dünya tarihi ve bilim referans alındığında; ani bir istikrar ve yükseliş, akabinde stabil bir konum olacaktır.
hep böyle olmuştur ve olmaya devam edecektir.
tabi bu durum tek taraflı terkediş değil, yer değişimi şeklinde gelişmiştir.
göçmen psikolojisi, geldiğin yerde varolma ve içine sinme vakaları hep bölgeleri değerlendirmiştir.
tarihi örnekler;
türk-yunan mübadelesi.
hem türk tarafı, hem yunan tarafı rahat bir nefes almıştır.
türkiye'ye gelen türkler, anadolu türklerinin iki katı daha fazla çalışmış, iki katı daha fazla akademisyen yetiştirmiştir.
yanmış-yıkılmış ege bölgesi aniden canlanmış ve metropole dönüşmüştür.
terör bitmiştir
yunanistan ise tıp-sanat-kültür açısından çağ atlamıştır. bağnaz-kısır siyaset bir anda değişmiş yerine çağdaş-modern bir yunanistan kurulmuştur. soyadları ''olu'' şeklinde bitenler genelde burdan oraya gitmiş rumlardır(olu=oğlu)
hepside yüksek makamlı insanlardır.
terör bitmiştir.
almanların st.peterburg'dan gitmesi.
söylemeye bile gerek yok. almanlar gitti, yerine doğu slavları geldi. st. petersburg, rusya'nın incisi diye anıldı.
almanya'ya giden almanlar wv-bmw gibi süper ötesi araçları dünya'ya kazandırdı.(saygı ile anıyorum)
anadolu'daki balkan muhacirleri
giden ermenilerin yerine gelen bu kardeşlerimiz, türkiye'yi 20 yıl ileriye taşıdı.
boka batmış sanayiyi kurtaranlar bu insanlar.
ermenilerde gittikleri yerde gayet mutlu yaşadılar.
lakin ermeni terörü bitmedi. ermeniler embesil insanlardır. asala oldular,daşnak oldular, diaspora oldular yine puşluk yaptılar. ama en azından eskisi gibi etkin olmadılar. gerçi bir ermeni toprağa düşünce rahatlar.
şimdi eğer kürtler babında bakınca onlar içinde bu iş hayırlı olur. bu adamlar kuzey ırak'ı aşırı yükseltir. bilim-sanatile kuzey ırak çağ atlar.
onların yerine getirdiğin türkler(doğu türkistan-batı türkistan) ise türkiye'de petrol bulup çıkarır. taşı ezip elmas yapar.
istersen filistinlileri getir, onlarda aşırı çalışır.
bir plan dahilinde olduğunu düşündüğüm işgalcilerdir.
şöyle anlatmak gerekirse;
herkes göç eder ama göç ettiği yerdeki adamlara silah doğrultmaz.
haraç, gasp olaylarına girmez.
14 yaşındaki kızı kaçırıp, 4 gün boyunca tecavüz etmez.
ev, dükkan, araba, kamu binalarını molotof kokteyli ile yakmaz.
aslında bu konu araştırılması ve tartışılması gereken bir durum.
bu işin içinde çetrefilli bir durum görüyorum.
bir bölgeye göçen herkes terörist olur mu?
ama hakkaten hepsi terörist. en azından %80i terörist.
dünya'da en çok konuşulan dillerden olan türkçe'nin, çince ve arapça'dan az olmasının tek nedeni olan lehçelerin ortadan kalkması durumudur.
rusya'nın ''siz türkçe değil, azerice konuşuyorsunuz'' diyerek, sürekli engel olduğu durumdur.
ortak lehçe yayılırsa; 1.7 milyar türkçe konuşan insanın, aynı lehçe ile konuşması demek olur ki, abd-rusya-çin'in iflasıdır.
dev ekonomi'yi engellemek için elinden geleni yaparlar.
deccal bir gerçektir.
peygamber efendimizinde bahsettiği deccal, bir münafık'tır.
''kendini iman edenlerden gösterecek''
yani müslüman gözükecek, mümin takılacak ama münafığın teki.
''bir elinde ateş bir elinde su tutacak, kendinden olanlara suyu gösterecek''
yani mutluluk ve zulmü gösterecek, kendisine biat edenlere mutluluğu verecek.
