darbecilerin sokağa inmesi yerine insanların sokağa inmesini eleştirme eylemidir.
bunu yapan güruh aynı zamanda darbeyi tiyatro olarak da nitelemektedir.
yine aynı güruh şüphesiz darbeyi gönülden desteklemektedir ve darbe gerçekleşseydi tayyip akp vs yi yerden yere vuracak, bayram yapacaktı.
yani bu ülkenin başına gelecek felaketlerden, gerilemesinden, mısır tayland vb ülkeler sınıfına girmesinden hiç rahatsız olmayacaklardı.
bu da demek oluyor ki bu gerici bağnaz grup ya aymazlık içindedir yada bu ülkeye düşmanlık beslemektedirler.
gerçek vatansever arkadaşlar da bu moronları okuyup sinirleniyorlar biliyorum. ama bu çeşit doğruyu lanetleyen, reddeden insanlar hep olmuştur. tarihte de peygamberlerin, devrimcilerin, atatürkün karşısında olan insanlar hep olmuştur. Ama doğru er geç kazanır.
tbmm bombalandı, helikopterlerden uçaklardan şehirlere bomba yağdırıldı, asker kılığındaki teröristler 47 sivil vatandaşı katletti be hey aymaz be hey bağnaz be hey moron, seni inandırmak için daha ne yapacaklar
Ülkemizde yaşanan olaylar gösteriyor ki bir arpa boyu yol alamamışız. En baştaki temel yanlışımız zaten bunu kürt sorunu zannetmemizdi. Kürtleri temsil ettiğini söyleyen bir iki soytarı çıkıp şunu istiyoruz bunu istiyoruz dedi biz de verdik verdik verdik sonucunda buraya kadar geldik. Verilen hak ve özgürlüklerden bahsetmiyorum çünkü her insanı eşit ve özgür yaşatmak bin yıldır bu ülkenin geleneğidir ve gurur vericidir. Sorun kürt sorunu değil çok daha büyük.
Dünyayı yönetenler malumunuz politikacılar değil şirketlerdir. Bu şirketlerin de en büyük, en güçlü ve en aç gözlü olanları da batılı petrol şirketleridir. Petrolü kontrol etmenin öneminden dolayı da, dünyanın en önemli maddelerindendir diyebiliriz petrol için. Dünyadaki petrol rezervinin de %70 i, bir asır önce büyük kısmı Osmanlı toprakları olan ortadoğu bölgesinde bulunur ki bu petrolün çıkarma maliyeti Kanada, Brent vb. gibi offshore sahaların maliyetlerinin yarısından bile azdır, bu değerlerini daha da artırır.
Buradaki petrolü kontrol edebilmek için öncelikle o ülkeleri kontrol etmek gerekir. Müslüman olan bu ülkeleri önce dışlamak, yalnızlaştırmak ve istikrarsızlaştırmak için kullanılan en etkili ve halktan da destek görmüş yöntem islami terördür. (o kadar ki bir yılda türemiş, istenilse 1 ayda yok edilebilecek işid için dünyanın en güçlü ordusu abd nin savunma bakanlığı ''işid ile mücadele 30 yıl sürebilir'' demiştir) Haritayı önünüze koyun, Suriye-Irak çırpınıp duruyor. Arap baharıyla değişen koltuklara batılı işbirlikçiler getiriliyor, körfez arapları zaten batının kucağında. Geriye, güçlü, kendilerine rakip, bölgede egemen olabilecek, binlerce yıllık devlet geleneklerine sahip, söz geçiremedikleri iki ülke var Türkiye ve iran. Öncelikle bu ülkelerin egemenlik alanlarını daraltmak ve önlerinin kesilmesi gerekiyor. iran'nın nüfuz alanlarını karıştırarak, ambargo uygulayarak ve radikal islamcı yaftalamalarıyla, iran iyice yalnızlaştı ve dışlandı. Türkiye'de ise bitmek tükenmek bilmeyen terör ve dünya medyasında sürekli dışlama çabaları. Yani sıradaki iran biziz bu açık. Bugün ülkemizin bulunduğu durum gösteriyor ki ne yazık ki emperyal güçlerle yapılan mücadelede çok gerideyiz. Sorun şu PKK bitse bile yerine yenisi gelecek bu çok açık.
