rachel bilson ve tom sturridge'in başrollerinde oynadığı romantizm, dram ve komedi karışımı fakat duygusal yönünün çok ağır bastığı, izlerken kendimi bulduğum 2010 yapımı harika bir film.
kendi kendime acaba öyle bir kareli pantolonum olsa toplumdan dışlanır mıyım diye sormadım değil.
en asil duyguların insanı olmayan, saçma sapık hal ve tavırları benimseyen kız türüdür.
aşkı, sevgiyi sinemaya gidip el ele tutuşup film izlemek sanan gerizekalılardır.
karşınıza alıp iki rekat düzgün konuşamazsınız hemen cıvıyarak saçma sapan triplere girerek o anı zehir ederler.
mende mecnûn'dan füzûn âşıklık isti'dâdı var
âşık-i sâdık menem mecnûn'un ancak adı var.
fâriğ olmam eylesen yüz bin cefâ sevdim seni
böyle yazmış alnıma kilk-i kazâ sevdim seni.
ben bu sözden dönmezem devr eyledikçe nüh felek
şâhid olsun aşkıma arz u semâ sevdim seni.
bu güzelim bentleri okuduğunuzda "ahahaha bu ne yaaa çok komikmiş, hangi dil bu" diyecek kadar salaktır ve cahildir efenim bu yüzyılın kızları.
zor durumlarda, acı çektiğinizde, kısıtlandığınızda, çaresiz kaldığınızda yapacağınız eylemdir.
tuvalete girmişsinizdir ve kabızsınızdır çok acı çekiyorsunuzdur; o an william wallace misali "freeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeedooommmmmmmmmmmmmmmmmmmmm" diye bağırmak acınızı hafifletir artık rahatlamışsınızdır.
sorunlu kızların denk gelmesiyle oluşan kötü bir durumdur.
bu tür kızların başına her gün birşey gelir, neler geliyormuş bir bakalım;
-annesi ile babası boşanır.
-kankası erkek arkadaşından ayrılır onu teselli etmesi gerekir.
-ablası eniştesinden dayak yer.
-abisi trafik kazası geçirir.
-dedesi ölür, ne tesadüftür ki 1 hafta sonra da anneannesi ölür.(dayanamadı tabi bey'inin ölümüne kadıncağız)
-halası kanser hastası olur.
-babası kodese girer vs vs vs...
kısacası bu tür yalanları ya da bahaneleri adı herneyse duyduğunuz an bu ilişki daha fazla yürümez demeniz gerekmektedir.
hoşunuza gider, süper kız dersiniz, sonra güneşli bir günde buluşursunuz, görüşürsünüz bir de bakarsınız ki sakalları güneşin yansımasıyla maymun götü gibi parlar ve o an işte o an...