biz türkler yıllardır hiç sıkıntıları derdi bitmeyen bir toplumuz . bütün eski türk devletleri , osmanlı , selçuklu , hun ve diğer 14 türk devletleri ; hep dış ülkelerin oyunlarından yıkıldık .
orta asya'daki türk hükümdarları çinlilerin onca oyununa rağmen , prenseslerini evlendirip aslında casus olarak gönderdiğini açıkça gördükleri halde yine de vazgeçmediler çinli prenseslerle evlendiler . bu yüzden orta asya'da büyük bir devlet konumunda olamadık .
bir diğer yıkılma nedenleri ise halkı galayana getirmek . en basiti buydu . osmanlı'da da görüldüğü gibi fransız ihtilali'nin de etkisiyle ve osmanlı'ya dost gibi görünüp aslında osmanlı'yı yıkmak isteyen ingiltere , fransa , rusya ve italya'nın kışkırtmalarıyla bir sürü insanlar ırk ayrımından can verdi . balkanlarda yüz binlerce insan öldü , doğu anadolu'da soykırımlar yapıldı , o kadar kişi öldü . ki bu olay hala günümüzde de vardır . yüzyıllardan beri beraber bizimle yaşamış , kurtuluş savaşı'nda bizimle beraber can vermiş kürtler'le bizi ayırmaya çalışıyorlar ve insanlar da hemen galeyana geliyorlar .
azcık tarihimizden feyz alın . bunca yıldır türk imparatorlukların neden yıkıldığını görün , öğrenin . tayyip diye övüyorsunuz hala anlamamakta ısrar ediyorsunuz . ama bu zamanda övdükleriniz ülkeyi satıyor , reyhanlı'da o kadar kişi öldü tayyip bir şey dedi mi ? demedi . gitti obamanın yanına , bush'la helikopter turu yaptı . gelmeye cesareti yoktu çünkü reyhanlı'ya .
şimdi de içki-ayran meselesi ile reyhanlı'yı kapatmayı da başardılar . 100'den fazla insan öldü reyhanlı'da ama siz hala anlamıyorsunuz tayyip'i sevenler . neyse anlamayın da zaten beyniniz daha fazlasını alamıyor çünkü . siz hala tayyipi sevin amk aptalları daha ne denilebilir size .
her neyse bir diğer neden de hep taht kavgalarından olmuştur . saray'daki çeşitli casuslar tarafından şehzadeler öldürüldü defalarca . bu padişahlar da gaza gelip oğullarını , torunlarını bile öldürdü .
ve bir ilginç gerçek de osman gazi hariç diğer bütün osmanlı padişahlarının eşi rum asılıydı . o bakımdan bizim padişahlar da tam türk değildi . bunları hala anlamak istemiyorlar bizim millet ama gerçekler böyle .
bir de yıllardan beri hep monarşi sistemine razı oldu bizim millet . neden çünkü kral bizim önderimizdir , o bizi yönetir , o bize bakar . ondan başkası bizi yönetemez , biz onun emrine amadeyiz düşüncesiyle yüz yıllardır hep padişaha köle gibi durdu millet . oysa ulu önder mustafa kemal atatürk , bunu biliyordu ve saltanatı kaldırdı yerine cumhuriyet sistemini ve halkın egemenliğinin olduğu yeni bir ülkeyi gerçekleştirdi .
yüzyıllardan beri din'in kullanıldığını anlamayan millet , hep din yüzünden salak salak girişimlere girdiler . hristiyanla müslüman evlenemez dediler neden ? diye sorulunca çünkü onlar bizim dinden değil . bir müslüman ayrı bir dinden biriyle evlenemez . kim söyledi bunu sana ? imam yada hoca .
medreseler yapıldı . kızlar sadece ilkokula kadar okudu . neden ? çünkü öyle olması gerekiyordu . karşı çıkan olmadı çünkü padişahtır o herşeyi bilir padişahımızdır o herşeyi yapar o ne derse o'dur düşüncesiyle hep geride kaldı millet . şu anda aynısı yaşanıyor da . hükümettekiler ne yapsa milletin çoğu onlar ne derse öyledir onlar haklıdır diyorlar .
bu oyun hep aynı , sebepleri hep aynı . ama bizim millet hala anlamıyor . tarihinden ders çıkarmıyor .
böyle hiç araştırmadan cahilliklerle bizim millet din sebebinden geri kaldılar . atatürk bunu da gördü medeni kanun'u getirdi . medreseleri kapattı . tekke ve zaviyeleri kapattı ve laikliği getirdi .
sonra menderes'e inandı millet , dindar diye , camiler yaptı diye . sonra süleyman demirel , turgut özal , tansu çiller süpürdüler ülkeyi .
12 eylül'de kenan evren darbe yaptı ,
o kadar genç öldü ,
o kadar genç sakatlandı ,
o kadar genç psikolojik rahatsızlıklar yaşadı ,
o kadar genç faili meçhul hala nerde olduğu bilinmiyor .
ve bunu milletimizin çoğu alkışladı . çoğu : " doğrudur , komutanımız ne derse o'dur . " diyerekten savundular . olanlar ise bilenlere , karşı koyanlara , bu pisliklere karşı çıkanlara oldu .
sağ - sol diye ayırdılar milleti . milletimiz yine galeyana geldi . binlerce insan öldü .
şimdi ise açık olan kaşar kapalı olan namuslu .
kısaca :
hep aynı oyunlar ,
hep aynı hikayeler ,
hep aynı oyuncular ,
ve hep aynı gerizekalı rolünde insanlar .
ve de hep bastırılan "bilen"ler yani "gören" bizler .
bunca yüzyıldır hala bu oyunları millet anlamamakta ısrar ediyorsa bu millet aptaldan başka bir şey değildir . azıcık tarihimizi bilelim , görelim , hatırlayalım .
ne zaman face'i açsam , ne zaman twitter'a baksam , ne zaman connected'a girsem hep karşıma böyle ergen tipler çıkıyor .
bir de kimileri dudak bükmekten , dil çıkarmaktan farklı olarak özellikle boğaz kısmını göstermekte meraklılar , sırf " bak boğazımı gösterirken daha seksiyim , daha güzelim " diye ispatlamak için böyle çekilenler de vardır .
bir diğer örnek ise şaşırmış ifadesi yapan ergenlerdir . bunlara da çok rastlanır dudak büken kadar vardırlar .
