safın önde gideni, hırbonun tekidir. aklınca kadını sadece yemek yapan, ütü yapan, çamaşır yıkayan biri olarak görür ve maço tavırlarla kadının kendisine hizmet etmesini salık verir. türk filmlerindeki ağır abi tripleri ile " evinin kadını, çocuklarının anası olacak kadın dediğin" der. Der demesine ama üç kuruşluk maaşı ile geçinemeyince tabi unutulur bu ağır abi tripleri.
ha en kızdığım dikkate de alındığını zannederler ya yok yahu kızmıyorum acıyorum aslında. bazı kadınlar cicim ayı dönemlerinde " ay ben sana yemek yaparım bebişimmmm" modunda yaklaşırlar buna. herif sert ya sözüm ona cazip geliyor tabi.her şey kandırana kadar şekerim demedi deme. hepsi palavra, yalan aslında tek dürüst benim valla bak.
bilmez ki kız ağına düşürünce bu sert abimiz yumurtaya talim edecek. ahah yazık ya keşke erkekler daha zeki olsaydı. böyle hiç zevkli değil.
bana göre saçma ısrardır. yani bilen varsa anlatırsa memnun olurum çünkü ben anlamıyorum. bu güne kadar kürtçe konuşan bir tek kişinin bile karizmatik, cool ya da sevimli olduğuna rastlamadım aksine kulağa inanılmaz itici gelen bir dil neden bu kadar ısrarcılar bilmek istiyorum cidden.
bir kere kaba bir dil, ikincisi o gırtlaktan çıkarttıkları sesle aha üstümüze kustular ya da napıyo lan bu adam balgam mı çıkarıyor ayyy pis endişesine ben çok kapıldım. midem alt üst oldu ne yani size de hiç öyle gelmedi mi ?
hatta benim kürtçe ile şöyle bir anım var. çoook eskilerde karslı kürt kökenli bir sevgilim vardı. hiç kürtçe bilmezdi ama özenti işte öğrenmiş iki de bir bana " ezde ezdıkım " ya da başka bir zıkım bir şey söylerdi işte. seni seviyorum demekmiş ya inanın o bana o kelimeyi söyledikçe benim sevgim kayboluyordu, sinir oluyordum.
hayır severdim de hem de çok severdim ama sinir olurdum o lafına çünkü küfür gibi yahu. hiç estetiği yok. adam hesapta bana seni seviyorum diyor ama anama söver gibi çıkıyor ağzından.
yok valla anlamıyorum neden kürtçe. ya illa başka dil konuşmak istiyorlarsa yeniden dil uydursunlar ya da şu kürtçeyi revize etsinler, yumuşatsınlar falan bir şey yapsınlar yine konuşsunlar ben konuşmasınlar demiyorum ki. ama estetik olsunlar biraz lütfen.
dostça söylüyorum valla bak.
neyse öpüldünüz.
çok ısrar ettiler edaları piste çıkar, önce halayın ortasından girer burada kendine iyi bir yer edinr, kendini gösterir ve halay başı çeken kişinin ağır olduğu imaları yaparak başa geçer. işte o an gözlerinizi alacak kadar parlak allı pullu mendilini cebinden çıkarır. kimse tutamaz artık onu. atlar zıplar geri döner vs. o olmazsa o düğün bir hiçdir edası ile mağrur, başı dik poposu kıvraktır. şarkı biter. yerine geçer. yerine geçerken görevini layıkı ile yerine getirmenin gururu ve mutluluğu içindedir.
o bir nadide çiçektir adeta. kimse ona yan gözle bakamaz aslında hiç bakamaz. mahallenin bıçkın delikanlıları tatafından sahiplenilmiştir, koruma altına alınmıştır. yan bakan görülürse itina ile çizilir.
olay çıkar alimallah.
sonra mahallenin teyzeleri seslerini iyice tizleştirerek " ay bir sümüklü kız için kavga ediyosunuz evvvlaaaaaadım ayrılın be ayyyy" derler. dedikodu yaparlar " mahallenin kızı asuman varya onunla bununla aşna fişne ederken mahallenin çocukları olay çıkartmış yaaaa a a aaaaaa vallahi kıssss ben söyleyenlerin yalancısıyım" derler.
mahalleninm kızının kaderi budur. mahallenin erkekleri tarafından korunup, kollandıkları !! mahallenin teyzeleri tarafından dedikodusu yapılır.
zavallı kızceğizde ne yapsın camda oturur çekirdek çitler.
ağzı çok büyük oluyor bu kadınların bir gülüyorlar fırın kapağı gibi açılıyor ağızları kıskanıyorum. güzel gülüyorlar çünkü...
bir de kocaları çok yakışıklı, düşünceli falan oluyor lan o adama ben de sofra kurarım bir de benim yanımdaki hınbıla bak diye iç geçiriyor insan.
