edit: eğer bu hızda bu tip yazarları almaya devam ederlerse, diğer bütün klonlarından farkı kalmayacaktır. ayrıca yazar olma hakkını kaybetmiş birkaç arkadaşımın çaylak dönemi entryleriyle, sözlüğe yeni yazar olanların çaylak dönemi entrylerini karşılaştırınca sanki arkadaşlarımın ki başyapıt gibi duruyor. peki kıstas nedir anlamış değilim henüz!
edit 2: an itibari ile iletişim bölümünden şöyle bir mesaj yolladım.
başlatmış olduğunuz kondüktör olayı ile çaylak sırasında bekleyen yüzlerce çaylak hızlı bir şekilde ekşi sözlük'te yazar olmaya başladılar. lakin bu konuda ciddi endişelerim var. son zamanlarda yazar olanların çaylak dönemi entrylerine baktığımda çok basit, sözlüğe hiçbir şey katmayan, üstüne argo içerikli entryler olduklarını gördüm. hatta formata dahi uymamış çoğu yeni yazar. peki bu alımlarda kıstas nedir? henüz çözemedim. o yüzden sözlüğün kalitesinin azalmaması adına duruma el koymanızı rica ediyorum.
yeni yeni yazar olmaya başlayanların çaylak dönemi entrylerine bakıyorum da; yazar alımı görevi için seçilmiş kişiler, yazılan çaylak dönemi entrylerinde imla ve noktalama kurallarını önemsemiyorlar. bu ne lan! biz kıçımızı yırtalım yazar olmak için, millet abuk sabuk entrylerle yazar olsun. buradan sırası az kalmış yazar adaylarına bir tavsiyem; ne kadar siyasi ve ideolojik entryleriniz varsa hepsini değiştirin, mümkünse silin. yerlerine tarafsız başlıklara entryler girin. çünkü önemsedikleri sözlük formatı değil, kendi düşündükleri artık.
bugün itibari ile toplu yazar alımları olacak gibi duran site. baksanıza çaylaklık sırası ışık hızında ilerliyor. ssg'nin doğum günü için galiba tüm bunlar.
şimdi bu dizi hakkında bilinmesi gereken bir şey varsa o da esprilerinin az ve de öz olmasıdır. her dakika kahkahaya boğmayan, yine de yüzlerden tebessümü hiç eksik etmeyen bir dizidir. ayrıca her bölüm birer hayat dersi niteliğindedir bu dizide. o yüzden izleyin, izlettirin.
bilincin bir nevi boyut atlamasıdır. bilinç bu sefer madde ve ışığa değil de başka tür enerjilere karşı farkındalık oluşturacaktır. peki nedir bu enerji? henüz kimse bilmiyor.
bazılarının ağızlarından salyalar akmasına sebep olmuş maçtır. birilerinin inanılmaz derece de suçluluk psikolojine girmesi bundan olsa gerek. asdfghjkkl.
sigarayı bırakan, içkiyi bırakan ve aynı zamanda kendisini sebze meyve gibi en doğal besinlere vermesine rağmen kilo aldırıcı, göbek yapıcı ve en önemlisi kalori deposu olan nutella'dan kurtulamayan kişidir. "o kadar şeyi bırakmış, bırakınız yesin efendim" dediğinizi duyar gibiyim. ama yok amına koyim. içine ne katıyorlarsa insanı daha da bağımlı hale getiriyor bu nutella. çikolata değil eroin sanki pezevenk.
aynı dna dizilimlerinden oluşan kardeşler. ayrı dna dizilimlerinden oluşan kardeşler de vardır. ama bunlara çok az rastlanır.
(bkz: sabahın köründe saçmalamak)
haberde geçene göre iddia edilmiş. spor medyasında yazan her haber doğru olsaydı zaten, ülkemize gelen yıldızlardan dolayı sikko süper ligimiz ingiltere premier liginden daha kaliteli olurdu amına koyim.
bu ülkede yasaklanması gereken mesleklerin belki de en başında gelen meslek. o kadar ki bir müşteriniz sizden tasarlamanızı istediği bina için "rica ederim kolonu az olsun" diyebilir. sanki sizin işiniz yapı tasarlamak değil de yarım ekmek köfte yapmak. sanki size söylemek istediği " gurban, gözünü sevem soğanı az olsun" gibi bir şey. bu kafa yapısına sahip o kadar çok insan var ki bu ülkede. estetik kaygıyı bırakın bir kenara, yapının sağlamlığından bile kar amacı güden müşterilerle dolu bu memleket. önüne gelenin inşaat şirketi açtığı bu memlekette elbette bu tür trajikomik durumlar ortaya çıkacaktır. ayrıca önüne gelenin mimarlık tasladığı, işinize karıştığı da gün gibi aşikardır. sırf o yüzden bile bu ülkedeki bir çok mimar, sırf bu durumlar yüzünden müşterisinin kafasını patlatmak için bürosunda bir adet pompalı tüfek bulundurur. hem de ruhsatlı. yoksa gerçekten çekilmez bu ülkede bu meslek.
daha önce yazıldımı bilmiyorum ama 3. boyutta polyline çizilemeyen program. dikkat ettim gerçekten de öyle. ikiboyutluda çizdiğiniz bir polyline o boyutlarda kalıyor. yani demek istediğim; x ve y, x ve z ile y ve z düzlemlerinde çizdğiniz bir polyline yalnızca o düzlemlerde kalıyor. örneğin x ve y düzleminde çizdiğimiz bir polyline çizgisini z düzleminde çizdiğimiz herhangi bir çizgiyle birleştirilemiyoruz. bir hata mı yoksa benden kaynaklanan bir sorun mu henüz çözemedim.
ifade özgürlüğüdür bana göre. ama birisi çıksa dese ki " ben bir orospu çocuğum " diye, bunda da ifade özgürlüğü var derim. hem özgür biri, hem de kendisini böyle ifade ediyor. ama bu benzetmeyi neden yaptım henüz ben de bilmiyorum.