Buraya en son entry girdiğimde asansörde paldır küldür bitmek bilmeyen telaşelerin peşinden koşup bir yazarın sözlükten ayrılışını görüp garip düşüncelere dalıyordum . Evet bunlar sadece dördüncü kattan aşağı inene kadar yaklaşık dört saniyede dört dakikalık duygular yaşayıp dört günlük koşuşturma planı yapıyordum. Aradan geçen zaman yaklaşık bir yıl . Şimdi evimde uzanırken dört saniyenin dört yıl gibi geçmediğini hissediyorum. Biten okul akabinde kpss bekleyişi ve işsizlik , üniversite dost olanların arkadaş ; arkadaş olanların tanıdığa dönüşmesi ve günlük 8 saat ders çalışıp arkasından ödül niyetine görüp içimdeki boşlukları hafifleten kalbimin içini artık görememek bana bahar yaşta güzü yaşatıyor. Babamın bu halimi görüp dünya yıkılmış altında kalmış gibi duruşun boşuna oturda biraz kafa dinle diyişi beni parlayacak anda söndürüyor. Günlük 80 kez yarınlar yok gibi düşüncelere dalıp atanma haberlerine bakıyor aburcubur yiyip hayatı daha çekilmez Hale getiriyorum. Okunacak kitaplar gidilecek memleketler sevilecek insanlar var diye bir yıl sabretmiştim ben bu boşlukta en çok azmimi özlüyorum. Beni anlamıyorlar bu yüzden sorulan sorulara verdiğim cevaplar bilmiyorum bilmiyorum bilmiyorum. Gerçekten önceki ben nerde bilmiyorum...
Yazmanın Hakkını veren Bayramlarda iyi dilekleriyle Mutlu eden seviyeli ve kaliteli bir insandı.
Mesajına cevap yazamadan gitmiş olması üzdü.Her şey gönlünce olsun ve dilediğin güzellikler seni bulsun Akademibuzçocuk , kendine iyi bak .
-erkeksin oğlum göster bakım pipini
-ayıp , günah Allah baba yakar (yahu altı yaş öncesinde ahlak gelişimi yok yok yok boşa diyorsun )
-hanım kızım benim sen yemek mi yapıyorsun evet her evcilik yemek yapmak töbe est.bakın erkekler de silahcılık yada Tırcılık oynamıyor siz diyorsunuz çocuk taklit ve tekrar döneminde olduğu için hıhı diyor.
-yine kızlar için piremses gibi benim kızım piremses oğlum maşallah tam bir prens hayır senin kızın/ oğlun sadece bir insan , bir birey bu sıfatlar ile çocuklara daha küçükten ayrımsallaşmayı öğretmeseniz keşke.
-ayakkabısını bağlamak isteyen , üstünü giymek isteyen , yemeğini kendisi koymak isteyen çocuğu beş dakika bekleseniz de ona cesaretseniz kendi işini yapmayı öğretseniz keşke
-yahu napıyorsun Deniz hiç kırmızı olur mu ? Olur efendim olur o çocuğun hayal gücü sonuçta isterse seni çizer sana siyah der.
-'hayır elleme onu kızım / oğlum kurcalama ' hemen ardından 'cıss' yapmayın gözünüzü seveyim yanıcı kesici değilse uğraşsın döksün o çekmeceyi onun somut yaşantılara ihtiyacı var.
- ' al bakalım tabletle , telefonla oyna ' hayır efendim çocuğun ağlamasını olumsuz isteğini olumlu pekiştirdin niçin sadece seni beş dakika rahat bıraksın diye
-özellikle anaokullarında görüyorum o sana vurduysa sen de ona vur diyor anneler . Hayır işte zıt tepkiyi öğretin o vurunca diğeri sarılsa bir daha davranışı yapma olasılığı azalacak.
-en başarılı sen olacaksın kızım / oğlum Türkiye ile yarışıyorsun sen o sınıfla değil.ahh ahh
-daha niceleri kalemini boyanı paylaşma diyen aileler, en çok sen yemek ye ön sıraya geç diyen anneler , komşu çocuğu örnekleri
Geri kalanını kendinizi düşünüp biraz öz eleştiri yapıp beğenmediğiniz huylarınızı düşünebilirsiniz .hepsi aileden kaynaklı demiyorum payı var diyorum .
Benimde son saatlerde haberim oldu.Daha öncede gününü kaçırdığım için okul açıldığında memura elden ödemiştim.Böyle bir sebepten kimseyi atamazlar.Yine de içim rahat etsin diyorsanız yakınlarınızda bankamatik yoksa ziraat mobilden ödeme yapabilirsiniz.
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalımFalanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
bugün vefat edeli altı yıl olmuş .seninle oturup karşılıklı çay içmek nasıl olurdu diye hep düşünürüm.muhtemelen çiçekli şiirler yazmak isteyip o çay bitmeden ah'lar ağacına dönerdik.sonra da acımızı içimize gömer soranlara da derdimiz yok sadece hüzünlü seviyoruz derdik.
ah didem abla .. bende son üç senede çok şey öğrendim, bundan sonra öğreneceklerim göreceklerim yaşayacaklarım saçımdan mı ruhumdan mı çile damlatır bilmiyorum.bir bardak demli çayda dizelerinde kaybolmayı seviyorum.balkondaki fesleğen hep seni hatırlatacak.
sonra içime ve hatta dışıma kapandım. küsmek gibi bir şey. bir çeşit gölge fesleğeni. bir çeşit olmayan hayat. zaten hiçbir şeyi kararında bırakamamak ve ortasını bulamamak gibi bir sorunum var benim. epeyce göçebe yaşadım, sadece iki valizim oldu. bir yığın insan tanıdım ama hep yalnızdım.
insanın kendine itiraf edemedikleri ile dolu bir kitap. yeraltı ve sulu sepken olmak üzere iki bölümden oluşuyor .birinci bölüm monoloğ olarak yazılmış ikinci bölüm ise öykü niteliğinde.birinci bölüm insanın arka odalarında dolaşıyor.ikinci bölümde yeraltı insanı dış dünyada yaşamış olduğu durumlardan dolayı kararsız ve dengesiz hareketler sergiliyor.
belki de yeraltı bölümü tekrar tekrar okunmalı.bu bölüm insana kendisini kötü hissettirse de tek umut dolu cümlesini şuraya bırakıyorum.
