Ele tutulur hiç bir karşılık vermemekten kaynaklanan, maksat dostlar alışverişte görsün misali girişilen laf sokma eylemlerinden oluşan dış siyasetimiz, bugün de Filistin ve ya rehinelerimiz için hiç bir şey yapamamıştır. tabi laf sokmaya çalışmak dışında.
Bende "Ölümün ardından yer yüzünden bakış" hissi uyandıran; alçalırken kayıp dolu, yükselirken yaşamın devam ettiğini hatırlatan oldukça ağır bir parçadır.
Geçen sene Stockholm'de tanıştığım şehir içi bisiklet sisteminin Eskişehir'deki ismidir. Çokça iç geçirmiştim, bizim insanımız da bunu hak ediyor diye. Derken yılmaz hoca ve ekibi yaptı. izmir'de Aziz Kocaoğlu biraz daha erken davranmıştı. iki haberi duyduğumda da çok sevindim.
Medeniyet artık şehir içinde bisikletle ulaşıma doğru bir yönelim içindeyken, iki ilimizin de bunu gerçekleştirmesi umut verici. Sırada tüm çöpleri dönüştürebilecek bir geri dönüşüm sistemi var. Umutla bekliyoruz.
Mitolojide; kozmos anına bir anlık dönüş, Tanrı'ya en yakın olunan an. Kamlar yeri, göğü ve yer altını temsil eden(axis mundi) davullarıyla,( ve elbet esrar çekerek ) göğe yükselir, Tanrı'ya yaklaşırlar. Bu geçmiş, şimdi ve geleceğin aynı anda yaşanma durumudur. Tanrı'yla ve kendinle bütünleşme anıdır. Tanpınar düşüncesinde, ölümle, güzel sanatlarla ve aşkla içine girilen zamandır. Tanpınar Bergson ve mutasavvıflar gibi sezgici bir mütefekkirdir. Şiir ve romanlarında gizli manalar vardır. Onun anlaşılamamasının ve ya zor anlaşılmasının sebebi de budur. Şuur zamanı bu dörtlükte başlayan şiirindeki gibi bir şeydir.
"Ne içindeyim zamanın
Ne de büsbütün dışında
Yekpare geniş bir anın
Parçalanmaz akışında "