''ama onun ateş dediği su, su dediği ateştir.
yani kendisine biat edenler aslında mutlu olmayacak, kafir olacak. zulüm görenler ise daha şanslı.
''onun arkasından gelende çok''
yani deccala biat eden çok olacak.
''mesih tarafından şam kapısında öldürülecek''
yani öldürülecek. mesih tarafından öldürülecek diyende var mehdi tarafınan öldürülecek diyenlerde. ama öldürüleceği kesin.
ama illuminati olayı bir masal.
illuminati ne allah'ını seversen?
yenir mi? içilir mi? kim bunlar?
ne kuran'da ne hadiste ismi geçmez. şehir efsanesi gibi birşey.
iran modeli ''sadece rejimi korumak ve hükümet çıkarlarını gözetmek'' amaçlı şeriat ise bütün millet karşı çıkar. çünkü bu şeriat iran'a bile giremediği için ''bağımsızlık-demokrasi'' kılıfı uydurulup devrim şekli ile geldi.
geldiğinde de millet baktı ki hiç vaat edilen gibi birşey değilmiş. sonra yıkmak istedi ama olmadı.
kuran modeli ise sadece akp karşı çıkar. malum adamların çoğunun eli kesilecek. vatanı amerika'ya, avrupa'ya peşkeş çektiği için kelleleri bile gidebilir.
ortadoğu'da bop planı çerçevesinde dökülen müslüman kanlarının hesabı sorulur.
pkk ile ittifak kurup, mehmetçikleri hedef ettiği için komple s*ki tutar.
patrikhane ve yahudi madalyası olayını hiç katmıyorum bile.
hele hele birde israil ile kavgalı gözüküp, füzelerini malatya'ya dikme olayı var ki sorma gitsin.
büyük ihtimal ile akp vatikan'a yada pensilvanya'ya kaçar.
bop'cu ateist olur. liboş takılır.
''tayyip benim babam'' der.
pkk ile kol kol'a gezer ama haberi olmaz.
sigara içerek oruç tutar.
haa birde menntre ile kanka olup, sabah-akşam ''şunlar ülliminati, bunlar siyonist, onlar satanist, diğerleri ateist, başkaları kokoist, akpli olamayan herkes ölsün!'' diyerek muhabbet çevirir.
ara sıra paranoya'da dibe vurur. iftira ile iş götürür.
ingilizce bilmek bile birşeyleri değiştirmeyeceği için gereksizdir.
söz konusu ingilizce, ''kendi işlerini yapmak için'' ise mutlaka öğrenilmelidir, zira artık tekli işler dönmemektedir. muhakkak yabancı bir ortak veya yüklenici gerekmektedir. şahsen ben iki sene önce internetten 'hummer' fiyatlarına bakarken, bugün sinek avlıyorum.
ama söz konusu ülke savunmasıysa, ne dersen de boştur. çünkü olay önyargı değil, bizzati nefrettir.
adam ''fuck mustafa kemal, fuck muhammed, turkish pigs muhaha'' yazdığında neyin savunması yapılacak ki?
şimdi pkk'lılarda aynı şeyleri diyip duruyorlar. ayrıca 'türkçe' bunları söylüyorlar.
ne söylersen söyle fikirlerindende vaz geçmiyor.
''orospu çocuğu türkler hepiniz gebereceksiniz, askerlerinizi geberttik'' dediklerinde sen, ''yapma güzel kardeşim, efendi ol birazcık'' dediğinde umursayacakmı?
bu sefer sana ''sus lan piç! geber!'' diyip üstüne saldıracak.
yani demek istediğim, türkler ve türkiye hakkındaki bütün sözler bilerek yazılmıştır.
kasti olarak kötü gösterilir.
sadece tayyip erdoğan'ı överler çünkü kendi istediğini yapıyor. ''erdogan way'' diye öve öve anlattıkları şey bop planı. eğer onların sözlerini elinin tersiyle itip ''ben türküm müslümanım! benden böyle pis şeyler istemeyin!'' dese adamı eşeğin kıçına sokup çıkarmaya başlarlar.
gavurun önyargısı, kuyruk acısıdır. dostluğu yalan ve çıkar amaçlıdır.
