Hukuktan da nasıl hukukçu olunacağından da zerre anlamayanların kınadığı durumdur.
muhtemelen "akıl yaşta değil, baştadır." sözünden de bihaberdirler.
1. Hakim-savcı olabilmek için alt yaş sınırı değil, bilakis üst yaş sınırı vardır. Gördüğünüz yaşlı hakimler 40-50 yaşında hakim olmuyor yani.
2.Hakimlik sınavı gibi bir sınavı kazanarak hukuk bilgisine sahip olduğunu zaten göstermiştir. Yazılı sınavlarda torpil dönmez.
Üstelik "mezun ol, mülakatı da geçirelim de hooop hakim-savcı ol" durumu da yoktur. Sınav ve mülakatı geçenler zaten 2 seneye yakın yoğun bir staj dönemi geçirip gereken bilgilerle donatılmakta.
3.Gereken hakkaniyetli karar verme yetisine gelirsek, bunun da yaşta olmadığını görmek zor olmaz sanıyorum.
En erken 24 yaşında hakim-savcı olma imkanı olduğunu da göz önünde bulundurursak, ülkedeki hakim ve savcıların %90'ı 30 yaş üzeri. Peki kaçınız sürekli "ne hakkaniyetli kararlar verdiler,bravo" diyor?
4.Torpil dediğiniz olay zaten böyle mülakatları geçen herkes için geçerlidir. Yani gidip 35 yaşındakı adam torpilsiz, engin hukuk bilgisi ve hakkaniyetli karar verme yeteneğiyle buraya gelmiş ama 24 yaşındaki torpille gelmiştir denilemez.
Boğa burcu erkekleri, cidden burcunun özelliklerini taşıyorsa ve bir de zekiyse "bulursanız kaçırmayın" dediğim cinsten erkekler ama konu seksilikken kesinlikle inanılmaz karizmatik ve cezbedici ikizler ile yarışamazlar.
utangaç erkektir. utangaç olmayanı ise futbol ortadan kalksa da cümle kurabilir ama bu sadece seks ile ilgili olur.
seks de ortadan kalksa gerçekten de cümle kuramayacaktır.
galatasaraylı erkeklere hayranlık duymaları değildir.
birçoğu fenerbahçeli erkekler kadar sevgilinin takımını önemsemese de çoğunun fenerbahçeli sevgilisi vardır.
bir kere bileti migrostan alarak maalesef kadın tribününün çaprazında maçı izlemek zorunda kaldığım için rahatlıkla söyleyebilirim ki: cırtlak sesli olmalarıdır.
tabi bu kadınların genel özelliği de olabilr ama olsun.
giren kişi sayısıyla ve sınav performansının artmasıyla gerçekten de lys sonucunda sıralamanın onbinlerce yükselmesi muhtemeldir.
ygsden çıkınca oldukça kötü olduğunu düşünen, aldığı puan da standardının 30 puan eksiği olan biri olarak lysde harikalar yaratmamasına rağmen hedeflediği yeri rahatça tutturan biri söylüyor bunları (hayır, hedefim dandik bir yer değildi.)
birçok arkadaşımda da bunu gördüm.
tabi belki de ygs sonucunda kötü bir puan alanlar için her şeyi bitmemesi, ygsden aldıkları kötü puanla her şeyin bittiği sanan binlerce insanın devreden çıkması sayesinde olmuştur. hangi tarafta olacağınızı seçmek tabi sizin elinizde.
hedeflediği meslekten dolayı birtakım kurumların araştırma konusu olduğundan internete fotoğraflarını koymama konusunda hassas olan kızdır.
Mesela Whatsapp'ta benimdir.
Sadece kedisine aşık olduğu için yapanlar da vardır.
1)Ygs'ye girmeyecek olan insandır.
2)Ygs'ye öylesine girecek insandır.
3)Bu zamana kadar çalışmayıp 3 gün kala eşşek gibi çalışsa da bir şey değişmeyeceğini bilen insandır.
4)Bu zamana kadar düzenli çalıştığı için şu saatten sora çalışmaya değil, kafasını rahatlamaya bakan insandır.
gerçekten enayilerse de bunun sebebinin kesinlikle ygs'ye hazırlanmak olmadığı kişilerdir.
soruları açıklamamalarını saçmalık olarak görsem de kararla pek ilgisi yok.
aralık 2014'te anayasa mahkemesinin verdiği kararda bahsedilen ve çoğu yerde "soruları açıklamak zorunda" şeklinde yorumlanan kararın içeriği sınav sorularının, bilgi edinme hakkı kanunundaki istisnalar arasından çıkarılması. önceden soruları bilgi edinme kanunu çerçevesinde öğrenmek mümkün değilken artık ösym açıklama yapmasa dahi bilgi edinme hakkını kullanmak suretiyle öğretmek mümkün.
ayrıca adamlar istemediklerini almak istemedikleri şeylere zaten mülakat diye bir zırva ekliyorlar. "x kişisinin yazılı puanıyla oynayayım." demiyorlar.
