ilginç bir durum. bir çoğu en iyi komdyenlerden daha gülünç, komik. tabi epeyce trajik bu durum. özellikle her seçim arefesinde tavan yapar bu kemedya. gülerek izliyoruz...
ben sanırım çam ormanı diyeceğim. nedeni meşe ormanlarının içinde büyümüş olmam da olabilir. gerçi alışılmamışlığın verdiği bir duygu değil ama çözemedim. askerde tonlarca çam iğnesi toplamak bile bu sevdadan vazgeçirmedi beni. yeşilin her türlüsünü sevin, ona zarar vermeyin.
--spoiler--
6 Ocak 1896-16 Temmuz 1969 yılları arasında yaşayan Vecihi Hürkuş, Türkiye'nin havacılık tarihinde önemli bir ad. Hiçbir devrin ve hiçbir kimsenin adamı olmayan Vecihi Hürkuş, üstün yetenekli bir pilot, başarılı bir uçak mühendisi, havacılığa âşık bir idareci olarak yaşadı. Kurtuluş Savaşı'na katılmış, Türkiye'nin hem bağımsızlık savaşında hem sivil havacılık tarihinde yer almış Vecihi Hürkuş'un anıları, tarih kitaplarında rastlanamayan gerçekleri de gün ışığına çıkarıyor.
--spoiler--
kendi hayatında düzgün gitmeyen işler için suçu anne ve babasına atan ergendir. onun gözünde suçlu hep başkalarıdır. keza anne ve baba da bu başkalarının içindedir. okulda sınıf geçemeyince hoca bıraktı olur. tavla oynarken yenilince rakip zar tuttu olur. falan filan bir sürü örnek var.
zamane gençliğinin alayı (istisna, kaide, bok, püsür) bu durumdadır. bu tarzı aşırı benimseyip adeta bir yaşam felsefi olarak haline getirmişlerdir. önlerinde hep bir hedef vardır. ancak öyle büyük hedefleri yoktur. basit ve sıradan hedeflerdir. kendilerini şartlandırıp bu hedeflerine ulaşmak için ellerinde geleni yaparlar. fakat hu deflere ulaşmak kesinlikle kendilerini tatmin etmez. melankolik ve depresif takılmaya devam ederler ve farklı hedeflere yönelirler. ancak bu hedeflerde kesinlikle bu kişileri mutlu etmeyecektir. çok ilginç kişilikleri vardır. sevgilileri yoksa yok diye üzülür eğer varsa var diye şikayet ederler. buradan ulaşacağımız sonuç bence kişileri ergenlik dönemlerini atlatana kadar evlerin bodrum katlarında tutsak tutup 25 yaşından sonra halkın arasına karıştırmaktır. kesin ve net çözüm budur. şahsıma göre meclis bu konuyu görüşmeli ve ciddi kararlar alıp akabinde hemen yaptırımlara geçmelidir.
gelelim bu şarkıyı severek dinleyen çok değerli servis şoförüme;
biricik servis şoförüm seni çok seviyorum <3 ver desen hiç düşünmem veririm o derece.
hele o, sabah 06:30 da oyun havası dinlerken birden arabesk müziğe geçiş tarzın yok mu? işte orada bitiyorum ben. <3
resmen orgazm oluyorum. o nasıl bir zevktir anlatamam. yataktan yeni kalkmış bünyeme nasıl iyi geliyor bilemezsin...
arkandan ne tatlı sözler ediyorum duysan inanamazsın. ama inanmak istiyorsan mustafa abi'ye sor, o sana anlatır.
canımdan çok sevdiğim servis şoförüme...
gelelim asıl meseleye;
yine servis şoförüme:
nasıl bir halet-i ruhiyedesin, nasıl bir psikolojiye sahipsin, nasıl bir müzik tarzın var doğrusu anlamakta zorluk çekiyorum. sürekli arabesk dinlersin anlarım. "tarz" meselesi derim. yine hep oyun havası dinlersin anlarım. ama gel gör sabah 06:30 da bir oyun havası bir arabesk dinlersen bunu anlayamam. bu da kafa bu da kulak amına koyayım. teyibe veya kolonlara vereceğin parayla keşke kaloriferlerine bir bakım yaptırsaydın da götümüz donmasaydı amk sabahın köründe. aklını sikeyim diyeceğim ama olmayan neyi sikeyim amk. sabah götümüz donuyor paşam oyun havası, arabesk dinliyor yüksek sesle. hay amk yine sinirlendim sabah sabah.
adeta bir toplumsal yaraya parmak basmak üzere olduğumu düşünüyorum.
şimdi; şu sesli mesaj denen zımbırtı, kişi telefonu açmıyorsa veya ulaşılamıyorsa sinyal sesinden sonra bırakılan kısa bir tanımlama mesajı olmalıdır. olaya mantıken bakınca bu şekilde olması gerekiyor en azından.
ancak olay kesinlikle böyle değil. gel görki insanlarımız sesli mesaj zamazingosunu daha çok hohhh, poffff, uffff ,hhhhh gibi inleme sesleri için kullanıyorlar.
bu sabah bunu bir kez daha teyit etmiş olmanın huzuru içinde bu entryi döşeme kararı aldım.
telefonuma gelen 18 adet sesli mesajı bu sabah tek tek dinledim. sadece 1 tanesi anlamlı bir şey içeriyordu. diğerleri hep hoohh, hehh gibi iniltilerdi.