Demek isteyeceğim kendinizi dudak bükerek , şaşırmış ifadesi yaparak , dudaklarını öne çıkararak , boğazını göstererek embesil embesil hareketler yapmayın . kendinizi daha havalı , daha güzel sanıyorsunuz ama öyle olmuyorsunuz tersine itici olduğunuzun farkına varmıyorsunuz ergenler .
Artık bitin ne olur . Bıktık sizin gibi ergenlerden .
olanlara , yapılan haksızlıklara , ülkenin satılmasına dur deme vakti geldi artık . hiç bir şey için geç değil şimdi zamanıdır .
reyhanlı'ya atılan bombalara , ölen yurttlaşlarımıza yardım etmeye , bombanın ardında yatan olaylara , gizli işleri öğrenmenin vakti geldi .
4+4 sistemindeki değişikliklerin , çağdaş eğitim sistemini kısıtladığını ve yavaş yavaş şeriat sistemine gidildiğini anla artık . artık okullarda imamlar da öğretmenlik yapıyor ve imamların öğretmenlerden daha hak sahip olduğu ve öğretmenlerle aynı maaş aldığı bir durumdayız . buna karışmanın vakti geldi .
kürt-türk sorunuyla asırlardan beri beraber yaşamış , kurtuluş savaşı'nda beraber düşmanları kovmuş iki ırkı birbirlerine pkk bahanesiyle düşürmeye çalışıyorlar . uyanın artık anlayın .
üniversitelere ve devlet kurumlarına türban yasağının kaldırılması an ve an yakındır . bunca yıldır analarımız , nenelerimiz baş örtü takmıştır ama son 10 yıl içerisinde türban çıkmasıyla siyasi bir olaya dönüşmüş ve iç karışıklık çıkarılmaya çalışılmıştır . bu karışıklık hala devam etmektedir ve devam ettikçe bunu çıkaranlar ülkeyi satmaktadır .
üniversite ve devlet kurumlarında türban yasağı kesinlikle olmalıdır . dışarıda istedikleri gibi davranabilirsin . ister kapan ister açık ol ama devlet kamu yerlerinde ve üniversitelerde okullarda giyilmemelidir . türkiye cumhuriyeti'nin modernliğini ve çağdaşlığını engelenilcek bir uygulamadır çünkü .
mustafa kemal atatürk hatta yüce atam , bunu bildiği için ve modernleşmek , ülkesini batılı ülkelerin çağdaş seviyesini getirmek için yasaklamıştır . iyi ki de yapmıştır .
eğer bu yasak kaldırılırsa olacaklar şunlar olucaktır :
1 . açık ve kapalı ayrımcılığı daha belirgin olucak . bu kaçınılmaz olucaktır kesin .
2 . türkiye'nin dünyadaki modernliği , giyimdeki ve eğitimdeki çağdaşlık seviyesi daha da azalacak .
3 . ülkeyi yönetenlerin arkasında ve yalakası olan dinci görünümler sayesinde ülkede kapalılar daha rahat davranacaklar .
4 . kapalılar namuslu , açıklar kaşar olarak nitelendirilmeye başlanacak . bizim milletin çoğusu gerizekalı çünkü böyle düşünceye elbet kapılıcaklar .
5 . ülke daha da bir dini yönetime geçicek . dini yönetime , şeriate daha yakınlaşılacak .
6 . sonra zamanla kürt-türk sorunu , suriye sorunu , sağ-sol sorunu , düşünce özgürlüğünün kısıtlanması gibi sorunların yanında açık-kapalı sorunu daha da etkili olucak ve bunun sayesinde ülkede elbet bir iç savaş söz konusu olucak . bu sırada da ülke satılmaya devam edilcek , ülkeyi satan kişiler de amerika'nın yalakası olmaya devam edicek .
7 . kapalılara daha çok avantajlar sağlanacak .
8 . örnek olarak kapalılar bir protesto yapsa polisler onlara jopla , biber gazıyla saldırmıcak . ama açıklar , onlara göre dinsiz görünen kişiler ise düşüncelerinden dolayı ve açık oldukların dolayı jopla , biber gazıyla öldürülesiye dövülecektir .
böyle şeylerin büyük ihtimal iken hala yasağın kaldırılmasını istemek yanlıştır . örnek olarak iran'a , pakistan'a , afganistan'a bakın . böyle dini yönetimle yönetilen ülkeler hep geri kalmış , ezilen , din yüzünden onlarca insanların her gün öldüğü ülkeler .
iran'da bile kadınlar çarşaflarını sokakta çıkarırsa yada bir erkekle konuşursa linç ediliyor . afganistan'da evlenmeden cinsel ilişkiye girince bile öldürülüyor insanlar . işte bu video'da olduğu gibi : http://www.youtube.com/watch?v=tkhztofe4zy + +
eğer böyle olmak istiyorsanız , kesin beyninizde bir sorundur yada zeka seviyeniz düşük aptalsınızdır .
bakın batılılar , amerikalılar bizimle resmen dalga geçiyor . dünya malı bir devlet olduk çıktık . diğer ülkeler bütün pislikleri görüyor bizim saf halkımız hala anlamamakta gidip bu satanlara oy vermekte ısrar ediyorlar .
uyanın artık millet ! laiklik bile artık yok ülkede . düşünce özgürlüğü bile yok . kendinize gelin artık ! atatürk'ün ve kurtuluş savaşı'nda canlarını vermiş insanların gayrettikleri , canlarını hiçe sayarak kurduğu bu çağdaş , modern devleti geride kalmış iran , afganistan , pakistan , ırak gibi ülkelere dönüştürmeyin .
aslında sizlerin zamanında terörist , anarşist diye belirlediğiniz deniz gezmiş , mahir çayan , ibrahim kaypakkaya , erdal eren gibi nice daha solcu gençler bağımsız bir türkiye için , amerikan emperyalizminden kurtulmak için canlarını vermiştir .
