genelde edebi yönünü bildiğim, takip ettiğim, ülkemizden önde gelen entellektüellerinden biridir. mutluluk, leyla'nın evi, engereğin gözündeki kamaşma ve serenad kitapları herbiri ayrı ayrı önemli ve etkileyici romanlardır.
bu tiplerden biride babamdır. tatillerde eve geldiğimde evde sigara içmemi istemeyen, bir aylık tatilde beni mutfakta sigara içerken görünce sürekli aynı soruyu sıkılmadan soran kişidir.
bir çok doğu ve batı dillerine hakim olan tarihçidir. bu alanın öğrencisi olarak dtcf'de verdiği bir konferansta ağzımız açık iki saat kendilerini dinlemiştik. kendisini protesto eden bir kız on dakika konuştuktan sonra sadece şu sözleri sarfetti, ellerini hafifçe oynatarak kıza; -sen git önce bir dilbilgisi kitabı al ve türkçeni düzelt. özgüven sahibi bilimadamı.
genelde alsancak'tır. kordon falan resimlerden görülmüş, izmir medeniyetin şekil bulduğu yer olarak zihinlerde yerini almıştır. şehre hava yoluyla da karayoluyla da gelinse şehrin banliyölerinde ki çarpık yerleşme, göz alabildiğine gecekondu manzarası göze çarpar ve zihinlerde ki o imaj aniden silinir.
kurtuluş'tan kalkan beytepe'ye giden içinden öğrenci fışkıran taşıt. ilk geldiğim yıllarda sıklıkla kırmızı ikaruslar verilirdi fakat şimdilerde yeni gıcır gıcır man körüklüler bu hatta verilmektedir. ki bu yolculuk ve trafik eziyetini azaltan bir unsur olmuştur.
bu yıl dördüncü ve son yılımı geçirdiğim, fakülte bitince kuvvetle muhtemel izmire döneceğim şehir. gri şehir. düzenli şehir, idealist, ruhsuz şehir. beni çok mutlu etmesede nedense daha uzun uzun yıllar yaşamak istediğim şehirdirde kendileri.