Söylenmek istenenler şeylerin kağıda dökülmüş halidir.
"Hani kırılmadık kalp bırakmazdın ya, işlenmedik kabahat bırakmazdın ya, ne oldu şimdi? Hatalar yaptın, doğru. Bu gayet tabii bir durum. Lakin neden bunlardan ders çıkarıp, pişmanlıklar duyup, telafi etme çabası içersine girmedin? Korktun mu yoksa? işine gelmedi mi? Kalp kırmak kolaydır, onarması zordur değil mi? Sorumluluklardan kaça kaça, aileni dahi dinlemeden kendi mezarını kazmana ne demeli? Peki ya dostların? Onlarada mı değer vermedin? Halbuki onlar herşeyini vermeye hazırdı. Ve yapmadıkları şey kalmadı. Bir adım bile atmadın onlar için.
Hadi hepsini geçtim. Kendine bile mi saygın olmadı? Söylesene sen neye değer veriyordun? Yahut kime? O kıza değil mi... Peki, onun için üstüne basıp geçtiğin ailen, dostların, hatta kendin, gerçekten ona değdi mi? Şu an pişmansın, biliyorum. iş işten geçmeden bazı yanlışları silmeye çalış. izleri kalacak tabii. Genede bu izleri en seyrek hale getirmeye çalış eski-yeni benliğim... "
'Sır kapısı' adlı dizide meydana gelen bir olaydır. Şu şekilde gerçekleşmektedir;
Biri hristiyan biri müslüman iki dost muhabbet etmektedir. müslüman olan şahıs, dostuna dinini ispatlamasını istemektedir. O da bir kagıdı kese kese hac şekline getirmiştir. Bu sefer o şahıs, Müslüman olan dostundan aynı şeyi istemiştir. Tam esnada adamın zihninde bir ses duyulmaktadır. 'Arta kalan kağıtları birleştir' şeklinde bir ses. Adam da hac işareti yapılan kağıttan arta kalan kağıtları birleştirmiş, allah yazısı ortaya çıkmıştır.
Bir hayli kafa karıştırıcı bir olaydır.
Kıskanmak ile güvenmemek arasındaki incecik çizgidir. 'çok seven çok kıskanır' diyen var. 'çok güvenmeyen çok kıskanır' diyen var. Kimine göre kıskanılmak güzeldir. Kimine göre değil. Kıskanılmaktan hoşlanmayan kişi, güvenilmediğini düşünen kimsedir. Ama şu da var ki; Biri sizi kıskanıyorsa, o size güvenmiyor anlamına gelmez her zaman. Sana güveniyordur, ama diğer insanlara güvenmiyordur. Malesef ki, bunu sevgiline anlatmak, bu durumu inandırmak gerçekten güçtür.
Bazı ailelerin, çocuklarının küçüklükte yapmalarını istedikleri eylemdir. Sanırım bu eylemle para kazanma amacı güdülmektedir. Dişi koy yastığın altına, sabah diş perisi koyduğun diş kadar para bıraksın. Ebeveynler bazen çocuk uyurken yastığın altına para koyar. çocuk sabah kalkıp para görünce mutluluktan havalara uçar. Sonrada vay efendim bu çocuklar neden noel babaya inanıyor. Yanlış efendim, yanlış.
Ne zaman 'nerden biliyorsun?' sorusu sorulsa, 'ben bilirim' diye yanıt veren kişidir. Kahin olduğunu zanneden şahısdır. Sinir bozucu bir cevap olduğu, yadsınamaz bir gerçektir.
3 adım ileride, pantolonumun cebinde bulunan sigarama yazdığım yazıdır. Keşke beni yatağımdan kaldırmasan, hemen dibimde olsan benim güzel sigaram. Ah be canım, bebeğim.
Kendine hakim olamayan, hayvanlar alemi grubunda incelenmesi gereken, kendini adam zanneden, her türlü pisliği hakeden erkekimsi canlıdır. özellikle Türkiyede büyük tepki görmektedir bu mahlukat.
Kadınların yapmış olduğu futbol muhabbetidir. Genellikle komiktir ve çoğu ofsaytın ne olduğunu bilmemektedir. Kadınlar futbolla ilgilenmemeli gibi bir yorum yapmıyorum. Sadece yapılan muhabbetlerin genelde komik olduğunu belirtiyorum.
- Ya bu ofsayt neden var? Bırakın golünü atsın adamlar.
- Aslında çok saçma ya, 22 kişi topun peşinde koşuyor.
- Ay çok kötü düştü. Yazık, kıyamam ama.
- Ay şu salak taraftara bak. Ağzında düdükle sahaya inmiş ordan oraya koşturuyor.
- Ya maç 90 dakika değil mi? Hakem maçın bittiğini unuttu galiba. Baksana 5 dakika oldu hala bitirmedi.
- Taraftar niye ıslıklıyor? Bence çok yanlış. Bırakın güzel güzel oynasınlar.