hiçbir şeydir. kendisine tapan ve büyük ihtimal genetik bir bozulma sebebi ile algı kaybı yaşayan insan bu gerçeği şimdilerde unutmuş gözüküyor. ölümden daha ciddisi, uzun yaşıyor olmak olabilir sadece. ne hayat güzel ne de ölüm göründüğü kadar çirkin.
insana kendine yakışanı giydiren bir sahne. tozunu yutup da inmek istemediğimiz, hani nuh masalı gibi hani 950 yıl yaşayacakmışçasına bağşanıp kaldığımız yalanlar deryasıdır hayat. ama ölüm; fazlaca gerçek.
hayatın kendisidir. hayat bir afyondur, acıları muvakkaten dindiren bir afyon. insanın kaçışının bir tezahürüdür hayat. hayat tanrı'dan hiçliğe gidiş olduğu için, sahte bir mutluluktur.
insan denen hedonist ve bir o kadar da aptal varlığın gözlerini sürekli kaçırdığı şey.
bir gerçeklikten bahsediyoruz, nefesinizin kesilip artık sevdiklerinizi bir daha asla göremeyeceğiniz gibi acı gerçekliklerden.
hayat bu kadar cazibedar bir şeydi oysa ki? öleceksin insan... kaçarın nerede?
tanrı'nın biz aciz kullarına en büyük hediyesi.
tanrı bizi seviyor, işte bu yüzden bizleri yanında istiyor, tanrı her şeyi istiyor, en çok da itaat etmemizi.
insanın kendine uydurduğu yalanlardan biridir. çare en lazım olduğu zamanda ortadan kaybolan bir şey ve acıdır ki hiçbir işe yaramıyor. çaresizlik güzel.