Bunu engellemenin tek yolu güçlü olmaktan geçiyor. Bizim gücümüz azalmasa da, yalnız kalmamız ve diğer ülkelerin birleşip büyümeleri, onların güçlerine güç katıyor. Mücadele ettiğimiz oluşumlar, güçlüler çünkü büyüdüler ve ortak akıl mekanizmaları kurdular. NAFTA, EU, SCO, SAARC, UNASUR, ASEAN, GCC, CEDEAO, ECCAS, SADC vb. geleceğin ülkeleri artık bunlar. Biz ise yalnızız. Bu şekilde mücadele edemez yok oluruz. Geçmişimiz, kültürümüz, geleneğimiz benzer ve uyumlu. Türkiye ile iran ortadoğunun Almanya ve Fransa'sı olabilir. Bu iki ülkenin kuracağı ortak akıl mekanizması ile bu coğrafyada yeni bir güç doğabilir. Azerbaycan, Türkmenistan, Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün bu birliğe üye olabilir. Ben ismine kadim medeniyetler birliği dedim siz ne derseniz diyin.
ağaçları kesmeyin ile başlayan eylemler yer yer korkutsa da şu sıralar anti-emperyalist eylemlere dönüşmeye başlamıştır.
kredi kartını iptal eden, yıllarca beynimizi eriten medyaya rest çeken, sıra kendisine gelmeden başkasının hakkını savunan, provokasyonların ve kışkırtmaların karşısında, gerçek doğrunun ne olduğunu bilen bir halk var şu an meydanlarda.
bu insanlar bu ülkenin insanları ve gurur duyuyorum. sömürüye köleliğe adaletsizliğe karşı bir nesil var bu ülkede. sorun tayyip değil, sorun bankalar, tv kanalları, petrol şirketleri, küresel şirketler, insanları kanını emen her kurum.
bütün dünya halklarına örnek olması gerekir bu eylemlerin.
ancak türkiye ne mısır ne tunus aynı senaryo uygulanmaya çalışılıyor gibi. ülke tarihinde yaşanan olayları umarım unutmamışızdır. eğer biz güçlü ve bilinçli bir halk isek emperyalist güçleri sevindirmemek gerekir. tayyip istifa falan etmeyecek etmemeli de çünkü halkın %50 si oy vermiş. değişmesi gereken iktidar değil bu iktidara her şeyiyle kendini adamış insanların zihinleri. o %50 de sokağa dökülürse neler olur hayal bile etmek istemiyorum.
gaza gelmeyelim arkadaşlar. bunca zamandır yaşanılan haksızlıklar adına tepki gösterildi, çok da haklı ve güçlü bir tepki oldu. ama kışkırtmalara kanmayalım.
kızılay da Hocalı Katliamını anmak için kurulan standa bir grubun 'hepimiz ermeniyiz hepimiz kürdüz' sloganları atarak saldırmasıdır. Yaralanan 7 kişiden 2 sinin durumunun ağır olduğu söylenmektedir.
van'da yardım götüren tırların ve kamyonların başına gelen olay. tırlar şehre girerken bölge gençleri tarafından yağmalanıp taşlanıyorlar. yağmalanan mallar depremzedelere satılıyormuş.
kendilerine gelmesi gereken gerzeklerdir. orada binlerce masum insan göçük altında belki yardım ulaşamayacak belki de çoktan hayatlarını kaybettiler. biraz empati kurmak gerek. onlar türkiye cumhuriyeti vatandaşı ve orası türkiye cumhuriyeti toprağı dünyanın bir ucu değil.
dünyanın en büyük en güçlü en zengin ailelerinden olan rothschild ailesinin chp yi desteklemesi durumudur. rothschild lerin sahibi olduğu ve spekülasyon aracı olarak kullandığı the economist'de yayınlanan şu yazıyla bu izlenim elde edilmiştir.
