Ankarada iş ilanları vererek insanları kandırdığını düşündüğüm, zira iş ilanlarında sadece bayanları işe alan, işe aldıkları kişilerden borç para isteyen, yemek şirketine bile borçları olan araştırmalarıma göre aynı işi ankaya grup adı altında da yürüten, bayanların seyahat engelinin olmamasına da dikkat çeken, genelde havacılık üzerine iş yapıyormuş gibi yapan, iş yerinde farklı isim kullanıp yazışmalarda gerçek ismi belli olan, ne olduğu belirsiz bir iş kurumu. Alt katında kreş bulunan bir binada hizmet vermektedir. Konudan haberdar olmanızı vatandaşlık borcu bilirim.
tarihimizin arkasından para kazanmak için yapılmış bir film. oyunculuklar sıfır. oyuncuların haykırma sahneleri berbat. akşemseddin i canlandıran oyuncunun dişleri yok. müslümanlığı yalnızca tekbirden ibaret gibi göstermişler. yönetmen bu filmi sinamaya olan borcunu ödemek için yaptığını söylemiş. sinemaya vurduğu son vole diye tanımlıyorum ben onu. sürü ile zengin var ülkemizde paralarını bir işte değerlendirmek isteyen. filmi daha da bütçeli hale getirebilirdi kazancını paylaşarak. daha kaliteli oyuncular kullanılabilirdi. anlatılmak istenen nedir? istanbul'u aldığımız mı? bunu zaten biliyorduk. bunun 18 yaşındaki bir lider tarafından yönetilen orduyla yapıldığını gösteremedik dünyaya. zira fatih i canlandıran erdem alkan (adını ilk kez bu film de duydum. ) 30 lu yaşlarında. topları urban usta yalnız başına mı dökmüştür. onların balistik hesaplarını fatih sultan mehmet yapmamış mıdır? keşke böyle bir film olmasaydı. hiç bilmeyenlerin aklında istanbulun fethi böyle canlanmazdı böylece.
parfümlerinin hepsinin bir çakması vardır ülkemizde. yerli malı aldıkça gelişecektir. bizi bu konuda fransadan iyi konuma getirebilecek kimya mühendislerimiz hep fransız malı kullandığımız için işsiz kalmışlardır. sonuç olarak bu kişi son günlerdeki olaylara fransız kalmayan kadındır.
Zaten yanlış olan, adil olmayan askerlik uygulamasına; bir yanlış daha eklemektir. Kısa dönemin 5 ay yaptığı, uzun dönemin ise onun 3 katı askerlik yaptığı, hakkını koruyabilecek ve ensesi kalın ailesi olan neredeyse hiç bir askerin doğuda askerlik yapmadığı ülkemizde şaşırılmayacak ama malesef kahrolunacak bir hadisedir. 10000 euro verdim hayatta kaldım diyenlerin artacağı, bankaların bedelli askerlik kredisi vermek için yarışacağı, kışlaları eğitimsiz ve fakir askerlerin oluşturacağı bir uygulamanın başlangıcıdır. ölecek olan şehitlerin hayatlarına değer biçmektir. demek ki ülkemizde fakirlerin hayatlarının değeri 10000 euro imiş dedirtecek durumdur. bedelli askerlik profesyonelliğe bu şekilde geçileceğine inanan, got korkusu olan, dışarıdaki dolandırıcılığına devam etmek isteyen topluluğun istemiş olduğu bir uygulamadır.
