herkesin on bin sms' i bitince 0.feysbuktan mesajlaşmaya başladığı devirdir. hatta bazıları direk o on bin sms i yapmadan ordan mesajlaşırdı beleş diye. e telefonlarda eski moda tabii , sürekli anasayfa - mesajlar (1) arasında gidip gelinirdi. sürekli o mesajların yanında acep 1 oldu mu , var mı diye kontrol edilirdi. hemen öyle sayfadan sayfaya da geçilmiyor tabii bekle ki sayfa değişsin. bugün arkadaşımın telefonu tuzla buz oldu, kırıldı. kendisine eski bir telefon almak mecburiyetinde kaldı o kullanırken şimdi , bayagi dalgasını geçtik.
her kızın düşündüğüdür. evi temizledigimizde geriye kalan o mis gibi yıkanmış,temizlenmiş, silinmiş ev kokusu en güzel kokudur. elini yıkıycan mesela banyo mis müthiş çamaşır suyu hatta en iyi tabir ile 'domestos' kokar. mutluluk bu mutluluk. domestosun verdiği mutluluğu vermeyen pahalı parfümler var, yalan degil.
bir karşıt görüşün meydana getirdiği başlıktır vs vs. yahu niye doğum günü kutluyoruz? neden yani. şimdi ben doğdum diye niye millet seviniyor ki , üstüne bir de hediye alıyor. yav hiç bu insana sordunuz mu belki almak istemiyor. belki dost görünümünde bu insan. belki seni hiç de sevmiyor. yada parası yok mesela. niye böyle saçma günler yapıp illa hediye aldırıp sonra ayy hepsonradan iyiki dogmussun ya sen Olmasaydın ya doğmasaydın ehe ehe durumları yaratıyoruz. sırf zorunluluktan gelenler , zorunluluktan hediye alanlar var mesela. bu laflar tabii kendi doğum gününü organize edenlere. süpriz olur bir hediye alırsın o mesela arkadaşına çok seviyorsundur hadi o yine bi nebze güzel bir şey. hediyenin makbulu aniden olan , efendim ne bileyim hepsonradan geçen gün şu kitabı gördüm tam senlikti aldım lan tarzında olabilir mesela hediye, yada ne bileyim bir koala alınır böyle şeyler. sırf doğum günü için hediye almak mantıksız zaten kutlamak ayrı mantıksız. 'yaşasın doğdum şimdi herkese pasta yedirmeliyim ve onlar bana zorla strese girip hediye almalı. evet. ' hele laflara bak. doğum günü kutlamadim , kutlamicim.
çok sevdiğim bir söz var bu konu ile ilgili onu da yazmadan gecmiyim , bir kitaptan alıntı. ' benim yıllarımı paketlemeyin ulaan, bırakın dağınık kalsın! '
bir kaç saat önce sevdiğim bir sözlük yazarı ile konuştuğum durumdur, madem konuştum entryimi de açayım dedim. saygılar.
illet durumdur. tam böyle uykun gelmiş uyuyacaksın kıvrıldın kaburga kemiğin batar böyle. artik ne tarafa da donsen o geçmez , bu sefer uykun kaçar sinirlenirsin. öyle kötü , öyle boktan.
edit : bu insanla bi alakam yoktur, yüzyıl aynı olan durumunu ki nokta koyuyordu duruma birden saklama gereği duymuş. nokta saçma saklaması ayri saçma.
bilmiyorum ama garip bir şeydir. mesela 7 ve 13 sayılarından nefret ediyorum. 2 çok yavşak geliyor. 10 masum çocuk. 5 de normal insan gibi olması gereken gibi. ama 7 ve 13 gerçekten nefret ediyorum sizden.
edit : ilginçtir temmuz ayinin onucunde doğdum. 13.07 ve doğduğum tarihten de nefret ettiriyor bu sayılar.
bir tanesi vardı ki khal drogo'nun kumral versiyonuydu. bir çaldılar çellolarla mest oldum. bayağı iyilerdi. görenler bilirler. çok iyi geym of tırons çalan kişilerdir tanımı da.
çoğu şarkısını sevmene rağmen sadece bir tanesinde bir takım yaşanmışlıkların izinin noktasından virgülüne , a'sından b'sine kadar bulunması ve dinledikçe tekrar tekrar yaşatması; çayına sigarana , denizine dağına ve genellikle gecene eşlik etmesi durumudur. yaşanmışlıkların acı tatlı tüm hislerini aynı anda yaşanmasıdır. onurlu bir acıdır hissedilen de kendini buldukça.
bugün yaşadığım olaydır. diplomatic and sovereign immunity konularına çalışmadığımdan kalmıştım. geçen sene verdiği derste beni büte getirirseniz ben de sizi seneye getiririm demişti ama bu seneki dersi için öyle bir tabir kullanmadı ve aynı soruları önümüze koydu. nasıl mutlu oldum anlatamam sözlük. eğer essay falan isteseydi hodor yazıp çıkmayı planlıyordum. böyle büte can kurban.
edit : telefonumun azizligi, 'bütte' , oldu mu tamam mıdır ?
aklında hiçbir düşünce olmadan , birden kendini yolda bulmaktır. yürürken hiçbir şey düşünmez sanki uykuda nasıl hiçbir şeyin farkında olmazsın o anda öyle olur. yürürsün telaş olmadan, iyi yada kötü duygu olmadan. başladığın yerden uzaklaşmak olur kendine geldiğinde farkettiğin şey sadece.
boktan bir istektir.ne zaman şu illet mağazaya girsem o renkli, desenli güpgüzel defterlerin alayını alasım geliyor ve alıyorum da. üstelik hiçbirine yazamıyorum cok seviyorum kıyamıyorum yazmaya. hastalıksa eğer tek bende olmasın , üzülürüm.
edit : Darth vader kaplamalı defter vardı böyle şekil şukul. dedim bi o eksik kalsın sen kızsın bi dur dedim almadım. ama yakında alırım onu da. allah kahretsin cok güzeller.
hava mis olduğu zaman yapacak işim olmasın , okul mokul da yok. içim diyor ara arkadaşları çık dışarı. beş dakika sonra kim uğraşcak yaaa kim hazırlancak hem uzak diye vazgeçiyorum. bazen önceden haber veriyorum arkadaşlara sonradan gelmeyeceğim falan diyorum ne biliyim lan o an evde uyumak yada boş oturup bir şeyler izlemek daha cazip geliyor. aynı şekilde arkadaşlar çağırınca da ilk onaylayıp sonra üşeniyorum ama söz verdim diye bazen zorla gidiyorum falan. çok zor lan.
çizme giymişsin falan montun cardın curdun şekil şukul. ama o çizmenin boyu kadar uzun çorap üstüne patik çekmişsin. yani için kars dışın paris.kimse duymaz kimse görmez bir tek ben bilirim seni sevdiğimi patiklerim.
