Ölüm düşüncesi, insanları sevmek ve affetmek için güzel bir nedendir. Bana göre bu hissiyat altın değerindedir, iyi düşünülürse insanı mütevazi ve iyi yapar. Yaşatılan acımasız ve çirkin olaylar, hayatımızda dert ettiğimiz şeylerin ne kadar küçük olduğunu gösterir. Gündüzleri unutup geceleri kafamı yastığa koyduğumda hatırladığım hiç istemediğim ölüm, aslında gerçektir. Ölmeden önce yaşayın, iyi yaşayın. Çok sevin, merhametli olun. En azından deneyin.
dün üç arkadaş Kadıköy'deydik. işten geç çıktığım için biraz yorgundum ama uzun zamandır görmediğim arkadaşlarımla bir şeyler içer eve dönerim, hem de sohbet etmiş oluruz diyordum. gittim, vakit geçirdik ama onları hiç özlemediğimi, hayatımda eksikliklerinin olmadığını farkettim. hepimiz telefona kitlendik. ne kadar sosyal medya varsa hepsine tekrar tekrar baktım, baktık. resmen konuşacak bir şeyimiz kalmamış. aslında eskiden ne güzeldik. hep birlikteydik. planlar, geziler, şuraya mı gitsek diyip, plansız bir anda yola çıkmalar.
neden böyle oluyor diye düşündüm eve gidene kadar, bulamadım.
yıllar üstüne ailemle yaptığım plandır. çocukken olduğu gibi, kuru yemiş, mandalina, tombala ve 10'dan geri sayım. evden ayrıldıktan beri en çok bunu özledim sanırım.
2017'nin eylül ayından beri başıma gelmeyen üzücü olay kalmadığından sanırım 2018'e sıfır beklenti, sıfır heyecan ile başlayacağım. ne bir merak, ne bir heves hiçbir şey yok gibi. evet bir ara bu düşüncelerim dağılacak, yeni hedefler koyacağım önüme ama tepedem hiç gitmeyen olumsuzluk, negatiflik hep olacak. büyüdüğümüz için mi neden bilmiyorum ama eskisi gibi heyecanlı olamamak çok üzücü.