tavuk dönercimi bile özledim, döneri değil doğrudan dönerci ustasını. gitsem muhtemelen 2 yarım 1 dürüm kayarım gibime geliyor.
11 marttan beri dayanıyoruz, yemeyeceğiz, kazanacağız.
artık belli tabuları yıkabilir miyiz? hayır 2020'deyiz, cinsiyet ayrımını ikiyle sınırlamayı da geçtim arkadaşlar. isteyen istediğiyle arkadaş da olur askerde ranza da paylaşır sevgili de olur kardeş de.
kendi hislerinizi, uçkurunuzu terbiye edememeniz yüzünden bir haltlar yemiş olabilirsiniz. herkesin fesat olduğunu düşünmeniz bile sizlerin hastalıklı düşünceleriniz olduğunu gösteriyor.
keşke tek bir sebebe bağlı olsaydım dediğim vakalar bütünü. bilimum kaygı ve stres, diğer yandan kariyer planlaması. maneviyat desen çok şükür o da sıkıntılı. şaşırtan hiçbir şey yok yine maşallah.
her sözlük yazarının içinde ukte kalanları yazıya dökebileceği başlıktır.
affetmek istiyorum sözlük. en küçük parçalarıma ayrılsam bile affetmeyi, güvenemeyeceğimi bile şans vermeyi istiyorum. bir yandan da kesinlikle noktayı koydum diyorum, affedilecek hiçbir şey yapılmadı ki diyorum. ne istediğimi bile bilmiyorum. bu zamana kadar duygularından hep emin olan ben şuan hiçbir şey bilmiyorum.
kendi ölümümden hiçbir zaman korkmadım. ancak çevremden insanlara bir şey olacağı düşüncesi o kadar korkutuyor ki anlatamam.
bir yakınıma bir şey olursa nasıl ayakta durup, insanların taziyelerini kabul edebilirim. bu gerçek çok korkutucu gelmiyor mu?
ben çekip başımı alıp giderim buralardan, kimsenin baş sağlığı dilemeyeceği diyarlara.
çünkü benim başım/kanım/canım hiçbir zaman sağ olmayacak belli ki.
spesifik zevkleri olan, hayatın ona hep move on dediğini düşünen, her karşısına çıkan insanın the one olacağını düşünen, ona göre yaşayan umut dolu ama bir o kadar da pesimist, neşe kaynağı ama bir o kadar da hüzünlü karakter.
belli ki uyuyamayan bir yazar merakıdır.
ben bildim bileli yattığımda uyuyamam sayın sözlük. uyudum mu da 10 saatte aşağı uyanamam sözlük.
ben de böyle yaratılmışım, napalım?
ekonomik, siyasi ya da ulus-üstü bütün yapıların değişeceğinin muhakkak habercisi olacaktır.
sen ne yapacaksın peki high five diyenler için ise ben favori restorantıma gidip yemeğimi yedikten sonra alkollü içecekler tüketip sosyal ortamıma geri döneceğim.
2 kere amca olma şerefine nail oldum, muazzam bir duygudur. kendi çocuğum gibi hissediyorum ilki için. ikincisi daha bir buçuk aylık, malum karantina süreci yüzünden sadece kamera karşısından görmek canımdan can alıyor. olsun, iyi olsunlar da diyoruz, canım feda.
başkalarının hayatı (das leben der anderen)
doğu almanya cephesinde sscb baskısının kurbanı sanatçılar, bunları dinlemek zorunda olan bir uzman ve sistem eleştirisini anlatan bir film.
arkadaş grubumu acil konseye çağırırım, onlar geleseye video kaydı yapar geldiklerinde ise rakıya başlarız. muhtemelen 6 saatin sonunda onların ayılmak için çorbacıya ihtiyacı kalmaz.
bence güzel kapanış bu, en yakın arkadaşlarınla rakı sofrası.
tarifsiz duygulardan biridir.
kimisine göre önemsizdir, kimin daha büyük acıları vardır falan geçin bunları aloo, kimisine bu acıyla yaşamak ağır geliyor belli ki. kıyaslamayın artık birbirinizle acılarınızı.
uyku düzenimin çok da yatkın olduğu durumdur. ne yazık ki gündüzcü olarak yaptığım için bu zevki tadamadım.
daha fazla kitap okuyabilmek, hede hödö muhabbetlerden kaçabilmek ve bilimum hiyerarşik laga lugadan kaçabilmek güzel olurdu.
şuan anlatacak insan arayan yazarlardır.
amme hizmeti olarak dinleyebilecek durumdayım, akşam sekize kadar buralarda olacağım,
iyi pazarlar olsun isteyenleri bekleriz efenim.
yüksek lisans tezimi yazmak, kitap okumak, yemek, uyumak, film izlemek, bunların hepsini tekrar etmek. kafayı yememe çok az bir zaman kaldo. sosyalleşememek ölüm gibi bir şeymiş.
bir beslenme biçmi olmaktan ziyade yaşam şeklidir. kendim değilim, olabileceğimi de sanmıyorum. ancak veganların, olmayanlara; olmayanların da veganlara sallamasını doğru bulmuyorum.
eşsiz ötekileştirme çabalarımızdan vaz mı geçsek acaba?
bugün redbull sponsorluğunda instagram üzerinden ev konseri yapmış şahıstır. çok sevdiğim 'gamzedeyim deva bulmam' adlı eseri seslendirmesi beni hep mutlu eder, iki kadeh rakı içesi gelir insanın.
yorgunluğudur. aile evimde hiç kömür sobamız olmamıştı, öğrenci evinde ise bir dönem kullanmıştık. kendisine tapıyorum, sabaha karşı inceden üşüttüğü o ana bile bayılıyordum. lakin zordu temizlemesi, kovasını değiştirmesi.
geçmişe dair hiçbir şeyi unutamamaktan daha iyi olması muhtemel vaziyettir. üzerinize afiyet eski sevgililerim, onların aile bireyleri ve arkadaşlarının doğum günleri, arkadaşlarımın tc kimlik numaraları falan olsun, cep telefonlarını rehbere kaydetmek için yazdığımda ezberlemek ve bir daha unutamamak beyni çöplük haline getiriyor. böyle bir çöplüğün derdi de çok oluyor. keşke birçok şeyi unutsam.