sırf bu görüşleri yüzünden sağcı-solcu çoğu genç 12 eylül'de haksızca işkence görmüşlerdir . kimileri hala faili meçhuldur çünkü bunları yapanların faili meçhul gençleri öldürdüklerini söylemeyi yedirememişlerdir .
benim ne demek istediklerimi anlayan anlamıştır zaten .
buna kendimden yola çıkarak anlatmaya başlamak istiyorum .
ilk ve orta okul'u bir şekilde bitirirsiniz . tabi ergenliğe yeni adım atmaya başlamaktasınızdır . liseye geçme zamanınız gelmiştir . lisede artist olıyım , herkes beni sevsin , cool durıyım , kızlar benimle konuşsun , sevgilim olsun , yiyişilcek birini bulıyım , sürekli arkadaşlarla eğleniyim istersiniz ama bunlar hep hayallerde kalır ve malesef istediğiniz gibi olamazsınız . ama olabilirsiniz de . eğer çok çaba ve gayret gösterirseniz , sabredersiniz yapabilirsiniz . neden olmasın .
sonra lise başlar , arkadaşlar edinirsiniz fakat çoğusu aynı senin gibi hayaller kurmakta ve üstünlük sağlamaya çalışmaktadır . bu sebeple istemeseniz de bazen dalga geçilir , bazense dışlanır bazense gıcık olursunuz birilerine .
sonra aşık olursunuz birisine . çok seversiniz , öyle bir seversiniz ki hayatınızda ilk defa böyle saf , temiz duygularla aşık olmuşsundur . ama o sevdiğin kız ise 1 ay başkasıyla 1 ay başkasıyla çıkar . ama yine de uzaktan da olsa seversiniz . zaman gelir artık saklayamaz duruma gelirsiniz . dersler , hocaların kızmaları , arkadaşların laçkalıkları , ailenin seni anlayamaması falan derken en sonunda kıza sevdiğini söylersin .
kız seni tersler ve seninle asla konuşmak istemeyeceğini söyler . hayalleriniz yıkılır , kalbiniz çok kırılır . uzun uzun ağlarsın gizlice tek başına . ama kimseye göstermemek istemezsin . çünkü çocukluktan beri erkekler ağlamaz diye öğüt vermiştir çevrendeki insanlar . sonra yine de unutamazsınız . lise 2'de aynı sınıfta olursun ve işler tersine döner . kızla aran çok iyi olur , sevgili olursun hatta ama insanlar senin onla çıkmanı çekemezler . herkes seni ondan ayırmaya çalışır . o seni kullanıyor , o seninle çıkarmı hiç mal mısın oğlum ? falan demeye çalışırlar . sonra kıza da kız arkadaşları " ay bu çocukla mı çıkıyorsun ? , o çok saf birisi ? " derler . bir yerlerine batmıştır çünkü benim onla çıkmam .
sonra insanlar hep diye diye en sonunda büyük bir kavgayla istemesen de ayrılırsın . kız senden nefret eder hatta ağlar . sen ise onun peşinden koşarsın yine ama o sana daha kötü karşılık verir . 2 ay geçer o yine bir sevgili yapar sen ise yine zavallıca kalırsın ortada . sonra sen daha çok üzülürsün , hayata küsersin , onunla aynı sınıfta olmak istemezsin , okulda her dakika onu görmekten bıkarsın .
ve tam da bu zamanda başka kızlarla tanışmaya ve sigara içmeye başlarsın . kızlarla iyi olursun kimileri seninle ciddi olur falan ama sen yine de pes etmezsin bir şekilde dost olursun . kızlarla çıkmak istersin ama yine gönlünde o vardır sadece arkadaş kalırsın . bu sırada sigara bağımlısı olursun . her gün daha çok 31 çekmeye başlarsın , hep gizli gizli pornolar açıp sırf " kendini rahatlatmak için " izlersin , çekersin .
sonra daha bir abazalaşırsın , daha bir değişirsin ve sonuçta duyguların , hislerin ve kişiliğinin özü kirlenmeye başlar . tabi o sıralar senin has kardeşim dediğin sözde kardeşlerin vardır . bunlar hep seninle çıkar ilişkisi içindedir aslında . sonra bu kankalar da sürekli kız muhabbeti açarlar . of şunun göte bak , of şu kızı bir siksem demelerinden istemesen de sende onlar gibi abazalaşırsın zamanla .
sonra yaz gelir sen yazın hep kızlarla yakın olmaya ve tanışmaya çalışırsın . kimisi seni yavşak görür üzülürsün , kimisi senden hoşlanmaz gider arkadaşından hoşlanır . kimisi seni arkadaşı olarak görür , sen yine öyle tek başına kalırsın .
faceden konuştukların da seni takmaz artık . sen mesaj atarsın görürler ama cevap vermezler , kırılırsın . ama sen yine de insanlık hali olsun dersin yine de konuşmaya çalışırsın .
sonra lise 3'e gelirsin fakat aşık olduğun kız'ın başka okula gittiğini duyarsın . hayallerin , aşkın yıkılır .
çünkü hala seversin onu , hala aklındadır o aslında . sırf rahatlamak için , sırf onu biraz olsun unutmak için yapmışsındır bütün olanları .
sonra kendine çekilirsin , ailen sana kızmaya başlar ders çalış diye . arkadaşların seni teker teker satmaya başlarlar , gerçek yüzlerini gösterirler . konuştuğun kızlar seninle konuşmazlar bile çünkü iyilik yapıp onlara değer göstermişsindir ama onların götleri çok kalkmıştır . ve sen yine yalnız kalırsın .
zamanla konuşacak birini bulamazsın . gizli gizli ağlarsın evde . tek başına dolaşırsın okulda , tek başına içersin sigaranı . o kardeşim dediklerin bile yüzüne bakmaz senin .
sonra lise bitene kadar hep böyle yaşarsın ve kalbinin defalarca kırılmasından artık en küçük bir şeyde bile alınmaya başlarsın .
kendi hikayemden yola çıkarak dile getirmek istedim ve demek istediğim erkeklerin trip atmasında yada fazla alıngan olmalarının temel nedeni geçmişte yaşadıkları kalp kırıklıkları , hayal kırıklıkları , yıkıntılar , yalnızlık , içinde yaşamak , sürekli eleştirilmelerinden dolayıdır .
sabahtan hazırlanmışsınızdır , ailecek bir yere gideceksinizdir . mutlusunuz ve rahatsınız fakat babanın acele ettirmesi , sürekli ailedekilere kızması , küfretmesi , boşuna sinirlenmesi nedeniyle yolculuğun keyfinin kaçması .
ben de bir insanım . benim de bir kalbim var . ama onlar nerden anlar ki seni kırdığını ?
annen gelir fırça atar ,
baban gelir fırça atar ,
kardeşlerin yada abin , ablan bile fırça atar
arkadaşların fırça atar ,
sevdiğin seni terk eder ,
sen yine yalnız kalırsın .
