kendini sevmediğin dönemlerde çok acı verir. mesela o an yaptığınız bir hareket canınızdan çok sevdiğiniz insanı incitiyordur. siz ona bu durumu değiştireceğinize dair sözler verirsiniz ilk başta uygularsınız ama sonucu yine aynı olur siz aynı kişiye geri dönersiniz. öyle ki artık söz vermek bile istemezsiniz çünkü her denemeniz bir başarısızlık doğurmuştur. siz artık değişmekten ziyade sözünü bile tutamayan insan olursunuz. kendinizden geçemezsiniz, sevdiğinizden geçemezsiniz, kendinizi değiştiremezsiniz yalpalayıp durursunuz zamanda ve her sabah aynada aynı yüzü görmek acı verir. en iyisi susmaktır galiba, susmak kendine susmak, başkasına susmak...
animsamiyorum yari dolu bir bardaktan su ictigimi
ve icim goturmez kenarindan kesilmis ekmegi
bir aşkın çaresizliğini anlatan en güzel şiirdir bu. yukarıda şiirde geçen bu sözler kadar gururlu insanlar anlar bunu, bir aşkın insanı ne kadar çaresiz kıldığını. bundandır unutmam bu sözleri.
nerede görsem tanırım. adımla anılır. yolumdur, sığınamdır, en yakın arkadaşımdır.
inanmayacaksınız ama gece yatağımda hüznün kucağında yatarken ben geldi başımı okşadı gözlerimden öptü...
benim bu. hikayenin bir bölümünden başlayayım. bir zamanlar spor olsun hemde sosyalleşme adına üniversitenin bisiklet topluluğuna üye oldum. bir hevesliyim sanki yıllardır bunu bekliyormuşum gibi bisiklet fiyatlarına bakıyorum gidiyorum bisiklet kiraliyorum kendimce dolaşıyorum etrafta falan sonu tabi hüsran sıkıldım. sonra ahşap yapımına merak saldım kutu mutu yapacağım sözde bıraktım. örgü yapayım dedim ipler aldım bıraktım. müzik aleti çalmak için kursa gideyim dedim gitmedim. hep derler ya bir insanın bir şeye yeteneği vardır onu keşfetmesi lazim diye yıllardır ne gibi bir kabiliyetim var bulamadım. hayatım hep adim atma evresinde geçti ilerisi olmadı pek. bu konuda yalnız olmamak beni mutlu etmedi degil tabi.
zor biliyorum ancak beklentilerin hep kötü yönde olsun ve buna inandır kendini. güzel şeyler hayal et ama hep en kötüsüne alıştır kendini. böylelikle ya en kötüsü oluyor zaten sen buna alıştığın için çok acı çekmiyorsun yada daha iyisi oluyor ve sen daha mutlu oluyorsun.
Milletce kafayi yedigimizden aslinda biraz hak verdigim adam. Biz survivor basladigindan beri bu adamlara sanki vatan icin cok onemli bir gorev yapiyormus edalari takinmadik mi? Yarismacilar cildirmadi mi cok kotuyum halkim icin duruyorum diye. Eee ne oldu yarisma bitti bir baktik aslinda ortada bir gorev yok birsey yok tirabi kazandi hadi gule gule.
Adamda ne oldu beyin gitti tabi. Yarismanin ne icin oldugunu unuttu turk milletinden girdi times dergisinden cikti.
"Karşılığında sevgi uyandırmadan seviyorsanız, yani sevgi olarak sevginiz karşılıklı sevgi yaratmıyorsa; seven bir kişi olarak dışavurumunuzla kendinizi sevilen bir kişi yapamıyorsanız, sevginiz güçsüzdür, bu bir talihsizliktir." diye söylemiş Karl marx mesela.
güzel bir kız görünce aniden tavır değiştirmeleri.
sosyal alemde sürekli melankolik takılıp ilgi beklemeleri.
cimri olmakla tutumlu olmak arasındaki farkı ayarlayamamaları.
parasıyla sürekli hava atması.
sosyal alemde sürekli selfie yapması.
kadın erkek eşitliğini savunmamaları.
felsefe, edebiyat, siyasi yada başka bir konu hakkında kendilerinin araştırdığı bir fikri olmaması.
bakımlı olmak ile çok makyaj arasındaki ince çizgiyi kaçırması bu sebeple aylaynırını kaşına kadar çekmesi.
felsefe, edebiyat, siyaset ya da herhangi bir konu hakkında araştırıp bulduğu bir şey olmaması.
arkadaşlarıyla oturduğunda sürekli erkek muhabbeti, evlilik muhabbeti yapması.
güzel bir kız gördüğünde çekemediği için illa onunla ilgili bir şey bulup, dalga geçmesi.
esmer tenine rağmen saçlarını sarı yapması.
sürekli ilgi çekmek için özel bir çaba harcaması.
karşı cinsle iletişime geçtiğinde sesini inceltmesi.
odanın tülünü açık veya doğru düzgün kapanmamış görünce çıldırması(azıcık sinirlenmesi) sırf bu yüzden tülü düzgün kapatmak için uzun uzun uğraşırım. benim oda arkadaşım tülün evin namusu olduğu zamanların çocuğu.
ne tuhaf bir milletiz. bir millet düşünün ki başkalarının inançlarına bu kadar müdahale etsin. inanmıyor, oruç tutmuyor, namaz kılmıyor, ramazanda içki içiyor diye yerin dibine soksun. bize ne sen inan yada inanma. işte bunun sonucunda biraz düşünsek aslında atatürk'ün kafir olup olmaması bizi hiç alakadar etmez.
çok inançlı bir insan olmadığımı belirtmek isteyerek söze başlıyorum. buna rağmen oruç tutarım maksat açların halinden anlamak değildir, sonuçta 16 saat aç kalıp ezandan sonra kusursuz bir sofrayla açların halinden anlamak mantıksızdır. bana göre oruç tamamen nefsini terbiye, sabrını ve sakinliğini korumaya çalıştığın bir evre olarak gördüm hep. kendini terbiye ediyorsun, tahammül sınırını güçlendiriyorsun.
bu yüzden inanan inanmayan herkese orucu öneririm.
derslere gitmeyen genel olarak okulla alakasiz bir tipseniz alttan derslerin tavan yaptigi, mezun olabilmek icin yaz okuluna nereye gitsem arayislarinin basladigi, okulum uzayacak mi belirsizliginden kafayi yediginiz siniftir.
http://www.voscreen.com/
Şu siteyi kesinlikle öneririm, ingilizce anlama konusunda kendini geliştirebiliyorsun. Aynı zamanda her seviyeye uygun, filmlerden sunduğu kısa alıntılarla zevkli. Sitenin reklamını yapar gibi oldum ancak kesinlikle siteyi yapanın ellerine sağlık.
Bir acaip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
Rızkımı veren Huda'dır kula minnet eylemem.