kılıçdaroğlu nun ingiltere ziyaretinin nedeni böylelikle anlaşılmış oldu. kendisine sağlam bir sponsor bulmuş. acaba karşılığında ne verildi? önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde iş bankası satılırsa kimse şaşırmasın.
bir kemal kılıçdaroğlu sözü. tayyip erdoğan da bu lafın üzerine devlet bahçeli'ye mhp birinci parti olamazsa istifa et çağrısında bulundu. devlet bahçeli de oyun düşerse sen istifa et dedi.
çünkü oraya nato şemsiyesi altında gidiliyor ve nato müdahelesi olduğunda bütün üye devletler müdahele etmek zorundadır. ayrıca türkiye en başta söylediği gibi bir kurşun bile atmayacaktır. afganistan da olduğu gibi sadece güvenlik için oraya gitmektedir ki bu yararlıdır. halka yapılan yardımlarla ve müslüman olmamızla libya halkının bize olan sevgisini arttırabiliriz.
tayyip erdoğan'ın cidde de libya ile ilgili söylediklerini alıp, 'chp nin iktidara libya konusundaki 5 şartı' olarak kendine pay çıkarmaya çalıştığı yorumudur.
ayrıca türkiye'nin giderek uluslararası platformda yanlızlaştığını ileri sürmüştür. bunca yıl nato'nun sscb'ye karşı sınır karakolu olarak türkiye'yi kullanmasından ülkemiz ne fayda görülmüştür ki batılı ülkelerle aramızın açılması sorun teşkil etsin. yıllarca kaşıkla verip kepçeyle almalarına ses çıkarmaya başlamamız chp genel başkanını neden rahatsız ediyor anlamıyorum.
kendilerine dinazor benzetmesi yapılması tepkiyle karşılanabilir fakat gerçeklikten ve hatta bazıları iyi niyetten uzak hareket etmesi nedeniyle bu benzetme uygun görülür.
ülkemizin enerjiye her yıl akıttığı milyar dolarlar ortadadır, ki bu akıtılan paralar çoğunlukla gelişmiş ve 10-20 tane nükleer santral sahibi ülkelerin cebini doldurur. dünyanın çoğu sanayileşmiş ülkesi yıllarca nükleer santraller sayesinde enerji ihtiyaçlarını karşılamışlar ve bu sayede hızlı gelişmeler sağlayabilmişlerdir. şimdi 50 yıldır bu teknolojiyle sanayisini işgücünü ve piyasasını rahatlatan ülkeler yeni santral yapımını engelleyici propagandalar yapıyorlar. bizim insanımız yıllarca sırf enerjiden doğan cari açığı kapatmak için eşek gibi çalıştı. dünyada 480 civarı nükleer santral var ve 1 tanesini bize çok görüyorlar. tamam nükleer santral yapmayalım da ne yapalım onu söyleyin.
bugünlerde çoğu insanın yaşadığı olay. başlıca nedeni yeni genel başkanı ve grubudur. ingiltereye gidip kendi ülkesini şikayet etmesi, ülkemizin haklı olmasına rağmen, malum olaydan ötürü, genel başkanın israil'e sergilediği yavşakça tavır, olur olmadık saçma sapan insanı artık güldüren muhalefeti, bazı eski chp seçmenlerini artık nefret seviyesine getirmiştir.
allem kullem edip 1 sene içinde karşımıza bambaşka bir chp çıkardılar. batılı ülkelere eski el pençe divan durma siyasetini yeniden ülkemize getirmeye çalıştıkları konusunda ciddi korkular barındırıyor.
yüzüklerin efendisi genişletilmiş versiyonları orta dünya haritası üzerinden takip ederek ardarda izleyen psikopat bünyenin yaşadığı zihin yanılgısıdır. beyin bulanır, gerçekle sanal karıştırılır, kınamamak gerekir.
