bam istanbulun yeni oyunu. Murat Mahmutyazıcıoğlunun yazıp yönettiği oyuna Deniz karaoglu bol eforlu ve samimi bir yerden can veriyor. içinde geçen tüm insanları tek başına oynayarak kader'in hikayesini anlatıyor bize. yolu açık olsun.
Nasıl bir genelleme yapabiliriz diye baktığımda futbolcular okumayan ve sosyal ortamları düşük bir kitle. Muhtemelen "baba" "abi" olarak gördükleri hocaları tarafından milli duyguları devamlı pohpohlandığında böyle bir sonuç çıkıyor.
(bkz: Neden sosyalist türk futbolcu yok)
Sıkça yaşadığım hadise. Özellikle beşiktaşta yürürken bir tanıdık görmiyim diye umuyorum. Karşılaşınca yapılan samimiyetsiz sohbetlerden hoşlanmıyorum herhalde.
Uzun yolda giderken her molada yardımına koşar. Hiç bir molada sıkılmazsın. Gece konuşacak kimsen yoktur eşlik eder sana. Daha neler neler. Sigara sağlığa zararlıdır ama yalnızın yanındadır.
Arkadaşlarımız facebookta aktif değil.
Twitter timeline'ı akmıyor.
instagrama kimse foto koymuyor.
Whatsappdan birine birşey yazsan sabah cevap yazacak.
Sizleri seviyorum gececi dostlarım.
inönüdeki liverpool maçında sahte bilet satmışlardı bize. Paramızla rezil olduk. Sonra kırk takla atıp ücretsiz girmiştim maça, hayatımın en güzel günlerinden biridir.
Adeta bir ütopyadır.
Şöyle şöyle yapan kızlar
Şunu şöyle yapan erkekler
Gibi başlıkların olmadığı
Ve haliyle böyle başlıkların altında sayısız yanlış yargının olmayacağı,
Yazarlara kadın mı erkek mi diye değilde ne demiş la bu diye bakıldığı bir hayal alemidir.
Görükle'de yerleşimden okula doğru giderken minibüslerin kullandığı uzun caddedir. Son iki ayda yaklaşık ondan fazla kaza meydana gelmesine rağmen belediyenin hala bir önlem almaması caddeyi korkunç bir hale getirmiştir.
Nilüfer Belediyesi'nin şimdiye kadar şahit olduğum en dolu dolu etkinliği. Şöyle ki; etkinlik kapsamında Türkiye'nin en büyük yazarları söyleşiye geliyorlar. Gelen kişiyi tanımıyorsanız , günün sonunda şahane bir yazarla tanışmış olarak eve dönüyorsunuz. Üstelik o yazarın kitabını hediye ediyorlar ve o kişiye günün sonunda imzalatabiliyorsunuz. *
ekip tiyatrosu emekçilerindendir. emekçi tabirini kullanmamın sebebi çok kolay şartlarda yaptıklarını sanmıyorum bu işi.
simel aksüngeri sırasıyla largo desolato ,parti , öğüt oyunlarında izledim bu üç oyunda da dikkatimi çekmemişti pek, ta ki iki kapılı ev oyununa kadar. oyun boyunca kendisini izledim , çıkardığı karakteri izlemek o kadar keyifliydi ki , bir saat daha oynasa izlerdim herhalde. o oynarken keyif aldıkça ben de çok keyif aldım ve bana yaşattığı haz muazzamdı , emeğine sağlık. ekip'den önce komedi yaptı mı bilmiyorum ama komedi kendisine kesinlikle çok yakışıyor.
genellikle erkeklerin uydurduğu , yanlış olan önermedir. 14 şubatın parayla ne ilgisi var? sevdiceğine yazacağın bir mektupla , veya fotoğraflarınızdan üreteceğin yaratıcı bir varyasyonla , günü değerli kılabilir , sevdiceğini mutlu edebilirsin. sevdiceğin mutlu olduktan sonra da gerisi fasa fiso.
zamanında başıma gelmiş olay. bursadakiler bilir kent meydanı avm'nin önünde geniş bir meydan vardır. ordaki bir cafeden gelen müziğin eşliğinde arkadaşlarımla birlikte gayet nayıf bir şekilde dans etmeye başladık (kanımız kaynıyor o zamanlar) . çok geçmeden avm'nin güvenlik görevlisi geldi ve burada dans edemezsiniz dedi. neden dedik . yasak dedi. o aralar guguk kuşu na fena halde kafa yoran , toplumun bizi nasıl şekillendirdiğine tepkili gençler olarak , önce kendisine sonra amirine tepki versek de pek bir sonuç alamadık. kahrolsun bazı yasaklar.
özellikle yaşlıların gençleri kıskandığı durumdur. çünkü bu yaşlıların %99'u hayatta istediği yere gelememiş , hayatının son demini mutsuz yaşayan insanlardır ve gülen , keyif alan gençleri görünce uyarma gereği duyarlar.
yaşlı olmayanlar ise çocukluklarını ve gençliklerini doyasıya yaşayamamış yetişkinlerdir. bunların erkek olanları muhtemelen hiç bir zaman bir kaç kızla oturup geyik yapamamıştır onun verdiği öfkeyle gençlere çatarlar.
halbuki ne olur , gülüp eğlenen liselilere bir laf atsan , iki gülsen , espriyle karşılık versen , he tonton amca? neden agresiflik kuzum?
yakın geçmişten ve var olduğundan durumdan memnuniyetsiz fakat yarın'da umut görmektir. planlar yapılmıştır , hedefler konulmuştur. ve büyük bir ümitle ertesi gün beklenir.
kendisinden hoşlanan çocuğu asla reddetmez. yüz de vermez süründürür. muhtemelen kafasında başka bir erkek vardır. o kafasındaki erkekle olmayacağına kanaat getirirse yedekteki çocuğa yürüyebilir. yedekteki çocuğa yazıktır.