üzülen yine sen olursun .
çünkü sen bir hiçsin onlara göre . senin değerin yok . herkes kendi hayatında .
neden benim diyorsun ? neden ben .
beni ve benim gibi bu durumu yaşayan arkadaşları bu duruma getirenlerin hepsine yazıklar olsun . ama gün gelir onlar da acı çeker . yarına kalmaz , karşılığını elbet görürler .
artık bende mutlu olmak ,
yarınlara umutla bakmak ,
herkesten uzakta olmak ,
kendimle barışık olmak ,
sevgiyle bakmak istiyorum dünyaya .
bir kağıdı ne kadar koparırsanız koparın yine de en küçük haliyle bile kalır . bitmez .
son diye bir şey yoktur sadece boyut değiştirirler maddeler . örnek olarak yediğin yemek yada içtiğin su senden dışkı olarak lahıma gider ama bitmez şekil değiştirir . sonra toprağa karışır haliyle bitmez , şekil değiştirir ama bitmez .
kesin son yoktur . sonsuzluk vardır .
bir diğer örnek ise sayılardır . her ne kadar sayı yazarsan bitmez , yine devam eder . sonunu bulamazsın .
en son örnek de dünya mesela . aynı yönden dünyayı gez yine aynı yere gelirsin .
yani başladığın yere gelirsin elbet . bitiremezsin , sonuna gelemezsin .
sonsuzluğu kanıtlamak bu kadar da kolaydır aslında .
1. ciddi olucaksın .
2. fazla yavşamıcaksın , yılışmıcaksın .
3. kızla normal konuşucaksın , çoğunlukla normal konulardan konuşucaksın , diğer konuları fazla değil nadir konuşucaksın ki kızın sana güveni ilk baştan daha bir artsın .
4. karşıdakini arada bir esprilerle güldürüceksin.
5. değer verdiğini fazla belli etmiceksin . eğer fazla değer verirsen şımarır ve seni zamanla umursamamaya başlar fakat az değer verirsen bu sefer kız sana gelir .
not : bu 5 yol defalarca denenmiştir ve hep doğru çıkmıştır .
çünkü herkesin kendi içinde bir ülkesi vardır . ve herkes kendi içindeki ülkenin kralıdır , yönetir içindeki ülkeyi . bu yüzden herkes kendi içinde bir kraldır .
doğru bir önermedir . artık kızlarla ciddi konuştukça onlar bana geliyor arkadaş . yemin ediyorum daha iyi hissediyorum kendimi artık .
not : ben o kadar denedim . güldürmeye çalıştım sonra kızlar benden çekilmeye başladı başka erkeklere kaydı . neden dedim ? sempatiksin , iyisin ama olmaz dediler . sevdikleri erkekler de hep odun , sorunlu tipler oldu .
efendi , saf kalpli duruyım dedim kızlar hep yanımda oldu ama arkadaştan öteye gidemedi . bu plan da tutmadı .
sonra muhabbet kurıyım ağzım hep laf yapsın dedim bu plan oldu ama konuşma sırasında mesaj atmaz olmaya başladılar . yine başka erkeklere kaydılar .
sonra direk özellikle kaşarlara cinsel konulardan girmeye başladım bu sefer de kızlar sapık falan dediler reddedildim .
ve en son olarak ciddiliği seçtim ve artık onlar bana geliyor . onlar o kadar komik şeyler yazıyorlar ben tek kısa cevap atıyorum .
gerizekalılardır , cahillerdir . sırf bu beyinlerini siktiğim aptal ve saf insanlar yüzünden bu ülke böyle . dini alet edenlere hemen inanıp akp'nin peşinden koyun gibi giden çoğunluk var bizim ülkede .
eğer akp yine kazanırsa ülkeyi terk ederim amk çok ciddiyim . böyle salak insanlarla yaşamaktansa rusya'ya yada küba'ya giderim amk oh ne güzel rahat bir hayat . eşitlik , hak , özgürlük ...
mustafa çeçeli , orhan gencebay , hülya avşar , sinan çetin , nihat doğan , hayko cepkin , seda sayan , serdar ortaç ve aklıma şu an gelmeyen daha bir sürü piç yalakalar vardır . bunlar sadece aklımda olanlar .
not : hayko cepkin zamanında akp'ye oy vermiştir ve hala akp'ye karşı görüşleri aynıdır . bilmeyenlere söyliyim .
not : mustafa çeçeli zaten baştan başa bir akp yalakası . orhan gencebayın da bir yalaka olduğu bilen bilir zaten .
şu anda yaşadığım ve şu anda deli gibi ağladığım bir durum .
sen , onun hala seni sevdiğini düşünürsün , her gün twitterına bakarsın acaba ne yapmış ne etmiş diye . her yazdıklarını senle alakalı sanarsın kendini avutursun ama bilmezsin ki unuttuğunu belki de seni artık sevmediğini .
Gün gelir canın mesaj atmak ister . Onun da mutlu olup belki de , belki de yeniden geriye dönmek , eskisi gibi olmak istersin . Mesaj atmak istersin , normal konuşmak istersin ama kararsız kalırsın . Bütün gün elin telefona değip kaçar . Mesaj atmaktan korkarsın , tersler diye düşünürsün .
