Çaba isteyen ama kötüler varken zor olandır.
Iyi biri olmak, olmaya calismak zor mu? Trafikte kadin sofore saydiran adami bogmak istiyorum. Kotu muyum? Minibuste Yer verdigim insan bir tesekuru cok goruyor diye ona bileyleniyorum. Koyu muyum? Kafeteryada garsonu azarlayan arkadasla bir daha bir yere gitmek istemiyorum. Kotu muyum? Türkce derdini anlatamayan yasli teyzeyi kovan doktoru yumruklamak istiyorum. Kotu muyum?
Ulastirdigim yardimlari (kullanilmis eski hatta yirtik kiyafetleri) yollayanlar benden fukaranin cibiliyetini, fotograflarini isterken "tiri viri yapti mi? Yaptiysa geri al"derken -al ulan basina çal- demek istiyorum. Kotu muyum.?
iyi insan olmak icin kotuyu de iyiyi de bilip, sonra iyi olani seçmek gerekliymiş. kötüyü bilmeden iyi olmak, karin bosluguna yedigin..o nefes kesen yumruk gibi. Bir melek subasi degiliz ki "yırrmıgını gösterme bana" diyelim.
"insan ya anısıyla anılır ya da anasıyla" demis biri.
varsın burada gülmesin şans, ardımızdan anamıza küfretmesinler de.
şöyle saftı böyle temizdi diye yadedilen unutulmus derken dahi unutulmayan rikelme.
bir zamanlar bir adam vardi. cok sevilmek istiyordu.kadini, onu uykuda izlesin, sorgulamadan her istedigini onaylasin, kucuk dusurdugunde küssün ama uzatmasin. ayagina gelsin, evini duzenlesin, temizligini yapsin... cok sevilmek istiyordu oyle boyle degil. ama az sevmek istiyordu. cok kirmak istiyordu ama hic kirilmiyordu. "bu sarkiyi seveceksin" diyordu ve bum kadin seviyordu o sarkiyi.
bir zamanlar bir kadin vardi. sadece verdigi askin yarattigi boslugu onun askiyla doldurmak istiyordu. ne sevildigi belli oluyordu ne de sevilmedigi. gel diyordu geliyordu. git diyordu gidiyordu ama bosluk dolmuyordu. en son yine gel dedi geldi. adam onu uykusunda optu kadin ruya sandi gercekti sukretti... uc gun bir bodrum katta kaldilar. aşkın hücre evinde... sabah evine dondu 06:00 otobusuyle. yanagindan bile öpülmeden. otobusun ilk duraginda yemin etti kadin. idam hükmü verdi tüm hislerine. gidiş o gidiş. hoyrat kullanildi... az kullanilmiş julliyet...
bir zamanlar aşk vardi. öyle böyle degil. asktan nefret ettiren.
che'nin sırt çantasından nutuk-i kerim çıktığı vecizesini öne atan, havada duran ve şahitleri olan yazarlarımız, şüphe duymadan bu yazıma biat etsinler. zira var böyle bir durum.
anlatayım;
einstein müslümandır. ne sandın, eskilerden kim kaldı ah ah...bak ingilizce ilahide bilirim yusuf islam hikayesi var bu ilahinin...günün birinde -tabi o zamanlar bunun adı cat, bizim yusuf kütüphanede dolaşıyor iken yakışıklılığıyla da enaniyet yapmayan nev-i şahsına münasır pek bir beyefendi insan yürüyüşü düşün o şekilde yürüyormuş...tabi herkes hristiyan ellerinde bibbleslar.
kütüphanede bibbles tartışmaları yapıyorlar...bu müslüman olunca tabi hep bunu itip kakıyorlar aşağılıyorlar falan fıstık. bu tabi sinirleniyor durun lan diyor size bir ilahi yazacagım ama ilk arapçasını söylicem... başlıyor işte
inse eltüm en illahi feuve
rahmenirrahim inse eltüm
en kitab-ı feuve kurranıl
kerim x2
tabi bunlar anlamıyor...buda başlıyor ingilizcesine işte...
if you ask me who my god is.
on whose name i call, if you ask me what
my book is that i hold in my handdd
that i hold in my hand...
sonra babacım... sonra kapı aralanıyor, içeri einstein giriyor hemen orada iman ediyor ve ne kadar etkilendiğini fizikte ki self movement yöntemiyle tahtada anlatıyor ve hep beraber cumaya gidiyorlar...
not: einstein e=mc2 formülünü o cumadan sonra bulmuştur.
annem bize (çocuklarına) bazen mankenlik yapıyor. döbişi kocaman, gıdısı falan var. yani işte bildiğiniz manken yürüyüşlerini yapmaya çalışıyor. ellerinide beline koymuş. dönüşlerde de victoria secret defilelerinde yapıldığı gibi göz kırpıyor. biz dört kardeş yarılıyoruz gülmekten. o hiç ciddiyetini bozmuyor. sonra aniden hoplayıp şımarıyor. ama şimdi pek yapamıyor ameliyat oldu çünkü.