yaşım itibariyle girdiğim tüm sınavlara bu hükümet döneminde girdim. oks'ye de, öss'ye de, ygs-lys'ye de, ales,yds ve mesleki sınavlara da...onlarla aynı zihniyette olmadı diye,ben dahil, hak ettiği puanı almayan görmedim. düşük puan alanlar ya hazırlanmamıştı yada kafaları çalışmıyordu.
yani işin ucunda kamuda bir mesleğe başlama olmayan her türlü sınava gönül rahatlığıyla hazırlanın, enayilik olmaz. ölümüne muhalif olup boğaziçi bilgisayar mezunu olup özel sektörde gayet iyi bir yere gelebilirsiniz.
asıl ucunda kamu varsa o zaman enayilik olabilir işte. hiç acımaz bir güzel elerler. (bkz: ben)
alışkanlıktan ve sevginin hala mevcut olmasından dolayı uzunca bir süre kavgalara direnilebilse bile bu kavgalar uzunca bir süre devam ettikçe artık taraflar yorulur ve duyguları iyice azalır.
buna rağmen ayrılmıyorlarsa duygu olmasa da ayrı yaşayamayacaklarını,diğeri olmadan yapamayacaklarını düşünecek kadar acizdirler.
hala çok özlediğim ve tekrar liseye gidecek olsaydım yine orada, aynı insanlarla okumayı isteyeceğim güzel okul.
artık demirtaştaki binasından taşınmış ve tofaş fen lisesi olmuştur.
şimdiki öğrencilerin daha iyi şartlarda okuyacağını düşünerek sevinsem de biz eskiler için demirtaş'taki okulumuzun asla yerini tutamayacak maalesef.
insanın cennet-cehenneme gitme durumunu sadece başını kapatıp kapatmamasıyla ilgili sanan sığ zihniyetlerin yakındığı durumdur.
iyi, duyarlı, dürüst, ahlaklı bir insan olup başını kapatmayan biri sırf başını kapatmadı diye cehenneme gidebilir bu zihniyete göre. keza kötü kalpli, büyüklerine saygısı olmayan, ahlak yoksunu ama başını çevrenin baskısıyla kapatmış olan biri de cennetliktir.
süpermiş doğrusu.
gerçekten aşık olabilecek kadar şanslı olanların çektiği acıya sonsuz saygım var.
ama sadece hoşlandığı, hiç tanımadan etmeden sadece tipine bayıldığı için arzuladığı kişiyi aşk sanıp reddedilince "böhühühü ölüyorum abi, onsuz yaşayamam" modunda girenlerin yaptığı abartı kadar iğrenci yok.
yaptığı harika yemekler mercimek çorbası, patates kızartması, köfte gibi temel yemeklerin ötesinde olan yemeklerse hemcinslerinden bir adım önde olan erkektir.
Benimle evlenecek olan kişinin başına gelecek olandır.
iyi yada kötü diye genelleme yapmak doğru olmaz. Öncelikle her tek çocuk şımarık olmaz çünkü ailesinin ilgisiyle şımarmak yerine ilgilerinden bunalanlar da vardır.
Tek varis olma durumu mirasbırakanın eşinin sağ olmaması durumunda geçerlidir. Yani baba vefat etse ve anne sağ ise yine miras sadece çocuğa kalmayacaktır.
Ailenin işi gücü o çocuk diye rahat vermemelerinin karşısına kişinin kardeşlerinin olup çoluk çocuk onların rahat vermemesi koyulabilir. Hangisinin daha beter olacağına yine kişilere göre değişeceği için bu durum için net bir şey söylemek mümkün değildir.
sayılan özelliklere bir de "kendini beğenme" eklememizi sağlayabilecek, maalesef ki doğru olmayan önermedir.
doğruya doğru, genelde kafaları çalışır. tutkuludurlar. fazlasıyla kıskançtırlar ve cinselliğe düşkünlerdir. ancak samimiyetsiz ve sinsi olmaları güzel özelliklerinin getirdiği artıları çok rahat yok etmektedir.
makyaj yapmanın çirkinleri güzelleştirebildiği yanılgısına düşenlerin karşı çıktığı durumdur. bu kişilere göre güzellik, muhtemelen bakımlı olmanın yettiği seviyededir.
normal seviyede makyaj yapan biri ancak cilt tonunu eşitler, biraz renk katar.
bir üst seviyede yapan en fazla elmacık kemiklerini belirginleştirir, burnu küçük gösterme ve dudağı büyük gösterme hileleri yapar ama çirkinse hala çirkindir.
makyajla kemerli bir burnu düz göstermez, dudakları incecikse eğer ne kadar hile yaparsa yapsın asla gerçekten güzel dolgunlukta ve şekildeki dudaklara sahip olamaz. en önemlisi ise gözlere bir şey yapamamasıdır. beyaz bir kalemle büyütülen gözler asla normalde güzel olan gözler kadar güzellik katamayacaktır.
her öğrenci arkadaşa "okulunun değerini bil" demeye sebep olan acıklı durumdur.
hukuk mezunuysan ve avukat olmak istemiyorsan iyi yerlerden mezun olmanın hiçbir işe yaramayacağı dönemdir. ne zaman işe başlayacağın (tabi başlatmaya layık görmüşlerse) bakanlığın keyfine kalmıştır.