doğaüstü güçleri yoktu anlamında kullanılan bir diğer söz.
- atatürk insandı!
- hadi len oradan kimi kandırıyorsun?
- atatürk insandı!
- de git işine, o bir melekti.
- atatürk insandı!
- alayım kızıma bir kutu boya, boyasın kendini boydan boya.
- atatürk insandı!
- ben insana insan demem insan benim olmayınca.
- atatürk insandı.
- atatürk kadar başına taş düşsün! ohaaaaa, yazık sana.
- atatürk insandı!
- atam, duy sesimi! Sen kalk ben yatam!
- atatürk insandı!
- uç uç uğur böceği, atam sana terlik pabuç alacak.
- atatürk insandı!
-
- atatürk insandı!
-
- atatürk insandı!
- evet, atatürk insandı, fakat öldü! öldü lan, öldü, öldü anladın mı? o öldü. yok yani, o artık yok! fakat her yere kokusu sinmiş, evde, işte, ocakta, bucakta ve lanet olsun ki kucakta dahi onun kokusu! koku, burnun koku alabiliyor mu?
- atatürk bir koku değildir, o bir insandı. *
tecavüzcülerin cinsel organlarının kesilmesini, gözle işlenen taciz hadiselerinde gözün oyulmasını, düşünmek suretiyle yapılan terbiyesizliklerde ise beyne verilecek elektrikle beynin ıslah edilmesini isteyen zihniyet.
29 yaşında intihar ederek hayatına son vermiş ve öykülerinin neredeyse tamamı auschwitz toplama kampında yaşadıklarıyla ilişkili olan bir edebiyatçıdır.(1922-1951)
tadeusz borowski tarafından kaleme alınmış olan bir öykünün ismidir.
"kampta amansız, acımasız bir adalet uygulanır. etkili olabilenler, gözde olanlar bir düşmeye görsünler hele, daha da derine batsınlar, yerin dibine batsınlar diye elerinden geleni yapar dostları..."
yalnızca orman yangınlarını ihbar etmek için değil ayrıca olası orman yangınlarına karşı önlem alınmasını istemek içinde kullanılabilecek bir telefon numarasıdır.
örneğin; herifçioğlu ormanın ortasında ateşini yakmak * kuzusunu çevirmek ve rakısını yudumlamak suretiyle alem yapıyor diyelim. sizde bu durumdan rahatsız oldunuz ve adamın yanına gidip onu uyardınız, fakat adam sizi ciddiye alıp ateşini söndürmek yerine şen bir kahkaha atmayı tercih etti. üzülmeyin, artık 177 var. *
ani bir hamleyle bir şeye el atmak ya da yumulmak.
örnekler:
"üzerime doğru yürümeye başlayınca korktum ve silahıma davrandım."
"o kadar acıkmıştım ki tavuğu görünce kendimi tutamadım ve ani bir hareketle tavuğa davrandım."
"o ne güzel dudaklardı, davranmamak içten bile değildi."
bir zamanlar ortanın üstü ailelerin evlerinin başköşesine dantel eşliğinde yerleştirmek suretiyle komşularına havalarını basmasına yardımcı olan alet.*