Sonra karar versin mesaj atmak için heyecanlı ve mutlusundur . Mesajı bir 15 dkda yazar yazar silersin ve en sonunda gönderirsin . Sonra 10 dakika evde koşturursun ordan oraya dolaşır durursun . Mesaj geldiği an koşarak gidersin ve açarsın sana sadece iyi sen mesajı gelir bir hoş olursun . Bunca şey yaşanmış nasıl oluyor da böyle iki yabancı gibiyiz diyorsun . Ama yine de umudunu kesmiyorsun . Mesaja devam ediyorsun . Konuşuyorsun konuşuyorsun güldürmeye çalışıyorsun ama olmuyor o seninle konuşurken sanki yeni tanışıyor gibi , sanki arkadaşı gibi . Bir garip oluyorsun istemeden , içine bir gizli hüzün düşüyor ama sen avutuyorsun kendini . Umutlusun çünkü , yine o hayallerdesin . Yine seviyorsun ne kadar zaman geçse de .
Sonra daha fazla konuşmayı uzatmamak istiyorsun çünkü iyi kalbin onu rahatsız edermiyim acaba diye söylenip duruyor sana içinde . Sen , iyi geceler diyorsun o da sanada diyor ve bir anda kendini bir boş hissediyorsun .
Sanki yaşanan her şey bir rüya gibi ,
Sanki gördüklerin bir hayal gibi ,
Sanki seni hiç sevmemiş gibi ,
için bir garip oluyor .
Sonra bir twitterına bakıyım diyorsun profil resminde bir erkek ve altına da seni seviyorum hep benimle ol yazıyor .
Sen o an öyle kalıyorsun ,
Bir anda hüzünleniyorsun delircek gibi oluyorsun .
Herşey bitmiş gibi hissediyorsun .
Korkuyorsun , üzülüyorsun , umutların ağlıyor , hayallerin yıkılıyor .
Sen yine de seviyorsun .
Sonra şarkı açıyorsun , sırf kendini avutmak için .
Ama şarkıların da faydası olmuyor . O fotoğrafı gördükten sonra .
Sonra istemeden ağlıyorsun
Çocuk gibi , oyuncağını kaybeden bir çocuk gibi .
Hayalleri yıkılmış biriyım artık bende .
Şimdi bende yalnızlık mevsimi'ni yaşıyorum yeniden . Hüzün mevsimi'ni , hep kış geçen bir mevsimi .
Peki benim gördüğüm neydi ?
O yaşananlar yalan mıydı ?
Herşey bir rüya mıydı ?
Söyle . Nasıl öğrendin unutmayı ?
acaba benim kullancı nickimin başlığına bir yazar arkadaş yorum atmış mı ? atmışsa ne demiş ? gibi hep merak uyandırır ve istemeden olsa elbet bakar . mesela ben de böyleyim . benim gibi böyle olan başka sözlük yazarları da vardır diye düşündüm .
ayrılık sürecini atlatamayan , terk edilen yada bir gerizekalıyı , hayırsızı unutmaya çalışanlar için bu şarkılar ilaç gibi gelicektir . ve ayrıca bu şarkıları sırasıyla dinlemenizi öneririm .
bu şarkıları dinledikçe sizi terk eden yada unutmayı istediğiniz kişiyi bu şarkılar sayesinde unutabileceğinin kanaatini veriyorum . hemen olmasa da zamanla bu şarkıları hele bu şarkıları sırasıyla dinlerseniz unutmanıza daha iyi yarayacaktır . sizin sağlığınız ve mutlu olmanız için dinlenilmesi gereken şarkılar .
tarkan , türk müziğine ve dünya müziğine büyük katkılar sağlamış birisi . bu zamana kadar yaptığı şarkılarla hep iyi yerlerde oldu , kimi zaman ağladı , kimi zaman sevindi , kimi zaman da eğlendi ve böylece tarkan , koskoca 21 yıllık müzik hayatına geldi .
öncellikle size tarkan'ın albüm çıkarmadan önceki hayatına değinmek istiyorum . benim amcam tarkanın sınıf arkadaşıymış . ilk onun anlattıklarıyla tarkan'ın müzik hayatına girmeden önceki hayatını anlatıyım .
amcam tarkan'la aynı lisede okumuş . tarkan , o zamanlar temiz yüzlülüğüyle , kibar duruşuyla herkesin gözdesiymiş . tarkan'ın peşinden o zamanlar da bir sürü kız koşuyormuş hatta tarkan'ı sırf bu yüzden çekemeyen erkekler onu döven erkekler bile olmuş . ama tarkan yine de kişiliğinden ve duruşundan ödün vermemiş yine de aynı şekilde efendiliğiyle devam etmiş . sonra okulu başarıyla bitirmiş ve tarkan , düğünlerde şarkı söylemeye başlamış . geçimini böyle kazanan tarkan , bir yandan ailesinin sorunları bir yandan para sıkıntısından dolayı epey bir fakirlik çekmiş o zamanlar . sonra hayali olan müzik piyasasına girip müzik yapabilmek ve müzik piyasasında iyi bir yerlere gelme hayalini gerçekleştirebilmek için bir sürü müzik şirketine başvurdu ama hepsi reddetti . çünkü tarkan'da öyle yapacak bir şey olmadığını zannediyorlardı . sonra tarkan , ozan çolakoğlu'nun sayesinde mehmet söğütoğlu ile tanışmış ve bu şekilde albüm çalışmasına başlamış .
ilk albüm imkan kısıtlığından dolayı pek kaliteli ve çeşitli şarkı yapılamadı . bu yüzden yabancı şarkıların türkçe versiyonları tercih edildi . sonrasını benim gördüklerimi anlatarak devam ediyorum .
