titizlik hastası olan insanların; "dişlerim temiz ama, ya yemek borum, peki ya midem o da yeterince temiz midir ki?" şeklinde düşüncelerle kafayı yemesi sonucu denemeye kalkıştığı eylemdir, bir kaç kez denemesine rağmen ağzını yeterince açamadığı için başarılı olamamıştır, fakat aradan günler geçtikten sonra bir de bakmıştır ki kendiliğinden oluvermiştir olay, başarmıştır diş fırçasını yutmuştur akabinde de bu başlık açılmıştır zaten. *
anasına bak kızını al atasözünün ortaya çıkmasına neden olan insan modelidir.bu model insanlarda anne ve kız arasında nitelik ve nicelik bakımından büyük benzerlikler bulunmaktadır.
atalarımızın bir bildiği vardır şeklinde düşünerekten anasını beğenerek kızını alan bünye bir süre sonra ortaya çıkan aksaklıklarda "anan ne ki sen ne olasın?" şeklinde bir serzenişte bulunabilir. sonuç olarak kızın anası ile anılma olayı değişikliğe uğramasa da anası ile anılış biçimi zaman içinde değişebilir.
bazen öyle durumlara girilir ki, yaşanılanlara bir anlam verilemez, zaman ve mekan bilinci kaybolur, "nasıldı? neredeydi? nereye gelindi?" kendi kendine sorulan hiç bir soruya hiç bir yanıt bulunamaz.
böyle durumlarda hiç bir şey bilmemek anlamamak ister insan bazen, ancak bu şekilde mutlu ve huzurlu olabileceğini düşünür, eğer bir şeyleri anlar ve farkına varırsa kendi kendini kandıramayacak ve mutsuz olacaktır.
bazen de o kadar yoğun yaşanır ki hayat bunu anlatmaya yetecek kadar kelime yoktur, söylenen hiç bir şey içinde bulunan durumu tam olarak ifade etmek için yeterli değildir.
mutlu olunan anda çok mutluyum demek, üzgün olunan andan çok çok üzgünüm demek yaşanılanları kelimelere dökmek için yeterli olmaz, anlatamaz insan...
işte bu şekilde karmakarışık bir ruh halinde, murat yılmaz yıldırım dinleyerek bunalımına bunalım katmaya çalışan bünyenin sözlükle tanışması akabinde seçtiği nicktir.
got ing. get fiilinin pastıdır, popo merdiven çıkarken arkamızdan çıkanların inceledikleri uzvumuzdur, yuvarlak ve kalkık olanı makbuldür. (bkz: jennifer lopez)
bir de kalça vardır ki bunun konumuzla bir alakası yoktur fakat yemeğin salçalısı kadının kalçalısı atasözü olmayan sözün ana konusunu oluşturmaktadır.
tanınmayan kişiler arasından bir seçim yapmak zorunda olunduğunda yapılması gerekli olan bir davranıştır. (bkz: iş görüşmesi)
bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçekte vardır ki; sevimli insanlar okulda öğretmenleri tarafından daha çok sevilirler,bu nedenle daha başarılı olurlar, daha kolay işe alınırlar ve daha kolay terfi ya da zam alırlar. *
herhalgi bir elin ağız seviyesine yaklaştırılması, gergin bir şekilde açılması ve dilin bir uçtan bir uça gezdirilmesi sureti ile gerçekleştirilen eylem, benzer bir ifadesi de;
(bkz: üçün birini almak)
pavlov un tesadüfen bulduğu eğitimde de kullanılan ilkesidir.
birinci aşamada, köpeğe zil çalınmış ve köpeğin zile karşı herhangi bir tepki göstermediğini görmüştür, ikinci aşamada zil sesinin ardından köpeğe et verilmiştir ve köpeğin salya salgıladığı görülmüştür. bu uygulama bir kaç tekrarlandıktan sonra yalnızca zil sesi köpekte salya salgılanmasını sağlamıştır, bu durum köpeğin zil sesinden sonra et verileceğini öğrendiği şeklinde yorumlanmıştır.
herkesin hakkında bir tanımlama yapabileceğini, ama yapılan en iyi tanımlamalarda bile hep bir şeylerin eksik kalacağını düşünmemden dolayı alfabeyle sınırlı harflerle tanımlayamadığım duygusal tepkimedir.
uzun lafın kısası, aşk; ^+4&/?é!2")(;:ş_?=)((/&%%+%%/%%+^$#££){[]}`´ææß@€i¨~´ßæ-2*3@'!^+%+&/()=?_ 怀ßi´\|\}][{½$#£)!'^+%&/()=?
duyma uzvu olan kulak ile, boşaltım için kullanılan uzvun yer değiştirmesi sonucu kişinin söylediklerinin farkına varmaması durumudur,bu tür insanlar kendi söylediklerini anlayamadıkları gibi başkalarının söylediklerini de anlayamazlar bu nedenle "lafı nerenden dinliyorsun sen?" şeklinde uyarılara da maruz kalırlar zaman zaman.
her an yeni sevgili olmaya müsait sevgili adayıdır,üstelik yeni biriyle yaşanabilecek başlangıçtaki zorluklar yaşanmaz, kendini anlatmak ve de karşıdakini anlayabilmek için fazlaca vakit kaybına neden olmaz,ilişkiye kalındığı yerden devam edilebilinir.
uçuk virüsüne karşı bağışıklığı olmadığı için, uçuk olması halinde ölebilen hayvancık.
bir de çocuk şarkısı vardır, şöyle ki;
iki uzun kulağım bir fısıltıyı duyar
keskin güçlü dişlerim minik bir kuyruğum var
ben havucu çok yerim, lahanayı severim
yokuşu hızlı çıkar, inişi güç inerim
haydi haydi biliniz çok kolay bir adım var
bilemezseniz adımı darılırım çocuklar
adamın biri sırtındaki çıkan yaradan dolayı doktora gider,
doktor- sırtınız cılk yara olmuş
adamın biri-ne, bu mu yani bilimsel acıklaman?!
doktor- yani cronic indepence local klorant
adamın biri- ooo afedersiniz
doktor- yaa kaldın löpçük gibi di mi?!.
adamın biri- löpçük?..
doktor- lineer öbeleyşın pört..
adamın biri- hasssttir le *
-abi bir ilaç çıkmış, artık kel kalmayacakmış.
+ deme! neymiş lan?
- kıçına sürüyormuşsun ordakileri döküp, kafanda çıkarıyormuş, kıvırcık mıvırcık idare edeceksin artık. *
