mutlu töbekici hanım ın yazma kabızlığı çektiğini gösteren tespiti.
misal gaz odalarında ölen milyonlarca yahudi, filistinde, ırakta ölenler. kurtuluş savaşında ölenler sonra pkk ya karşı mücadele ederken ölenler toplansa benim annem kadar etmez. ne kadar ruhsuzmuşum lan... tönbekici nin kabızlığı duyarsızlıklarımı ifşa etti... amanın...
maçkolikte maç son anda 3-2 ye geldğinde tüm borçlarından kurtulduğunu, kredi borçlarını filan ödeyeceğini, şansının döndüğünü söyleyen bir adam vardı. buradan sesleniyorum sakin olsun. bu işlerde hayır yok zaten, bıraksın...
güçlükle taşıdığı bavul için yardım teklif ettiğinizde kafasını çevirip ilerideki kocasını çağıran versiyonları da vardır bunların. eşşek kadar bavulla kendisini bırakan ve önden yürüyen ayı kocadan medet umması bir yana teklifinize cevap dahi vermemeleriyle tencere-kapak düşüncelerine sevkederler insanı.
çocuklarımızın, torunlarımızın okuyup "ne adamlar varmış yaa" diye sızlanacakları türden bir yazar. söylediklerinin tamamı gelecekte yok hükmündedir. geleceği olmayan bir düşünce yapısı için yok yere vakit harcamakta her yönüyle zarar etmektedir. zamanında ağır bir travma geçirdiği kesindir.
futbol seyircisinin zekasını gözler önüne seren maçtır. dün fenerbahçe, bugun galatasaray, ikiside aynı şeyleri söyleyip aynı suçlamalarda bulunuyorlar. canları sıkılmış, birileri oyuncak versin de sussunlar diyeceğim ama biliyorum ki bu adamların ağlaması para ediyor...
bildiğin dağdan inme bir adamı beğenmeyen erkeklerdir. kişiliğini eleştirirler. evet ronaldo dağdan inme bir kırodur, manchester'da madrid'de iki tur atınca adam olunmuyor malesef...
ibrahim tatlıses ne kadar yakışıklı ve karizmatikse ronaldo da aynı ayardadır. tatlıses bile bu heriften daha desturludur o ayrı... kas isteyenler için yarışmalarda mevcut, kilo ile satıyorlar, alın 50 kilo kas sevişin...
son olarak almeira ya karşı gördüğü kırmızı kartla iniesta ve messi gibi futbolcuların sol pabucu bile olamayacağını tekrar kanıtlamış tipik madrid li...
cumhuriyet döneminde devlet tarafından enerjisi milliyetçiliğe aktarılıp pasifize edilen trabzon halkının tipik davranışlarını gösterirken attığı anlamsız slogan.
ulusalcı, kemalist, faşisttir. lise 1-2-3-4 inkılap tarihi kitaplarında kimsenin aşık atamayacağı mutlu kişidir. devekuşudur, kafası toprak altında pek mutludur. kendine yapılan ufak çitlerin içinde yaşar. dışarıya çıkmaya korkar. gericidir. modern bir kara gömleklidir. avmlerde gezip, dünyayı hürriyet gazetesinden takip eder, sokakta gördüğü yabancı ırklardan erkekler batıdansa onlarla sevişmeyi, doğudansa aşağılamayı hayal eder, bazen gerçekleştirir.
50 yıl sonra bir kaynakta 2000 lerin türkiye si anlatılırken "şekil 1a - şiddet yanlısı, vahşi vatandaş, binyılın başında batı türkiye de sıkça görülürdü" diye altına not düşülecektir, yani gelecekte o ve düşünceleri yok hükmündedir.
melodisi brezilya kökenli olup will holt tarafından yazılmıştır.
şu şekilde gelişir.
When I was just a lad of ten, my father said to me,
"Come here and take a lesson from the lovely lemon tree."
"Don't put your faith in love, my boy", my father said to me,
"I fear you'll find that love is like the lovely lemon tree."
Lemon tree very pretty and the lemon flower is sweet
But the fruit of the poor lemon is impossible to eat.
Lemon tree very pretty and the lemon flower is sweet
But the fruit of the poor lemon is impossible to eat.
One day beneath the lemon tree, my love and I did lie
A girl so sweet that when she smiled the stars rose in the sky.
We passed that summer lost in love beneath the lemon tree
The music of her laughter hid my father's words from me:
Lemon tree very pretty and the lemon flower is sweet
But the fruit of the poor lemon is impossible to eat.
Lemon tree very pretty and the lemon flower is sweet
But the fruit of the poor lemon is impossible to eat.
One day she left without a word. She took away the sun.
And in the dark she left behind, I knew what she had done.
She'd left me for another, it's a common tale but true.
A sadder man but wiser now I sing these words to you:
Lemon tree very pretty and the lemon flower is sweet
But the fruit of the poor lemon is impossible to eat.
Lemon tree very pretty and the lemon flower is sweet
But the fruit of the poor lemon is impossible to eat.
bir lokanta. rize'de... ufak tefek, fotoğraflarından şirin görünen bir yer.
sıradan sayılabilir. sıradan olmayan özelliği ise az önce televizyonda yerel bir kanaldan geçerken gördüğüm reklamları. tiyatroculara reklam filmi çektiren ufak bir lokanta burası, boyundan büyük pazarlama yapıyor belki de... 90 saniye civarı bir reklam filmi çekip yemekteyiz programını hicvetmiş efendiler... büyük düşünüyorlar belli...
sanırım geçen hafta ali sabancının aradığı büyük düşünen girişimciler burada.
öncelikle dünyaya bakmak gerekir. dünya çok zengin birkaç ailenin sömürüsü altında bulunan insanların yaşadığı bir gezegendir.
sonra dünya da pkk benzeri "kötülük" kaynağı hareketler, olaylara bakmak gerekir. bunlar da bu ailelerin sonradan çözümünü satarak daha zengin oldukları problemlerdir.
pkk terörü : yüzlerce milyar dolar harcanmış ve onbinler ölmüştür.
kesin çözüm: bu sömürgen ailelerin* hesabına her yıl pazarlıkla belirlenebilecek 40-50 milyar dolar yatırmaktır. böylece zaten bir şekilde vereceğimiz paraları doğrudan öderiz. doğrudan sömürü diye yeni bir kavram altında haracımızı öderken en azından insanlar ölmemiş olur.
bu çözümün gerekliliği: bu çözüm gereklidir zira bir anlaşmayla kendimizi bağlamazsak pkk yı yakında bitirecek olan amerika başka bir taraftan çok daha büyük bir kazık sokacağa benzemektedir. boşuna gülümsemez bunlar.* aman dikkat.