ilk albüm bütün zorluklara ve kısıtlamalara rağmen 20 aralık 1992'de piyasaya sürüldü . albümün aslında ilk klibi çok ararsın beni şarkısına çekilmişti ama tarkan sonradan bu klibi yayınlamaktan vazgeçmiş ve yerine ilk klip olarak kıl oldum abi şarkısına çekilmiştir . şarkı 1 haftada ilgi gördü ve tarkan yılbaşında cem özer'in bir programına katılarak şöhret dünyasına hızlı bir giriş yapmayı başardı . albüm ne kadar iyi satış yapsa da o zamanlar tarkan'ın karşısında rakip olarak tayfun vardı . hadi yine iyisin şarkısıyla büyük bir sükse yapan tayfun , çoğu kişinin gözdesiydi . okullarda herkes flütle yada melodikayla tayfun gibi saksafon çalmayı deniyorlardı . böylelikle tarkan'ın karşısında o zamanlar büyük bir rakip tayfun vardı . kıl oldum abi'nin getirisiyle albüm satışı 100.000'i geçmeyi başardı . artık yavaş yavaş tanınan tarkan , kimdi ve selam ver'e klip çekti ikisini aynı gün yayınladı . herşey gittikçe daha da iyiye gidiyordu ve tarkan , efendi duruşuyla tayfun'un şöhretine daha da yaklaşıyordu . ve tarkan'ın asıl patlayışı "vazgeçemem" klibini çekmesiyle oldu . şarkı bir anda herkesin beğenisini çekti , kısa sürede dillere dolandı . tarkan , bir anda gençlerin daha da bir gözdesi oldu . bu şarkıyı hatta kenan doğulu , kibariye gibi şarkıcılar da konserlerinde defalarca söylediler . artık klasikleşmiş olan "asla vazgeçemem" şarkısının sayesinde albüm satışı birden 700.000'i buldu . konserlerde kendine has dansıyla daha da bir beğeni toplayan tarkan'ı çekemeyenler tabiki vardı . onu yeren gazeteciler , alay eden köşe yazarları vardı . herşeye rağmen tarkan , tayfun'un zirvesine beklenmedik bir anda ulaşmıştı . ardından sırasıyla "gelipte halimi gördün mü","çok ararsın beni","söz verdim","yine sensiz" ve "çok ararsın beni"'nin remix versiyonuna klip çekildi . sonra ikinci albümün çalışmalarına girdi ve sezen aksu , yıldız tilbe , ümit sayın gibi önemli isimler ikinci albümde tarkan'a destek verdiler .
ikinci albümün şarkılarının bitimine az kalmışken tarkan'a hiç beklenmedik bir anda büyük bir rakip çıktı : burak kut . bir anda piyasayı alt üst eden burak kut herkesin ilgisini çekti . kızlar birden onun peşinden koşmaya başladı . kaset satışları birden 200.000'i buldu . bu gidişle burak kut'un tarkan'ı geçeceği ve tarkan'ın şöhretini yitireceği düşünülüyordu . ve bundan itibaren tarkan'la burak kut rekabeti başladı . 1994 mayıs'ının sonunda ikinci albümünü çıkardı . albüm için ilk "unutmamalı"yı ardından da albümün asıl patlayan şarkısı "şıkıdım" klibini yayınladı . benimle oynama şarkısıyla listelerde 1.sıraya düşen burak kut bir anda gerilere indi ve 1.sırada yeri tarkan'ın şikıdım şarkısı aldı . albüm 3 ayda 1.000.000 satış rakamına ulaştı . yine istikrarını korumayı sağlayan tarkan , üçüncü klibi "gül döktüm yollarına" şarkısına çekti . ardından uzun bir turneye çıkan tarkan için "tarkan'ın şöhreti bitiyor mu ?" gibi saçma sapan haberler çıkmaya başladı . bir de bunun yanında tarkan'ın savaş ay'la yaptığı bir röportaj'da çişim geldi demesi çok eleştirildi . aylarca bu olay tartışıldı ama tarkan hiç takmadı ve müzik yoluna devam etti . dördüncü klibi de "kış güneşi" şarkısına çekti . şarkı inanılmayacak bir şekilde 11 hafta kral tv'de 1.sırada kaldı . ki hiç bir klip bu zamana kadar 1.sırada kalmamıştır . bütün bu başarıların yanında tarkan'la burak kut rekabeti sürüyordu . halbuki ikiside çok yakın arkadaşlardı ama herkes onlara rakip birbirlerine karşılar gibi bakıyorlardı . ama o zamanlar ikisi en zirvedeydi başka da bu kadar sükse yapan yoktu . ardından beşinci klip "şeytan azapta" şarkısına ve altıncı klip " dön bebeğim " şarkısına geldi . londra'da çekilen "dön bebeğim" klibine karşılık olarak da burak kut , ikinci albümünün ilk klibi için amerika'da yaşandı bitti saygısızca şarkısına çekti . şarkı çok büyük bir patlama yaptı tarkan'ın klibini de geçmeyi başardı . birden bütün herkesin beğenisini toplayan klip amerika'da çekilen ilk türk klibi oldu . burak , bu şarkısı ile tarkan'ı geçmeyi başarmıştı ama albüm satışları o kadar iyi değildi . birden istikrarı azalan burak kut , yaşandı bitti klibi ve şarkısı ile yaptığı büyük bir patlamanın ardından birden nedensizce büyük bir düşüş yaşadı . tarkan , yine istikrarını bozmadı . ardından amerika'ya gitti ingilizce albüm yapma çalışmasına başladı ama anlaşamadı albüm rafta kaldı . sonra da üçüncü albümlerinin çalışmasına başladı ve bu sırada da albümünün son klibini "bekle" şarksına çekti . artık o kadar ona denk rakibi yoktu tarkan'ın . kenan doğulu ve serdar ortaç'ın esamesi bile okunmuyordu o zamanlar . ama burak kut vardı yine ona karşı fakat eski istikrarını o da kaybetmişti . yalnız bu sırada tarkan'ın yıllardan beri tek rakibi mustafa sandal çıktı ve "gölgede aynı" albümünün çıktığı ilk haftada 300.000 satış yakaladı ve inanılmaz bir mustafa sandal fanatizmi doğdu . mustafa sandal , tarkan'ı o dönem 10'a katlamıştı ve tarkan dinleyenlerin çoğu bir anda mustafa sandal'ı daha çok sevmeye başladı . özellikle çocukların idolu , genç kızların çoğunluğunun sevgilisi ve halkın sevilen bir ismi oldu mustafa sandal . genç kızlar tarkan yerine mustafa sandal'a koşmaya başladı . aslında şöyle de bir gerçek var ki eğer medya tarkan'ı fazla abartmasaydı mustafa sandal , çoğu zaman tarkan'dan önde olucaktı ki hala da günümüzde tarkan düşüşte olsa mustafa sandal öndedir yada mustafa sandal düşüşte olsa tarkan öndedir . terazinin iki kolu gibidirler hep yıllardan beri . gel gelelim mustafa sandal , bu albümüyle 3.500.000 satış yakaladı . bir sürü ödüller aldı , bir sürü stadyum konserleri verdi . ki o zamanlar mustafa sandal'ın yanında tarkan'ın esamesi bile okunmuyordu . tarkan için zor zamanlardı çünkü bu sırada aşk hayatında yıkılmalar yaşadı . sevgilisi elif dağdeviren'le ayrılmıştı ve tarkan , o zamanlar hayatının belki de en kötü zamanlarını yaşıyordu . ayrıca önemli bir dipnot olarak tarkan , ikimizin yerine şarkısını da elif dağdeviren'le ayrıldıktan sonra onun için yazmıştır .
