediği eczaneler için çalışma saatleri dışında olması bir yana, haftada en çok 45 saat çalışma süresinin olduğu güzide ülkemde bir insanı günde neredeyse mesai ücreti vermeden 12 saat çalıştırmak neyin nesidir nedir anlaşılmaz. üstelik bu durum hakkında şikayet üzerine şikayet olmasına rağmen hala gereği yapılmamıştır. çalışma bakanlığı, iş teftiş kurulu ve istanbul eczacılar odası ya bu olayı görmezden geliyor ya da umursamıyorlar. iş bulmanın, geçinmenin gerçekten zor olduğu bu günlerde çalışanların ilgili odalara ve bakanlıklara şikayette bulunması ya da işverene şikayetini bildirmesi beklenemez. bulunduğu çevredeki diğer eczanelerin çalışma koşullarının da aynı olduğu düşünüldüğünde ortak bir çıkar anlaşması olduğuda aşikardır.
1958 yılında şanlıurfa'nın akçakale ilçesinde doğmuştur. ilk ve orta okulu istanbul, ankara ve izmir'de okudu. lise öğrenimini çanakkale'de, yüksek öğrenimini istanbul'da tamamladı.
yazar; iletişim, başarı, yönetim, eğitim, tarih ve kültür konularında kitaplar yazdı, konferans ve seminerler verdi.
eserleri;
başarı dizisi
- doğru yönetim kesin sonuç
- başarı yolunda 70 altın kural
- hedefe yürürken
- başarı için gençlere 33 çağrı
- herşey bana bağlı
- insan ilişkilerinde en etkili davranışlar
- etkili öğretmenin temel davranışları
araştırma-deneme-tarih
- senin için ağlayacağım
- ruhumda darp izi var
- türkiye belgeselinden notlar
- sen hasan ben hüseyin
- çanakkale geçilmez
- son kahramanlar
pozitif hayat dizisi
- hayatın kalbine yürü
- sevmeye geç kalmadın
bünyesinde 10 kadar profesör ve bir o kadarda uzman ve asistan doktor bulunan, sürekli yenilenme aşamasında olan bölümdür.. profesörlerin ve doktorların hastalara karşı ilgisi ve iyi niyetliliğide bu bölümü farklı kılmaktadır. ayrıca dünyanın en önde gelen çocuk cerrahileri arasında gösterilmektedir..
tolstoy'un bir kitabı..
kısa hikayelerle sevgi çok iyi anlatılmıştır.
arka kapağında güzel bir hikaye vardır. şöyleki;
bir gün ermişlerden birine sormuşlar: "sevginin sözünü edenler ile sevgiyi gerçekten yaşayanlar arasında ne fark vardır?"
"bakın göstereyim" demiş, ermiş.
bir sofra hazırlamış. bu sofraya sevgiyi dilinden düşürmeyen ama dilden gönüle indirmeyen kişileri çağırmışlar. hepsi yerlerine oturmuşlar. derken, sıcak çorbalar ve arkasından da "derviş kaşığı" denilen bir metre boyunda kaşıklar gelmiş.
ermiş: "bu kaşıkların sapının ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir şart koşmuş. "öyle kaşığın çukur kısmına yakın yerden tutmak yok." "peki" demişler ve çorbayı içmeye başlamışlar. fakat o da ne? kaşıklar uzun geldiğinden, sofrada hiç kimse, çorbayı döküp saçmadan bir türlü ağzına götüremiyormuş. en sonunda, bakmışlar bu iş olmuyor, çorbadan vazgeçmişler. öylece, aç aç kalkmışlar sofradan. onlar sofradan kalktıktan sonra, ermiş "şimdi de sevgiyi gerçekten bilip yaşayanları çağıralım sofraya" demiş.
yüzleri aydınlık, gözleri sevgiyle gülümseyen insanlar oturmuş sofraya. ermiş: "buyrun bakalım" deyince de, her biri uzun saplı kaşığını çorbaya daldırıp karşısındaki kardeşine uzatıp içmişler çorbalarını. böylece her biri diğerini doyurmuş olarak, şükür içinde sofradan kalkmışlar.
"işte" demiş ermiş. "kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. ve kim ki, kardeşini düşünür de doyurursa, o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz. şunu da unutmayın ki, hayat pazarında alan değil, her zaman veren kazançlıdır."
rize üniversitesinin en kalabalık okuludur.
okulda 12 bölüm ve binlerce öğrenci var.. yere iğne atsan demiyeceğiz atamazsınız çünkü iğne daha yere düşmeden birinin orasına burasına batacaktır... o derece kalabalık yanii...
okulun medar-ı hüsran-ı hocaları.... mevlüde canan can, selma bakır ve 02 muammer bu zatııı şahaneyi hocalarımız öğrencilere alçak sürünme itinaii sınıfta kalma ve ecel terleri ile terkoz suyu çıkarma taktikleri vermede üstlerine olmayan kişilerdir.
1965 yılında barselona'da doğdu.
ilk romanı "soğuk deri" 2002'de yayımlandı. edebiyat çevrelerinden aldığı coşkulu destek ve ulaştığı şaşırtıcı satış rakamıyla ispanya'da yılın edebiyat olayı oldu. 30 dile çevrildi.
insanoğlu kendini bildi bileli savaşıyor. yüzyıllar, savaş gerekçeleri, bayraklar ve sloganlar değişiyor, ama tek bir şey değişmiyor; insanoğlu hala savaşıyor.
neden?
genç bir kalemin, "klasiklerin" tadını özleyenlere hazırladığı hoş bir süpriz. dili ve kurgusuyla bir gerilim romanı, felsefi bir sorgulama ya da karmaşık ve gizemli bir aşk hikayesi olarak da okunabilicek olağanüstü bir roman.
conrad'ın denizi ve denize sürgün kahramanları, lovecraft'ın fantastik dünyası, stevenson'un tehlikeli maceraları, poe'nin gerilimi, canetti'nin insana dair kaygıları bu romanda bir araya geliyor..
her köşesinde lcd televizyonlar bulunan yemekleri enfes güzel mekan..
televizyonlarında video klipler ve konserler gösterilmektedir. ayrıca kapı girişinde amerikadan özel getirtilen müzik kutusu bulunmaktadır.