Oy verdiğinden bu yana 830 şehit...
Sınavı şaibeli...
interneti yasaklı...
Gazetecisi tutuklu...
Mizahı sansürlü...
Benzini kazık...
Paşası içerde...
Teröristi dışarda...
kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum.
zili çalmalıyım ve sen açmalısın kapıyı.
"hoşgeldin canım",deyip boynuma sarılmalısın.
uzun, uzun öpüşmeliyiz kapı aralıgında,
elele tutuşup içeri girmeliyiz.
sen bir çırpıda sıralamalısın;
belkide en fazla, üçü önemli otuzbeş, kırk haberi.
"sular yoktu bütün gün biliyormusun?" demelisin mesela,
"yemeği ocakta unutup yakmamışmıyım pilavın dibini.
sonrada tüp gaz bitti alay eder gibi" demelisin mesela.
adları da saçları gibi hep birbirine benzeyen ortaokul arkadaşların,
çat kapı yapmış olmalı aniden ve öğlen.
annen aramış yakında geleceklermiş bana da selam söylemişmiş, olmalı mesela
o kadar işinin arasında camları da silmiş sevinmiş olmalısın.
eskilerini eskiciye verdim, o eski mintanları filan demelisin.
plastik mandal, leğen birde faraş almış olmalısın karşılığında.
bir gündüz yayınında faydalı en az on şey öğrenmiş olmalısın.
çıkmayan lekeleri kolayca çıkarmaya,
şarap şişelerini kolayca açıp o şişelere mumlar damlatıp
dekor yapmaya bir dolu faydalı şeyler.
ben mutlaka "yaa öylemi olmuş"diyeceğin haberler vermeliyim sana.
süratle beni kızdıracak bir şeyler yapmalısın.
ben zaten seni kızdıracak bir sürü şey yapmış olmalıyım dışarda.
gözüme bakıp anlamalısın yedigim herzeleri.
sen anlamazlıktan gelmelisin hepsini
Yüzlememelisin yine de
usulca utanmalıyım.
anladığını, anlamazdan gelmeliyim.
anladıgını, anladıgımı anlamamalısın.
bu küçümen oyun böylece sürüp gitmeli bir vakit.
ben yine her zamanki gibi ;
yarın rejim yapmaya,spora başlamaya,
sigarayı artık bırakmaya karar vermeliyim.
sen bir kaç güne kadar bir iş bulup artık çalışmaya,
bir ev bulup oraya geçmeye,hayatına bir çeki düzen vermeye
karar vermelisin.
"çay koyyy" yapmalı...!!!
yine ben hatırlatmalıyım.
radyo yine tuhaf şarkılar çalan bir gavur kanalına ayarlı olmalı,
televizyon yine senin kanallarına kilitli ,
ve kültablaları, çay tabakları yani firar etmiş olmalı ortalıktan yine.
gözlerinde güzellikten başka bir şey yokmuş gibi,
skıntı yüklü,sorun yüklü bakışları görmemeliyim.
sevgimin büyüklüğü her şeye yeter sanmalıyım.
hiç bir bunaltını anlamayacak kadar dangalaklaşmalıyım.
ikide bir sözlerini kesip, çocuksuluğunun, saflığının, yalınlığının sularını kurutup
ciddi, vakarlı kerametli konulara davet etmeliyim seni.
ve bir gün, bir gün
çekip gitmelisin evden.
gitmenle anlamalıyım bu ev sevdasız olana bol gelir.
yürü yürü bitmez koridorları.
bu evin manzarası karanlıga göz kırpar.
bu evde bir başına yaşayanlara köpekler bile havlamaz bahçede.
çay pişmez,yemek yenmez, sigaranın bile tadı kaçar.
dışarda itiş kakış kalabalıklarda yiter gider evin sahibi.
kendini arayıp bulamaz.
merhabaların da anlamı kalmadıgından kimselere selam verip alamaz.
denizde, karada, yatakta hiçlik solukları alıp verir.
bir şiirin dizeleri okunur kitapta, şair sanki bilmiş gibi:
''düşmesin bizimle yola evinde ağlayanların gözyaşlarını
boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar,çekilsin yolumuzdan kendi yüreğinin
kabuğunda yaşayanlar'' yazmıştır.
şiire de, şaire de hayata da kızılır.
kapının önüne gelinir,
alışkanlık icabı kapı çalınır.
yalnızlık pusuya yatmıştır içerde, duyar ama açmaz kapıyı.
neden sonra hatırlarsın, anahtarını çıkarırsın.
kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum ben.
yalnızlığını sevmiyorum...
ben yalnız, ben yalnız seni... yalnız seni...çok...
ve çok... ve çokkkk... çok seviyorum!...
hafta başı olmasına rağmen yoğun bir ter kokusuyla etrafınızda belirmesiyle zaten çekilmez olan ilk iş gününü daha da çekilmez hale getiren tiplerdir... *
söylediklerine karşılık, karşındaki kişinin ne söyleyeceğini, ne tepki vereceğini belirten baloncuğun görünmesinin ardından gelen heyecanlı ve keyifli bekleyiş...
Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından hazırlanan 'Aile 2023 Vizyonu' programı çerçecesinde; ahlaki yozlaşma ve nikahsız birlikte yaşamın aile kurumunu tehdit ettiğini öne sürerek harekete geçerek başlatacakları bir projeyle nikahsız birliktelik yaşayan gençler nikaha davet edilecek... "devletin kiminle seviştiğini bilmesinden ziyade nikahta keramet vardır" dedirtecek yeni uygulamasının hayırlara vesile olması, şu dönemdeki tek dileğimizdir...
din kisvesi adı altında bunca taşın altına elini sokarak, 2023'e kadar ülke genelinde yapılacak icraatlardan, şimdiden "oldu da bitti maaşallah..." şeklinde bir mantıkla bahsederek yaratıcının iznine hiç de gerek duymayan bir tavır sergilemesi karşısında, bir an için insanın içinden gelerek söylemek istediği cümle...
Aylin'in, dizinin başlangıcından bu yana, kulaklarının yarısını kapatacak şekil ve benzer türevli saç modelleriyle görünmesinin ardında mutlaka kulaklarının ebatlarıyla ilgili bir muamma olabileceğini düşündürmektedir...
konuşmaya veya fikir beyanında bulunmaya müsait olmadığımız durumlarda iç benliğimizde konuşan sessizliğin sesidir... zaman zaman, insanların sadece içseslerinden ibaret hikayeler yazmayı düşünsem de çoğu mizahçılar bu durumu çoktan icra eyleyerek, bu piyasada bana hiç ihtiyaç olmadığını göstermişlerdir...
iki grubun birleşmesi partisinde sergilediği break dance figürleriyle yine kendini ön plana çıkarmış, hatta "ben bile kendime hayret ettim, 15 yıl önceki çocukluk yıllarıma geri döndüm" açıklamasıyla da 15 yıl önce daha çocuk olduğunun vurgusunu yaparak ayrı bir dikkat çekmiş, bu hafta da yarışmanın fenomeni olmayı sürdürmüştür...
öldürülüp öldürülmediği halen muammasını korurken, yine Amerikan oyununun bir parçası olabilecek durum, zira "cesedi kimse kabul etmek istemediği için denize atıldı" açıklaması gerçeğe çok uzak bir ihtimal görünüyor...
ygs mağduru öğrencilerin, yüksek öğretim kurulu başkanı Ali Demir'i protesto etmek amacıyla yazmış oldukları "Cin Ali'yi istemiyoruz" yazılı pankarta, Kılıçdaroğlu'nun "Cin Ali bile daha sempatiktir" şeklinde yaptığı yorumdur...
sevgili ile birlikte yapıldığında daha eğlenceli olan, spagettiyi koparmadan ortaya kadar gelinebildiğinde ise sevgili ile öpüşmeye nail olunabilecek bir eylem...
hayatın, zaman zaman belli dönemlerde, sıradan ve pek de önemi olmayan konularda yaptığı güzelliklere karşılık asıl beklentiniz olan güzellikleri es geçmesi durumudur... özetle hayatın; çoğu zaman ağzınıza çaldığı bir parmak balla kandırıp, kocaman nutella kavanozunu sizden esirgemesidir...
maymunlar sınıfının bir alt sınıfını kapsayan önmaymunlar ya da prosimiyen olarak adlandırılan hayvanlardır.daha çok Madagaskar ve Güneydoğu Asya'da yaşar. Prosimiyenler gece yaşamaya ve ağaç yaşamına uyum sağlamış primatlardır. Gözleri iri olmakla beraber renkli göremezler. Diğer primatlar başlarını 90 derece çevirebilirken prosimiyenler 180 derece çevirebilirler. Bunun nedeni gece yaşamları ve gözlerini antropoidler gibi oynatamıyor olmasıdır.
aldığı ürüne paralarını direkt olarak vermeye kıyamayanlardır... alışveriş anında "göz görmeyince, gönül katlanır" mantığıyla ay sonuna kadar kartın dibine dibine vurarak, ekstreleri ellerine gönderildiğinde, ah vah çeken, "ekstreni de al git" denesi mallardır...
çok sinir bi durumdur, karın yağmadığına sevinmek istersin lakin izin vermez, kar yağsa da şöyle bi kendimizi göstersek diye mel mel bakan lastikler...
biraları aldıktan sonra elde kalan azıcık para üstü ile alabileceğimiz çerez çeşitleri içinde, fiyatı az olan çerezden çok, fiyatı çok olandan az bir miktar karıştırarak almak isteyen arkadaşımızın bir gece vakti tekel-kuruyemiş büfesindeki adama doğaçlama kurduğu cümle;"az olandan çok, çok olandan az..."
az önce kanaltürk'te rastladım ve oha oldum !!! derya baykal'ın, menopoz yetenekler programından sonra yeni programında tanıtımını yaptığı, Ebru Şallı'ya rakip olabilecek mucizevi keşfi; evdeki damacana ile de plates...
Çanakkale Savaşınının tasarımcısı görkemli Britanya imparatorluğu'nun kibirli Bahriye Bakanı Winston Churchill "the great war" adlı kitabında Mustafa Kemal'i
*At the head of the 19th. Division there stood in this strange story, a Man of Destiny, Mustapha Kemal Bey*
(Bu garip öyküde, 19. Tümenin başında, geleceği Yazan Adam, Mustafa Kemal Bey bulunuyordu)
yıllardır süregelen "gelin-kaynana" çatışmasına bir son vermek amacı güden bir eylem gibi görünse de format gereği asıl amaç parayı götürüp düğün borçlarını kapatmaktır...
şu an itibarı ile de hedefe son sürat koşmaktalar...
hadi bakalım kazanılsın paralar, ödensin borçlar, artık çatışmasın gelinler ve kaynanalar...