radikal gazetesinde zaten bir gün yazıyordu, severek okuyorduk fakat son zamanlarda hep belirttiği memnuniyetsizliğini sonunda eyleme döktü ve gazeteyi bıraktı. gitmesi tabii üzücü ama giderken eyüp can'a laf koyarak gitmesi içimizin yağlarını eritmedi değil. arada yine yaz ama lan, lütfen bak!
bir bbc three dizisi olan how not to live your life'da don danbury'nin dream girl'i abby jones karakterini canlandıran ingiliz aksanına ayrı hasta olduğum aktris. dizideki mükemmel esprilerden sonra beni en çok diziye bağlayan şey kendisinin güzelliğidir.
at&t arena'da oynanan maç, tsi 03:30'da başlamış ve nba tv'de yayınlanmaktadır.
frye'in ve san antonio şutörlerinin sürekli boş şut kaçırdığı maçta, lopez ve parker iki takımdan dikkat çeken isimler şu ana kadar. mükemmel bir tempoda geçen bu maçta ilk periyod bitmek üzereyken 26-25 suns üstünlüğü var. tabi bu kadar hızlı bir maç olması bekleniyordu çünkü suns zaten senelerden beri bir run n gun takımı fakat spurs'ün bu seneki 23-3'lük serisini bu geceki oyununa bakarak anlayabiliriz, çünkü yılların en yavaş oynayan takımlarından biri çok hızlı basket oynuyor. başka bir nokta da, 8 kişiyle texas'a gelen suns'ın iki yaşlı lideriyle** bu tempoya ne kadar dayanabileceği sorusu bu maçla ilgili.
facebook'ta yeterince gözlem yapıldığı takdirde var olmadığı anlaşılacaktır. istisnalar kaideyi bozmaz diyerekten neredeyse fotoğrafını gördüğüm karşı cinsten her arkadaşımın fotoğrafının altında hem cinsi bir arkadaşının "yerim seni tatlım." türevi bir yorumu bulunmaktadır. tabi bu muhabbet fotoğraf sahibinin "asıl ben seni yerim tatlım." ya da "ee kimin arkadaşıyım?" falan demesiyle devam edebilir, devam ettikçe daha da saçma bir hal alır.
edit: çok da anlaşılır bir başlık adı olmamış, tabii ki de facebook'taki fotoğraf yorumlarından bahsedilmekte burada.
diğer birçok muhabirin, habercinin de başvurduğu gerçekten kelimesi, acun ılıcalı'yla ayrılmaz ikili gibidirler. acun ılıcalı'nın bu kelimeyi kullanmadığı program bulmak zordur. beni bu başlığı açmaya itense bugün yok böyle dans programında jüri üyesi için "evet gerçekten de 8 verdi." demesidir.
çocuklar duymasının yeniden ekranlara gelmesiyle farkettiğim ayrıntıdır. çocuklar duymasın'ı küçükken beğenerek, şimdi ise haftada 20 dk'lık bir bölümünü meraktan izleyen biri olarak şunu söyleyebilirim ki bu hafta iyice ayyuka çıkmıştır bu: zira, bu hafta referandumda oy verme koşullarıyla ilgili üç dakikalık bir sahne vardır bildiğin. birol güven mizah yapamıyor, komik değil falan ama sosyal konularda da eğitici birkaç sahneyi yazıyor, takdir etmek gerekir diye düşünüyoum.
12 eylül 2010 anayasa referandumu yaklaşırken anayasa ve içeriğiyle bilgilendirileceği yerde recep bey, kemal efendi, havuzlu villa gibi garip konu başlıklarını bulunduran düşük düzeyli bir politik tartışmayı izleyen, referandumu genel seçim zanneden politikacılara maruz kalmış vatandaş tepkisidir.
türk malı senaristi tayfun güneyer'in ntv akşam haberleri'nde yaptığı açıklamadır. bu açıklamayı rtük'ün türk malı dizisini sansürlemesi üstüne yapması, benim bu sansürü desteklemem anlamına gelmemekle birlikte, türk malı'nın komiklikten de öte çekilmez bir dizi olduğunu düşünen şahsımı güldüren bir açıklamadır. sonuç olarak; sansürlenmemesi gereken fakat güldürmeyen, güldüremeyen bir dizidir türk malı.
"haydi hollanda haydi" diye çevirebileceğimiz dutch ünlem cümlesi.
not: hollandaca diyeceğim, felemenkçe diyenler çıkacak. felemenkçe diyeceğim, hollandaca diyenler çıkacak. ben hollandaca diye biliyorum ama dutch en kolayı gibi geldi. *