varsın hakaret etsinler hiç umursama.
zira genelde söylediğinin hep tersini yapmıştır.
zamanında milliyetçi-muhafazakar sözleriyle benide cezbetmiş ve kendine çekmiş. ama sonra aralarındaki rant-nema olayına şahitlik edip, söylenen sözlerin hep tersi yapıldığını gördüğümde kaçıp kurtulmuştum.
gerçi artık herkesin diline düştü. yani saklayamıyorlar bile rant-nema mevzularını.
sadece basın ve medya hakimiyeti ile işi idame edip reklam peşindeler.(başarılılarda)
daha birkaç ay önce ''bedelliye sıcak bakmıyorum'' derken şimdi bedelliye yeşil ışık yakması bana göre hiç abest değil. çünkü getirisi var.
bülent arınç bile şaşırdı. ''adam bedelliye vicdanım el vermiyor'' derken birden ''vicdani ret'' tartışmasının içinde buldu kendini.
tabi başkanından farklı düşünmemek adına hem bedelli'yi hem vicdani ret'i alkışladı.
ama beni ilgilendiren durum bu bedelli parası nereye akacak mevzusu.
yine kilise restorasyonlarına, parti reklamlarına, seçilmiş insanların cebine girmesinde.
intikam alacağız diyip, iki gün sonra barzani'ye ''abi'' demiş bir olgu var.
bazen çok güzel milliyetçi-muhafazakar sözler çıkarıyorlar ama iş icraate gelince nedense bir tıkanma oluyor.
zırt-pırt piyasaya çıkan reklam hareketi söylemdir.
solcu darbe istiyor, sağcı kavga istiyor vs. vs. vs.
hepte akp'yi hedef alır gibi gösterilir.
yahu yıllardır bu tür söylemler söylediniz ama hiç bir solcu çıkıp ''darbe olsun, akp çöksün'' demedi.
hatta adamlar çıkıp ''darbe olursa herkes yanar'' dedi.
bu tür reklamları yapan akp partizanlarnda beyin yokmu arkadaş.
bir reklam hareketi düzenliyorsun. fos çıkıyor. sonra tekrar aynı reklamı yapıyorsun.
woreltz önderliğinde yapılan reklamlar tutmuştu ama artık tutmuyor.
millet yemiyor yani bunları.
inşaat sektörü şuan topal ördek gibi. düzelecek deniliyor ama sürekli topu başkasına atıyorlar. libya'daki olaylardan dolayı taşeronların ücreti ödenemediği söylendi. adamları bize postaladılar. bizimde yapacağımız birşey olmadığı için belediyelere postaladık.
belediyeler ne yapıyor, ne ediyor bilmiyorum ama adamlar çalışamadığını söylüyor.
gerçi devlet kurumlarıda zor durumda. karayolları doğuda yol yapamıyor. yüklenici firmaya veriyor ama onlarda şantiye yakılır korkusuyla işi aksatarak yapıyor.
suriye'yle aranın limoni olması ve komyon sokulamadığı için eldeki malzemeleride paraya çeviremiyoruz.
dışardan ortaklı firmalarda çok önyargılı. abd-akp ortaklığı sadece siyasi amaçlı kalıyor. bir türlü ticari ortaklığa geçemedik. sizde takdir edersiniz ki siyaset, ticareti güçlendirmiyor. ticareti güvenlik ve kaygıdan uzaklılık yükseltiyor.
yani inşaat şuan sadece ağaoğlu, evka gibi büyük firmaların elinde.
diğerleri kara-kara düşünüyor.
tekstil ve yansanayi'nin durumu iyi ama patronlar için iyi.
işçiler sürekli el değiştiriyor.
tarım ve hayvancılığa hiç girmiyorum zaten. öldü bitti.
diyeceğim şu ki basında herşey için ''iyi hoş güzel'' yazacaklarına, şu kredilerde bir güzellik yapsalarda bizde ''iyi hoş güzel'' desek.
illaha bankacılıkta sarsıntı olunca mı ''kriz var'' diyip, birşeylerle uğraşacaksınız.
şu kredi işini uzata uzata sakız yaptınız.
bedelli askerlik çıkartıp, kolay kredi sağlıyorsunuzda; çalışana niye çıkartmıyorsunuz?