- şu reklamlardan örnek al bari hulusi bir tek taş alamadın bana yani ah hulusi ah yoğurt al bari gelirken o kocaman ağızlı kadının kullandığı yoğurtdan olsun.
-hı ?
-yoğurt al hulusi sadece yoğurt al
ufacık, karanlık, kasvetli bir yerde sıkış tıkış kalmış, ne oyuncağı var ne de oyun oynayacak arkadaşı var. yapayalnız tek dostu arada sırada yiyecek gelen o garip hortum. yemek getiriyor ama kimi zaman acı, kimi zaman ekşi kimi zaman da tatlı annesinin damat tadı neyse o seçim şansı yok. napsın benim bebeğim de tekmeler durur işte ağzı yanmış işte ne yapsın. olsun ama öyle ya da böyle tek dostu o hortum.
aah benim biricik yavrum doğduktan sonra başına ne gelecek onu da bilemez. babası bir deli mi ? annesi sorumsuzun biri mi ? yoksa birbirinden cadı orasını burasını çekiştirecek kardeşlerimi olacak habersiz ? belki de doğunca herşey güzel olacak annesinin babasının kuzusu olacak el bebek gül bebek ama ya sonra düşerse. kim kaldıracak ?
napsın şimdi ? o karanlık odadan çıkıp başka bir karanlığa girsin mi ? yoksa karanlığında mutlu olmayamı çalışsın. ne yapsın ??
üzücü bir durumdur herkes ilk aşk unutulmaz, benim ilk aşk'ım şöyle şöyleydi der siz öylece dinlersiniz çünkü hatırlamıyorsunuzdur.
nedenini araştırdım ama bulamadım. benim böyle bir derdim var efendim ilk aşkımı hatırlayamıyorum. kimdi, adı neydi, boyu posu nasıldı, ben nesine aşık oldum, elimi tutmuşmuydu hiiiiç haberim yok. sinir oluyorum tek hatırladığım ortaokuldaydım sınıf arkadaşım şükran da aşıkmış bana küsmüştü bir de böyle entrikalıydı üstelik aşkım. valla ya şimdi onu çok merak ediyorum. çıksa acaba gene aşık olur muydum, romantik mi , heyecanlı mı, yakışıklı mı ay nasıl bir tipti acaba yaaa
henüz rastlamadım. yahu bir tanesi iki kelam ettikten sonra saçmalamasa nolur sanki çok mu şey istiyoruz. yok kardeş yok hepsi aynı.
en entel danteli bile gelse hep bir maço tavırlar, sıkışınca hakaretvari konuşmalar, durduk yere her şey güzelken arıza çıkaracak bir şey bulmalar falan. değişmez kanun gibi bir şey.
bir erkeğin en fazla kullanım tarihi 1 ay arkadaş. 1 aydan sonra arızaya geçiyorlar sonra bünye de zehirlenmeye yol açabiliyorlar demedi demeyin. son kullanma tarihi geçmiş erkeklerinizi götürün yenisi ile değiştirin.
genelde kıro diye tabir ettiğimiz türk erkeklerinde görülür. bir de çorapları beyaz, ayakkabılarını da sandalet tarzı seçerler ki daha da iğrenç olabilsinler.
ya zaten güdük kadar boyun var bir de kapri giyip hepten güdük oluyorsun bari düzgün giy şunu ya diye iki tokat atasım gelir ama atmam banane ya kıro işte ne hali varsa görsün.
bacakları çarpık kızdır hiç bana kendini savunmaya çalışmasın inanmam, ben değil kimse inanmaz.
