hayatın ne kadar ibne olduğunun anlaşıldığı anlardan sadece bir tanesidir. siz "hayat ne güzel yahu, yaşamayı seviyorum!" diye ortalarda gezerken kafanıza meteor düşüyor. cık cık cık. insanı ateist yapar bu hayat...
bunlar markete gidip koli koli nutella alırlar, daha sonra eve gelip bunları yerler. buraya kadar her şey normal. ancaaak; bu insanlar daha sonra facebook, twitter gibi sosyal paylaşım sitelerine "nutellaaaaaa <3" yazmaya başlarlar ve nutella kavanozu ile fotoğraf çekilip, bu sitelere koyarlar. bu işlemler bittikten sonra üye oldukları sözlüğe girerler ve nutella'yı öven entry'ler girmeye başlarlar ama öyle böyle değil, öve öve bitiremezler amına kodumun çikolatasını. daha sonra da girdikleri entry'yi diğer nutella entelleri "+" yağmuruna tutarlar.
eminim ki şu an elinde nutella kavanozuyla bu entry'yi okuyan insanlar vardır. buradan onlara sesleniyorum; o elinizdeki şey size hava katmıyor, kilo katıyor.
evet arkadaşlar, ne yazık ki ülkemizde bulunan kızlar tıpkı bir maymun gibi kıllıdırlar. bıyık, birleşik kaş, sakal, kıllı kol ve bacaklar... inkar etseler de, bunlar gerçeklerdir. eminim ki ben bu yazıyı yazarken bıyığını ve sakalını kesen kızlar vardır...
bütün dincilerin kafalarını duvarlara vurmasına, ateistlerin ise sevinçten göbek atmasına sebebiyet verecek hadise.
+cennette yer kalmadı beyler, kusura bakmayın.
-nasıl ya? sırf oraya gitmek için karıdan kızdan, içkiden, kumardan mahrum kaldık! nasıl yer kalmaz!?
+valla kalmadı kuzum. gidin bütün günahları işleyin...
el yapımı bir el bombası yapmaya çalışan teröristin biraz şans, biraz tesadüf, biraz da kabloların yanlış yerlere bağlanması sonucu yanlışlıkla atom bombası yapmasıdır.
terörist için büyük, bizim için daha da büyük bir adımdır.
kadersiz, şanssız kızdır. bu kız bütün iyi niyetiyle, elinde fotoğraf makinesi ile ormandaki çiçekleri, böcekleri çekmeye gider. buraya kadar her şey normal. ancak ormanda kızımızı bekleyen bir sürpriz vardır; 30 kişilik azgın grup.
evet efendim, var böyle bir şey. polat alemdar ve arkadaşları senelerdir bir yerleri basıyor ve takır takır adam öldürüyor. sonra da cesetleri bırakıp siktirip gidiyorlar. peki sonra ne oluyor? o cesetleri kim topluyor? o cesetler buharlaşıyor mu?
ahh ahh... bunları düşünmekten saçlarıma aklar düştü yahu!
binlerce başka dünyaları yaratmakla veya yönetmekle meşgul olan allah'ın, bizi hatırlayıp dünyamıza gelmesi ve yaşadığımızı görünce şaşırması durumudur. eminim ki buralara kadar geldiğimizi görünce duygulanacak, akabinde hepimizi cennete alacaktır.
evet efendim, ülkemizde maalesef böyle mallar da var. bu mallar kadıköy'ün ara sokaklarından aldıkları numarasız, kalın çerçeveli gözlükleri takıp kendilerini entel zannederler.
"neden o gözlüğü takıyorsun, numarası yok bir şeyi yok. ne işe yarıyor?" diye sorduğunuz zaman da "sana ne kardeşim, ben böyle seviyorum" der bir de bu ukalalar. böylelerinin kafasına o an etrafta bulunan en sert cisimle vurmak farzdır.
sevgiliye göre tepkinin değişebileceği, kırık kemik sayısının artacağı veya azalacağı riskli eylem. ayrıca bu kolyeyi sevgilinin babası gördükten sonra yaşayacağınız anıları bir kitaba yazıp satış rekorları kırabilirsiniz.