böyle bir durumda iken toparlanması uzun sürdü ve hemen üçüncü albümünün çalışmalarına başladı . üçüncü albümü ölürüm sana , temmuz 1997'de piyasaya sürüldü .
albüm bir ayda 1.000.000 satış yaptı . şımarık şarkısı birden türk radyolarının çoğusunda 1.sıraya geldi ve dünya radyolarında bile ilk 10'a girmeyi başardı . 3 ayda ise inanması zor 1.500.000 satış yakalayan albümle tarkan , dünya çapında epey bir tanınmaya başladı . yabancı ülkelere turnelere çıktı ve bu sırada da ikimizin yerine şarkısına klip çekti . herşey çok güzeldi tarkan , beklemediği ilgiyi bir anda çok fazlasıyla gördü . üçüncü klibini " salına salına sinsice " ve dördüncü klibini "ölürüm sana" ya çekti . ölürüm sana ve kır zincirlerini şarkısı yabancı filmlerde bile çalındı . hatta tarkan bu sırada herkül filmine dublaj yaptı . bu sırada tarkan'ı yine çekemeyenler oldu . okan bayülgen , tarkan'a "gay" dedi ve tarkan da sonradan mahkemeye verdi . haliyle okan bayülgen yediremedi bunu ki hala da yediremiyor içinde hala bir şeyler kalmış zavallının tarkan'a sataşmakla yetiniyor yıllardan beri . her neyse satışlar 2.500.000'u buldu . 1998 sonu tarkan'ın ilk avrupa albümü piyasaya çıktı . albüm ilk haftada yabancı albümlerde top 10'a girmeyi başardı . sonra albüm japonya , abd ve güney amerika'ya dağıtıldı . toplam olarak bu avrupa'da basılan albüm 3.500.000 sattı . şımarık şarkısı bütün dünyanın ilgisini çekti . 1999 grammy awards ödüllerinde tarkan , bu şarkısını söyleyerek daha bir tanındı ve üstüne ödül de aldı . bu sırada şımarık , şıkıdım ve bu gece single'larını da çıkardı . ölürüm sana albümü de bu sırada 3.500.0000'a yaklaştı ve bu albüm 2003 yılına kadar hep sattı . toplam olarak albüm 5 milyon sattı .
ardından askerlik tartışmaları bitmek bilmedi . tarkan'ı çekemeyenler tarkan'ı gay , askerden kaçan biri olarak lanse etmeye çalışıyorlardı ama başaramadılar . tarkan , 2000 yılında 1 ay askerlik yaptı . sonra yine müzik hayatına devam etti ama ülkesini terk etti . çünkü artık ülkesinde ona karşı yapılanlardan kaçmak istedi ki haklıydı da .
mayıs 2001'de türkiye'ye döndü ve döndüğü gibi yine büyük bir sansasyonel haberle başı belaya girdi . tarkan'ın bir erkek arkadaşıyla fotoğraflarını birinin sızdırmasıyla ortalık karıştı . tarkan ilk başta cevap vermedi ama yoğun eleştirilerden sonra konuşma yaptı . işte bu video'da : http://video.uludagsozluk...en-günümüze-tarkan-78974/ +
hatta o zamanlar aydın,ece erken,atilla taş gibi denyolar da bu olay hakkında açıklama yapmışlardır . bir okuyun ne dediklerine bakın bence .
sonradan bu olaylar bir şekilde yatıştırıldı ve tarkan , kuzu kuzu single'ı ile ilk sıralara yerleşti fakat bu sırada da tarık'la kıyaslanıyordu . tarık kadar satış yapamayacağı söyleniyordu ki böyle düşünülmesi bile saçmaydı . tarık'ın tarkan kadar bir şöhreti yakalayamacağı belliydi zaten . medyanın çok fazla şişirmesinden dolayı 1 milyon satış yakaladı tarık . yoksa ancak 100 bin belki altında satış yapardı kendisi . 2001 temmuz'unda karma'yı çıkardı ve bir anda albüm bomba gibi 1.sıraya düştü . radyolarda uzun süre hep ardı ardına tarkan çalınıyordu . pepsi'nin sponsorluğunda konserlere çıkıyordu ve albüm 4 ayda 1.500.000 satış yaptı . kuzu kuzu klibi 3 ay kral tv'de 1.sırada kalmayı başardı . ardından ekim'in sonlarına doğru hüp şarkısına klip çekti . şarkı çok eleştiri aldı ama çok da beğenildi . bazı televizyon kanallarında sapıklık içerdiği için yayınlanmadı . ardından yılbaşına özel pepsinin sponsorluğunda hüp'ün 4 ayrı versiyonlu kaseti çıktı . sonra da hüp'ün 8 ayrı versiyonlu cd'si piyasaya sürüldü . ardından bir de hazır kart sponsorluğunda özgürlük içimizde single'ı çıktı ve bu single'ın yanında bir de tarkan'ın fotoğraflarıyla süslü takvim hediye edildi . karma albümünün etkisi hala devam ediyordu ve rusya'da o sene en çok satan yabancı albüm olma özelliğini kazandı . 2002 dünya kupası'ndan 1 ay önce de yine pepsi sponsorluğunda bir oluruz yolunda single'ı çıktı . şarkı , bir anda büyük ilgi gördü ve türkiye a milli futbol takımının o sene mustafa sandal'ın pazara kadar ile beraber maçlarda çalan şarkılardan oldu . single 400.000 satarak kuzu kuzu'dan sonra en çok satılan single'lardan olma özelliğini kazandı . ardından uzun bir konser serüveninden sonra ekim 2002'de albümün son klibi verme'ye klip çekti . albüm toplam olarak türkiye'de 2.5 milyon , rusya'da 1 milyon ve diğer yabancı ülkelerde de toplam 1 milyon sattı .