yahu sıcaktan ölüyosun, yüce moda sana mini etekler, şortlar, kısacık elbiseler ihsan etmiş sen hala ne diye pantolon giyiyor olabilirsin ki aklından zorun mu var ? nedir yani deli misin ?
bir kızın zekasına şüphe duyamayacağıma göre tek seçenek kalıyor bebişim ya bacakları çarpık bu hanım kızımızın ya da katana gibi kalın bacakları var.
olsun ama napalım kısmet bari keten pantolon falan giyse de pişik olmasa.
iyi niyetlerinden faydalanılmış saf, biçare insanlardır. zavallıcığın dileği alt tarafı örneğin araba, ev, iş vs. ufak şeylerdir bunlar mı ufak demeyin sonuçta muhattap olduğumuz, dilediğimiz allahın neye gücü yetmez, istese hemen verir ama yok işler öyle değil işte. vermiyor.
yıllardır dua ederim, daha bir dileğimin kabul edildiğine şahit olmadım. tamam yahu ben kötüyüm, günahkarım diyelim ama ben senelerdir yılmadan mırıl, mırıl dua eden insanlar gördüm, hepsinin durumu benden de beter.
onların niye kabul olmuyor ki ?
siyatik ağrıları mı dersin, romatizma mı dersin, prostat mı dersin, hayırsız evlat mı dersin, torunlarının üniversiteyi kazanamaması mı dersin ohooo neler neler adamların başı dertten kurtulmuyor.
hayattan aldıkları tek bir zevk de yok üstelik. adam kendini duaya adamış ama yok bir gün olsun gün yüzü görmemiş. sonra da kulum bana dua et ben senin duanı kabul ederim. e etmiyorsun işte niye beni , bizi kandırıyorsun ?
halbuki çalan,çırpan, insanların manevi duyguları ile oynayan, vur patlasın, çal oynasın havasındaki insanlara ne demeli hayat onlara güzel valla. bu kadar da çifte standart olmaz ki kardeşim allah bile parası olanı seviyor.
evet arkadaşlar yıllardır kandırıldık. tüm iyi niyetimizle, sevgimizle allahım sen büyüksün beni de gör dedik ama umurunda değiliz valla. artık yeter küstüm. oynamıyorum. ben artık dua etmiyorum. popisini başkası tavan yapsın please. benden paso. artık zırnık dua etmem. küsüm yahu vallahi küstüm.
bugün başımıza sarılan tüm bu kuralların, sıkıntıların tek sebebinin bu zaaf olduğu gerçeğini bilmeyen yok sanırım.
ben bu adem peygambere, eşi havva hanıma ve en çok da elmaya çok kızıyorum. hayır sanki elzem bir şey olsa gam yemeyeceğim alt tarafı elma ya.
bir elma için milyonlarcaaa evladının dünyada sınava tabi tutulmasını, ekmek elden su gölden yaşamak varken çalışmak zorunda kalmasını, hurilerle erkek meleklerin adını unuttum kısaca behlül diyelim behlüllerle günümüzü gün edeceğimize çapsız çapsız insanlarla muhattap olmasını nasıl göze alır ? bir baba yüreği buna nasıl izin verir, nasıl böyle bir hata yapar inanamıyorum. resmen kırıldım , kırgınım.
şimdi bu eski sevgililer bazen çok yanıltıcı olabiliyorlar. edepsiz bunlar edepsiz ne halt ararsan bu eski sevgililerde var yalancılık bunlarda, palavra bunlarda, sapıklık bunlarda ohooo bir insanın başına ne gelirse eski sevgiliden gelir mirim. kollamak gerek.
örneğin mazallah gidip yeni sevgilisine " ayy vallahi ilk seninle oldu, hakkı bana elini bile sürmemişti kaaaaamil " falan fıstık gibi lafları sağda solda söylerse adınız iktidarsıza çıkar. sonra topla karizmayı toplayabilirsen.
işte bu gibi sorunları ortadan kaldırmak adına gerçek çin mucizesi olan suya, sabuna dayanıklı görülmüştür damgaları piyasaya sürülmek üzeredir. kabus sona eriyor.