şimdi buradan gsm şirkketlerine sesleniyorum. kaldırın amk şu özelliği nasıl olsa kullanamıyoruz.
kim bilir hangi başlık altında kullanamadığımız bu özelliğin parasını bizden alıyorsunuz. eminim alıyorsunuz.
neyse sinirlendim, ellerim titremeye başladı. biraz sonra müşteri hizmetlerini arayıp bu özelliği iptal ettireceğim.
bir çekememezlik mi demeli yoksa hayatı boyunca hata yapmadığı için bir hata görünce başkalarının yüzüne vuran kişi hareketi mi demeli bilemedim.
ama var böyle tipler. bildiğin oksijen falan tüketip, sen ben gibi aramızda takılıyor, entry vs giriyorlar.
hayat çok garip lan.
araya bir laf sokayım: ne kadar fazla varmış lan bu tiplerden. vay amk. gelsin eksiler ohh yeesss.
araya bir laf daha: olm çok zevk alıyorum lan eksileriniz sayesinde. *
osura osura çatır çatır sıçarken bir yandan da sevi seviyorum <3 tarzı mesajlar atan gençtir. sonra vay efendim zamane gençleri aşık oluyor falan. yok olm öyle bir dünya. hepsi çıkar ilişkisi. kendinizi kandırmayın.
+ aşkııım npysnnn??
- tv izliyorummm. (yalan çatır çatır sıçıyor)
şüphesiz türk'tür. kafa yapımız nedeniyle genelde sıçarken veya kaçarken kafamız çalışıyor. her ne kadar kabul etmek acı verici olsa da bu bir gerçek. çoğu kişi bütün gün ne yapacağını helada çatır çatır sıçarken planlar.
yaz aylarında oldukça fazla görülen durumdur. hele yazlık bir mekana gittiyseniz her köşe başında geçici dövme yapan kişiler görebilirsiz.
konuya girmeden önce, yanlış anlaşılmasın dövme karşıtı vs değilim sadece neden geçici olduğunu çözmeye çalışıyorum.
şimdi madem o kadar götün yok, ömür boyu onu taşıma kudretine sahip değilsin ne diye yaptırıyorsun şunu güzel kardeşim?
he ben abazanın önde gideniyim, tatilde bafilemediğim hatun bırakmayacağım bu da bir tarz olayı diyorsun muhtemelen içten içe.
ama sanmam ki bir hatun bu kadar ucuz bir numaraya versin. olm git bir bara, bul kafayı da hatunu da. ben mi öğreteyim bunları sana?
onu da geçtim. istisnalar harici bu geçici dövme yaptıranlar genelde apaçi, keko bozması tipler oluyor.
bir de bu ibneler dövmeleri normalde gözükmeyecek yerlerine yaptırıyorlar. tatil bitip normal hayatlarına döndüklerinde kolay saklayabilsinler diye izler silinene kadar.
kısa ve öz olarak hayatta bir amacı olmayan anlık hevesler peşinde koşan tipler diyebiliriz bunlara.
siz, siz olun böyle şeyler yapmayın. iyi bir çocuk olup şirinleri bile görün.
sanal alemlerde görülen genelde bir kaç dakika içinde kurulmuş ilişkilerin samimiyetidir. son derece güvenilmez ve bir o kadar da iticidir.
şimdi azizim; biz öyle alışkın değiliz feysbuk du twitter dı zarttı zurttu. şimdi girip bakıyorum yeni yetmeler aralarında gruplar kurmuş sayfalar açmış bloglar oluşturmuş. sürekli bir birine yavşamalar, oynaşmalar. gerçek hayatta değil yüzüne söylemeyi ima bile edemeyeceği onca şeyi alenen yüzüne karşı yazıyor. bir de utanmadan gülüyor, kahkaha atıyor. demezler mi adama olm sen ne ayaksın diye? numaradan cool takılmalar. özel mesajlarla yavşamalar. önce msn, sonra telefon numaraları istemeler. geceleri, gündüzleri belki bir iş çıkar diye uğruna vermeler falan. çok garip lan. o kadar pc başında oturacağına bir ortamda bir karıya, kıza, herife sarsalar yeminle şimdiye çoluğa çocuğa karışmışlardı. yok onu da geçtim. kimisi kazık kadar adamlar. yok balım, gülüm, canım falan falan. garip ki hayatta bir şeyler başaramamış olmanın vermiş olduğu ezikliği böyle sanal alemlerde sanal bir samimiyetle örtmeye çalışıyorlar. ne diyelim allah akıl, fikir versin. bedava olan beynimizi kullanma yeteneği versin.
