oluk oluk insan yağıyor evimize. onlara annemin pişirdiği böreği, eti , dolmayı, baklavayı insan midesini insanlıktan çıkarıcak ikramları sunuyoruz. birisi sesleniyor sen diyor ben diyorum ve boşluk..sen gazi de okuyordun değil mi diyor evet diyorum fakülten diyor iktisadi idari bilimler diyorum geleceğini kurtarmışsın diyor ona dönüp şimdi mi kurtaramadım demek istiyorum
şimdi mi senin gereksiz sorularına cevap vererek geçirdim demek istiyorum senin yüzüne tükürüklerimi ve tüm iğrenç sözlerimi saçmak istiyorum demek istiyorum ve iktisadi bir mantıkla sonsuz istekler kıt kaynaklar kaynağımı tüketen ailem ve sizlersiniz demek istiyorum o kadar şey söylemek istiyorum ki ama sadece geleceğim parlaklıkta sınır tanımıyor diyorum annemin seni doğurmakla yaptığım yanlışı seni öldürmekle düzelteceğim bakışıyla susuyorum. bunlar oluyor insanların midesi etle doluyor bense gereksiz soruları cevaplamanın verdiği sinirle doluyorum. şimdi diyorum şimdi bleach izlemek vardı. sonra düşünüyorum ki şimdi hiçbirşey yapmamak vardı ve bu durumdan kat kat iyiydi. bir süre izliyorum olanları çok ciddiler ve her an tüm küresel sorunları öldürebilecek çözümler üretiyorlar siyasetten, iktisattan konuşuyorlar ve bana dönüyor biri o an tehlikenin yaklaştığını anlıyorum ve iktisadi analizlerimi kendime saklamak istiyorum bakışını atıyorum ona tabi bakışlarımın sırrını çözemiyor ee ekonomist hanım ne olacak bu ülkenin hali ekonomisi diyor sorunun gereksizliği karşısında normal insan rolünü annem tarafından üstlenmek zorunda bırakıldığım için cevap vermek zorunda kalıyorum istihdam dı büyümeydi son çeyrekti tüm açıklamaları yapıyorum kendimi iktisat proföseri gibi tanıtıyorum büyülenmiş gözlerle bana bakıyorlar beter olun diyorum o baktığınız bakış açısından yoksun kalın diyorum tabi bunları içten söylüyorum içtenliğimle söylüyorum ki bu ülkenin hali hatta dünyanın hali halsiz kalsın dünyanın kalbi dursun hepimiz kurtulalım diyorum. ama şimdilik dünyanın kalbi durmasa da olur bayram sonlansın normal davranışları sergilemek zorundalığım kalksın ve kendi dünyamı yaşar hale geleyim yeter. karamsarlıktan ölsem de insanlık arasında ölmekten iyidir. bayram sevmeyen değil insan sevmeyen halim var ve ben bu halle insan arasına karışamıyorum.
henri michaux'un derin ruhuna şahit olduğumuz şiiri.
birbirine tutturulmuş otuz dört mızrak bir yaratık çıkarır mı ortaya? evet, bir meidozem. acı çeken bir meidozem, kendini nereye koyacağını bilmeyen bir meidozem, artık bir meidozem olmaktan ötesini bilemeyen bir meidozem.
onlar onun "bir"liğini bozdular, dağıttılar.
ama yenilmedi daha. nice düşmana karşı kullanmakta yararlanacağı mızrakları kendi gövdesinden geçirdi ilk önce.
ama yenilmedi daha.
*
uyanır, meidozemlerin içinde tutkuları çalan saat. zamanı çabuklaşır. hızlanır dünya çevrede, ileri fırlar, ansızın belirlenmiş bir yazgıya doğru yol alıp.
irkilmelerle çalışan bıçak saldırır ve dibi çalkalayan değnek çırpınır delice.
*
düş kurmak üzere kabarcık biçimini alırlar, coşmak üzere sarmaşık biçimini alırlar.
bir duvara, kimsenin göremeyeceği bir duvara yaslanmış, uzun bir ipten yapılma yaratık durur orada. sarılır kendine.
o kadar. alın size bir meidozem kızı.
ve bekler, çökerek ağırlığıyla hafifçe, kendi üzerine bastıran boyutta hangi ip olursa olsun umursamadan.
bekler.
günler, yıllar gelip geçsin. o bekler.
*
aşırı esnekliği meidozemlerin, budur sevinçlerinin kaynağı, üzünçlerinin de.
bir arabadan düşmüş iki üç ufak denk, sallanan bir demir tel, suyu emen ve doluya yakın bir süngerle kuru ve boş biri daha, bir aynada bir buğu, fosfor ışıltılı bir iz, bakın, iyice bakın. belki bir meidozem. belki bütün meidozemler..değişik duygulara göre yerelerinden olmuş, delinmiş, şişmiş, katılaşmış olarak...
*
işte mermi gibi süzülür biri. gözün izleyemediği hızlılık.. nereye varacak? kırılıp yüz parçaya ayrılacak varınca da, kuşkusuz, ve kan içinde, yok hayır, gitmedi bile.
Günü güzel kılmaya yetecek kadar kusursuz bir güzelliği barındıran nesne ya da objedir.
(bkz: into the wild) günü belkide her günü güzelleştirecek kusursuz bir film.
Günü güzel kılan ayrıntıdır. küçük bir tebessüm anının günü güzel kılmaya yeten gücü şaşırtıcıdır. küçük bir tebessümü bana tattıran john ronald reuel tolkien ise günümün mutluluk aşılayıcısıdır.
(bkz: hobbit)
(bkz: elf)
(bkz: gandalf)
yaşama telaşından uzak kalabileceğiniz olmama halidir. sınav yok, iş yok, varlığı anlama çabası yok, aile sorunları yok. siz yoksunuzu saymazsak gayet çekici gibi duran olmama hali ve yararları.
Genellikle olumsuzluğu ve kadın bedenini değersiz bir parçaymış gibi göstermeyi barındıran başlıklardır. gereksiz ve saygısızcadır. saygısızlıkta sınır tanımayacak olanlar için içi doldurulası başlıklardır.