sözlüğün kimi zaman haber ajanslarından daha hızlı çalıştığını gösteren şehir. antalya'dan katılan sözlük muhabirleri, pardon üyeleri sayesinde yarınki haberleri bugünden alıyorsunuz.
orta şiddeti fırtına ve şiddetli yağışın uzun süredir devam ettiği ve elektriklerin bir gidip bir geldiği şehir..
biliyorum ki orada öylece duruyorsun..
sana verilen görevleri yerine getiriyorsun..
ancak..
sen de bir insansın ve kimbilir hangi dertlerle, hangi sorgulamalarla yaşıyor, yaşamaya çalışıyorsun..
kafan iyi mi, yoksa sarhoş musun?
aşık mısın, yahut hiç aşık olamamaktan mı şikayetçisin?
kimsin sen ey sözlük moderatörü?
hiç sordun mu sen kimsin?
ne için yaşıyor ve ne için öleceksin?
tolstoy sormuştu kendine: "insan ne ile yaşar?"
sen ne ile ve ne için yaşıyorsun?
memleketin kalkınması için gerekli olan eylemdir. 10 hatta en az 20 çocuk yapmak suretiyle kalkınmak işten bile değildir. asıl makbulü 30 çocuktur. 50 çocuğa kadar yolu vardır.
x: hocam ekonomi kötü gidiyor işten çıkarmalar başladı? esnaf siftah yapamıyor. piyasa dönmüyor. dolar 1400 oldu.
y: hamdolsun, ekonomi tıkırında..
14 ay sonra:
x: abi, valla göçtük. dolar 4000 euro 6700 oldu. ayvayı yedik arkadaş. para basa basa enflasyon yüzde 500 oldu. ne yapacağız hacı?
y: hamdolsun, iyiyiz.
bunların yaptığı işi kokona karılara yaptıracaksın. işte o zaman gelecek adalet. hayır, hayır adaletin yok be dünya.. hatta acımazsızsın, gaddarsın be dünya..
cezanın kaldırılmasının ardından özgürce yazabilmek.
aşığım ben bu sözlüğün moderatörlerine..
seviyorum seni kırmızı saçlı, eli kırbaçlı moderatörüm benim..
kız: ayol ikimiz de üniversiteden mezun olduk. ama sen erkeksin. ben kızım. sen iş aramaya başla bence..
erkek: ben başlayacağım da sen kızsan ne yapalım yani? ne alaka?
kız: ay baktım birkaç ay iş aradım bulamadım, icabında bir zengin koca bulur, işime bakarım. benim sırtım yere gelmez.
erkek: anladım da, sırtın yere gelmez de; yerden de kalkmaz hani..
kız: ayyy çok kötüsünn deeeeeeeeeeeeeeeeermişimmmmmmmmmmmmmm.
çaylak yapılınca sözlüğe olan ilgim arttı. beni çaylak yapan moderatörü gözümde şu şekilde canlandırdım: kırmızı saçlı bir bayan, elinde kırbacı var; siyah çizmelerini giymiş, gözlerinin altına siyah makyaj yapmış. dudaklarını mora boyatmış. kırmızı saçlı bayana buradan kucak dolusu sevgilerimi gönderir, en derin saygılarımı sunarım.
çok zevklı bir durumdur. 40 karaktere ulaşana kadar ekrana bakarsınız. olmadı saçma şeyler yazarsınız. bir de size çaylak olma cezası vermiş moderatöre karşı olumlu hisler beslemeye devam eder, saygıyla anarsınız. sarılmak istersiniz. kucaklaşmak, dertleşmek, içinizi dökmek istersiniz.
açılan onlarca radikal başlığın yayınlanmasına rağmen çok daha az radikal bir başlığın nedeni anlaşılamayan bir şekilde görüntülenememesi sonucunda oluşan mazoist istek.. dışarıya yönelecek öfkenin içe yönelme hadisesi..içeriye patlayan duygunun ardından yaşanan mazoist eğilim karşısında moderatörden bu ihtiyacı karşılaması hususunda yardım talep edilmesi durumu. sizi seviyorum modlar. kırbaçlayın beni..
açtığım başlığı engellemiş sözlük. mazeretini de yazsaydı iyi olacaktı. yine de aşığım bu sitenin moderatörlerine.. sizi seviyorum modlar.. kırbaçlayın beni..