(bkz: gandalf ın moskova seferi)
(bkz: elflerin birinci dünya savaşına katılmama nedenleri)
basitçe; devletin sahip olduğu TRT kurumunun genel reyting değerlendirmesi yapıldığında ilk 5 te bile bulunamaması durumudur. çağımızda insanları bilgilendirmenin ve yönlendirmenin en iyi yolunun medya olduğunu kabul edersek, bu durum halkımız açısından pekte iç açıcı olmayan bir durumdur.
avrupa ya baktığımızda; BBC*, TV5*, TVE*, RAI* ve benzeri kanallar hepimizin bildiği ve ülkelerinde en çok reyting alan kanallar arasında yer alırlar.
bizde ise toplam reklam geliri yaklaşık 40 milyon tl olan TRT kurumu, toplam reklam geliri yaklaşık 1.6 milyar tl olan doğan yayın holding ile elbette boy ölçüşemez. TRT nin gelirleri genellikle bazı vergilerden ve bazı kurumların ayırdıkları paylarla karşılanır.
ülkemizde ki televizyon yayıncılığını kıyaslayabileceğimiz yegane ülke ise abd dir. CNN, NBC, ABC, FOX gibi dünya çapında yayın yapan kanalların da tamamı özel şirketlere aittir.
yani, kamuoyu oluşturmanın en etkin yolu olan medya, ülkemizde, kime hizmet ettikleri belli olmayan* insanların elinde. devletimiz bu nedenle kamuoyu oluşturmakta yıllardır zorlanmıştır. aslında biz istediğimizi değil onların gösterdiklerini izliyoruz onların gösterdiklerine inanıyoruz. bunu engellemek ise artık pek bizim elimizde değil. tek yapabileceğimiz bilinçli olmak.
devletin insanlara uyguladığı, ötv ve kdv den oluşan vergi türüdür. benzinin litre fiyatının yaklaşık %70i devlete vergi olarak gitmektedir. bu oran dünyada en yüksek bizim ülkemizdedir. avrupa da da bu oran ortalama %54 civarındadır.
- olum şimdi 5 erkek 1 kadın var filmde. adı ben tek siz hepiniz. erkeklerden 2si kovboy biri şerif diğer 2si at.
+ ne atı olum hani 5 herifti.
- 5 erkek dedim ben. işte 2si erkek at
+ bunu niye anlatıyosun sen şimdi bana
- olum film çok etkiledi beni
+ allah allah nesi etkiledi
- kadının verdiği mücadele
+ gitsene burdan
- gitmem
yıllardır süren ve sürmeye devam edecekmiş gibi görünen çabadır. ne kadar çabalasalar da boştur. çünkü bu yıpratma çabasının arkasında ülkemiz üzerinde kirli oyunları olan dışarıdan veya içeriden gruplar vardır.
dünya da ki bütün devletler kendi ordularını kendileri kurmuştur. fakat özü itibariyle türk milleti göçebe ve göçebe olduğu için sürekli düşmanlarla karşılaşıp kendini savunmayı savaşmayı benliğinde barındırdığı için tarihteki kurulan bütün türk devletlerini türk ordusu kurmuştur.* türk ordusunun kuruluş tarihi M.Ö.209 yani metehan ın kurduğu ilk türk ordusu olarak kabul edilir. günümüze kadar yani 2218 yıldır bu ordunun çatısı aynı kalmıştır sadece insanlar şartlar ve teknolijiler değişmiştir. yani aslında yıpratmaya çalıştıkları şeyin kendi dinlerinden dillerinden milletlerinden daha köklü olduğunun farkına varmaları gerekir. türk silahlı kuvvetleri bir kurum değildir. türk milletinin kendisidir.
solcu
sağcı
dinci
metalci vs gibi sıfatlar alan insanları sevmeme hadisesidir. kendileri bir sınıfa ait oldukları gibi herkesi de kendileri gibi zannedip bir sınıfa sokabilme telaşındadırlar. nedendir bilinmez. insan doğasından olsa gerek.