ardından şubat 2003 gibi yeni albüm çalışmasına giren tarkan , haziran'da albüm çıkmadan önce ilk klibi dudu ile her zamanki gibi büyük bir çıkış yakaladı . şarkı bir günde radyoların çoğusunda 1.sıraya düştü . albümde hemen 1 hafta sonra yayınlandı . ayrıca dudu şarkısı rusya'da da birden 1.sıraya düştü . albüm en çok satanlarda 1.sırayı hemen kaptı . dudu ve gülümse kaderine şarkısı o yaz en çok dinlenilen şarkılardan oldu . bu sırada turnelere başlayan tarkan , ikinci klibini gülümse kaderine şarkısına çekti . şarkı da klibiyle baya ilgi gördü . hemen ardından da sorma kalbim'e klip çekti . sorma kalbim uzun süre listede kaldı . albümün son klibi de aşık veysel'in söylemiş olduğu uzun ince bir yoldayım şarkısının remixine çekildi . albüm toplam olarak 3.500.000 satış yaptı . rusya'da yine o senenin en çok satılan albüm olma özelliğini kazandı .
ardından tarkan , uzun süre turnelere çıktı ve sonra uzun bir süre kendine çekildi .
haziran 2005'te avea'nın sponsorluğunda ayrılık zor isimli single'ını yayınladı . daha sonrada avea sponsorluğunda konserler verdi . ekim 2005'te 10 yıldır çıkarmayı istediği ingilizce albümünü çıkarmadan önce bounce adlı şarkıya önceden klip çekti . şarkı istenilen çıkışı gördü fakat o kadar etki yapmadı . yine de tarkan'ın ilk ingilizce albümü diye şarkı tuttu . herkes tarkan'ın ilk ingilizce albümünü bekliyordu .
albüm sonunda nisan 2006'da piyasaya çıktı . yalnız bizim millet hep dört dörtlük harika bekler ya albüm çıktığı herkes eleştiri yağmuruna tuttu . yok işte sözlerden hiç bişey anlayamıyorlarmış , yok işte müzikler olmamış , yok işte tarkanın tarzına uymamış , yok işte tarkandan dörtlük dörtlük bir albüm beklemişler ama hayal kırıklığına uğramışlar falan felan . işte bu yüzden böyle saçmalıklar yüzünden albüm ancak türkiye'de 400.000 satabildi . yurt dışında da mali ve reklam sıkıntılarından dolayı pek etki yapamadı . aslında albüm gayet iyi bir albüm . sıkıysa böyle ingilizce albümü demet akalın , murat boz , hadise gibi müzikten anlayan kişiler (!) yapsa ya ! sıkıysa böyle bir ingilizce albüm yapsınlar görelim ama şarkıların hepsini kendileri yazıcak bu albümde bütün söz ve müziğinin tarkan'a ait olduğu gibi . bu arada da murat boz , tarkan'la yollarını ayırdı .
ardından tarkan , yeni albüm çalışmalarına ağustos 2007'de başladı . albüm , yılbaşında trt 1 ' de beğeniye sunuldu . şarkılar çok beğenildi ama yine baya eleştiri aldı . tarkan'dan daha iyi bir albüm beklediğini fakat hayal kırıklığına uğrayanlar çoğunluktaydı . herşeye rağmen vay anam vay şarkısı bir anda kral tv'de 1.sıraya yerleşti . ardından pare pare şarkısına klip çekildi . sonradan sırasıyla arada bir ve dilli düdük'e klip geldi . bu sırada uyan isimli single çıkardı ve orhan gencebay'ın da yer aldığı uyan klibini çekti . sonra uzun bir ara verdi .
ocak 2010'da istanbul'da harika bir konser verdi . 20.000 kişi tarkan'ı izlemeye geldi . böyle bir güzel olayın hemen ardından da tarkan , uyuşturucu ihbarı nedeniyle gözaltına alındı . ama yine de sevenleri ondan vazgeçmedi . kimileri onun arkasından ağır laflar etti ama o yine aldırmadı sevenlerini hiç bırakmadı .
hapisten çıktıktan kısa bir süre sonra albüm çalışmalarına başladı ve albümü "adımı kalbine yaz " piyasaya çıktı . albüm bir anda ilk sıralara düştü ve çok beğenildi . internette dinlenme ve indirilme rekoru kırdı . albüm 500.000 sattı ve en çok satılan albüm olma özelliğini elde etti . altın kelebek müzik ödüllerinde de ödül hakeden tarkan o gece bir olay yaşadı . tarkan , konuşmasına yaparken tuğba ekinci orospusu tarkan'ın yanına gidip sataşmaya çalıştı ama tarkan ona yaptığı hareketle lafı koymuştu .
böyle bir densizliğin ardından hülya avşar gibi ne yaptığı belli olmayan bir densiz kişi de tarkan'a ağır laflar etmişti . ama tarkan onları hiç umursamadı ve yoluna devam etti .
şimdi ise tarkan , önümüzdeki yaz çıkacak olan yeni albümü için çalışmalardadır .
benim diyeceğim ise , tarkan ne olursa olsun kim ne derse desin hiç takmadı . başına ne gelirse gelsin hiç vazgeçmedi . müziğine laf edenler de oldu ama yine müziğine devam etti. kısacası tarkan , ilk çıktığı zaman ve şimdiki geldiği nokta sonuncunda bir efsanedir ve tarkan , yıllar geçsin bu dünyadan göçüp gitsin yine de şarkıları yaşayacak , kendisi olmasada bu dünyada varlığı sürecek , tarkan bizim için hep böyle kalacak .