efendim şimdi bir kere eğri oturup doğru konuşmak lazım. insanları analarının karnından doğduğu özellikleri (etnik kimliği, fiziksel yapısı vs..) dolayısıyla yargılamak ve ayırmak doğru değildir. doğru değildir, doğru olmamasına da şu kardeşlik olayını biraz açalım. bir kere kardeşlik ikiye ayrılır. ya biyolojik kardeşlikten bahsederiz ya da "türk kürt" kardeştir" sloganındaki gibi toplumsal, vs.. açıdan kardeşlikten.. birincisini tartışacak değiliz. ikincisi için ise şunu söylemek gerekir. kardeşlik içi boşaltılacak, slogan atmakta kullanılacak bir kavram değildir. kardeş olmak için birtakım sorumlulukları yerine getirmek gerekir. nedir mesela o sorumluluklar? eğer senin adına dağa çıkıp seni temsil ettiği iddasıyla sağa sola saldıran, kundaktaki bebeği öldüren bir terörizm gerçeği varsa ve bu yıllardır devam ediyorsa, sen buna açıkça karşı çıkarsan, diyarbakır, mardin, batman sokaklarını terörizme karşı düzenlenen eylemlerle doldurursan o zaman kardeş olduğun anlaşılır. çıkacaksın elinde türk bayraklarıyla, açıkça bağıracaksın güzel kardeşim "ben kürdüm ama bu saldırılara karşıyım bunları yapanlar da teröristtir diye.. "..orada onlarca insan senin adına savaştığını söyleyip masum insanların canını alıyorsa, anaları babaları çocukları bebeleri kahrediyor öksüz bırakıyorsa sen de oturmuş öküzün tirene baktığı gibi olayları izliyorsan o zaman kardeşliği filan haketmiyorsundur, hakedemyorsundur. özetle kardeşlik nutuk atmakta kuıllanılan içi boş bir kavram, ucuz bir laf değildir. kardeşliği önce haketmek gerekir..
efendim şimdi bir kere eğri oturup doğru konuşmak lazım. insanları analarının karnından doğduğu özellikleri (etnik kimliği, fiziksel yapısı vs..) dolayısıyla yargılamak ve ayırmak doğru değildir. doğru değildir, doğru olmamasına da şu kardeşlik olayını biraz açalım. bir kere kardeşlik ikiye ayrılır. ya biyolojik kardeşlikten bahsederiz ya da "türk kürt" kardeştir" sloganındaki gibi toplumsal, vs.. açıdan kardeşlikten.. birincisini tartışacak değiliz. ikincisi için ise şunu söylemek gerekir. kardeşlik içi boşaltılacak, slogan atmakta kullanılacak bir kavram değildir. kardeş olmak için birtakım sorumlulukları yerine getirmek gerekir. nedir mesela o sorumluluklar? eğer senin adına dağa çıkıp seni temsil ettiği iddasıyla sağa sola saldıran, kundaktaki bebeği öldüren bir terörizm gerçeği varsa ve bu yıllardır devam ediyorsa, sen buna açıkça karşı çıkarsan, diyarbakır, mardin, batman sokaklarını terörizme karşı düzenlenen eylemlerle doldurursan o zaman kardeş olduğun anlaşılır. çıkacaksın elinde türk bayraklarıyla, açıkça bağıracaksın güzel kardeşim "ben kürdüm ama bu saldırılara karşıyım bunları yapanlar da teröristtir diye.. "..orada onlarca insan senin adına savaştığını söyleyip masum insanların canını alıyorsa, anaları babaları çocukları bebeleri kahrediyor öksüz bırakıyorsa sen de oturmuş öküzün tirene baktığı gibi olayları izliyorsan o zaman kardeşliği filan haketmiyorsundur, hakedemyorsundur. özetle kardeşlik nutuk atmakta kuıllanılan içi boş bir kavram, ucuz bir laf değildir. kardeşliği önce haketmek gerekir..
yobazların tarih boyunca taktıkları kendilerini gizlemek için kullandıkları araçlardır.
örnek:
1. demokrasi isteruk. türkçesi: demokrasi umrumuzda filan değil. bunun araç olarak kullanacağız. demokrat geçineceğiz. köprüden geçene kadar ayıya dayı diyeceğiz. neo liberallerle işbirliği içinde olacağız. bunu iran'dan öğrendik. işimiz bitince bunları da şutlayacağız.
2. din özgürlüğümüz yok. türkçesi: hamdolsun her türlü din özgürlüğümüz var. bir tek kuran'da olmayan ama bizim dünyamızda gerekli olan sıkmabaşı istediğimiz alanlara sokamıyoruz. bu durumu kullanıyoruz. sıkmabaşa bile bile başörtüsü diyoruz ki, anadolu kadının asırlarca başlarına taktıkları örtüyü de kullanarak kendimizi onlardan gösterelim. onlar da kendilerini bize ait hissetsinler. böylece kavram karmaşası yaratalım. aziz vatanımızın insanlarının inançlarını şöyle güzel güzel sömürelim. hamdolsun bunu da sağlayacağız. sonra..
3. kahrolsun amerika. türkçesi: amerika ecnebidir, mecnebidir ama şu anda kucağına oturuyor, avantamızı alıyoruz. güzel güzel geçiniyoruz. işimiz bitsin. sonra..
4. kahrolsun faiz. türkçesi: yeşil sermayayi büyütüyoruz. her yeri ele geçireceğiz. bunun için takiye de yaparız, maske de takarız, faiz de yeriz, vatanı da parseller satarız. bu ülkeyi pazarlamakta ustayız.
atılmak için sarfedilen sözlerin yazıya dökülmesi. sözlüğe iftira atmanın en etkili yolu. işine gelmediğinde ona buna etiket yapıştırıp yakayı sıyırma alışkanlığının sözlükteki yansıması. iftira at izi kalsın sözlerinin eylemselleşmesi..