eğer yoksa ben yatmış kalkmış olurum (namaz kılarken), aç kalmanın nasıl olduğunu ve nimetlerin ne kadar değerli olduğunu öğrenmiş olurum( oruç tutarken), hayvancılıkla geçinen insanlara yardım etmiş ve herkesin evine girmesi zor olan eti her eve sokmaya yardım etmiş olurum ( kurban keserek), bir fukaranın veya akrabanın zor durumuna yardım ederken 40 evim olacakken 39 evim olur (zekat verirken), kendimi alkol vs. gibi uyuşturuculardan uzak tutarak dünyadaki acıyı bile hissederek yaşamış olurum ( haramdan uzak durarak), başkası ile evlenecek olan bir kızı belki de inanmayanlardan birinin kızını üzmemiş ve onu kirletmemiş olurum (aşk için dediğin birliktelik için)
peki ya varsa sen ne yapacaksın?
tüm bunları geçelim eğer herkes senin gibi bir yaratanın varlığına inanmasaydı, sana neler olacağını hiç düşündün mü? acaba evinin önünden geçerken birisi tarafından bıçaklanman, aile fertlerinden birilerinin intihar etmesi, çalışarak kazandıklarının çalınması gibi olayların artmayacağını mı sanıyorsun? şeklinde soruya maruz kalacak kişinin söylemidir.
federasyon başkanının, şike yapan takımın koyu bir fanatiği olduğu ülkemizde görülebilecek olaydır. hatta bu takımın seyircisiz oynama cezası, bayan ve çocukların seyirci olarak girmesi ile çözülmüştür. sessiz bir maç ile seyircinin desteğini bildiğiniz ve gördüğünüz bir maç, aynı konsantrasyon ile mi oynanır? işte bu olay türk toplumunu da kendisi gibi cahil gören federasyonun işidir. baklava çalan aç çocukların yıllarca hapis yattığı ülkemizde suç ağırlaştıkça ve suç işleyenlerin ensesi kalınlaştıkça; adaletimizin o keskin bıçağının aslında ne kadar köreltilmiş olduğunu tüm dünyaya gösterdik.
saatler aynı yöntemi (sınav çoktan seçmeli yani test ise)
1. sınavdan önce herkesin saati aynı dakika ve saniyeye ayarlanır.
2. ilk 20 dakika herkes kendine çalışır.
3. 20 dakikanın bittiğini ve yeni 20 dakikanın başladığını birisi haber verir. (önceden belirlenmiş bir kişi, belirlenen bir işaretle 3 defa öksürmek gibi)
4. sonrasında her soru için 1 dakika ayrılır ve o 1 dakika içerisinde çıkartılan her ses seçenek olarak işlenir. 2 defa öksürük b seçeneği. kalemi yere düşürmek a seçeneği. sandalyesini çekmek veya iteklemek c seçeneği gibi önceden belirlenmiş işlemler yapılabilir. kopyayı verecek kişinin önceden belirlenmesi fayda sağlar.
son peygamberi ulu önderimiz atatürk sanan kişinin sözüdür. kabeye giden insan islamın şartlarını, anıtkabiri ziyaret eden insan ise türkiye cumhuriyeti vatandaşlık görevini yerine getirmiş olur. ancak kabeye kadar gidecek durumu olan vatanadaşımızın anıtkabiri ziyaret etmemesi de normal değildir.
kendi umutlarını yitiren insanların gelecek nesilden birşeyler beklediklerini gösteren üzücü durumdur. kendimiz istediğimiz gibi yaşayamadık, çocuklarımız belki bu sefaletten kurtulur ve bizleri de kurtarır gibi düşüncelere sahiptirler.
alperen'in ne demek olduğunu ve kimlerin alperenler olduğunu bilmeyen birinin sözüdür. günümüzde yanlış temsilcileri olsa da alperenlerin tamamına yüklenilemeyecek söylemdir.
kendi aracıyla çıkmaktan daha zor bir durumdur. taksinin yurtdışına çıkma işlemlerini yaptırması gerekir. taksimetre yerine de taksikilometre kullanılmalıdır.
şayet mesai saatlerinde hizmeti aksatarak yapıyorsa yargı bağımsız değildir. hizmeti aksatmadan yapmış olduğu ibadetin bizi ilgilendirmeyeceği durumdur.