--spoiler--
duvarı delmeye gücüm yetmiyor diye kafamı duvara vurarak parçalayacak değilim elbette ; ama bu taş duvarı yıkmaya yeterince gücüm yok diye ona öylece boyun eğecekte değilim.
Yaş değil yaşadığın hayatta bitiyor her şey. 14 yaşımda evimden çıkmış bir insan olarak fazlasıyla olgunlaştığımı bu olgunluğunda her hangi bir sınırı olmadığını düşünüyorum.
Dünkü aklını bile beğenmiyor insan yeri gelince.
Bazen de yaşıtlarının güldüğü şeylere gülemiyorsun sana cahilce ve basit geliyor.Her yaşınızı gerektiği gibi yaşayın ki Mutlu olasınız..Zamanı gelince bir şekilde olgun oluyorsunuz zaten.
Bugün komşunuzun torunu benden arabayı istedi. Çocuk birinci sınıfa geçmiş.
-Bu arabayı bana satar mısın ?
Ben: babama söyleyeyim kabul ederse satayım .Ne kadar verirsin?
-25 kuruş
Ben:Niye o kadar çok para veriyorsun ki.
-Ya abla sen öğrencisin hem.
(Fenaa sanki kendi değil , bacaksız)
Ben:Tamam hadi getir parayı al arabayı.
Gitti bana 10 kuruş getirdi.Senin 25 kuruşun var mı diye sordu.Ne yapacaksın 25 kuruşu dedim .Önce senden borç alacağım sonra arabayı alacağım .Sana 25 kuruşu vereceğim.
10 kuruş ne olacak dedim .Borcumdan düşeceksin dedi.Benim para annemde duruyor sen okulu bitir ben arabayı sana öyle satayım dedim.
O zamana kadar sende yaşlanırsın araba da dedi.
Dedesinin anlattığına göre geçende bir tır sahibi ile anlaşmış .1 liraya tırı alacakmış.Parayı götürmüş Adam da tır maketi vermiş.
--spoiler--
bir yerde okumuştum mösyö boustouler, tepenize çığ düştüğünde, bütün o karın altında yatarken neresi aşağı neresi yukarı bilemez oluyormuşsunuz.karı iteleyip kurtulmak istiyor ama yanlış yönü seçip kendinizi daha da derine kendi mezarınıza gömüyormuşsunuz.işte kendimi aynen böyle hissediyordum, yönünü şaşırmış, arafta kalmış, pusulamdan olmuştum.
Başlığın Hakkı'nı vererek konuştuğumuzda yani konuşma amacınız sapıtmak değilse zararı yoktur.reelde tanışmamak daha sağlıklı olacaktır çünkü insanlar biribirini tanıdıkça karşıdakinin düşüncelerine verdiği değeri azaltıyor .
Görmeyince daha objektif, daha büyülü.
Küçükken edinilen hayali arkadaş geldi şimdi aklıma.
Christy brown ' un her yaşta aynı duyguları hissetirebilecek otobiyografik kitabı.
Doğuştan beyin felci olan christy bir süre sonra ' ben farkedilen biri olmak istemiyorum, diğer insanlar gibi sıradan olmak istiyorum ' diyerek hayatla mücadelesini başlatıyor.Belki çok sıradan ama bu kitabı okurken anne nin kıymetini bir kez daha anlıyor kendi dertlerinizden utanıyorsunuz.
Özellikle bazı cümleleri içinize işliyor .
--spoiler--
Karnımızı doyurmak zihinlerimizi doyurmaktan daha önemli bir işti.
.
.
Yine de bir çocuğun sıradan yaşamından, caddelerdeki ve arka sokaklardaki hayattan uzaklaşmış biri olarak, yüreğimin büyüme ve gelişme açısından vücüdüma oranla kilometrelerce fazla yol katettiğini farkediyordum.
Arabanın anahtarını ve cüzdanını çekip instagrama atması,
Ulaşamadığı ciğere mundar demesi,
Sesini yükselterek konuşması,
Herhangi bir olumsuzlukta 'kız gibi yapma' demesi,
Otobüste bacaklarını açarak oturması,
Hamile ve çocuklu kadınlara , yaşlı kadın / erkeğe yer vermemesi,
Bir mekanda otururken sigara dumanını dikkat çekmek istediği yere üflemesi,
Sosyal medyada hiç tanımadığı kızlara takip isteği göndermesi,
Şarkıları, filmleri, kitapları, ev işlerini vs cinsiyetleştirmesi,
Anne babasına saygısız olması ,
Sorumsuz olması.
Sözlük kullanan kadınların demek istediniz sanırım .
Uzun , beyaz tenli, şaçı kaşı kara, sakallı.
Sanattan anlayan, işini iyi yapan ve sorumluluk sahibi.
Anlayışlı , hoşgörülü ve kültürüne sahip çıkan .
Sigara kullanmayan.
Var böyle biri ama akrep erkeği .
Öyle uzaktan uzaktan hiç konuşmadaaan.
Benden de haberi yok biraz öncede biir sürü kız takip etti .