bir türk kadını olarak anlam veremediğim fobidir. dikkat ediyorum zenci erkekleri türk erkeklerinin dilinde pelesenk olmuş durumda. niye bu kadar taktıklarını anlamış değilim. ünlü filozof cem yılmaz bile şakayla karışık zenci erkek fobisini defalarca dile getirmekte sakınca görmedi. hayır hangi kadının zenci erkeklerini sevdiklerini falan duydular, nasıl bu fikre kapıldılar anlamış değilim.
oysa bana göre zencilerin hiç giderleri yok. ırkçılık olarak falan düşünmeyin ben sadece türk erkeklerinin bu içinde bulundukları ruh halinin anlamsızlığını söylemek için yazıyorum. yok efendim yok hiç giderleri yok merak etmeyin.
alın size örnek; geçenlerde olda yürürken köşe başında saat satan bu zenci erkeklerini gördüm. neyse bunları görünce aklıma türk erkeklerinin bu önemli sorunu geldi ve nedir yahu neden bu kadar abartıyorlar diye dönüp bir daha baktım. aman allahım bakmasaydım keşke. o ne öyle sırf dudak. nedir yani. korktum.
hayır 100 defa sevişesim gelse 1 kere sevişmem yemin ederim. her şey şey değil ki. neyse.
sonuç olarak sevgili türk erkeklerine buradan sesleniyorum.bu aşağılık kompleksinden kurtulun lütfen. tamam aranızda çok kıro , süklüm, püklüm, bulanık, sevgi kelebeği kıvamında bıç bıç vıcık vıcık ya da ayı gibi kaba olanlarınız ama onları baştan eliyoruz zaten. kafanıza takmayın yani.
not : şimdi böyle dedim diye de havalara girmeyin ama ispanyol erkekleri diye de bir gerçek var yaaani.
sanıldığı kadar zor değildir. bir kaç altın kurala uyulduğu takdirde en pala remzi , ne anlarım ben laaaaa kıvamındaki erkeğe bile yemek yapmayı öğretebilirsiniz. lütfen yılmayın ve denemeye devam edin.
1. yemeği nasıl yaptığınızı anlatırken asla kullanacağınız malzemeleri sahiplenmeyin. yani domatesimizi alıyoruuuuuz şeklinde anlatırsanız o domatesin size ait olduğunu düşünerek olduğu yerde öylece kalabilir. bir domatesim bile yok diye hüzünlenebilir.
2. ölçü verirken asla gram, göz kararı, bir tutam hele hele kulak memesi kıvamı ya da aldığı kadar gibi kavramlara asla girmeyin. bunların yerine bir çorba kaşığı, 1 su bardağı gibi basit ölçüler verin.
örneğin; bir tutam tuz dediğinizde kendisi tuzu avuçlayarak tutarsa kötü sonuçlar vereceğini unutmayalım. ya da kulak memesi dediğinizde ulan fatmanın kulağı mı süheylanın kulağı mı gibi bir soru ile karşılaşırsınız ki katil bile olabilirsiniz.
3. suyun kaynadığını nasıl anlayacağız sorusu ile karşılaşırsanız hani fokurdar böyle plof plof olur gibi yanıtlar vermeyin daha büyük anlam karmaşaları yaşanabiliyor. bunun yerine su ısıtıcısında ısıt bebeğim o küçük düğmenin ışığı söner ve yukarı atarsa ısınmış demektir deyin.
4. soğanları küçük küçük doğrayın demeyin. inanın onun küçük anlayışı ile sizinki çok farklı olacaktır. bunun yerine soğanları kumandanın düğmeleri gibi şeklinde örnekler vererek doğramasını sağlayın.
5. eğer tavuk pişirecekse tavuğun derisini direk çıkartması gerektiğini ısrarla belirtin. ısrarla. bakın iştahnız kapanmasın güzellerim bu detayı atlamayın.
6. yemek yaparken sigara içerse sigara dumanının yemeğin kıvamını bozacağını, bütün emeklerinin boşa gideceğini söyleyin. kül dökülmüş makarna yemek istemezsiniz değil mi ?
7. makarnanın piştiğini anlamak için tavana atmasının gerekli olmadığını bir tane alıp çiğnemesi yeterli olacağını belirtin.
8. dışarıda yemeyi teklif edin.
9. http://www.yemeksepeti.com